Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/699 E. 2020/499 K. 06.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ
DOSYA : 2020/699
KARAR NO : 2020/499
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2019
NUMARASI: 2018/1119 2019/968
DAVANIN KONU: Alacak
KARAR TARİHİ : 06/05/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından, davalı şirketten, bordrolama işlemleri için geliştirilen … Programının kullanım hakkı ve veri tabanı satın alındığını, müvekkili şirketin, iş bu yazılım hizmetine ait tüm bedeli ödediğini, ancak davalı firmadan satın alınan programların hiçbir zaman gereği gibi çalışmadığını, davalı firmanın kendisine bildirilen teknik sorunlara ilişkin kalıcı çözümler üretemediğini, yazılım programının hiçbir zaman doğru bordrolama yapmadığını, dava konusu program ile hiçbir zaman iş takibi ve kontrolü yapılamadığını, puantaj kayıtlarının her ay tek tek elle girilmek suretiyle kaydedildiğini ve ciddi ek iş yükü ve maliyetler yüklediğini, müvekkilinin dava konusu yazılım programından yararlanamamasının süreklilik kazanması sebebi ile karşı tarafa sözleşmeden dönme ihtarnamesi gönderildiğini, ödedikleri ücretin iadesinin talep edildiğini, ancak davalının bu ihtarnameye de bir geri dönüşü olmadığını, davalı firmadan satın alınan yazılım programındaki ayıbın, hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacak ölçüde olduğunu, zira satın alman program toplam 6 paket ve modül içermekte olduğunu, yaşanan teknik sorunlar nedeni ile müvekkili tarafından sadece ilk modül kullanılmaya çalışıldığını, bunun da hiçbir zaman doğru bordrolama hesaplaması yapmadığını, diğer modül ve paketlere hiç geçilemediğini, yargıtayın bu hususta, yazılım programı satışlarını eser sözleşmesi kapsamında değerlendirdiğini ve yazılım programının ayıplı olup olmadığının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiğini, eserin ayıplı olduğunun anlaşılması halinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanmayacağının kabulünün gerektiğine değindiğini beyan ederek fazlaya dair haklan saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile müvekkilinin ayıplı mal için ödemiş olduğu 147.300,00 Türk Lirasının sözleşmenin kurulduğu 21.11.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme dava konusu yazılım programının bedelin tamamının iadesini gerektirmeyecek derecede ayıplı olduğu kanaatinde ise ayıp oranında bedelin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın ayıplı hizmet olgusunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Dava; davacının davalıdan satın alınan paket program niteliğindeki Logo isimli bilgisayar bordrolama programının ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi veya ayıp oranında bedelin iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Dosya kapsamında alınan 05/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafından 27/10/2016 tarihli fiyat teklifi sonrası 22/11/2016 tarihli 521033 no KDV dahil 147.300,00 TL fatura ile davacıya Logo isimli yazılımının modül satışı yapıldığı, teklif dökümanının (sözleşme) incelenmesinde “ödenecek olan toplam ücrete ilk yıl LEM ücreti dahildir. İlk yıldan sonra her yıl sahip olunan modüllerin … belirtmiş olduğu sahip olduğunuz güncel lisans bedeli üzerinden %13 ‘ü kadar LEM bedeli ödenecektir…” ifadesinin bulunduğu, (Logo LEM -Logo Enterprise Membership- Logo Yazılım’ın Kurumsal Üyelik anlamına geldiği, LEM mevcut yasal mevzuatla uyumlu olarak geliştirilen güncelleme ve özelliklerden faydalanmayı sağlayan bir üyelik yapısı olup, Logo güncel LEM, kullanıcıların yeniliklere sahip olmasını sağlamakta olduğu) bu kapsamda davacının 22/11/2017 tarihine kadar LEM ücretini de ödemiş olduğu, taraflar arasında yapılan satışa istinaden, davalı tarafından kesilen 22/11/2016 tarihli fatura bedelinin, davacı tarafından 02/12/2016 ve 02/03/2017 tarihlerinde iki eşit taksit olmak üzere ödenmiş olduğu, davacının ihtar göndererek “satın alınan programların hiç bir zaman düzgün çalışmadığı, iş takibi ve kontrolünün yapılamadığı, puantaj kayıtlarının her ay elle girilmek suretiyle kaydedilmek zorunda kalındığı, ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içerisinde programdaki teknik sorunların giderilmesi aksi takdirde sözleşmeden dönme haklarını kullandıklarını beyan ettikleri, söz konusu Logo isimli yazılımın…. San. ve Tic. A.Ş. tarafından geliştirilen ve bir çok farklı modülü olan bir yazılım olup, davalı firmanın, … yazılımın yetkili satıcısı durumunda olduğu, bu yazılımın paket program olarak hazırlanmakta olup, her bir …. kullanıcısı için ayrı ayrı hazırlanmamakta olduğu, ancak bazı noktalarda kullanıcıya uyarlamanın söz konusu olabildiği, destek taleplerinin uzaktan bağlantı yolu ile çözüldüğü … hususları belirtilmiştir. Gerek taraflar arasındaki sözleşme gerekse dosya kapsamındaki bilirkişi raporundan, davalı satıcının dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. tarafından geliştirilip üretilen … marka bordrolama yazılımının davacıya satışını yaptığı, söz konusu programın davacıya özel olarak yazılımının yapılmadığı, piyasada birden çok modül halinde satılmakta olan hazır program paketi olduğu, davacının da dosya kapsamındaki faturada belirtilen modülleri satın aldığı, programın çalıştırılması sırasında çıkan sorunlar nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve ayıp oranında bedel iadesi hakklarını kullanmak için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki hukuki ilişki niteliği itibariyle “tacirler arası satış sözleşmesi” niteliğinde olup, uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmamaktadır. Dosya istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş, anılan dairece 13/02/2020 tarih ve 2020/315 esas, 2020/176 karar sayılı karar ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş, bu dairece de 06/03/2020 tarih ve 2020/490 esas, 2020/615 karar sayılı karar ile Dairemiz’e gönderilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraflara arasında eser sözleşmesi bulunmayıp, dava “tacirler arası satış sözleşmesinden” kaynaklanan sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve ayıp oranında bedel iadesi istemlerine ilişkin olduğundan, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı işbölümü kararı gereğince istinaf incelemesi yapma görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12-13-14. Hukuk Daireleri’ne ait olmakla birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Daire’since de görevsizlik kararı verildiğinden istinaf incelemesi yapmakla görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’na gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-Dosyanın istinaf incelemesi yapmakla görevli dairenin belirlenmesi bakımından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/05/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.