Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/799 E. 2020/1453 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/799
KARAR NO: 2020/1453
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2019
NUMARASI: 2017/464 Esas, 2019/911 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekili ile davalı yan arasında 17/01/2013 tarihinde imzalanan “Cari Hesap Mutabakatı” gereğince davalı tarafça yapılması gereken ödemelerin yapılmadığını, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takip tarihinden önce işlemiş faiz dışındaki kısmın kabul edilerek hatalı hesap çıkartılıp İstanbul …İcra Müdürlüğü’ne ödeme yapıldığını, borçlunun 1 yıllık faize yönelik itirazından ari olarak, bakiye 4.547,39 USD borç kaldığı belirtilerek, borç muhtırası yollanması talep edildiğini, talebin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/1506 Esas, 2015/270 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan şikayet üzerine, Müdürlük işleminin iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/21047 Esas, 2015/ 31776 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyulduğunu, şikayet yoluna götürdükleri borçlunun itirazı dışında kalan ve kabul ettiği alacağa yönelik ferilerin hesaplamasında yapılan hatalar olduğunu, Yargıtay’ca verilen karar sonucunda, itirazın iptali davası için öngörülen sürenin geçmiş olmasına istinaden, açık durumda olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takipten fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak vazgeçildiğini ve bakiye alacak için davaya konu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine geçildiğini davalı/borçlunun yetkiye ve borca yönelik itirazda bulunması üzerine takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile davalının itirazlarının iptaline ve icra takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket tarafından müvekkili aleyhine başlatılan, Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine karşı hem yetkiye hem de borca karşı itiraz edildiğini, dosyanın aşamalardan geçerek yetkili icra müdürlüğü olan İstanbul İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kaydı yapılarak, tekrar ödeme emri gönderildiğini, nihayetinde davacı şirket vekilleri tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 14.04.2017 tarihinde “takipten vazgeçtiğine” ilişkin beyanda bulunularak 02.05.2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile “İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yanlış hesaplama neticesinde bakiye kalan alacak” sebepli yeni bir icra takibi başlatıldığını, icra takibine karşı 10.05.2017 tarihinde borca ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Bakü şehri mahkemeleri tarafından çözüleceğinden yetki itirazında bulunduklarını, davacının icraya konu alacaktan vazgeçtiğini ve derdestlik itirazlarının da olduğunu belirterek, davanın reddine, 20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında 30/01/2012 tarihli malzemeli işçilik sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 13/2 maddesinde ihtilafların çözümü için Azerbaycan Cumhuriyetinin yürürlükteki kanunlarına göre Azerbaycan Bakü Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiği, dolayısıyla Türk Mahkemelerinin yargı yetkisinin bulunmadığı gerekçesi ile, davanın HMK’nın 114/1-a ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; ilk derece mahkemesince dikkate alınması gereken, imzasız bir sözleşme değil; dava dilekçesinde belirtilen cari hesap mutabakatı ve dolayısıyla HMK’nın yetkiye ilişkin kuralları olduğunu; kabul anlamına gelmemek üzere, bir uyuşmazlığın yabancı devlet mahkemesinde görülebilmesi için, “anlaşmanın yazılı olması; uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden kaynaklanması; uyuşmazlık yönünden münhasır bir mahkeme tayin edilmemiş olması” unsurlarının birlikte bulunması gerektiğini; dava konusu uyuşmazlığın dayanağı cari hesap mutabakatı olup, 5718 Sayılı MÖHUK m.47/1 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini; cari hesap mutabakatında ise belirtilen üç unsurun hiçbirinin yer almadığını; 30/01/2012 tarihli malzemeli işçilik sözleşmesinde “Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Bakü Şehri Mahkemeleri” denilmekle yetinildiği; yetki şartının kabul edilebilmesi için, yetki şartının belirli olma kriterinin de bulunması gerektiğini, davalı tarafın icra müdürlüğünde ve mahkemede ileri sürdüğü yetki itirazının “belirli olma” kriterinden yoksun olmasına istinaden geçersiz olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile; alacaklı davacı şirket tarafından davalı borçlu şirket aleyhine 4.672,75-USD asıl alacak, 419,30-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.092,05-USD alacağın tahsili için 02/05/2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla (İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında yanlış hesaplama neticesinde bakiye kalan alacak sebebiyle) takibe girişildiği, borçlu tarafından süresinde borca, ferilerine ve yetkili mahkemenin Azerbaycan Bakü mahkemeleri olduğu belirtilerek İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkisine, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından feragat edildiğinden yeniden takip yapılamıyacağından derdestlik ve zamanaşımı itirazında bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dava, taraflar arasında düzenlenen malzemeli işçilik sözleşmesine dayalı cari hesaptan kaynaklanmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2000/3706 Esas, 2000/4482 Karar ve 22.05.2000 tarihli kararında da belirtildiği üzere, münhasır yetki ve kamu düzeninin söz konusu olmadığı hallerde yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda yabancı bir devlet mahkemesinin yetkili kılınması mümkün ve böyle bir halde kural olarak davanın yetkili kılınan yabancı devlet mahkemesinde açılması gerekir ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1982/12-524 Esas, 1984/522 Karar ve 09.05.1984 tarihli ilamında da belirtildiği üzere iyiniyet kurallarının yetki konusunda da uygulama yerini bulacağı belirlenmiştir. Somut olayda, yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren sözleşme maddesine rağmen, dosya taraflarının Türk Kanunlarına göre kurulan şirketler olduğu ve ikameti Türkiye’de olan davalı aleyhine kendi ikametgah mahkemesinde takip yapılıp dava açıldığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının davaya bakmaya Azerbaycan Bakü mahkemelerinin yetkili bulunduğu yolundaki yetki itirazı TMK’nın 2.maddesi hükmü ile bağdaşmayacaktır. O halde, davalının yetki itirazının reddiyle uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, anılan husus gözden kaçırılarak dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, davalının yetki itirazının reddine karar verilip, esas hakkında inceleme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2019 tarih, 2017/464 esas, 2019/911 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.