Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/61 E. 2023/28 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/61
KARAR NO: 2023/28
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2015/788 Esas, 2019/901 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 20/06/2014 tarihli … projesi taşeron sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, bu sözleşmeye göre tüm edimlerini yerine getirdiğini, hakediş bildirimlerini yaptığını, faturaların kesildiğini, cari hesapta faturaya dayalı 67.035,14 TL kaldığını, davalı ile ödeme konusunda görüşmeler sürerken davalının sözleşmede belirlenen işleri zamanında tamamlanmadığından bahisle 50.000,00 TL bedelli gecikme cezası açıklamalı, 24.03.2015 tarih ve … nolu fatura gönderdiğini, bu faturanın süresi içinde Beyoğlu … Noterliği 02.04.2015 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname ile iade edildiğini, akabinde alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurduğunu, davalı tarafın gecikmeye ilişkin iddiasına cevap olarak Beyoğlu … Noterliği 23.02.2015 tarih ve … yevmiye nolu davalıya gönderilen ihtarname ile sözleşmede belirlenen iş bitirme tarihlerinde meydana gelen gecikmelerin çalışılacak alanların davacı şirkete geç teslim edilmesinden kaynaklandığının, bu durumdan davacı şirketin sorumlu olmadığının, bu durumu davalı şirketinde bildiğini, tüm gecikmelerin iş sahalarının kendilerine geç tesliminden kaynaklandığını, davalının 50.000,00 TL gecikme cezası faturası düzenlemesinin ve bu faturayı borcundan mahsup etmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, 26.12.2014 tarihli kesin hakediş belgesinde de görüleceğe üzere 164.810,36 TL müvekkil şirket tarafından 24.03.2015 tarihli … no’lu son fatura ile faturalandırıldığını, davalının da bu faturaya itiraz etmediğini beyan ederek bakiye borcun ödenmesinin talep edildiğini, kesin hakediş belgesi incelendiğinde kesintiler kısmında mevcut bir gecikme cezası vs. kesinti yapılmadığının anlaşılacağını, sözleşme konusu işin hakediş belgesindeki gibi kesinleştiğini ve sonuçlandığını, yine 26.12.2014’de kontrol için davalı şirkete verilen kesin hakediş raporuna göre sözleşmenin 16.2 maddesinde 14 günde kontrol edilerek ödenecek maddesi bulunmasına rağmen 24.03.2015 tarihinde fatura kesildiğini, kesilen faturanın davalının cari hesabında kayıtlı olmasına rağmen ödenmemesinin ve yapılan takibe itirazın haksız olduğunu belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takip tarihinde itibaren asıl alacağa faiz işletilmesine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın cari hesaba dayalı olarak 67.035,14 TL alacağı için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, davalının süresinde borca faize ve ferilerine itiraz ederek takibi durduğunu, davacı ile … Projesi Taşeron Sözleşmesine göre yapılan işe ilişkin ödemeler yapıldığını, davalının kısa süreli iş teslim gecikmelerinden dolayı zarara uğradığını, bu durumu davacı tarafa Kadıköy … Noterliği 05.02.2015 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname ile bildirdiğini, 50.000,00 TL bedelli gecikme cezası açıklamalı 24.03.2015 tarih ve … no’lu fatura gönderildiğini, fakat davacı tarafın faturayı iade ettiğini ve iş sahasının gerekli zamanda teslim edilmediğini, gecikmenin bundan kaynaklandığını iddia ederek işi süresinde tamamladığına dair beyanını ispat etmesi gerektiğini, sözleşmenin 7. maddesine göre gecikmeden kaynaklanan zararlarına karşılık düzenlenen cezai şarttan kaynaklanan alacağın davacının hakedişinden kesildiğini, yani davalının takas hakkını kullandığını belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, 31/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2014-2015 yıllarına ait ticari defterleri ile davalının 2014-2015 yılların ait ticari defterlerinin incelendiği, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehlerine delil teşkil ettiği, ticari defterlerdeki faturaların birbiriyle uyumlu olduğu, dava konusunun davalı tarafından cezai şart açıklamalı 50.000,00 TL faturadan kaynaklanan uyuşmazlık olduğu, davacı defterlerinde bu faturanın yer almadığı, davalı defterlerinde ise söz konusu faturanın yer aldığı ve davacı alacağı olan 67.035,14 TL’den 50.000,00 TL fatura mahsup edildikten sonra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 17.035,14 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın davacı taşeronun işi geciktirdiği yönündeki iddiasını bilgi belge ve hesaplamalara göre somut olarak ispat edemediği, dolayısıyla cezai şarta ilişkin kesilen faturanın davalıyı hak sahibi yapmayacağı, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 67.035,14 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 13.407,02 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemenin davalı tarafından iddia edilen vakıanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdiğini, davacının yükümlülüklerini sözleşmeye göre tam ve zamanında yerine getirmediğini, gecikmenin kısa süreli bir gecikme olmadığını, eksik ifadan kaynaklı oluşan zararlardan dolayı Kadıköy … Noterliği’nin 05/02/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesini göndererek sözleşmenin 7. maddesine göre işi zamanında yerine getiremediği, eksik ifa ettiği ve cezai hükümlerin uygulanacağı yönünde davacıya ihtarda bulunulduğunu, bu ihtarnameye dayanak olarak da 24/03/2015 tarihli 50.000,00 TL tutarlı faturanın düzenlenerek davacıya gönderildiğini, davacının faturayı iade ettiğini, davacı tarafın sözleşmenin sahaya erişim başlıklı 6-2 nolu maddesini dayanak göstererek iş sahasının süresinde teslim edilmediğine ilişkin iddiasının her iki tarafın da zararına olduğunu, eğer gerekli zamanda teslim edilmemiş ise davacının neden zararlarının karşılanmasını talep etmediğini, mahkemenin alınan bilirkişi raporuna göre hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında 20/06/2014 tarihli … Projesi Taşeron sözleşmesi akdedilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, taraflar arasındaki sözleşmeye göre 26/12/2014 tarihinde kesin hakediş ve iş tesliminin yapıldığı, davacı tarafın Beyoğlu … Noterliğinin 23/02/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarı ile davalının 05/02/2015 tarihli ihtarına cevap olarak ihtarlara itiraz ettiklerini, 22/12/2014 tarihli mail yazışmalarında belirtilen geçici kabul eksikliklerinin tamamlanarak işin teslim edildiğini, kesin hakediş tesliminin yapıldığını, halen onaylı hakediş belgesi verilmediğini, iş sahasının geç teslim edildiğini, gecikmede davacının hiçbir kusuru bulunmadığını belirterek kesin hakediş bedelinin ödenmesini talep ettiği; yine Beyoğlu … Noterliğinin 02/04/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarı ile de 50.000,00 TL tutarlı faturaya itiraz ettiği ve faturayı iade ettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 67.035,14 TL alacaklı olduğu, tüm faturaların tarafların ticari defterlerine işlendiği bilirkişi raporu ile sabit olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık işin geç teslimi nedeniyle davalının düzenlediği 50.000,00 TL tutarlı gecikme cezası faturasından kaynaklanmaktadır. Davalı taraf 50.000,00TL fatura alacağını davacının cari hesap alacağından düşmek suretiyle ticari defterlerinde davacıya 17.035,14 TL borçlu duruma geçmiştir. Davacı taraf, gecikmenin iş sahasının davalı tarafından geç teslim edildiğini iddia etmekte olup, dosyaya sunulan e-mail yazışmalarından iş sahasının teslim edilmediği ve davacının davalı şirkete birçok kez iş sahasının teslim edilmesi, işe başlayamadıkları hususunda mail gönderdiği, davalı tarafın da teslim edilmeme gerekçesine ilişkin cevabi mailler gönderdiği, yazılan karşılıklı maillerden iş sahasının süresinde teslim edilmediği, davacının davalıyı uyardığı, davacının düzenlediği faturaların itirazsız kabul edilerek davalı ticari defterlerine işlendiği, tarafların ticari defterlerini birbiriyle uyumlu olduğu, alacağın varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, 26/12/2014 tarihinde kesin hakedişin yapıldığı, gecikme cezası faturasının 3 ay sonra 24/03/2015 tarihinde düzenlendiği, dolayısıyla davacının davasını ispatladığı anlaşılmaktadır. Karşı iddianın davalı tarafça ispatı gerekmekte ise de davalının ispata yönelik herhangi bir delil sunmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih ve 2015/788 Esas, 2019/901 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 4.579,17 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.144,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.434,38‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.