Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/610 E. 2023/586 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/610
KARAR NO: 2023/586
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2015/1087 Esas, 2019/1165 Karar
DAVA: Alacak
Birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/845 Esas sayılı dosyasında;
DAVA: İnşaatın Süresinde Bitirilmemesi Nedeniyle Aktif Feshi ve Gecikmeden Doğan Alacak / Yükleniciye Borçlu Olmadığının Tespiti
Birleşen İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/466 Esas sayılı dosyasında;
DAVA: Tapu İptali ve Tescil, Terditli Olarak Alacak
KARAR TARİHİ: 23/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı yüklenici ile arsa sahibi olan davalılar … ve … arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını; Üsküdar … Noterliğinde 19/06/2012 tarihinde ve … yevmiye nosu ile düzenlenen bu sözleşme ile davalı arsa sahiplerine ait Sancaktepe İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde, müvekkili tarafından sözleşme ile kararlaştırılan inşaatın yapılmasının taahhüt edildiğini, yapı ruhsatı alınarak inşaat yapıldığını, İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/44 D.iş dosyasında yaptırılan delil tespitine göre de inşaatı %87 oranında tamamladıklarını, sözleşme gereğince inşaatı bitirdiğinde davalı arsa sahiplerinin %60 oranında arsa payını ve bu arsa payına isabet edecek bağımsız bölümlerini davacıya devretmesi gerektiğini, delil tespiti dosyasında yapılan işin değerinin 466.661,02 TL olarak belirlendiğini, davalı arsa sahiplerinin tapu devir edimlerini yerine getirmediklerini, kat irtifakı için tapuya gittiklerinde arsa sahiplerinin arsayı diğer davalı … Dış Tic.AŞ’ne kendilerine haber vermeden devrettiklerini, sözleşmeye devam imkanının kalmadığını belirterek, davalıların sözleşmeye devam imkanını ortadan kalkmış olması sebebiyle 466.661,02 TL yapılan iş bedeli ile davacının yarım kalan iş sebebiyle yoksun kaldığı kârın arsa sahibi davalılar ile inşaat işini devralan … Dış Tic.AŞ’den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacı ile kendileri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacı yüklenicinin inşaata başladığını ancak inşaatı süresi içinde bitiremediğini, taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı sebeplerle fesih ettiklerini, davacıdan alacaklarının bulunduğunu, bunlar içinde İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/845 Esas sayılı dosyada dava açtıklarını belirterek, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahibi tarafından haklı sebeple fesih edildiğinin tespiti; eksik ve ayıplı işlerden doğan alacaklarının, sözleşmeden doğan alacaklarının tespiti ile tespit edilecek bu alacakların yüklenicinin doğan alacağından mahsubu ile inşaattan dolayı arsa sahibi davacıya borçlu olmadıklarının tespiti gerektiğini; davalı … Dış Tic.AŞ’nin arsa sahiplerinden inşaat işini devralan sıfatı ile yüklenici tarafından açılan davadan sorumlu olmayacağını, davacı ile davalı şirket arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığını ve davalı şirketin de inşaat işini devir alırken kötü niyetli olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/845 Esas sayılı dosyasında davacı arsa sahipleri … ve … ile onlardan devir alan … Dış Tic.AŞ vekili, davalı yüklenicinin inşaatı süresinde bitiremediğini, bu nedenle sözleşmenin arsa sahipleri tarafından haklı nedenle fesih edildiğinin tespiti, davacıların sözleşmeden doğan alacaklarının belirlenmesi, eksik ve ayıplı işlerin belirlenmesi ile bunların takas ve mahsup yapılarak davalının inşaatı yapması nedeniyle bir alacağının olmadığının tespiti, varsa ve kalan davacı alacaklarının takas ve mahsupları yapılarak, varsa depo kararı verilmesi, tapudaki şerhlerin kaldırılması ve davalının tedbiren inşaattan el çektirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic.Ltd.Şti vekili, feshin haksız olduğunu, davacı arsa sahiplerinin ve ondan devir alan yeni yüklenicinin davalı müvekkilinden herhangi bir alacaklarının bulunmadığını, tam aksine kendilerinin alacaklı olduğunu belirterek, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/466 Esas sayılı dosyasında davacı … vekili, yüklenici şirket olan … Tic.Ltd.Şti’den yapılan inşaatın zemin kat, 1 nolu ve 2 nolu, 3. Normal kat 7 nolu daireyi haricen satın aldığını, bedelini yüklenici … Tic.Ltd.Şti’ne ödediklerini belirterek, söz konusu 3 adet dairenin davacı adına tesciline karar verilmesini, tapu iptali tescil talebinin kabul edilmemesi halinde ise, dairelerin rayiç bedelinin davalı olan yükleniciler ve arsa sahipleri ile inşaat işini devralan … Dış Tic.AŞ’den müteselsilen ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …, … ve … Dış Tic.AŞ vekili; davacının daire aldığı … Tic.Ltd.Şti ile olan kat karşılığı inşaat sözleşmesini haklı olarak feshettikleri için davacının tapu iptali ve tescil talep edemeyeceğini, alacak talep edilemeyeceğini, davalılar ile … arasında akdi bir ilişki olmadığını, …’ün ancak akdi ilişki kurduğu … Tic.Ltd.Şti’nden zararını/daire bedellerini isteyebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı … Ticaret Limited Şirketi tarafından açılan davada, davalılar … ve … yönünden davanın kısmen kabulü ile; 441.620,42 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve …’den tahsiline, davacıya verilmesine, bu davalılar yönünden fazlaya dair diğer tüm taleplerin reddine, iş bu davada … Dış Tic.AŞ aleyhine açılan davanın reddine, Birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/845 Esas sayılı dosyasında; … Dış Tic.AŞ tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddine, bu dosyanın diğer davacıları olan … ve … yönünden ise davalı yüklenici … Limited Şirketi’den inşaat yapımından kaynaklanan 139.459,00 TL alacakları kök dosyada … Limited Şirketi alacağından mahsup edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, mahsuba giren bu miktar dışındaki tüm alacak taleplerinin reddine, Birleşen İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/466 Esas sayılı dosyasında … tarafından açılan davanın, davalılardan … Dış Tic.AŞ yönünden reddine, bu dosyadaki davacının tescil talebinin de reddine, davacının alacak talebinin davalılardan … ve … yönünden kısmen, davalı … Ticaret Limited Şirketi yönünden ise tamamen kabulüne ile, 610.000,00 TL’nin birleşen dosyanın dava tarihi olan 25/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline ve bu davacıya verilmesine, bu tahsilat yapılırken davalı … Limited Şirketi’nin 610.000,00 TL’nin tamamından, davalılar … ve …’in ise bu miktarın ilk 463.600,00 TL’sinden müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar vermiştir. Asıl davada davacı birleşen davalarda davacı ve davalı …, … ve … Dış Tic.AŞ vekili istinafında, HMK hükümleri gereğince; her davada yer alan talepler için ayrı ayrı karar verilmesi ve gerekçeli kararda açıklanması gerektiğini, asıl dosya ve iki birleşen dosya ile birlikte 3 ayrı davanın bulunduğunu, mahkemenin gerekçeli kararı ile oluşturulan hüküm arasında kim kimden neden nasıl hangi gerekçe ile ne miktar alacaklı olduğu hususunu anlamanın mümkün olmadığını, sözleşmenin taraflar arasında geçerli olacağını, yani nisbi haklar oluşturduğunu, başkalarına siyaret etmeyeceğini, hatta arsa sahibi ile yüklenici arasında imzalanan sözleşmelerde temlik yasağının da mevcut olduğunu, TBK’nın 188/1 maddesi gereğince alacağın devrinin borçlunun durumunu ağırlaştıramayacağını, davada sözleşmenin geçmişe mi yoksa geleceğe yönelik mi sonlandırıldığının tespiti gerektiğini, mahkemenin, sözleşme feshedilmekle yoksun kalınan kâr istenemeyeceği, ancak olumsuz zararların istenebileceğini, ancak tamamlanan %87 inşaat kısmı için de ayıplı ve düzeltilmesi gereken %24 oranın bulunduğu dikkate alınarak yoksun kalınan kâr talebine hükmedilmediğini, mahkemenin gerekçesinde arsa sahiplerinin haklı olarak sözleşmeden döndüklerinin kabul edilmesine rağmen tam tersine karar verildiğini, mahkemenin arsa sahiplerinin baştan itibaren dönmekte haklı olduklarını ve kaldı ki bir kısmının kaçak yapıldığını belirtmek suretiyle artık sözleşmeyi üçüncü kişiye yani yükleniciden hak alan kişiye yaygınlaştıramayacağını, mahkeme kararının hatalı olduğunu, müteahhitin alacak hakkını bir üçüncü kişiye devredince malvarlığından bu alacak hakkının çıkmış olacağını, artık müteahitin bu alacak hakkı üzerinde tasarruf yetkisine sahip olamayacağını, yeniden bir tasarrufta bulunamayacağını ve dava açamayacağını, yüklenicinin temliki geçerli ise davacı … Dış Tic.AŞ ve …’e devir ve temlik ettiği hakları için hiçbir şekilde dava açamayacağını, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, mahkemenin arsa sahiplerini yükleniciye karşı 441.620,42 TL ile sorumlu tutarken, halefe karşı 463.600,00 TL ile sorumlu tuttuğunu, istinaf eden şirketin arsa sahiplerinden haklarını temlik aldığını hemde yükleniciden iki daire temlik aldığını, arsa sahiplerinin temlik etmesinde hiçbir hukuki mani bulunmadığını, davalı yüklenicinin inşaatı yapmadığını, ayrıca inşaatın bazı kısımlarını da kaçak yaptığını, sözleşmenin baştan itibaren fesih şartlarının oluştuğunu, inşaatın kaçak ve ancak %75’lik kısmının yapıldığını, iskan alınması için yıkım yapılması gerektiğinin bilirkişi raporundan anlaşıldığını, yüklenici şirketin açtığı tüm davaların reddi gerektiğini, … tarafından açılan davanın sözleşmenin geçmişe etkili feshi yani dönme sebebiyle ve bu davacının verdiği paraya karşılık aldığı senedi kendilerine yöneltemeyeceğinden davanın reddi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-birleşen davada davalı … Ticaret Limited Şirketi vekili istinafında, mahkeme gerekçesinin doğru olmadığını, davalının fesih beyanının esas alındığını, ancak bu fesih ihtarının kendilerine uluşmadığını ve mahkemenin bunu araştırmadığını, mahkemenin gerekçesinde sözleşmeyi kim fesih etti, fesih haklı mı, arsa maliklerinin taşınmazı devir etmesinin sonuçları neler olacağı hususunda bir değerlendirme yapmadığını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin kimin tarafından ve ne şekilde sonlandırıldığının tespiti yapılmaksızın hüküm tesis edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşme konusu taşınmazı üçüncü şahsa devretmek suretiyle sözleşmenin ifasını imkansız hale getiren arsa sahipleri olmasına rağmen inşaatın tamamlanması için gereken bedelin davacı alacağından mahsup edilmesinin mümkün olmadığını, … Dış Tic.AŞ yetkilisi …’ın müteahhit ve arsa sahipleri arasında bir sözleşmenin mevcut olduğunu hatta temlikten taşınmazı ve sözleşmeyi arsa sahiplerinden temlik aldığı sabit iken, … Paz.San.ve Dış Tic.AŞ’nin taraflar arasındaki ilişkiyi bilmediğinden bahsedilemeyeceğini, basiretli bir tacirin taşınmazı ve hatta sözleşmeyi temlik almak suretiyle müteahhit açısından sözleşmenin ifasının imkansız hale geleceğini de bilmemesinin mümkün olmadığını, asıl davada davalı … Dış Tic.AŞ yönünden davanın reddinin hatalı olduğunu, birleşen 2015/845 davası yönünden inşaatın tamamlanması için gereken 139.079,50 TL’yi kendi alacaklarından mahsup ederek arsa sahiplerinin davasının kısmen kabulüne karar verildiğini, davalı arsa sahiplerinin haklı sebeple feshe dayanmasına rağmen bu hususta mahkemece bir değerlendirme yapılmadığını, haklı sebeplerle fesih edildiğinin ispat edilmesi gerektiğini belirterek, bu birleşen davaya ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini, birleşen 2015/466 esas sayılı dosyası yönünden, birleşen dosyanın dava dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmeden karar verildiğini, mahkemenin öncelikle sözleşmelerde yer alan satış bedellerinin bu davanın davacısı tarafından ödenip ödenmediğini tespit etmesi gerektiğini, dosyada bu hususta bir delil bulunmadığını, mahkemece 20.6.2019 tarihli celsede 400.000,00 TL üzerinden harcın ikmaline karar verilmiş olmasına karşın 610.000,00 TL üzerinden karar verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/466 esas sayılı dosyasında davacı … vekili istinafında, yükleniciden iki adet dükkan 1 adet bağımsız bölümü bedelini ödeyerek satın aldıklarını, arsa sahipleri … ve …’un kanun ve yasalara aykırı olarak muvazaalı bir şekilde …’ın sahibi ve yetkilisi olduğu … San.ve Dış Tic.AŞ’ne arsaları satarak devrettiğini, mahkemece tapu iptal talebinin reddine bedel alacak talebinin kabulüne karar verildiğini, mahkemenin … Dış Tic.AŞ’ne yönelik davayı reddettiğini, sözleşmeyi imzalayan … Ticaret Limited Şirketi’nin temsilcisi …’ın …’ın kardeşi olduğunu, şirket adına arsa satın alınırken kendilerinin zarar göreceğini bildiklerini, çıkar çatışması olmasına rağmen …, … ve … San.ve Dış Tic.AŞ’nin aynı avukatlık bürosu tarafından temsil edildiğini, mahkemenin belirlediği 610.000,00 TL bedel zararları karşılanmasının mümkün olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce geri çevirme kararı verilmesine rağmen davacı-birleşen davada davalı … Müşavirliği Ticaret Limited Şirketi tarafından eksik harçların tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları ile Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruya ilişkin kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa’nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK’da da yer verilmiştir. HMK’nın 294. ve 297. Maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış ve 297/son maddesi gereğince hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alacağı belirtildikten sonra hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerektiği belirtilmiştir. HMK’nın 26 ve 297. Maddeleri gereğince davacının tüm talepleri hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi ve verilen kararın gerekçesinin açıklanması hukuki bir zorunluluktur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun birçok kararında da aynı hususlara işaret edilmiştir.O halde, mahkemece Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile ona koşut düzenleme içeren HMK’nın 297. ve 26. maddelerindeki hükümler gözetilmek suretiyle, davacının talep ettiği tüm kalemler yönünden değerlendirme yapılıp olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi ve talepler hakkında verilecek kararın gerekçesinin açıklanması suretiyle, yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, dava dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/845 esas sayılı dosyada; taraflar arasındaki 19.06.2012 tarihli sözleşmenin haklı sebeplerle feshi talepleri, yine aynı dosyada yer alan yüklenici tarafça devir temlik yapılmış olan 5 ve 6 nolu dairelerin tapu devirlerinin de yapıldığı dikkate alınarak inşaatta yüklenicinin alacağının tespiti ile davacı alacaklarının takas mahsup ile kalan borcun belirlenmesi, davalının el çektirilmesi ile tapudaki şerh ve beyanların kaldırılması talepleri hususunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan ve hüküm oluşturulmadan karar verilmesi hatalı olmuştur.Mahkeme dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/845 esas sayılı dava dosyası ile sözleşmenin feshi talep edilmiştir. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshinin talep edilmesi halinde sözleşmede yazılı bedel üzerinden nispi harcın hesaplanarak bulunacak miktarın 1/4’ünün peşin harç olarak yatırılması gerekmektedir. Birleşen dosyada sözleşmenin feshi talep edildiği halde sözleşme bedeli üzerinden peşin harç yatırılmamış, mahkemece de harç eksikliği tamamlattırılmamıştır. Yine mahkeme dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/466 esas sayılı dosyasında davacı … tarafından açılan davada mahkemece 610.000,00 TL bedelin tahsiline karar verilmiş olup, davacı tarafından yatırılması gereken peşin nispi harç 10.417,27 TL olmasına rağmen, davacı tarafından yargılama aşamasında peşin ve tamamlama harcı olarak 6.831,00 TL yatırılmış olması sebebiyle eksik harç tamamlatılmadan hüküm kurulmuştur. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, emredici nitelikte bulunduğundan mahkemelerce ve Yargıtay’ca re’sen nazara alınır. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2018 tarih ve 2018/1677 esas, 2018/5207 karar sayılı kararı) 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16/4 maddesi uyarınca, eksik yatırılan harçlar yönünden Kanun’un 30. Maddesi gereğince işlem yapılması; buna göre, harcın eksik yatırılması halinde yalnız o oturum için yargılamaya devam olunarak, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcının davacı tarafa tamamlattırılması gerekmektedir. Buna rağmen harcın tamamlanmaması halinde ise davaya devam olunmayacaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır. Mahkemece, eksik harcın tamamlanması için yukarıda değinilen şekilde usuli işlem yapılmaksızın ve eksik harç tamamlanmadığı halde yargılamaya devamla hüküm kurulması da hatalı olmuştur. Ayrıca arsa sahipleri … ve … ile … Dış Tic.AŞ arasında düzenlenen 25.08.2015 tarihli sözleşme ile; arsa sahipleri tarafından arsanın ve sözleşmeden kaynaklanan tüm hak ve alacakların davalı … Dış Tic.AŞ’ne devredildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme kapsamında tüm hak ve alacakların devir edilmek suretiyle temlik edilmesi halinde sözleşmeye dayalı hak talep edilemeyecektir. Bu sebeple asıl ve birleşen davalarda arsa sahipleri … ve … ile … Dış Tic.AŞ’nin davalarda aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı ayrı ayrı incelenmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, bu hususta inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2019 tarih, 2015/1087 Esas, 2019/1165 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.