Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/815 E. 2020/1261 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/815
KARAR NO : 2020/1261
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI : 2019/190 Esas, 2019/963 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/11/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalı derneğin Manavgat şubesi ile müvekkili şirket arasında, 03/06/2015 tarihinde, 350 adet tanıtım panosunun imali için sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin teminat maddesi gereği ilk aşamada 60.000,00 TL sonrasında gerçekleşen şifahi görüşmeler sonucunda da 60.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL teminatın davalı hesabına “teminat” açıklamasıyla gönderildiğini; sonrasında sözleşmenin uygulanma imkanı bulamayınca teminatın iadesinin istendiğini, ancak davalı cemiyet yatırılan teminatı iade etmemekte direnince İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nde … Esas numarası ile takip yapıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olmadığını, tüzükteki ibarenin müvekkilini bağlamayacağını, teminatın iade edilmemesinin sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin pasif husumet ehliyeti olmadığını; sözleşme konusu 306.250,00 TL + KDV olup, 100.001,00 TL bedelin üzerindeki işler için ihale yapılması gerektiğini; yönetim kurulu kararı bulunmaksızın şube başkanı … tarafından sözleşmeye atılan imzanın şubeyi ve müvekkilini bağlamayacağını; anılan sözleşme gereğince davacı tarafından şubenin banka hesabına teminat bedeli olarak 03/06/2015 tarihinde yatırılan 60.000,00 TL’nin şube başkanı ile yönetim kurulu üyelerinden … tarafından 04/06/2015 tarihinde çekildiğini, davacı tarafından 11/08/2015 tarihinde yatırılan 60.000,00 TL teminatın da 11/08/2015 tarihinde şube başkanı ile yönetim kurulu üyelerinden … tarafından çekildiğini, bu durumun yapılan iç denetimde ortaya çıktığını, muhakkik soruşturmasında dava dışı … “söz konusu paranın dernekle ilgisi olmayıp, davacı şirket ile Karabük Belediyesi arasındaki uyuşmazlığın çözümü için kendisine komisyon olarak verildiğini, ancak davacı tarafından paranın verilebilmesi için göstermelik sözleşme düzenlenip, teminat olarak yatırıldığını ve paranın çekilerek şirkete geri iade edildiğine ilişkin yazı verilmek üzere anlaşılmasına rağmen davacı şirket sahibi … anlaşmadan vazgeçtiğini ve ödenen paranın iadesini istediğini kendisinin ise bunu kabul etmediğini” beyan ettiğini, sözleşmenin muvazaalı olduğundan müvekkilini bağlamayacağını; paraların emanet hesabından çekildikten sonra Manavgat Şube veya genel merkez hesabına da aktarılmadığını, dava dışı kişilerin sebepsiz zenginleştiğini; sözleşmede bir kez 60.000,00 TL teminat yatırılması gerekirken ikinci 60.000,00 TL yönünden bir hüküm bulunmadığını, … hakkında Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/98 esas sayılı dosyasında dolandırıldığı gerekçesiyle zimmet suçundan şikayetçi olduklarını belirterek, davanın usul ve esastan reddine, %20’den az olmamak üzere icra ve inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 12.06.2017 tarih ve 2015/1108 esas, 2017/560 karar sayılı kararı ile, davanın kabulüne, davalı tarafın İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 120.000,00 TL asıl alacak ve takip tarihinden sonra asıl alacağa faiz yürütülmesine yönelik itirazın iptaline, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 120.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemiz’in 12/03/2019 tarih ve 2017/1589 esas, 2019/322 karar sayılı kararı ile, ceza soruşturmasının sonucu beklenerek, ceza davasında verilecek karar, o dosyada alınan bilirkişi raporları ve diğer deliller ile eldeki davada toplanan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemiz’in kaldırma kararı sonrasında mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/98 esas sayılı dosyasında karar verildiği, mahkumiyet kararı gerekçesi kül halinde değerlendirildiğinde davacı şirket temsilcilerine atfı kabil bir kusurun tespit edilmediği ve hükme konu ve suç niteliğindeki haksız fiilden davacı şirketin de mağdur olduğunun tespit edildiği, 4721 sayılı TMK m.48 gereği tüzel kişilerin hak ve fiil ehliyetine sahip olduğu, organlarının hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleri ile tüzel kişiyi borç altına sokabileceği, davacı şirketin, davalı …’nin Manavgat Şubesi temsilcisinin taahhüdü nedeniyle cemiyetin Manavgat … Bankası Şubesi’ne EFT yoluyla havale yapmasına rağmen sözleşmeye konu karşı edimin ifası bir yana davalı tarafta sözleşme iradesi olmadığı halde varmış gibi gösterilerek gerçekleştirilen haksız fiil neticesinde iadesi talep olunan para kadar davacı şirketin zarara uğratıldığı ve bu zarardan 4721 sayılı TMK m.50 gereği davalı cemiyetin sorumlu olduğu gerekçesiyle, davalının asıl alacağa yönelik itirazının 120.000,00 TL asıl alacak bakımından iptali ile takip talepnamesindeki şartlarla takibin devamına, İİK m.67/2 kapsamında 24.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/98 Esas ve 2018/29 Karar sayılı dosyasında davacı ile dava konusu sözleşmeyi akdeden … kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına dair verilen kararın kesinleştiğini; davacı ile dava dışı … arasında akdedilen sözleşmenin … Manavgat Şubesi adına bu sözleşmeyi imzalama yetkisi bulunmadığını; Manavgat gibi küçük bir ilçede 350 adet billbordu yerleştirecek alan bulunmaması ve dernek karar defterine ilgili kararların alınmamış olması gibi sebeplerle muvazaalı olduğunun Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinden alınan bilirkişi raporu ve gerekçeli kararında da belirtildiğini; dava dışı … dava konusu sözleşmeyi imzalama yetkisi bulunmadığını ve yaptığı işlemlerin müvekkili tarafından onanmadığından TBK 47. Maddesi gereği müvekkilini bağlamadığını; müvekkilinin kamu yararına çalışan dernek olduğu ve olayda mağdur konumda yer aldığı, ceza dosyasında sanığın eylemleri sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığı kabul edildiğinden davanın dava dışı … yöneltilmesi gerektiğini ve davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini; müvekkilinin söz konusu sözleşme ve teminat çekilmesi işlemlerinden sorumlu olmadığından, ortada hukuka uygun bir sözleşme ve ticaret de bulunmadığından davanın esastan reddi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine ve haksız davadan dolayı %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. … Manavgat Şubesi’nin dava dışı şube başkanı … ile davacı şirket adına … arasında düzenlenen adi yazılı 03/06/2015 tarihli sözleşme ile, davacı tarafından “İçki ve Uyuşturucudan Gençliği Sakındırma” temalı 350 adet pano imali ile teslimi kararlaştırıldığı; bu şekilde taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulduğu; davacının yüklenici davalının iş sahibi olduğu; davacı tarafından teminat olarak toplam 120.000.TL bedelin davalı … Cemiyetinin … Bankası Manavgat Şubesinde bulunan hesabına EFT işlemi ile gönderildiği anlaşılmıştır. Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31/01/2018 tarih, 2016/98 Esas ve 2018/29 Karar sayılı kararında katılanların … (davacı şirket temsilcisi) ve … olduğu, sanıkların … olduğu, yargılama neticesinde “… sanık … eylemini hem katılan şirkete karşı Yeşilay Derneğini araç olarak kullanmak suretiyle hemde Yeşilay Derneğine karşı gerçekleştirmesi nedeniyle sanık hakkında TCK 158/1-d ve TCK 158/1-e maddelerinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşıldığından sanığın TCK’nın 158/1-d – e maddesi uyarınca cezalandırılmasına, oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın beraatine; sanıklar .. hakkında açılan resmi evrakta sahtecilik suçundan beraatlerine; sanıklar … hakkında açılan dernekler kanununa muhalefet suçundan beraatlerine, eylemlerine uyan Dernekler Kanunu 32/d 2. Cümle gereğince 500 TL idari para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve iade edilmeyen teminat bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, sözleşmenin uygulanma imkanı bulamayınca teminatın iadesinin istendiğini ileri sürmüş, davalı ise usulüne uygun yapılmayan sözleşmenin şubeyi ve müvekkilini bağlamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. İstanbul …. İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyası ile; davacı tarafından davalı aleyhine ödenmeyen 120.000.00 TL teminat bedelinin iadesi için icra takibi yapıldığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı dernek adına dava dışı şube başkanı ile davacı şirket arasında düzenlenen eser sözleşmesi uyarınca, sözleşmede belirtilen 60.000,00 TL ve ikinci bir 60.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL teminat bedelinin davacı tarafça davalı şubenin banka hesaplarına gönderildiği, ancak dosya kapsamına göre sözleşme gereğinin yerine getirilmediği hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı dernek, sözleşmenin usulüne uygun ihale prosedürünün yerine getirilmemesi ve dernek şubesinin bu miktar sözleşme yapma yetkisinin bulunmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu, sözleşmeye atılan imzanın şubeyi ve derneği bağlamayacağını savunmuş ise de, davalı derneğin tüzüğünde yer aldığı belirtilen bu hususun dernek dışındaki kişilerce bilinmesi beklenemeyeceğinden, taraflar arasında kurulan sözleşmenin davalı derneği bağladığı sonucuna varılmıştır. Dava konusu teminatın çekilerek şube başkanına teslim edildiği, ancak davacı şirkete iade edilmediği anlaşılmaktadır. Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31/01/2018 tarih, 2016/98 Esas ve 2018/29 Karar sayılı kararı ile şube başkanı … eyleminin hem katılan şirkete karşı Yeşilay Derneğini araç olarak kullanmak suretiyle, hem de Yeşilay Derneğine karşı gerçekleştirmesi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği belirtilerek cezalandırılmasına karar verilmiştir. Ceza davasında da söz konusu paranın davacıya iade edilmediği kabul edilmiş ve verilen mahkumiyet kararı kesinleşmiştir. Bu durumda, sözleşmenin dernek mevzuatına uygun düzenlenmemesi nedeniyle ortaya çıkan zarardan kaynaklanan sorumluluk davalı dernek ile şube başkanı arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiğinden, taraflar arasında açılacak ayrı bir davanın konusu olabilirse de, dava konusu teminatın iade edilmemesi nedeniyle davalı dernek tüzel kişilik olarak davacı şirkete karşı sorumludur. Mahkemece, bu doğrultuda davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih ve 2019/190 esas, 2019/963 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davalı taraf harçtan muaf olduğundan ve istinaf harcı alınmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.