Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/647 E. 2023/696 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/647
KARAR NO: 2023/696
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2016/84 Esas, 2019/1074 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile düzenlediği 08/08/2014 tarihli … numaralı sözleşme ile davalıya ait Kırklareli Organize Sanayi Bölgesi parsel … Kırklareli’de yapımı gerçekleştirilen Kırklareli Yüksek Teknoloji Ürünleri (TİF) Fabrikası çelik konstrüksiyon yapım işlerine ilişkin her türlü imalatların uygulama projelerinde gösterildiği şekilde sözleşme ve eklerine, yasal yükümlülüklere uygun mahiyette birim fiyat ile yapılması işini üstlendiğini, sözleşmede işin süresinin 2 ay, iş bedelinin de 922.581,30 TL+ KDV olarak kararlaştırıldığını, ancak davalının hem imalat projelerini hem de inşaat sahasında yer teslimini geciktirmesinden kaynaklı olarak işin 10 ay uzadığını, ayrıca sürenin uzaması nedeniyle değişen mevsim şartlarının da maliyet artışını etkilediğini, 2 aylık süreye istinaden şantiye şefi ve personelle yapılan sözleşmelerin süresinin bittiğini, yeniden sözleşme yapmak zorunda kaldıklarını, bu nedenle şantiye şefi, idari personel ve işçi çalıştırmak suretiyle zarara uğradıklarını, maliyet artışı olduğunu belirterek, söz konusu maliyet artışı ve zararlarından doğan toplam 399.796,20 TL+KDV maddi kaybının sözleşmenin bitim tarihi olan 08/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında da İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/91 Esas sayılı dosyadaki davanın sonucunun beklenmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme maddelerine göre davacının tazminat talebinin ve iddia ettiği olguların haksız olduğunu, sözleşmenin 6. maddesinde; söz konusu fabrikanın çelik konstrüksiyon yapım işleri imalatlarının yapılması için gerekli olan her türlü imalatların uygulama projelerinde gösterildiği şekil ile sözleşme ve eklerine, yasal yükümlülüklere uygun mahiyette birim fiyat ile yapılması işi olduğu, sözleşmenin 7.maddesinde sözleşme konusu işin birim fiyat usulüyle yapılması dolayısıyla sözleşmenin birim fiyatlarının sabit olduğu herhangi bir ad altında ilave ödeme yapılamayacağının düzenlendiğini, davacının tüm hususları değerlendirerek ve inceleyerek teklif verdiğini, sözleşmenin 15.maddesinin “i” bendinde iş için gerekli olan projelerle diğer teknik belgelerin yükleniciye tesliminde, gecikme olması veya uygulanmak üzere yükleniciye verilen proje ve teknik belgelerde yeni proje veya belge hazırlanmasını gerektirecek ve dolayısıyla zamana ihtiyaç gösterecek şekilde değişiklik yapılması hallerinde yüklenicinin hiçbir itiraz öne süremeyeceğinin, projenin tesliminde gecikme olması halinde dahi davacının herhangi bir itiraz ve talepte bulunamayacağının açık şekilde düzenlendiğini, sözleşmenin iş sahası ile ilgili veriler başlıklı 16. maddesinde yüklenicinin iş sahasının çevresel iklim etkileri konusunda yeterli bilgi sahibi olduğunu, sözleşme bedelini oluştururken bu bilgilerin fiyatlara yansıtıldığını kabul ve taahhüt eder ve yüklenicinin çevre koşulları ile ilgili riskler olasılıklar ve sözleşme bedelini etkileyebilecek tüm diğer koşullara ilişkin bilgileri elde etmiş olduğunu kabul edeceğinin düzenlendiğini, bu düzenlemenin bile tek başına davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının sözleşmeye aykırı olduğu ve hukuken dayanağının olmadığını açıkça göstereceğini, sözleşmenin 21. Maddesinin “e” bendinde mücbir sebepler veya işverenin sebep olduğu hallerden dolayı işte sorumluluğu yükleniciye ait olmayan gecikmelerin meydana gelmesi halinde bu durumun işverence incelenerek işi engelleyici sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre işin bir kısmına veya tamamına ait süre uzatılabilir, mücbir sebep halleri hariç diğer koşullarda süre uzatımı verip vermemek işverenin taktirinde olduğunu, yüklenicinin bundan dolayı hiçbir hak ve talepte bulunamayacağının, sözleşmenin 12.maddesinde yüklenicinin kendi seçtiği erişim yollarının uygunluğu ve kullanılabilirliğini kabul eder, işveren bu tür yolların kullanılmaları veya kullanılmamalarından doğabilecek iddia ve taleplerden dolayı sorumlu olamaz yüklenicinin kullandığı erişim yollarının bakımından sorumlu olduğunu, davacının sözde maliyet artışı nedeniyle talepte bulunmasının sözleşmeye açıkca aykırı olduğunu, davacının maliyet artışına dayanak gösterdiği olguların mevzuata ve sözleşmeye göre kabulünün mümkün olmadığını, kaldıki bu olgulara ilişkin sözleşme de düzenlemeler olduğunu, bu düzenlemelere aykırı taleplerin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının projelerin ve montaj sahasının zamanında teslim edilmediğine ilişkin iddialarının yerinde olmadığını, işin gecikmesine davacının yaptığı hatalı imalatların neden olduğunu, müvekkili şirketin iş sahasındaki yetkililerinin bu hataların düzeltilmesi talebinde bulunduğunu, davacının bu hatalı imalatları gidermesi ve düzeltmesinin işin süresinin uzamasına neden olduğunu, davacının kendi kusuruyla sebep olduğu süre artışından kaynaklı taleplerde bulunamayacağını, davacının hatalı imalatlarının yanında sözleşme uyarınca yapması gereken işleri de uyarılara rağmen zamanında tamamlamadığını, davacının mevsim şartlarına ilişkin iddilarına göre dosyaya sunduğu fotografların sadece 14.11/2014 26/11/2014 04/12/2014 ve 18-19/06/2015 tarihlerine ilişkin olduğunu, davacının beyanına göre işin 16 ay yani 480 gün devam ettiği dikkate alındığında 5 güne ilişkin mevsim koşullarını gösterdiğinin açık olduğunu, bu durumda işin devam ettiği süre zarfında sadece bu zamana ilişkin hava ve iş sahası koşullarının çalışmayı engellediği ve buna ilişkin maliyet artışının kendi içinde çelişkili olduğunu, davacı ile imzalanan sözleşmenin sabit birim fiyat bazlı sözleşme olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme miktarını arttırma ve azaltma hakkına sahip olduğunu, davacının özellikle talep ettiği tutarın büyük çoğunluğunun genel giderler kalemi olup ne şekilde hesaplandığı ve tutarların gerçekten gider olarak harcanıp harcanmadığının anlaşılamadığını, davacının iddia ettiği personel ve ekipmanlarında iddia edilen süreçlerde iş sahasında bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının talep ettiği tutarların fahiş olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında, 08/08/2014 tarihli sözleşme imzalandığı, bu sözleşmeye göre davacı şirketin Kırklareli Yüksek Teknoloji Ürünleri (TİF) Fabrikası çelik konstrüksiyon yapım işleri imalatlarının yapılması için gerekli olan her türlü imalatların ugulama projelerinde gösterildiği şekilde sözleşme eklerine, yasal yükümlülüklere uygun mahiyette birim fiyat ile yapılması işini davacının üstlendiği, davalının hem imalat projelerini hem de inşaat sahasında yer teslimini geciktirmesinden kaynaklı, işin uzamasından dolayı uğradığı maddi kayıpları talep ettiği, davalının ise davacının iddialarını kabul etmediği gibi sözleşme maddelerine göre davacının söz konusu zararlarını isteyemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istediği, sözleşmenin 10.maddesine göre davacı (yüklenici) sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra 3 (üç) gün içinde yeri teslim almaya ve yer tesliminden itibaren iş programına göre işe başlamaya mecbur olduğu, yüklenicinin yer teslimi ve işe başlamanın gecikmesi halinde sözleşme md.22 ye göre fesih hakkı uygulanır şeklinde düzenleme bulunduğu, sözleşmenin 21.maddesinin (a) bendi uyarınca yüklenicinin sözleşme kapsamınındaki işleri sözleşmenin imzalanmasından itibaren 2 ay içinde geçici kabule hazır hale getireceğinin belirlendiği, davacı taraf bu süre içinde işverenin imalat projelerini ve inşaat sahasında yer teslimini geciktirdiğini iddia etmiş ise de, davacı yüklenici işe başlamış olmasına rağmen gecikmeye yönelik olarak sözleşmeden kaynaklanan fesih hakkını kullanacağını, maliyet artışının olacağını ve bunu talep edeceğine yönelik davalı tarafa usulüne uygun bir bildirimde bulunmadığı, bu hali ile davacı tarafın işin bitiminden sonra gecikmeden kaynaklanan maliyetin artışına yönelik ek ücret talebinde bulunmasının 4721 Sayılı Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan Dürüstlük Kuralına aykırı görüldüğü, kaldı ki; yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 15.md.sinin (i) bendinde İş için gerekli olan projelerle diğer teknik belgelerin yükleniciye tesliminde gecikme olması veya uygulanmak üzere yükleniciye verilen proje ve teknik belgelerde, yeni proje veya belge hazırlanmasını gerektirecek ve dolayısıyla zamana ihtiyaç gösterecek şekilde değişiklik yapılması hallerinde yüklenici hiçbir itiraz öne süremez şeklinde düzenleme yapıldığı, davacı tarafın imzalayarak kabul ettiği sözleşmenin ilgili maddesinin varlığı karşısında gecikmeden doğan maliyet artışı talebinde bulunmasının açıkça sözleşmeye aykırılık gösterdiği, sözleşmenin 7.md.sinde yüklenicinin yapacağı işin bedeli belirlenmiştir. İlgili maddede sözleşme konusunun birim fiyat usulüyle yapılması, sözleşmenin birim fiyatları sabit olup işin toplam bedeli dışında herhangi bir ad altında ilave ödeme yapılamayacağının kararlaştırıldığı, davalı tarafça yapılan işe ilişkin olarak sözleşmede kararlaştırılan bedel ödendiğinden, davacı tarafın başkaca bir bedel talep etme hakkı bulunmadığı, sözleşmenin 27.md.si ise sözleşme birim fiyatlarının değişmezliği, eskalasyon uygulaması başlığı altında düzenlenmiş olup, ilgili maddede; yüklenicinin gerek sözleşme süresi gerekse varsa uzatılan süre içinde sözleşmenin tamamen ifasına kadar vergi, resim, harç, bunlarla sınırlı olmamak üzere sair bilcümle mali yükümlülüklerde artışa gidilmesi veya yeni mali yükümlülüklerin ihdası gibi nedenlerle ve malzeme fiyatlarının yükselmesi ile ekonomik dalgalanmalar gibi diğer nedenler ile birim fiyatların değiştirilmesi ve artırılması talebinde bulunamayacağı, çelik malzeme ve her türlü malzeme fiyatında oluşabilecek fiyat artışından dolayı yükleniciye fiyat farkı verilmeyeceği, sözleşme birim fiyatlarında hiçbir şart ve surette eskalasyon uygulanamayacağının kararlaştırıldığı, açıklanan nedenlerle tarafların 08/08/2014 Tarihli sözleşmenin içeriğini 6098 Sayılı Kanunun 26.md.si uyarınca kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirledikleri, dava konusu taleplerin açıkça taraflar arasında düzenlenmiş sözleşmeye aykırı olduğu gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemenin sözleşmenin 10. maddesini gerekçe alarak verdiği kararın Medeni Kanun madde 2’deki dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, sözleşmenin 10. ve 22. Maddelerinin yükleniciye değil davalı işverene fesih hakkını düzenlediğini, davacının projenin ve yer tesliminin gecikmesinden dolayı maddi kayıplara uğradığını defalarca sözlü olarak davalı işverene bildirildiğini, 26/03/2015 tarihinde de yazılı olarak … Proje Müdürüne bildirdiğini, uğradıkları zararlara ilişkin maddi kayıp tablolarını karşı tarafa ilettiklerini, onların da kendi tablolarını oluşturduklarını, mahkemenin davacı şirketin zararlarına ilişkin bildirimde bulunmadığı tespitinin doğru olmadığını, taraflar arasındaki yazışmaların, gecikmenin ve uğranılan zararın karşı tarafa bildirildiğini delil olarak göstereceğini, davalı tarafın sözleşmenin ifası boyunca üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin başından itibaren projelerin hiçbirini vermediğini, sözleşme kapsamında olmamasına rağmen projelerin kendileri tarafından yapıldığını 2 aylık işin davalı işverenden kaynaklı 12 aya uzayabileceğini, basiretli bir tacir olarak davacının öngörmesinin beklenemeyeceğini, işin yapılacağı binanın bitmemiş olması ve binadaki hatalar nedeniyle yapılan imalatın binaya uymadığını, 20 kişi çalıştırması gerekirken 40 kişi çalıştırdığını, yer tesliminin süresinde yapılmadığını, davanın reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında davalının fabrikasının çelik konstrüksiyon yapım işlerine ilişkin 08/08/2014 tarihli sözleşme akdedilmiştir. Sözleşmeye göre, işin süresi sözleşme tarihinden itibaren 2 ay, sözleşme bedeli de 922.581,30 TL + KDV olarak kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici davalının binasına yapılacak olan çelik konstrüksiyon imalatı işinin binadaki yapım bozuklukları davalının uygulanacak projeyi süresinde teslim etmemesi projede sürekli değişiklik yapması ve iş alanının süresinde teslim edilmemesi nedeniyle 2 aylık sürenin 12 aya uzadığını, arada mevsimsel değişikliklerin de sürenin uzamasına sebep olduğunu, bu nedenle fazladan eleman çalıştırdığını, maliyetlerin arttığını, gecikmeden dolayı 399.796,20 TL + KDV zararının sözleşmenin bitim tarihi olan 08/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davalı taraf ise sözleşmenin ilgili maddelerine göre davacının bu taleplerde bulunamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Sözleşmenin 6. Maddesinde, imalatların projeye sözleşme ve eklerine uygun birim fiyatlarla yapılacağı; 7.maddesinde, sözleşmenin bedeli, birim fiyat usulü olup sözleşmedeki birim fiyatların sabit olduğu, herhangi bir ad altında ilave ödeme yapılmayacağı, sözleşme bedelinin toplam 922.581,30+ KDV olduğu; 10. Maddesinde, işe başlama süresi, sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra 3 iş günü içinde yer teslimi, yer tesliminden itibaren iş programına göre işe başlamanın mecburi olduğu, gecikme halinde sözleşme madde 22’ye göre fesih hakkı uygulanacağı; 15.maddesinde, işveren sözleşme konusu işlerle ilgili proje ve benzeri teknik belgelerde gerekli göreceği her türlü değişikliği yapmaya yetkili olduğu, yüklenicinin de işlerin devamı sırasında yapılacak bu değişikliklere göre işe devam etmek zorunda olduğu, “i” bendinde, iş için gerekli olan projelerle diğer teknik belgelerin yükleniciye tesliminde gecikme olması halinde yani yükleniciye verilecek proje ve teknik belgeler ile yeni proje ve belgelerin hazırlanmasını gerektirecek dolayısıyla zamana ihtiyaç gözetecek şekilde değişiklik halinde yüklenicinin hiçbir itiraz öne süremeyeceği; 21.maddesinde, işin yasal süresinin yüklenicinin sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 2 ay olup bu süre içinde işin geçici kabule hazır hale getirileceği, bu süreye hava, yol resmi tatil gibi sürelerin dahil olduğu, ek süre talep edilemeyeceği; 22.maddesinde, iş veren tarafından varsa verilen süre uzatımı hariç iş zamanın da bitirip teslim edilemediği taktirde )işveren gecikmeden kaynaklanan zararlarını talep hakları saklı kalmak kaydıyla ) sözleşme bedeli üzerinden %0,3 (binde üç) oranında gecikilen her takvim günü için yüklenicinin hakedişinden gecikme cezası kesileceği; 27.maddesinde, yüklenicinin gerek sözleşme süresi gerekse varsa uzatılan süre içinde sözleşmenin tamamen ifasına kadar mali yükümlülüklerde artış olması, yeni mali yükümlülüklerin ihdası gibi nedenlerle ve malzeme fiyatlarının yükselmesi ile ekonomik dalgalanmalar gibi nedenlerle birim fiyatlarının değiştirilmesini ve artırılmasını talep edemeyeceği, her türlü fiyat farkından yüklenicinin sorumlu olacağı hükümleri düzenlenmiştir. Mahkemece, dava konusu ile ilgili bilirkişi heyetinden rapor almış, 22/02/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davacının ek maliyet zararlarının hesaplanması için dosyaya sunduğu bilgi ve belgelere göre hesaplama yapılamayacağı belirtilmiştir. Tarafların tanık dinletme talepleri kabul edilmiş olup dinlenen tanık beyanları ile işin 2 aydan fazla sürdüğü, uzadığı tespit edilmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesine göre, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 3 gün içinde yer teslimi yapılacağı ve işe başlanacağı düzenlenmiş olup, yüklenicinin yer teslimi ve işe başlamanın gecikmesi halinde madde 22’deki fesih hakkını kullanabileceği ve 2 ay içerisinde de yer teslim zorunluluğu olduğu halde davacı yüklenicinin iddia ettiği gibi yer tesliminin gecikmesi nedeniyle fesih hakkını kullanmadığı, sözleşmenin 27. maddesine göre de tüm maliyet artışlarından dolayı herhangi bir hak talep edemeyeceği, düzenlemesi karşısında, davacının maliyet artışından dolayı zararların tazminini talep etmesi mümkün değildir. Mahkemece bu hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2019 tarih ve 2016/84 Esas, 2019/1074 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.