Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/798 E. 2022/986 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/798
KARAR NO: 2022/986
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2014/186 Esas, 2019/1464 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 12/05/2014
BİRLEŞEN İSTANBUL 16.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/1484 Es. 2016/158 K. SAYILI DOSYANIN TARAFLARI
DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:24/12/2014
BİRLEŞEN İSTANBUL 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/1184 Es.
2015/152K. SAYILI DOSYANIN TARAFLARI
DAVA:Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/07/2014
BİRLEŞEN İSTANBUL 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/377 Es. 2016/469 K. SAYILI DOSYANIN TARAFLARI
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:09/04/2015
BİRLEŞEN İSTANBUL 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/741 Es. 2016/37 K. SAYILI DOSYANIN TARAFLARI
DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:15/07/2015
DAVANIN KONUSU: Alacak, İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı – birleşen davalı vekili asıl davada, müvekkili ile davalının 26.06.2012 tarihinde akdedilen sözleşme uyarınca … Konut Projesi Elektrik İşlerinin Malzemeleri işçiliğinin yapılması hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşme konusu işleri yerine getirdiğini, yapılan işlerin bedelinin kısmen ödendiğini, müvekkilinin bakiye hakediş alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Es. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, davalının itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı – birleşen davacı vekili asıl davaya cevabında, davacı tamamlaması gereken eksiklik ve hasarları gidermediği ve bir takım sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediği için takas – mahsup hakkı sonucu müvekkili şirkete borcu bulunduğunun ortaya çıkacağını, işin teslim tarihi 04.05.2013 olmasına rağmen davacı şirketin 31.12.2013 tarihi itibari ile işi ancak geçici kabul aşamasına hazır hale getirebildiğini, geçici kabul ile işin tam bir şekilde yapılmadığının tespit edildiğini, davacının sözleşme konusu işi yaparken şantiyede diğer imalatlara da bilumum zarar verdiğinin tespit edildiğini ve bunların da davacı Firmaya tazmin etmesi için bildirildiğini, davacının sözleşme gereği karşılaması gereken bir takım gider ve yükümlülükleri de karşılamadığını ve davacıya kesinti olarak yansıtılmak zorunda kalındığını, davacının toplam 424.932,00 TL kesintisini davacıya bildirdiğini ve davacı tarafından da imzalandığını, davacı bu kesintilerin sadece 141.038,09 TL’lik kısmını karşıladığını, 283.893,92 TL’lik kısmını karşılamadığını, takas – mahsup hakları kapsamında davacının alacağından müvekkilinin bu alacağı mahsup edildiğinde davacının müvekkiline yaklaşık 131.432,00 TL borçlu olduğunu belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir. Davacı – birleşen davalı vekili, birleşen İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/741 Esas (öncesi İstanbul And. 5.ASHM 2014/369 E.) sayılı davasında, aynı sözleşme ilişkisi kapsamında 10.Hakedişten bakiye kalan 128.231,12 TL’nin davacıya ödenmediğini, 30.12.2013 tarihinde geçici kabul ve tespitlerin yapıldığını, müvekkilinin belirtilen eksiklikleri tamamen gidererek teslimini sağladığını, müvekkilinin 10. Hakedişte 18.894,63 TL borçlu duruma düşürüldüğünü, ancak davalı tarafça hakedişten yapılan kesintilerin haksız olduğunu belirterek, davalarının kabulü ile hakedişten kaynaklanan 128.231,12 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini dava ve talep etmiştir. Davacı – birleşen davalı vekili 11.01.2019 tarihli ıslah dilekçesinde, Birleşen İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/741 Esas sayılı dava dosyasında taleplerini faiz yönünden ıslah ettiklerini belirterek, 128.231,12 TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı – birleşen davacı vekili bu davaya cevabında, dosyaya sunulan kesintiler icmalinde de yer alan (yemek, içecek, su, temizlik, tamamlaması gereken eksiklik ve hasarlar vb.) kesintilerden dolayı aksine davacının müvekkiline borçlu durumda olduğunu, davacı şirketin işin başından itibaren yetersiz ve kalifiye olmayan personelle çalıştığını, işleri özensiz bir şekilde yaptığını, işleri yaparken diğer imalatlara zarar verdiğini, sözleşmeye göre Mayıs ayının başında teslim etmesi gereken işi Aralık ayının sonunda teslim edebildiğini, işi geciktirerek müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkilinin tüm iyi niyet çabalarının sonuçsuz kaldığını, müvekkili şirketin dava konusu konut projesinde yalnızca davacı ile çalışmadığını, müvekkilinin diğer yüklenicilere karşı sorumluluğunun olduğunu, projeden konut alacak tüketicilere karşı da teslim sorumluluğu bulunduğunu, müvekkilinin projeyi taahhüt ettiği tarihte yetiştirip teslim etmesi gerektiğini, bu nedenle de müvekkilinin davacının zarar verdiği işleri tamir ettirdiğini, bazı işleri kendisinin yapmak zorunda kaldığını, birtakım işleri de eksiklikleri ile kabul etmek zorunda kaldığını, yapmış olduğu masrafları da davacıdan “sözleşme hükümleri uyarınca” kestiğini, yapılan kesintilerin sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, davacının işbu kesintilere itirazında herhangi bir hukuki dayanağın mevcut olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı – birleşen davacı vekili Birleşen İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1484 Esas sayılı davasında, asıl davaya konu sözleşme ilişki kapsamında, davacı – birleşen davalının işi en geç 21/10/2013 tarihinde teslim etmesi gerekirken geçici kabulün ancak 31/12/2013 tarihinde yapılabildiğini, bu gecikmesi nedeniyle sözleşmenin 11.ve 25. Maddeleri gereğince müvekkilinin geciken her gün için 10.000,00 TL cezai şarta hak kazandığını belirterek, davalının geçici kabulde gecikmesi sonucu sözleşme gereği doğan cezai şart alacağının ileride arttırılmak üzere şimdilik 10.000.-TL’sinin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davacı – birleşen davalı vekili bu davaya cevabında, davalı – birleşen davacı … A.Ş.’nin sözleşme dışı olarak müvekkiline yüklediği ek iş, sözleşme gereği alması gereken malzemeleri almaması, hak edişlerin geç ödenmesi nedeniyle işin gecikmesinde kusurlu olan tarafın davacı – birleşen davalı olduğunu belirterek, buna rağmen geçici kabuller yapıldıktan sonra açılan bu davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı – birleşen davacı vekili Birleşen İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1184 Esas sayılı davasında, asıl davaya konu sözleşme ilişki kapsamında, davacı – birleşen davalı şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini (ayrıntısı yukarıda asıl ve birleşen 2015/741 E sayılı davalara sunulan cevap dilekçeleri özetlerinde belirtilmiştir) yerine getirmediğini ve bu sebeple müvekkiline ödemesi gereken kesintileri ödemediğini, bu kesintilerden davacı – birleşen davalının bakiye alacağı mahsup edildiğinden müvekkilinin 131.432.00-TL daha alacaklı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla söz konusu miktarın davacı – birleşen davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı – birleşen davalı vekili bu davaya cevabında, taraflar arasında akdedilen sözleşme işin başlama tarihinin 26.06.2012, bitim tarihinin 04.05.2013 olarak öngörüldüğünü, ancak müvekkilinden kaynaklanmayan sebeplerden dolayı işin süresinde bitirilemediğini, geçici kabulün 31.12.2013 tarihinde yapılabildiğini, davacı tarafından tespit edilen eksikliklerin ise tarafların anlaşmış oldukları süre zarfında tamamlanarak imza karşılığı teslim edildiğini, işin teslimi süresindeki uzamaların müvekkilinin ihmal veya kusurundan değil aksine davacının müvekkilinden talep ettiği sözleşme dışı ekstra işlerden ve hakedişlerin düzensiz bir şekilde ödenmesinden meydana geldiğini, müvekkilinin hiçbir ihmal veya kusur göstermediğini ve yapmak zorunda kaldığı işler sebebiyle oluşan zararlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulmaya çalışıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı – birleşen davacı vekili Birleşen İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/377 Esas sayılı davasında, davacı – birleşen davalı şirketin sözleşmeye uygun şekilde noksansız ve kusursuz olarak geçici kabule hazır hale getirmekle yükümlü olduğu işleri zamanında yapmadığını, sözleşme uyarınca düzenlenerek davalı şirkete ihtar edilmiş olan ve hakedişlerine yansıtılan kesintileri ödemediğini, davacı şirketin dava konusu icra takibinde bu kapsamda davalıdan olan alacağının 75.256,58TL’lik kısmını konu ettiğini belirtilerek, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davacı – birleşen davalı vekili bu davaya cevabında, müvekkili şirketin sözleşmenin gereklerini yerine getirdiğini, davacı şirkete kesin hesap tablosunun gönderildiğini ve davacı şirketin bir kısmını kabul edip bir kısmına da itiraz ettiğini, kesin hesaplarda itiraz edilen bölüm için taraflar arasında daha önceden açılan davaların mevcut olduğunu, bu davanın da o davalarla birleştirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, asıl davanın( 2014/186 esas) kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin takip şartlarındaki haliyle aynen devamına, İİK 67 maddesi gereğince asıl alacak yönünden davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1184 esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile, 27.283,65 TL alacağın ihtarnamenin tebliğ tarihi de dikkate alınarak 11/06/2014 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte birleşen davada davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, birleşen İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1484 esas sayılı dosyasındaki davacının davasının reddine, birleşen İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/741 esas sayılı dosyasındaki davacının davasının kabulü ile, ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/377 ESAS SAYILI dosyasındaki davacının davasının reddine, kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı-birleşen davacı vekili istinafında; taraflar arasında usulüne uygun şekilde yapılmış yetki sözleşmesi ile, işbu davaya konu eser sözleşmesinin uygulanmasından doğacak uyuşmalıkların İstanbul Mahkemelerince çözüme kavuşturulacağı belirtilmiş olmakla, İstanbul Mahkemelerinin kesin yetkili hale geldiğini, kesin yetki mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husus olmasına rağmen, huzurdaki davada dikkate alınmadığını ve davanın yetkisiz mahkemece hükme bağlandığını, görülmekte olan 5 adet birleşen davanın 4 adedinin konusunun şantiye faaliyetleri devam ederken müvekkili şirket tarafından yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığı ve … tarafından kabul edilmesi gerekip gerekmediğine ilişkin olduğunu, bu uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için, dosyaya rapor sunan bilirkişilerin, her bir kesintiyi ayrı ayrı değerlendirip, bu kesintilerin karşılığının taraflar arasındaki sözleşmede bulunup bulunmadığı ve/veya olağan bir inşaat işinde bu kesintilerin yapılıp yapılamayacağını tespit etmesi gerektiğini, oysaki alınan raporlarda, bu durumun tamamen göz ardı edilerek, sebebi de açıklanmaksızın, sadece …’in kabul ettiği kesintilerin kabul edildiğini ve basit 4 işlemle hesaplama yapıldığını, tek tarafın beyanlarına dayalı ve itirazlarını hiçbir şekilde karşılamayan bu raporların taraflar arasındaki ihtilafı aydınlatmasının mümkün olmadığını, cezai şart ile ilgili açılan davada, işteki gecikmenin nedeninin artaştırılması gerekirken salt … beyanlarından hareketle gecikme olgusunun olağan görülmemesinin kabul edilemeyeceğini, mahkemece yetersiz olan ve teknik değerlendirme ve uzmanlık görüşü içermeyen bilirkişi beyanlarının tekrarı şeklinde bir gerekçeli karar yazıldığını, hangi gerekçe ve saikle bu raporların değerlendirmeye esas alındığının dahi açıklanmadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile, davanın yetkisiz mahkemede görülüp, karara bağlanmış olması nedeniyle usulden reddine ve dosyanın yetkili İstanbul Mahkemeleri’ne tevdiine; bu talepleri yerinde görülmez ise, kararın esastan kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında “… Konut Projesi Elektrik İşlerinin Malzeme ve İşçiliği Dahil” yapılması hususunda 26.06.2012 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşmede davacı – birleşen davalı …A.Ş yüklenici, davalı – birleşen davacı …A.Ş iş sahibi olarak yer almaktadır. Davacı – birleşen davalı yüklenici şirket tarafından bu sözleşme ilişkisi kapsamında açılan, asıl davada (2014/186); 9 nolu hakedişe kadar ki bölüme ilişkin bakiye 152.461,79 TL iş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali, birleşen 2015/741 Esas sayılı dava; 10. Hakedişten kalan bakiye 128.231,12 TL alcağın tahsili taleplerinde bulunulmuş, mahkemece her iki davasının da tam kabulüne karar verilmiştir. Davalı – birleşen davacı iş sahibi şirket tarafından da bu sözleşme ilişkisi kapsamında açılan, birleşen 2014/1484 Esas sayılı davada; yüklenicinin geçici kabulde gecikmesi nedeniyle sözleşme gereğince hak edildiği belirtilen 10.000,00-TL cezai şartın davalıdan tahsili, birleşen 2014/1184 Esas sayılı dava; yüklenicinin eksik ve ayıpları ve sözleşme gereği karşılaması gereken bir takım gider ve yükümlülükleri karşılamamasından dolayı kendisinin ödemek zorunda kalması nedeniyle hakedişlerine yansıtılan ve iade faturaları düzenlenen kesintilerin 131.432,00 TL’lik kısmının davalı yükleniciden tahsili, birleşen 2015/377 Esas sayılı davada; yine bu kapsamda yüklenicinin hakedişlerine yansıtılan kesintilerinin ödenmeyen 75.256,58 TL’lik kısmının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali taleplerinde bulunulmuş, mahkemece birleşen 2014/1484 E. Ve 2015/377 E. Sayılı davaların reddine, birleşen 2014/1184 E. Sayılı davanın ise 27.283,65 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle, davalı – birleşen davacı vekilince istinaf dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşmenin yetkiye ilişkin düzenlemesi gereğince İstanbul Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu ve bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği belirtilmiş, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra imzalanan taraflar arasındaki sözleşmenin 45.maddesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiş ve taraflar tacir ise de, HMK’nın 17. Maddesi maddesindeki “”davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılacağına” dair hükmün aksi de kararlaştırılabileceğinden münhasır yetki olduğu, kesin yetki niteliğinde olmadığı, Mahkemece sözleşmedeki bu yetki düzenlemesi doğrultusunda uygulamaya gidilebilmesi için, davalı tarafça yetkili mahkemenin gösterildiği usulüne uygun bir yetki itirazında bulunulması gerektiği, oysa ki davalı – birleşen davacı tarafça asıl davaya karşı sunulan cevap dilekçesinde böyle bir yetki itirazında bulunulmadığı, buna göre, mahkemece resen dikkate alınması mümkün olmayan ve dosyanın tarafları vekillerince de ileri sürülmeyen sözleşmedeki yetki maddesine dayalı olarak yapılan istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Diğer istinaf itirazları incelendiğinde ise; Davacı – birleşen davalı yüklenici tarafından açılan asıl ve birleşen 2015/741 E sayılı davalarda bakiye iş bedeli alacağı taleplerinde bulunulmuş, davalı – birleşen davacı iş sahibi tarafından bu davalara karşı verilen cevap dilekçelerinde, işin eksik ve ayıplı yapıldığı, ayrıca yüklenicinin bazı yükümlülüklerini yerine getirmediği, bunların kendisi tarafından karşılanmak zorunda kalınıldığı, bu kapsamda yüklenicinin hak edişlerinden yapılması gereken kesinti tutarları takas-mahsup itirazları kapsamında göz önünde bulundurulduğunda yüklenicinin davalarının reddi gerektiği savunulmuş, davalı – birleşen davacı tarafça açılan birleşen 2014/1184 ve 2015/377 E sayılı dosyalarda da bu savunma kapsamında yüklenicinin geri ödemediği kesintilerin tahsili talep edilmiş, birleşen 2014/1484 E sayılı davada ise, yüklenicinin ifada gecikmesi nedeni ile sözleşme gereği cezai şart bedeli talebinde bulunulmuştur. Asıl ve birleşen davalarda taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmalar göz önünde bulundurulduğunda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı – birleşen davalı yüklenicinin ve davalı- birleşen davacı iş sahibinin sözleşme gereğince edimlerini tam olarak yerine getirip getirmedikleri, yüklenicinin işi süresinde ve eksiksiz ayıpsız bir şekilde teslim edip etmediği, yüklenicinin talep ettiği cari hesap alacaklarının yerinde olup olmadığı ve iş sahibinin yüklenicinin hak edişlerinden yapmış olduğu kesintilerin ve cezai şart bedeli talebinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir. Mahkemece, bu hususların açıklığa kavuşturulabilmesi için önce mahallinde keşif yapılması suretiyle üç kişilik bilirkişi heyetinden 21.11.2017 tarihli rapor alınmış, daha sonra Mali müşavir bilirkişiden 15.01.2018 tarihli rapor alınarak tarafların ticari defter ve kayıtları incelettirilmiş, taraflarca yapılan itirazlar üzerine yeni oluşturulan bir bilirkişi heyetinden 26.10.2018 tarihli rapor ile 11.02.2019 ve 10.10.2019 tarihli ek raporlar alınmıştır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili maddelerinde işin geçici ve kesin kabulünün belli bir usule göre yapılacağı düzenlenmiş ise de, böyle bir kesin kabulün yapıldığının taraflarca iddia ve ispat edilemediği, tarafların talepleri dikkate alındığında işin tasfiyesinin mahkemece yapılması gerektiği anlaşılmakla; sözleşmede işin tasfiyesine ilişkin özel bir hüküm olmadığı gibi ara hak edişlere ilişkin bir itiraz usulü de belirlenmediği, bu nedenle tarafların talep kalemleri yönünden taraflar arasında yapılmış olan bir delil sözleşmesi bulunmadığı, bu durumda işin tasfiyesinin genel hükümlere göre yapılması gerektiği, mahkemece yargılama sırasında alınan 26.10.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre, yüklenici tarafından yapılan imalat üzerinden itilafsız ve kayıtsız ödemeler mahsup ediltikten sonra, davalı – birleşen davacı iş sahibi tarafından gerek savunma sebebi olarak ileri sürülen, gerekse birleşen davalarda talep konusu yapılan alacaklara (kesintilere) ilişkin ayrı ayrı değerlendirme yapılarak tarafların alacaklarının usulünce belirlendiği ve bu doğrultuda karar verildiği, davalı – birleşen davacı iş sahibi vekilinin istinafındı da ileri sürdüğü soyut itirazların alınan ek raporlarla değerlendirilerek yerinde görülmediği, her ne kadar davalı – birleşen davacı iş sahibi vekilince bazı talep kalemleri yönünden genel değerlendirme yapılığı öne sürülmüş ise de, gerek savunmalarında, gerekse birleşen dava dilekçelerinde, aşamalarda ve özellikle de istinaf itirazlarında da bunların açıklanarak somutlaştırılmadığı, Davalı – birleşen dava iş sahibi tarafından birleşen 2014/1184 E sayılı davada, işin süresinde teslim edilmediği iddia edilerek sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağı talep edilmiş ise de, dava dilekçesi içeriğine göre, işin süresinde teslim edilmemesi ile ilgili olarak somut olarak ileri sürülen yüklenici tarafından yeterli sayıda işçi çalıştırılmadığı hususuna ilişkin talep haklarının saklı tutulduğu, bunun haricinde işin süresinde teslim edilmemesi ile ilgili olarak somut bir vaka ileri sürülmediği, yargılama sırasında mahkemece keşfen alınan ve örtüşen bilirkişi raporlarına göre de, yaşanan gecikmenin iş sahibi tarafından yaptırılan ilave işler ve ödemelerdeki gecikmeler gibi sebeplerden kaynaklandığı, davalı – birleşen davacı iş sahibi vekilinin buna dair istinafında da istinaf itirazının kabulünü gerektirecek şekilde somutlaştırılmış bir itiraz bulunmadığı, Bu açıklama ve tespitler karşısında, mahkemece benimsenerek hükme esas alınan ve Dairemizce de yapılan değerlendirmeleri dosya kapsamına göre yerinde bulunan 26.10.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda asıl ve birleşen davalar bakımından yazılı olduğu şekilde kararlar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı – birleşen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2019 tarih ve 2014/186 Esas, 2019/1464 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı – birleşen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Asıl dava (2014/186 esas) için alınması gereken 10.414.64 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.603,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.810,98 TL harcın davalı-birleşen davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Birleşen İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/741 esas sayılı dava dosyasında alınması gereken 8.759.44 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.189,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.569,58 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Birleşen İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1484 esas sayılı dava dosyasında alınması gereken 80,70 istinaf karar harcından davalı-birleşen davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın …dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Birleşen İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1184 esas sayılı dava dosyasında alınması gereken 80,70 istinaf karar harcından davalı-birleşen davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın …’dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 6-Birleşen İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/377 esas sayılı dava dosyasında alınması gereken 80,70 istinaf karar harcından davalı-birleşen davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın …’dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 7-Davalı-birleşen davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.