Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/79 E. 2023/73 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/79
KARAR NO: 2023/73
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2019
NUMARASI: 2018/368 Esas, 2019/1016 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 24/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davacı şirketin, davalı şirkete Haziran 2016 yılından 2017 yılının Ağustos sonuna kadar tekstil ürünleri teslim ettiğini, davalı şirketin almış olduğu ürünlerle ilgili herhangi bir itirazi kayıt ve ürün iadesi olmadığını, satılan ürünlere ilişkin irsaliyeli fatura düzenlenerek mallarla birlikte davalıya teslim edildiğini, davalının bu faturaları itirazsız olarak ticari defterlerine kaydettiğini, bu alışverişlerinden dolayı davacı şirkete 57.959,37 TL cari hesap borcu kaldığını, tüm görüşmelere rağmen ödeme yapılmadığını ve davalı tarafın cari hesap borcunu ödememek için fatura tesliminden ve davacının defterlerine işlenmesinin üzerinden uzun süre geçtikten sonra reklamasyon faturası keserek davacı şirkete elden gönderdiğini, davacı şirket yetkilisinin bu faturayı aynı gün Bakırköy … Noterliğinin 31.10.2017 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya iade ettiğini belirterek, davalı tarafın ödemediği 57.959,37 TL’lik alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı şirketin, yurtiçi ve yurtdışına tekstil imalatı yaptığını, davalı şirketin imal ettiği tekstil ürünlerinde kullanılacak olan baskılı, baskısız, desenli, desensiz v.b. kumaşları, ihtiyaç halinde, davacı şirketten aldığını, dava konusu olay öncesinde de taraflar arasında kumaş alışverişine ilişkin ticari ilişki mevcut olduğunu davalı şirketin Almanya’da buluna … ünvanlı şirkete 2017 yılının başlarından itibaren tekstil ürünleri ihraç etmeye başladığını, bu şirket ile başlanılan ithalat, ihracat işlemine Almanya’da bulunan şirketin talep ve siparişlerini, davalıya ulaştıran …’un aracılık ettiğini, Almanya’daki şirket ile ticari ilişki başladıktan sonra talep edilen siparişlerde davalının imal edeceği tekstil ürünlerinde kullanılacak kumaşların evsafı, desenleri, baskılarının da belirlenmekte olduğunu, davalının kendisine sipariş edilen tekstil ürünlerinde kullanacağı siparişi veren şirket tarafından bildirilen kumaşları davacı şirkete sipariş verdiğini, davacı şirkete kumaş siparişi verilirken kumaşın bütün özellikleri ve talep edilen miktarın belirtildiğini, davacı şirketin bu şekilde davalı tarafından talep edilen kumaşları davalıya teslim ettiğini ve davalının da imal ettiği tekstil ürünlerini Almanya’da bulunan şirkete gönderdiğini, davacı şirket ile davalı arasında kendisine sipariş edilen kumaşların teslimi ile ilgili 2017 yılının Haziran ve Temmuz aylarından itibaren, sorunlar yaşanmaya başlandığını, davacının talep edilen kumaşları zaman zaman hatalı, eksik ve geç gönderdiğini, kumaşların geç teslimi nedeniyle davalının da ihraç edeceği tekstil ürünlerinin imalatını zamanında tamamlayamadığını, Almanya’da bulunan şirket ile sorunlar yaşamaya başladığını, ürünlerin teslimi geciktiğinden karayolu ile gönderilecek olan ürünlerin hava yolu ile gönderilmek zorunda kalındığını, ayrıca davacı tarafından kumaşların belirtilen desen, baskı, miktar ve teslimlerinde sorunlar yaşandığından bu durumun davalı tarafından gerek mail yolu ile gerek davacıya gönderilen personel aracılığı ile telefon görüşmeleri ile bildirildiğini, davacının edimini yerine getirmede temerrüde düştüğünü, malların vaktinde hazırlanamadığını ve yüklenmesinin geciktiğini, Almanya’da bulunan alıcı şirkete vaktinde teslim edilemediğini, alıcı şirketin geç teslimden dolayı davalıdan almış olduğu malların fatura bedelleri üzerinden indirim yaptığını, 24.07.2017 tarihli 2.537,43 Euro bedelli, 19.09.2017 tarihli 2.585,15 Euro bedelli, 10.12.2017 tarihli 11.880,56 Euro bedelli reklamasyon faturaları düzenlediğini ve bu fatura bedellerinin davalı alacağından mahsup edildiğini, 17.003,14 Euro eksik ödeme almak zorunda kaldığını, bu zararın edimlerini zamanında yerine getirmeyen davacının kusurundan kaynaklandığını, davacının bu durumu kabul ettiğini, davacıya 29.09.2017 tarih ve 68.077,26 TL bedelli reklamasyon faturası düzenlenerek gönderildiğini, davacının reklamasyon faturasını kabul etmeyerek iade ettiğini, davacı alacağından reklamasyon faturası alacağı mahsup edildikten sonra davalının davacıdan 10.276,68 TL alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının davacıdan sipariş ettiği tekstil ürünlerinin davacı tarafça davalıya üretilip teslimi şeklindeki eser sözleşmesi kapsamında, davacının ticari defterlerinin lehine delil teşkil ettiği 10.04.2018 dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 57.959,75 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin de davalı lehine delil teşkil ettiği, buna göre dava tarihi itibariyle davalının davacıdan 10.294,10 TL alacaklı olduğu, davacının kumaş teslimatını tekstil sektöründeki işin olağan akışına göre davalıya geç teslim ettiği, davacının kumaşı davalıya geç tesliminde kusurlu olduğu, davalının yurt dışı müşterisinin davalıya 10.12.2017 tarihli … nolu 11.433,01 Euro bedelli reklamasyon faturasını davacıya yansıtabileceği reklamasyon faturasının TL karşılığı 51.844,13 TL olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının asıl nedenin davalının davacıya düzenlemiş olduğu 29.09.2017 tarihli … no.lu 68.077,26 TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkına neden olan 29.09.2017 tarihli … no.lu 68.077,26 TL tutarlı fatura için yapılan teknik değerlendirme sonucunda davalının davacıya yansıtabileceği zarar miktarının 51.844,13 TL olup davacının davalıdan (57.959,37 TL – 51.844,13 TL) 6.115,24 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup 07/05/2019 tarihli ek rapor ile; geç teslim edilen malların karayolu ile teslimi gerekirken biran önce Almanya’da bulunan alıcıya teslimi için havayolu ile gönderilmesinden kaynaklı 1.741,30 USD karşılığı 6.146,79 TL’nin de davacıdan istenilebileceği, bu bedelin de düşümü ile davalının davacıdan [57.959,37 TL -(51.844,13 TL + 6.146,79 TL)] 31,55 TL alacaklı olduğu yönündeki bilirkişi raporları hükmü esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davalının kumaşları 30 günlük sürede teslim etmediği, geç teslim ettiği, bu nedenle alıcının kestiği reklamasyon fatura bedeli ile havayolu ile taşıma bedelinin cari hesap alacağından düşülmesi neticesinde alacak bulunmadığından, davanın reddine karar verildiğini, davacı şirketin sipariş edilen malları süresinde ve gereği gibi tamamlayıp davalıya teslim ettiğini, kumaşların hangi tarihte teslim edileceğine dair taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, geç teslimden söz edilemeyeceğini, her kumaşın üzerinde yapılan işlemlere göre üretim süresinin değişeceğini, kumaşların sırasıyla, iplik, örme, tüpaçma, önfiske, gaze, enzim, boyama, kurutma, santeks, sanfor, pat, baskı, fiske, yıkama, ram, sanfor işlemlerinden geçerek hazırlandığını, siparişe konu olan kumaşların da hazırda olan bir mal olmayıp üzerinde birçok işlemler yapılarak belli zaman sürecinde imal edilmekte olduğunu, öncelikle iplik temin edilerek fason başka bir firmadan yuvarlak örme makinelerinde ördürüldüğünü, bu durumun örecek firmanın iş durumuna ve iplik durumuna ve istenilen örgüye göre en iyi şartlardan en az 25-30 gün süreceğini, sonrasında örülen kumaşın baskı altı ve diğer bitim işlemlerinin yapılmak üzere başka bir fason boyahaneye gönderildiğini, burada da yaklaşık 20-25 gün gibi bir süreç geçeceğini, yani en iyi şartlarda kumaşların 50 gün sonunda baskı altı işlemleri ile tamamlanmış bir şekilde üretici firmaya geleceğini, sonra baskı modeli numune çalışmaları başlayacağını, yapılan numunelerin yurt dışına gidiş- geliş süreci dikkate alındığında 2-3 haftaya ihtiyaç olduğunu, ayrıca tüm ürünlerin onaylarının davalı firma tarafından aynı anda da verilmediğini, davalı tarafın tek seferde sipariş geçmemiş olması farklı zamanlarda peyderpey sipariş vermesi, siparişlerde sürekli değişiklik ve ilaveler yaptığını, davacı şirketin siparişler verildikçe işin gereği olan sürelerde işlemleri tamamlayıp davalıya teslim ettiğini, genel termin süresinin 101-126 gün olduğunu, sipariş değişikliği durumunda bu sürenin uzayacağını, davalının davacıya gönderdiği 27/07/2017 tarihli mailde davalının eksik sipariş vermesi yüzünden tekrar metraj artırımı yaptığını bildirdiğini, bu durumun da iddialarını teyit eder nitelikte olduğunu, davalı tarafın peyderpey sipariş ettiği ürünlere ilişkin ödeme yapmadığını, bedelini ödemediği bir malın geç tesliminden bahsetmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, geç teslimi kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında davalı iş sahibi tarafından metrajı, deseni ve miktarı belirtilerek davacı tarafından kumaş üretilmesine ilişkin eser sözleşmesi yapılmıştır. Davacı taraf dava tarihi itibariyle, 57.959,37 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı iş sahibi, kumaşların ayıplı olduğunu, geç teslim edildiğini, geç teslim nedeniyle müşterisi alıcı firmanın reklamasyon faturası keserek alacağından mahsup ettiğini, ayrıca bir an evvel kumaşları teslime etmek için havayolu taşımacılığını kullandığını, bunlardan kaynaklı zararlarının davacı alacağından mahsup edildiğinde herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine alacaklı olduğunu, davanın reddini talep etmiş mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Her ne kadar taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi bulunmakta ise de davalı taraf eserin hangi tarihte teslim edileceği hususunda bir delil sunmamıştır. Teslim tarihi belli olmadığı gibi davalı iş sahibi ihtar çekmek suretiyle davacıyı bu konuda temerrüte düşürmüş de değildir. Bu nedenle yüklenicinin tekstil ürünlerini teslimde geciktiği ispatlanamamıştır. Ayrıca davalı iş sahibi tarafından yurtdışı müşterisinin kendisine bu gecikme nedeniyle 11.880,56 Euro bedelli reklamasyon faturası düzenleyerek iskonto uygulandığını belirtmektedir.Taraflar arasında teslim konusunda kesin vade bulunmadığı ve davalının davacıya TBK madde 117 gereğince uygun süre vererek temerrüde düşürmediğinden yurtdışı şirketi tarafından düzenlenen reklamasyon faturası tutarını davacıya yansıtması mümkün değildir. Yine davalı tarafından ürünlerin karayolu yerine uçakla gönderildiği bu nedenle aradaki farkın davacı alacağından düşürüldüğü belirtilmekte ise de bu konuda da bir anlaşma bulunmadığından uçakla taşıma bedeli de davacı alacağından mahsup edilemez. Mahkemece alınan 09/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda tarafların davacı ticari defterlerinde 57.959,37 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, davalı ticari defterlerinde ise davalının 10.294,10 TL davacıdan alacaklı olduğu belirtilmiştir. Her iki defter arasındaki fark 68.077,26 TL tutarlı davalının düzenlediği Reklamasyon faturasından ve davacı defterlerinde 594,56 TL olarak kayıtlı faturanın davalı defterlerinde 417,96 TL olarak kaydedilmesinden kaynaklanmaktadır. Yukarıda belirtildiği şekilde 68.077,26 TL reklamasyon fatura bedeli talep edilemeyeceğinden davacı lehine olan davalı defterleri gereğince davalının davacıya 57.783,16 TL bakiye borcu bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2019 tarih ve 2018/368 Esas, 2019/1016 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 57.783,16 TL’nin dava tarihi olan 10/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 3.947,16 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 989,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.957,35 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 989,81 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL ilk masraf, 165,35 TL tebligat ve posta gideri, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.601,25 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.596,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 50.00 TL tebligat ve posta gideri, 400.00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 450,00TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1,37 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.245,31 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 176,21 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 52,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 174,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere24/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.