Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/651 E. 2023/647 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/651
KARAR NO: 2023/647
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2015/305 Esas, 2019/795 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bekleme bedeli ve mahrum kalınan kar talebine ilişkin olup; mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 23/01/2014 tarihli Marmaray Projesi CR3 Sözleşmesi Gebze – Halkalı Banliyö Hattı İyileştirilmesi İnş. ve Elektromekanik Sistemleri Gebze Pendik Arası Yakma Alın Kaynağı İşleri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile davacının, davalı tarafından üstlenilen Gebze – Pendik arası Banliyö hattının Tl ve T2 Hatlarında toplam 3.000 adet yakma alın kaynağı isinin 70 gün içinde, 662.375,00 Euro bedeli karşılığında yapılmasının kararlaştırıldığını, davacı müvekkilince yaklaşık 1.000 adet alın kaynağı yakma işinin yerine getirildiğini, ancak bu çalışmalar sırasında davalı iş sahibinin işi sıklıkta durdurduğunu, işin süresinin sözleşme ile 70 gün olarak belirlendiğini, akabinde bu sürenin uzatıldığını, bu süreçte davalı yanca davacıya iş verileceği taahhüt edildiği halede iş verilmediğini, muhatap ortak girişimin genel müdürünün değişmesi üzerine, davacıya sözleşme ile verilen işin üçüncü kişi bir şirkete verilerek yaptırıldığının haricen öğrenildiğini, oysa davacının yüklendiği işin yapımı için gerekli olan büyük çapta alet, edevat ve teknik personeli 70 gün süre boyunca iş yerinde bulundurduğunu, aynı işin başka bir şirkete yaptırılmasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, iş verileceği vaadi ile sözleşme süresinin 111 gün daha uzatılmasına rağmen bu süre içinde iş verilmediğini, müvekkilinin iş verilmeyen süreçte alet, edavat ve ekipmanı hazır bulundurmaktan ve personel istihdam etmekten dolayı büyük masraflar yaptığını. devam eden başka projelerde yer alamaması sonucu kâr mahrumiyetine uğradığını, aradaki ihtilafın öncelikle iyiniyet çerçevesinde uzlaşma ile çözümlenmesini karşı tarafa teklif ettikleri halde davalının buna yanaşmaması üzerine hukuki yollara başvurularak bu davanın açıldığını, yapılan sözleşme ve ekindeki fiyat tablosuna göre 3000 adet alın kaynağı yakma işi için tatil çalışmaları ile ayrıca günlük beş saati geçen bekleme süreleri için birim fiyat belirlendiğini, beş saati geçen bekleme halinde 2,000 Euro bekleme cezasının davacıya ödeneceğinin sözleşme ekinde kararlaştırıldığını, 23/01/2014 tarihinde davacıya yer teslimi yapıldığıni ve işe başlandığı, 17/03/2014 tarihine kadar bir miktar alın yakma işinin sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğini ve buna ilişkin hakediş faturaları kesildiğini, bu çalışma sırasında, “hattın hazır olmaması’” gibi nedenlerle işin davalı tarafından durdurulduğunu, bu nedenle sözleşmeye uygun olarak bekleme cezaları kesilmek suretiyle bedele yansıtıldığını ve bu bedelin ödendiğini. projenin 17/03/2014 ilâ 25/04/2014 tarihleri arasında 38 gün boyunca davalı tarafından geçici olarak durdurulduğunu, bu döneme ilişkin olarak sözleşmede öngörülen bekleme cezalarının ödenmediğini, 25/04/2014 tarihinden 13/05/2014 tarihine kadar kesintisiz çalışarak 1000 adet alın yakma işinin gerçekleştirildiğini, sözleşmeye göre işin bitim tarihi olan 21/04/2014 tarihine kadar davacıya 3000 adet alın yakma işinin tamamı için 20/04/2014 tarihli zeyilname ile verilen 111 günlük ek süre dahil 10/08/2014 tarihi olarak belirlendiğini, süre uzatımına rağmen davacıya hiçbir iş verilmediğini, 88 günlük bu süre içinde davacının, iş verileceği vaadi ile sahada bekletildiğini, 17/03/2014-25/04/2014 tarihleri arasında toplam 38 günün boşta geçen süre olduğunu, son imalatın 17/03/2014 tarihinde yapıldığını ve bu tarihten itibaren 25/04/2014 tarihine kadar bekletildiğini, toplam bekleme süresinin 126 gün olduğunu, sözleşme gereğince 252.000 Euro bekleme cezasının davacıya ödenmesi gerektiğini, sözleşmeye göre davacının yapması gereken işin önemli bir kısmının davalı tarafından başka bir şirkete yaptırılması suretiyle davacının itibarının zedelendiğini ileri sürerek fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 Euro maddi tazminat ile 50.000,00 Euro manevi tazminatın davalıya çekilen ihtarnamenin tebliğ edildiği 25/12/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının tüzel kişiliği olmayan ortak girişim (Joint Venture) olduğunu, bu nedenle taraf ve dava ehliyeti bulunmadığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında 12/06/2012 tarihli Gebze – Pendik arası yakma alın kaynağı işleri ile ilgili hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacıya T3 Hattı kapsamında iş verildiği sırada, Tl ve T2 hatlarının açılmadığını, T2 Hattı açılınca bu bağlamdaki işlerin verildiğini, bu sırada Tl hattının açılmadığını, T2 Hattındaki işler bittiğinde Tl Hattının hâla açılmadığını, davacının da bunu bildiğini, tüm araçların sahada tutulduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bu durumun ticari defterlerin incelenmesi ile de ortaya çıkacağını, işin çok geniş kapsamlı olduğunu, hattın iş yapımına açılmasının zaman aldığını, beklemelere davacının sebebiyet verdiğini ve haksız zenginleşme amacı güttüğünü, zira Tl Hattı açılmadan önce davacının sahaya çağrılmasına rağmen Haziran ayından önce gelemeyeceğini bildirip, işçiler ile araçların başka bir projede olduğunu bildirdiğini, bu suretle işi sürüncemede bıraktığını, hizmet sözleşmesinin 4/II. madde hükmü 3.bendi uyarınca davacının fiyat, süre ve 3.kişiler bakımından hiçbir itirazda bulunamayacağının kabul edildiğini, bu suretle sözleşmeye aykırı olarak hak talebinde bulunulduğunu, sözleşmenin 8/1.maddesine göre, işin azaltılıp arttınlabileceğinin, keza işin herhangi bir bölümünün iptal edilebileceğinin, davacının, davalının yazılı talimatı olmadan bu değişikliklerden hiçbirini yapamayacağını, davacıya hak ettiğinin üzerinde ödeme yapıldığını, 2014 yılı Eylül ayından sonra hizmet talebinde bulunulmadığından bu davanın açıldığını, gecikilen günlerin varlığına, miktarına ilişkin davacı iddialarının gerçekleri yansıtmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tarafların 2014 yılı defter tasdiklerinin usulüne uygun yapıldığı, defter kayıtlarına göre tarafların cari hesapta mutabık oldukları, davalının davacıya herhangi bir cari hesap borcunun bulunmadığı, işteki gecikmenin sözleşme hükümleri dahilinde kaldığı, bu nedenle davacının tazminat hakkının bulunmadığı, TBK’nın 97. Madde hükmü gereğince, yüklenicinin kendi borcunu ifa etmediği veya ifasını teklif etmedikçe karşı edimi talep edemeyeceği, 479. Maddeye göre, önce eser, sonra para kuralı konulduğu, taraflar arasında, “Marmaray GR3 Gebze Pendik bölümü hızlandırma programı nedeniyle” 111 günlük zeyilname imzalandığı, işin süresinin 181 güne çıkartıldığı, davacının 17/03/2014-25/04/2014 ve 13/05/2014-10/08/2014 tarihleri arasında çalıştırılmayıp bekletildiğini, bu nedenle taraflar arasında 23/01/2014 tarihinde imzalanmış bulunan alt yüklenici sözleşmesinin ekindeki “fiyatlandırılmış işler tablosu” nun 2.5. maddesine göre 5 saati geçen günlük beklemeler nedeniyle gün başına 2.000 Euro ödenmesini talep ettiği, anılan belgede meydana gelebilecek bu tür olaylar için 15 gün süre öngörüldüğü ve 30.000,00 Euro talep edilebileceği ve anılan bedelin, davacı tarafından sözleşme bedeli olarak gösterilen 662.375,00 Euronun içinde olduğunun görüldüğü, gönderilen faturalar dikkate alındığında 31/03/2015-13/08/2014 tarihlerinde yukarıda içeriği açıklanan faturaların gönderildiği ve ödemelerin yapıldığı, ancak davanın fiilen bitirilip ödenen işlere ilişkin olmayıp, iş yapılmayan ancak yapılmaya hazır olarak beklenilen durumları kapsadığı, davalı yanın cevap dilekçesinde, “Eylül 2014 tarihinden sonra kendilerinden hizmet talebinde bulunulmadığını” ileri sürmesine karşın dosyadaki talebin daha evvelki süreleri kapsadığının görüldüğü, davalının bunun yanısıra davacıyı iş yapımına çağırdığı, ancak davacının 6. aydan evvel gelemeyeceğini başka işi olduğunu söylediğini ileriye sürmekte olmasına rağmen buna ilişkin belgelerin bulunamadığı, taraflar arasında yapılmış bulunan alt yüklenici sözleşmesinin 1.2 maddesindeki “Bu Altyüklenici Sözleşmesi kapsamında yapılacak olan bildirimler, yazışmalar yazılı olacak ve posta, kayıtlı mektup veya faks iletisi ile veya yukarıdaki adreslere ve/veya yazılı alındı teyidi karşılığında yetkili şantiye temsilcilerine yapılacaktır.” hükmüne göre, taraflar arasındaki ilişkinin yazılılık esasına bağlandığının görüldüğü, dosyada sözleşme hükümlerine ilişkin tek yazışma davacı tarafından gönderilmiş bulunan 01/12/2014 tarihli Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye sayılı görüşme talebi olduğunu, bu talebin 25/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, anılan belgede sözleşme gereği uzlaşma talep edildiği, davacıya iş yaptırılmayıp, başkasına yaptırıldığının belirtildiği, parasal somut bir talepte bulunulmamakta olduğu, davacının 88 + 38 = 126 gün bekletildiğini ve iş verilmediğini belirtip, yukarıda anılan belge hükümlerine göre günlük 2.000,00 TL’den 252.000,00 Euro alacağı olduğunu ileri sürdüğü, ancak anılan belgenin temerrüt için yeterli olmadığı ve anılan süreye ilişkin somut bir para talebi dosyada bulunmadığından bir sonuca varılamadığı, açıklanan nedenlerle davacının bekleme süresinin 126 gün olup olmadığının belirlenemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkilinin, elinde bulunan makine ile hat üzerinde bulunan rayların kaynak işini yaptığını, bunun için de yakma işlemini yapan makine ve ekipmanın alana kurulumunun gerektiğini, bu makine ve ekipmanların oldukça hacimli bir ünite olması nedeniyle her daim kurulum ve işi yapmaya hazır hale gelmesinin mümkün olmadığını, bu bakımdan sözleşmede bekleme sürelerinin net bir biçimde belirtildiğini, alanın hazır olmaması halinde bekleme süresi için ceza şart öngörüldüğünü, sözleşmenin toplamda da süre şartına bağlandığını, davalı ortak girişimin, işin başında sözleşmeye uygun şekilde 1.000 adet yakma işini kısım kısım hazır ettiğini, müvekkilinin de bu işi tamamladığını, bu süreç içerisinde çalışılmayan günlere ilişkin sözleşmeye uygun şekilde gecikme cezalarının da fatura edilmiş bu bedellerin de ödendiğini ancak davalı ortak girişimin başlangıçta 3.000 adet yakma işi taahhüt etmesine rağmen bu işi müvekkiline vermediğini, bu süreçte işin süresinin zeyilnameler ile uzatıldığını ancak uzatma süresinin içerisinde de iş verilmediğini ve neticede 2.000 adet yakma işinin yani sözleşmenin başlangıcında taahhüt edilen 2/3 oranındaki işin iptal edildiğini, bu süreçlerde müvekkili şirketin işi yapmaya hazır halde beklemesine rağmen iş müvekkiline verilmediğini, neticede 3. Kişiye işin verilerek yaptırıldığını müvekkilinin çok sonra öğrendiğini, bu davadaki talepleri ve ihtilafın özünün, iş yapmaya hazır halde bekleyen müvekkilinin bekleme bedeli talebi ile mahrum kaldığı kar bedeli talebi olduğunu, yani davacı müvekkilinin sözleşmenin başında 3.000 adet yakma işi yapacağı taahhüdü ile sözleşmeyi imzaladığını, bu işin 1000 adet kısmının tamamlandığını, kalan 2000 adet iş için süre uzatımı yapılarak beklemeye mahkum edildiğini ve neticede işin 2/3 kısımının iptal edildiğini, dosya içerisinde bulunan ve Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. … tarafından verilen hukuki mütaaalada, işlerin davacıya verilmemesinin davacının kusurundan ileri gelmediği, alanın yakma işine hazır hale getirilmediği, tüm bu bilgiler ışığında davalının bekleme süresine ilişkin bedeli ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiğini, yine sözleşmenin zeyilname ile uzatılması hususunun da sözleşmeye bağlılık konusunda davacıda güven uyandıran bir davranış olmakla, davalı şirketin hem bekleme süresi hem de kar mahrumiyetine ilişkin talebi karşılamakla yükümlü olduğunu, müvekkilim- şirketin büyük çapta makine, alet edevat ve teknik personeli ile 70 gün boyunca bu sahada tutulduğu halde sözleşmede belirlenen işlerin müvekkiline yaptırılmamasının ve akabinde müvekkiline iş verileceği vaadiyleiş süresinin 111 gün daha uzatılması, müvekkilinin şirkete sözleşme ile belirlenen işin bu sürede de verilmemesi, bu sebeple de müvekkilinin hem personel ve ekipman istihdamı sebebiyle büyük masrafları olduğunu, bu sırada devam eden başkaca projelerde de yer alamaması sebebiyle kar mahrumiyeti oluştuğunu, davalı şirketin müvekkiline 1000 adet işi verdikten sonra kalan 2.000 adet işi vereceğinden bahisle müvekkilini sahada beklettiğini, yapılan görüşmeler üzerine sözleşme süresinin bitmesi nedeniyle ek zeyilname düzenlenerek sözleşme süresinin uzatıldığını, bu süreçte müvekkilinin sözleşmeye bağlılığının devam ettiği ve kendisine kalan işlerin verileceği düşüncesi ile bütün ekip ve ekipmanı ile birlikte şantiye sahasında bekletildiğini, ancak zeyilname ile verilen uzatma süresinde dahi sözleşme ile üstlenilen kalan 2.000 adet işin müvekkiline verilmeyip başka şirkete yaptırıldığını, davalı şirketin sözleşme ile yüklendiği işi müvekkiline vermediğini, başka bir şirkete yaptırarak sözleşmedeki edimini yerine getirmediğini, kaldı ki mahkemece yaptırılan 2. Bilirkişi incelemesinde, bekleme süresi yönünden davacının talepte bulunabileceği hususu da açıkça belirtilmesine rağmen mahkemece verilen ret kararının da yasal olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında Marmaray Projesi CR3 Sözleşmesi Gebze-Halkalı Banliyö Hattı İyileştirilmesi İnşaat Ve Elektromekanik Sistemleri Gebze Pendik Arası Alın Yakma Alın Kaynağı İşleri Sözleşmesi imzalanmış olup, bu sözleşme ile davacı taşeron sıfatıyla, davalı tarafından halen yapımı devam eden Gebze-Pendik arası Banliyö hattının T1 ve T2 hatlarında toplam 3.000 adet yakma alın kaynağı işini, 70 günlük süre içerisinde 662.375,00 Euro karşılığında yapmayı kabul ve taahhüt etmiştir. Taraflar arasında sözleşmeye, içeriğine ve iş bedeline yönelik herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf; davalı yüklenicinin sözleşme konusu işlerin miktarında dilediği oranda azattım ve hatta işleri iptal yetkisine sahip olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamında bulunan ve inşaat mühendisi …, mali müşavir … ve hukukçu … tarafından hazırlanan 06/01/2017 tarihli bilirkişi kurul kök raporunda; tarafların 2014 yılı defter tasdiklerinin usulüne uygun yapıldığı, tarafların incelenen defter kayıtlarına göre cari hesapta mutabık oldukları, davalının davacıya herhangi bir cari hesap borcunun bulunmadığı, işin süresinde yapıldığı, gecikmenin sözleşme hükümleri dahilinde kaldığı belirtilmiş, 04/08/2017 ve 26/03/2018 tarihli ek raporlarda; taraflar arasında imzalanan altyüklenici sözleşmesi maddeleri gereği davalı yüklenicinin sözleşme konusu işlerin miktarında dilediği oranda azalttım ve hatta işleri iptal yetkisine sahip olacağı görüş ve kanaati korunmuştur. Yanlar arasında imzalanan ve uyuşmazlık konusu olmayan Alt Yüklenici Sözleşmesinde “İşin Süresi ve Süre Uzatımı” başlıklı 7.2. maddesinde; işin süresinin 70 gün olduğu, işin süresinin ancak yüklenicinin süre uzatımı alması halinde ve bunların alt yüklenicinin işlerine etkileri oranında uzatılabileceği düzenlenmiş, “İşlerin Bir Süre Durdurulması” başlıklı 7.4. maddesinde; yüklenicinin işleri veya işlerin bir bölümünü gerekli gördüğü sürece ve istediği şekilde durdurabileceği ve alt yüklenicinin bu durdurma süresi zarfında işleri veya işlerin bir bölümünü sözleşme şartlarına ve durumun gereklerine uygun şekilde güvenlik altına alıp, muhafaza edeceği, böyle bir durumda yüklenicinin, alt yükleniciye durdurmanın alt yüklenicinin işlerine doğrudan etkileri oranında süre uzatımı vereceği, bundan başka hiçbir isim altında ilave ödeme, tazminat ödemesi v.b. yapmayacağı taahhüt edilmiş, “Alt Yüklenici Sözleşmesi İşlerindeki Değişiklikler” başlıklı 8.1.maddesinde; yüklenicinin işlerin veya herhangi bir kısmının şekli, evsaf, nitelik veya miktarı üzerinde kendi görüşüne göre gerekli olabilecek her türlü değişikliği yapabileceği ve bu amaçla veya herhangi başka bir nedenle daha doğru ve uygun olacağını mülahaza ettiği takdirde, alt yükleniciye herhangi bir işin miktarını artırmak ya da azaltmak veya işlerin herhangi bir bölümünü iptal etmek talimatını verme yetkisine haiz olduğu, alt yüklenicinin de bu durumun gereğini yerine getireceği kabul edilmiştir. Yine sözleşmenin “Alt Yüklenici Sözleşmesi Bedeli’ başlıklı 12.1. Maddesinde; metrajların değişmesine paralel olarak sözleşme bedelinin değişebileceği ancak fiyatlandırılmış işler tablosundaki birim fiyatların sabit ve kesin olduğu, yüklenicinin fiyatlandırılmış işler tablosundaki mevcut pozların miktarını arttırıp veya eksiltebileceği gibi, bazı pozları tamamen iptal edebileceği ve/veya iş gereği yeni pozlar talep edebileceği, alt yüklenicinin bu nedenlerle toplam sözleşme bedeli tutarında artış veya azalış olma olasılığı konusunda tamamen bilgi sahibi ve kabul etmiş olacağı, işlerin artmasında hiçbir itirazda, eksilmesinde de kardan mahrumiyet, iş gücünün bağlanması ve benzeri herhangi bir nedenle hiçbir istek ve iddiada bulunmayacağını kabul ve taahhüt etmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde mahkemece yanlar arasında imzalanan ve uyuşmazlık konusu olmayan alt yüklenici sözleşmesinin yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan 7.4., 8.1. Ve 12.1. Maddeleri uyarınca davalı yüklenicinin işleri veya işlerin bir bölümünü gerekli gördüğü sürece ve istediği şekilde durdurabileceği, fiyatlandırılmış işler tablosundaki mevcut pozların miktarını arttırıp veya eksiltebileceği gibi, bazı pozları tamamen iptal edebileceği ve/veya iş gereği yeni pozlar talep edebileceği, davacı taşeronun bu nedenlerle toplam sözleşme bedeli tutarında artış veya azalış olma olasılığı konusunda tamamen bilgi sahibi ve kabul etmiş olacağı, işlerin artmasında hiçbir itirazda, eksilmesinde de kardan mahrumiyet, iş gücünün bağlanması ve benzeri herhangi bir nedenle hiçbir istek ve iddiada bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiğinden bu bedelleri istemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2019 tarih ve 2015/305 Esas, 2019/795 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 31/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.