Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/628 E. 2020/1001 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/628
KARAR NO : 2020/1001
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/05/2017
NUMARASI : 2010/1274 Esas, 2017/468 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 06/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, yazılı eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında davalıya verilen çekler nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti-istirdat talebine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında müvekkilinin devraldığı inşaatların davalı tarafından yapımı konusunda anahtar teslimi inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, edimlerin yerine getirilmesi için müvekkilinin davalıya çekler verdiğini, ancak davalının inşaat işlerini bırakarak kaçtığını, inşaatın tamamlanmadığına dair tespitler yaptırıldığını, eksik bırakılan işlerin tamamlanabilme bedelinin yaklaşık 3.000.000,00 TL ile 5.000.000,00 TL arası olduğunu, davalı …’ın müvekkili şirketten değişik tarihli çekler ve nakden ödemelerle 30.000.000,00 TL civarında ödeme aldığını, buna karşılık 15 tane ayrı yer için imzalanan inşaat sözleşmelerine binaen inşaat projelerine ve sözleşmeye göre yapması gereken yerlerin sadece 4’ünü teslim ettiğini, diğer yerleri ise yarım bıraktığını, müvekkilinin .. İnşaat’a teslim ettiği çeklerden olan … Sahra-i Cedid Şubesine ait … numaralı, 26.07.2010 vadeli 115.000,00 TL değerli ve … numaralı 28.08.2010 vadeli 125.000,00 TL değerli çekleri davalının … A.Ş.’ne kırdırttığını, davalı …’ın vadesi gelen ve ödenen çekleri hem kendisi hem de şirketi adına temlik ederek davalı … şirketine teslim ettiğini, kötü niyetli faktoring şirketinin de çekleri temlik alırken …’ın da şahsi kefaletini aldığını, …yetkilisi olduğundan davalı adına hareket ettiğinden üçüncü kişi olarak değerlendirilemeyeceğini, davalının müvekkiline borçlu olduğunu, müvekkilinin temlik ilişkisi çerçevesinde … karşı ileri sürdüğü bütün defi ve itirazlarını davalı ….’ne karşı da ileri sürme hakkına sahip olduğunu, müvekkili ile davalı … arasındaki sözleşmelerde genel olarak işin bitiş, teslim ediliş tarihinin 30.12.2010 olduğunu belirterek, müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının ve çeklerin bedelsiz olduğunun tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … ile … vekili, sözleşmede hakediş şeklinde bedel ödemesi yapılacağı belirtilmesine rağmen işler tamamlanmadan peşinen vadeli çek ile ödenmesinin hayatın akışına uygun olmadığını, müvekkilinin ekonomik açıdan içine düştüğü zor durumun kullanılarak müvekkiline baskı yapıldığını, ibraname denilen evrakın müvekkili …’dan alındığını, müvekkilinin kendisinin ya da yakınlarının zarar görmemesi için bu evrakı imzalamak zorunda kaldığını, ibraname adı altındaki bu belgenin B.K. 29 maddesi gereği geçersiz olduğunu, ikrah ile müvekkili şirketten ibraname alınması sırasında müvekkiline iş yapan bazı taşeronlara olan borçların ödeneceğinin belirtilerek davacı şirket tarafından müvekkili şirkete ve yetkilisi diğer davalı gerçek kişiden bazı çeklerin ciro edilmesinin talep edildiğini, eğer çekler müvekkiline ciro ettirilen çeklerden ise tarafların ticari defterlerinde doğrulanamayacağını, davacı tarafın müvekkiline tüm işlerin bedellerini ödemediği hususunun davacıdan alınan tüm çekler, hak ediş raporları ve tarafların ticari defterleri incelendiğinde açığa çıkacağını, müvekkili şirketin taraflar arasında geçerli sözleşme hükümleri gereği hak ediş raporları doğrultusunda bedeli davacıdan aldığını, fazladan ödeme iddiasının doğru olmadığını, davacının bahse konu çekleri müvekkiline verdiğini ve bu çeklerden bazılarının da müvekkili şirketçe faktoring firmalarına verildiğini, ortada hukuka aykırı bir işlem olmadığını belirterek, davanın reddine ve davacının kötü niyetli olması sebebiyle alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. Vekili, müvekkili şirket ile diğer davalı şirket arasında 20.11.2009 tarihli Faktoring Sözleşmesinin imzalandığını ve müvekkilinin davalı şirketin davacıdan olan fatura alacaklarını temlik aldığını, karşılığında dava konusu 2 adet çeki teslim aldığını, müvekkilinin alacağı temlik alırken üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, faktoring işlemleri gerçekleştikten sonra meydana gelecek ihtilafları öngörmelerinin mümkün olmadığını, davacının çek vadelerinin yaklaşması nedeni ile işbu davayı açarak borcunu ödemeyi ötelemeye çalıştığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece istinafa konu karar ile, işin davalı tarafından tamamlanmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulü ile, … Sahrayıcedit Şubesinden verilme 26/07/2010 tarih … nolu 115.000,00 TL lik çek ile 28/08/2010 tarih … nolu 125.000,00 TL çekin ödeme nedeniyle toplam 240.000,00 TL bedelinin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalı … İnş. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, davalılar … A.Ş ile diğer davalı … Korkmaz hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, iş bu karar davacı iş sahibi vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekilinin davalı yüklenici şirket aleyhinde kısmen kabul edilen davasına yönelik bir istinaf talebi bulunmadığı, diğer davalılar hakkında reddedilen talepleri yönünden bunların kötüniyetli oldukları ileri sürülerek istinaf talep edildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamına göre, davalılardan …’nin dava konusu çekleri davalı yüklenici şirketten kötüniyetli olarak devraldığı hususu ile diğer davalı …’ın da kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından mahkemece bu davalılara yönelik davanın ispatlanamadığından bahisle verilen red kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2017 tarih ve 2010/1274 Esas, 2017/468 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.