Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/857 E. 2023/701 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/857
KARAR NO: 2023/701
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI: 2016/516 Esas, 2019/1170 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan teminat senedinin iptali ile iadesi talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin davasının kabulüne icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili yüklenici şirketin, davalı iş sahibi şirket ile İstanbul ili, Kadıköy ilçesi … Mah. … sokakta bulunan … Apartmanı ile İstanbul ili, Kadıköy ilçesi … Mah. … sokakta bulunan … Apartmanı’nın cephelerinde granit seramik ve taşyünü mantolama cephe elemanları imalat işleri için davalı şirket ile 19.08.2015 tarihinde iki ayrı sözleşme yapıldığını, … apartmanı için sözleşmede kararlaştırılan işin bedelinin 356.537,00TL, işin süresinin120 gün, … apartmanı için sözleşmede kararlaştırılan işin bedelinin 353.941,00 TL, işin süresinin 90 gün olduğunu, sözleşmelerin 7.2’nci maddesi uyarınca işveren davalının başlangıçta yükleniciye toplam 337.500,00 TL tutarlı vadeli çekle avans ödemesi yaptığını, bu çeklerin teminatı olarak da sözleşmenin 13.1’inci maddesi uyarınca yüklenicinin de aynı tutarda 1 adet 180 gün vadeli avans teminat senedini iş sahibine verdiğini, iki ayrı sözleşme ve iki ayrı iş söz konusu olduğundan 2 ayrı teminat senedi verildiğini, bu senetlerden birinin iade edildiğini, ancak davaya konu senedin halen iade edilmediğini, senet üzerinde ihtilaf halinde Kadıköy Mahkemelerinin yetkili olacağı, arka yüzünde de “19.08.2015 tarihli sözleşmenin teminatı olarak verildiği, 3. şahıslara devir ve ciro edilemeyeceği, iş bitiminde iade edileceğinin” açıkça yazılı olduğunu, dava konusu teminat senedinin sadece yükleniciye yapılan 337.500,00 TL’lik avans ödemenin teminatı olarak verildiğini, sözleşmenin 13.1’maddesine göre bu teminat senetlerinin “fatura kesimi ve iş teslimini müteakip en geç 10 gün içinde iade olunması” gerektiğini, bu teminat senetlerinden birinin müvekkili yüklenici şirkete iade edildiğini, ancak dava konusu olan diğer senedin tüm taleplere rağmen bugüne kadar iade edilmediğini, işlerin tamamlandığını, davalı iş sahibine yazı yazmak suretiyle geçici kabul için yazılı davette bulunduğunu, davalının kesilen faturalara Ticaret Kanununda öngörülen şekil ve usule uygun biçimde bugüne kadar herhangi bir itirazda bulunmadığını, dava konusu senedin icraya konulmasının tedbiren durdurulması için davalıya yazı yazılmasına, davanın kabulüyle, davalıya teminat olarak verilen ve halen iade edilmeyen 19.08.2015 tanzim ve 30.03.2016 vade tarihli, 337.500,00 TL meblağlı teminat senedinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, senedin iptal edilerek kendilerine iadesine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki dış cephe işi yapılması konusundaki sözleşme gereği davacının süresi içinde bu binayı bitirip müvekkiline teslim etmesi gerektiğini, bu süre içinde davacının bu binaları teslim etmemesi halinde müvekkiline teslimde gecikilen her gün için cezai şart olarak tazminat ödemesi gerektiğini, taraflar arasında yapılan ve dosyaya da sunulan sözleşmeler gereği bu edimlerini yerine getirdiği zaman davacıdan alınmış olan teminat bonolarının iade edileceğini, sözleşmede planlanan yapılması gereken işlerin müvekkilinin rızası olmadan üçüncü bir firmaya yaptırılmak üzere anlaşıldığını, taşeron firmanın bir süre sonra ödeme zorluğu içine düşmesi üzerine işçileri tarafından müvekkiline ait işyerlerinin işgal edildiğini, müvekkiline ait bu binaya zarar verildiği gibi işlerin bitirilmesinin mümkün olmadığını, işin tamamlanmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki 19/08/2015 tarihli iki adet sözleşme yapıldığı, sözleşmeye göre … Apartmanının dış cephesinin yapımının KDV dahil 356.537,00 TL, … Apartmanının dış cephesinin yapımının KDV dahil 353.941,00 TL olduğu, işin bedeline mahsuben davalı iş sahibinin toplam 625.000,00 TL tutarında 6 adet vadeli çek verdiği, ayrıca 20/08/2015 tarihinde de 50.000,00 TL. havale gönderdiği, toplamda davacıya 675.000,00 TL ödeme yaptığı, bu ödemenin teminatı olarak da davalı şirkete 19/08/2015 tanzim tarihli, 30/03/2016 vade tarihli ve 337.500,00 TL bedelli ve 19/08/2015 tanzim tarihli, 30/03/2016 vade tarihli ve 337.500,00 TL bedelli olmak üzere toplam 675.000,00 TL bedelli 2 adet senet verdiği, senetlerin arkasında; “İş bu senet 19/08/2015 tarihinde imzalanan sözleşmenin teminatı olarak verilmiş olup, üçüncü şahıslara devir ve ciro edilemez, iş bitiminde iade edilecektir.” ibaresinin bulunduğu, bu senetlerden birinin iade edildiği, 19/08/2015 tanzim ve 30/03/2016 vade tarihli 337.500,00 TL. lik senedin iade edilmediği, olduğu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde, bu iki senedin ticari defterlerde yer almadığı, 2016 yılı kayıtlarının incelenmesinde; davacı şirketin davalı şirkete 01/03/2016 tarihinde 50.000,00 TL tutarlı ve 49.066,00 TL tutarlı 2 adet çek verdiği, bu çeklerin davalı ve davacı defterlerine işlendiği, 01/03/2016 tarihi itibariyle davalı şirketin söz konusu 2 çekten ötürü davacı şirkete 99.066,00 TL borçlu hale geldiği, daha sonra davalı şirketin 27/07/2016 tarihinde bu borcu kapattığı ve davacı şirkete borcu kalmadığının anlaşıldığı, taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan tutanak başlıklı belgede yapılan iş sonrası alınan ödemeler toplamı, … Apartmanının kesin hesabı, … Apartmanı kesin hesabı miktarları yazılarak davalı … İnşaat firmasının 99.066,00 TL fazla ödeme yaptığının belirlendiği ve yukarıda belirtilen 2 adet çekin davacı tarafından bu sebeple verildiği, davalı tarafından KDV dahil 99.066,00 TL metraj farkı faturası kesileceği ve hesabın resmi olarak kapanacağı, her iki apartman ile ilgili yapılan işler konusunda hesaplaşma yapıldığı, taraflar arasında dava konusu iş dışında başka iş bulunmadığı, 2016 senesinde davacının vermiş olduğu 99.066,00 TL tutarlı 2 adet çekin bu işin hesaplaşması için verildiği, davacının kalan borcu kapatmak için bu iki çeki verdiği ve teminat senedi olarak düzenlediği 2 adet senedi geri istediği, bu durumda taraflar arasında kesin hesap anlaşmasının sağlandığı, eksik kısımlarla ilgili davacı tarafından çek verilmek suretiyle davalı kayıtlarına işlendiği ve teminat senetlerinden dolayı davalının davacıdan isteyebileceği bir alacağının bulunmadığı, teminat senetlerinin bir tanesinin davadan önce iade edildiği, davaya konu senedinde iade edilmesi gerektiği gerekçesi ile, davanın kabulü ile davaya konu, davacı tarafından keşide edilen, lehtarı davalı olan, 30.03.2016 vadeli, 19.08.2015 tanzim tarihli, 337.500,00 TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin davalı tarafından davacıya iadesine, senet takibe konu edilmediğinden davacının İİK’nun 72. maddesi uyarınca tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine, tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde tedbir için alınan teminatın davacı tarafa iadesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davacı tarafın sözleşme ile yapmayı taahhüt ettiği işi eksik ve geç ifa ettiğini, eksik ve hatalı işlerin tespit dosyasında 60.923,00 TL olarak tespit edildiğini, bu nedenle zarara uğradıklarını, mahkemenin gerekçesindeki değerlendirmeleri kabul etmediklerini, tarafların tüm edimlerini yerine getirdikleri, ve mutabakata varıldığına ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici,davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında 19/08/2015 tarihli 2 ayrı apartmanın dış cephelerinin granit sermaik ve taş yünü mantolama işine ilişkin eser sözleşmeleri düzenlenmiştir. Dava; davalı ile sözleşme gereği dış cephe işini tam olarak yaptığını iddia eden davacının, bu sözleşme gereği teminat olarak verdiğini iddia ettiği senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve senedin iptali talebi olup, davalı taraf işin eksik ve hatalı yapıldığı iddiası ile bunun teminatı olan bononun iadesi şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.Davalı iş sahibi dava açılmadan önce İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/4 D.İş sayılı dosyası ile 14/01/2016 tarihinde tespit yaptırmıştır. Tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, yüklenici tarafından yapılan imalatlardaki eksikliklerin 60.923,00 TL olduğu ve 20 günde tamamlanacağı belirtilmiştir. Davacı taraf tespit raporuna itiraz ettiğinden mahkemece yeniden keşif yapılmış; 18/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda eksik işler bedeli 32.250,00 TL olarak tespit edilmiştir. Davalı iş sahibi sözleşme bedelini çek ve nakit olarak ödemiştir. Yapılan ödeme karşılığı yüklenici, 337.500,00 TL tutarlı 2 adet teminat senedi vermiştir. Bu senetlerden biri iade edilmiş, davaya konu teminat senedi ise iade edilmemiştir. Davalı taraf işin uzadığını, uzaması nedeniyle zarara uğradıklarını, ayrıca eskik işler bulunduğunu iddia etmiş, davacı yüklenici ise işi eksiksiz tamamladığını, teminat senedinin iadesi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece, yapılan keşif sırasında da yapılan işte bir kısım eksiklikler tespit edilmiş ise de dosyaya sunulan tutanağa göre, tarafların yapılan iş ve ödemeler konusunda mutabakata vardıkları, bu durumda, dava konusu teminat senedinden dolayı davacı yüklenicinin davalı iş sahibine herhangi bir borcunun kalmadığı kabul edilmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, eksik iş bedeli 32.250,00 TL olarak belirlenmiş olup, bu bedelin 337.500,00 TL tutarlı senetten düşülmesi gerektiğinden, bu senet bedelinin 305.250,00 TL’si yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, senedin iadesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya verdiği 19/08/2015 tanzim tarihli 30/03/2016 vadeli 337.500,00 TL tutarlı senedin 305.250,00 TL’sinden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, senedin iadesine ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatının şartları oluşmadığından reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih ve 2016/516 Esas, 2019/1170 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının davalıya verdiği 19/08/2015 tanzim tarihli 30/03/2016 vadeli 337.500,00 TL tutarlı senedin 305.250,00 TL’sinden davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, senedin iadesine ilişkin talebin REDDİNE, 4-İcra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 20.851,62 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.763,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.087,96 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 5.763,66 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yapılan 29,20 ilk masraf, 375,00 TL tebligat ve posta gideri, 221,80 keşif harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.626,00 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 2.585,15 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 95,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 45.735,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 5.763,65 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE,2-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.