Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/75 E. 2022/2073 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/75
KARAR NO: 2022/2073
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/544 Esas, 2019/506 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirketin Azerbeycan ülkesinde yapmış olduğu hastanenin tefrişatının gerçekleştirilmesi için gerekli hasta odası mobilyalarının imal edilmesi, teslim ve montaj işleri kapsamında taraflar arasında 15.04.2015, 09.05.2015 ve 09.06.2015 tarihlerinde sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereğince ürünlerin imal edilip montajı yapılmak suretiyle davalıya teslim edildiğini, faturaların düzenlendiğini davalının iş bedelini kısmi ödeme yaptığını ancak bakiye 42.213,00 USD iş bedelini ödemediğini, Kadıköy … Noterliğinin 07.03.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiklerini, davalının ödeme yapmaması üzerine, Ankara … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı borçlununun borca itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra takibinin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşmeler gereğince üstlenmiş olduğu yükümlükleri tam ve zamanında gereği gibi yerine getirmediğini, 15.04.2015 tarihli sözleşme gereğince bedelin %40 kısmı sipariş onayı ile ödeneceğini ve ödemeden itibaren 20 gün içerisinde ürünlerin davalıya teslim edileceğini, ön ödemenin 17.04.2015 tarihinde yapılmasına rağmen ürünlerin 20 gün içerisinde teslim edilmeyip, sonradan teslim edildiğini, 09.05.2015 tarihli sözleşmede belirtilen ödemenin de 01.07.2015 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, ürünlerin 20 gün içerisinde teslim edilmediğini, 09.06.2015 tarihli sözleşme gereğince %40 satış bedeli ödenmesi ile 15 gün içerisinde ürünlerin teslim edilmesi gerekmesine ve ödemenin 10.07.2015 tarihinde yapılmasına rağmen süresi içerisinde teslimin yapılmadığını, sözleşmelerin 8.1 maddesine göre geç teslim halinde sözleşme bedeli üzerinden %0,02 oranında gecikme cezası ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından cezai şart bölümüne kadar olan davacı alacaklarının ödendiğini ancak cezai şart bölümü itibariyle hesaplanan bedelin ödenmediğini belirterek, mahkemece cezai şart bedelinin belirlenerek davacı alacaklarına mahsup edilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise cezai şart alacaklarını saklı tuttuklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında mobilya imalatı, teslimi ve montajından kaynaklı düzenlenen faturalardan dolayı ticari ilişkinin mevcut olduğu, yaptırılan defter incelemesi sonucunda her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacı tarafın takip tarihi itibariyle 42.213,00 USD alacaklı olduğu, her ne kadar davalı tarafın işin süresinde teslim etmediği, bu nedenle gecikme cezası tutarına denk gelen kısım için mahsuplaşma gerektiği iddiası var ise de; davalı tarafın bu hususta somut delil ibraz etmediğinden mahsup talebinin kabul edilmediği, gerekçesiyle, davanın kabulü ile Ankara … İcra Müdrürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 42.213,00 USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanacak bedelin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan 3 ayrı sözleşme gereğince sipariş onayı için %40 oranında bedel davalıya ödendiğini, ancak davalı tarafından sözleşme ile belirlenen süreler içerisinde ürünleri teslim etmeyip geç teslim ettiğini, sözleşmelerin 8.1 maddesi gereğince davacının gecikme sebebiyle sözleşme bedelinin %0,02 oranında gecikme cezası ödemekle yükümlü olduğunu, mahkemeden gecikme cezası bedellerin hesaplanarak davacı alacağından mahsup talep edildiğini, mahkemece tarafların sadece ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, oysa davalı ticari defterlerinde gec teslim iddiasını ispatlayan ihracat kayıtlarının dosyada olmasına rağmen bilirkişi incelemesinde dikkate alınmadığını, mahkemece bu konuda alınan iki ayrı bilirkişi raporu itiraz edildiğini, ihraç kayıtlı olarak satın alınan ürünlerin gecikmeli teslimini ispat etmek üzere dosyaya mobilyaların yurt dışına ihracatına ilişkin gümrük beyannameleri ibraz edildiğini, bu beyannamelerin içeriklerinde mobilyaların geç teslim edildiğinin açıkça ispatlandığını, ürünlerin fabrika teslim olarak satın alınmış olması ve montajın Azerbeycan ülkesinde yapılacak olmasından dolayı demonte ve paketli biçimde teslim alınır alınmaz ihraç etmek üzere yüklemesini yaparak aynı gün gümrük beyannamelerini tanzim edilmek suretiyle ihracat işlemleri gerçekleştirildiğini, ihracat tarihleri itibariyle geç teslimin ispatlanmış olduğunu, davacının ürünleri zamanında teslim ettiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil oluşturacak belge sunmadığını, ürünler süresinde teslim edilmediğinden itirazlarında haklı olduklarını, davalı şirketin geç teslim ve mahsup iddialarının dikkate alınması halinde dava konusu alacağın likid belirlenebilir olduğundan bahsedilemeyeceğini, talep konusu alacağın ihtilaflı olduğunu, bu sebeple icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Taraflar arasında 15.04.2015 tarihli, 09.05.2015 tarihli ve 09.06.2015 tarihli olmak üzere 3 adet mobilya imali, teslim ve montaj işleri kapsamında eser sözleşmeleri imzalanmıştır. Sözleşmeler gereğince davalı tarafından peşinat bedellerinin yatırılması gerekli olup, davalı tarafından 15.04.2015 tarihli sözleşme gereğince 17.04.2015 tarihinde; 09.05.2015 tarihli sözleşme gereğince 01.07.2015 tarihinde ve 09.06.2015 tarihli sözleşme gereğince 10.07.2015 tarihinde peşinat bedelleri ödenmiştir. Sözlemelerde davalı tarafından peşinat bedelinin ödenmesinden itibaren 20 ve 15 günlük süreler içerisinde ürünlerin üretilerek ihraç edilmek üzere davalıya teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından yapılan icra takibinde 42.213,00 USD asıl alacak ve 92,52 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.305,52 USD’nin tahsili talep edilmiş, itiraz üzerine icra takibi durmuş, davacı tarafından 42.305,52 USD karşılığı 121.196,85 TL üzerinden dava açılarak itirazın iptali istenmiştir. Davalı ise gecikme nedeniyle sözleşme gereğince cezai şart alacağı oluştuğunu belirterek, bu cezai şart alacağının davacı alacağından mahsubuna karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 42.213,00 USD asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 179/II. maddesinde ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir denilmek suretiyle ifaya ekli ceza düzenlenmiştir. Bu cezaya, gecikme cezası da denmektedir. İfaya ekli cezai şartın istenebilmesi için gecikmiş ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemiş olması gerekir. Aksi hâlde, yani en geç ifa sırasında, cezai şartın talep edileceğine dair itirazi kayıt konulmadan eserin teslim alınması halinde cezai şartı isteme hakkı düşer. Gecikmiş ifadan önce gönderilen ihtarname ile gecikme cezası isteme hakkı saklı tutulmuş veya sözleşmede cezai şart talep edebilmek için itirazi kayda gerek olmadığı kararlaştırılmış ise ya da ifadan önce alacaklının bu hakkını saklı tuttuğu anlamına gelecek beyan ve davranışları mevcut ise, sonradan yapılan teslimde itirazi kayıt konulmamış olsa dahi cezai şart talep edilebilir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 8. Maddesinde gecikme halinde sözleşme bedeli üzerinden günlük %0,2 cezai şart uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Bu cezai şart, TBK 179/2 maddesinde hükme bağlanan ifaya ekli cezai şart niteliğindedir. İfaya ekli cezai şartın istenebilmesi için en geç ifanın gerçekleştiği anda cezai şart alacağının saklı tutulduğunun itirazi kayıt olarak ileri sürülmüş olması gerekir. Dosya kapsamına göre, davalı tarafça bu yönde bir delil sunulmadığından, teslim ile birlikte cezai şart talep etme hakkının düştüğünün kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak, cezai şart alacağı düşülmeksizin asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmuştur. Öte yandan, özellikle cezai şart alacağı bulunup bulunmadığı ve mahsubun gerekip gerekmediği yönünden bilirkişi incelemesi ve yargılama yapıldığından alacağın bu yönüyle likit olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş; davalı vekili cevap dilekçesinde asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiş ise de davacının dava açmakta kötüniyetli olduğuna ilişkin delil sunulup ispatlanamadığından, kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi ve bu yönlerden yeniden hüküm kurulması gerekmiştir. Yine, davacı tarafça davada 42.213,00 USD asıl alacak ve 92,52 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.305,52 USD’ye yapılan itirazın iptali talep edilmiş, mahkemece 42.213,00 USD asıl alacak üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, Kadıköy … Noterliğinin 07/03/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 42.213,00 USD alacağın tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi istenmiş ve davalı temerrüde düşürülmüş ise de, mahkemece işlemiş faiz talebi hususunda bir karar verilmemiş ve davacı tarafça bu husus istinaf konusu edilmemiş; Dairemizce istinaf talebinde bulunanın davalı taraf olduğu gözetilerek, bu hususa değinilmekle yetinilmiş; bu nedenle Dairemizce yeniden hüküm kurulması halinde, istinaf edenin sıfatına göre davacı vekilinin işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı da gözetilerek, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 42.213,00 USD asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin ve davalının %20 kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih ve 2017/544 Esas, 2019/506 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 42.213,00 USD asıl alacak üzerinden devamına, Davacının işlemiş faize ilişkin talebinin yukarıda açıklanan gerekçelerle REDDİNE,Davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları bulunmadığından REDDİNE, Davalı vekilinin %20 kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 8.250,75 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.069,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.181,00 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 2.069,75 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 287,05 TL tebligat ve posta gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.087,05 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.084,67 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL tebligat ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 700,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1.53 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 19.117,61 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 264,72 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE,2-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 32,60 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 153,9‬0 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 20/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.