Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/595 E. 2023/520 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/595
KARAR NO: 2023/520
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI: 2018/126 Esas, 2019/867 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak, karşı dava ise gecikme cezası ve eksik ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkin olup, mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf talebinde bulunulmuştur.Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, davacının 20 yılı aşkın süredir iç mimarlık ve dekorasyon firması olarak faaliyet gösterdiğini, davalı ile “… Mah. …Sok. No:… … Çankaya Ankara” adresinde bulunan evin iç mimari projesinin hazırlanması, dekorasyon danışmanlığı ve projesi çizimi hususunda 06/03/2015 tarihli Dekorasyon Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında gerçekleştirilmesi üstlenilen projenin sözleşme ile kapsam dışında tutulan bodrum kat da dahil olmak üzere tamamlandığı ve sözleşme konusu evde hayatın başladığını, ancak davalı tarafından 130.000 USD olarak kararlaştırılan sözleşme bedelinin yanlızca 50.000 USD’sinin ödendiğini, geri kalan 80.000 USD’lik tutarın ise halen ödenmediğini, bu nedenle davalıya Beyoğlu …Noterliği’nin 17/11/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak ihtara rağmen bir yanıt alınamadığı gibi ödeme de yapılmadığını belirterek, ödenmeyen 80.000 USD’nin 01/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek aylık %2 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı karşı davada davacı vekili, taraflar arasındaki Ankara’da … Mah. … Sokak No:… … Çankaya adresinde bulunan taşınmazın her türlü iç mimari iş ve işlemlerinin yapılması amacıyla 06/03/2015 tarihli sözleşmenin imzalandığını, yüklenici davacının sözleşme ile üstlendiği işin proje çizimi olmayıp kendisine … Mimarlık tarafından hazırlanmış ve teslim edilmiş bulunan projeleri işveren isteklerine göre uygulama ve denetimini gerçekleştirip evin tüm eşyaları ile kullanıma hazır bir şekilde ve 6 ay içinde teslimini gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğini, yine 05/03/2015 tarihinde avans olarak … Bankası Samanpazarı Şubesi aracılığı ile 50.000 USD havale edildiğini, ancak davacı tarafından taahhüt edilen sürede sözleşmede taahhüt edilen işlerin bitirilemediğini, son kez davacı tarafından kendi el yazısı ile düzenlenmiş ikinci planının da aksadığını, yapılan tüm uyarılara rağmen işlerin süresi içinde tamamlanmadığını, yüklenici davacının 08/06/2016 tarihinde işveren firma yetkililerine hakaret ederek işyerini terk ettiğini, davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının haksız taleplerinden oluşan davanın reddine karar verilmesini istemiş; karşı davasında ise, davacının sözleşme gereği işi gerektiği gibi ve süresi içinde gerçekleştirilmediğini, yarım bırakıldığını, zarara uğradığını, bu nedenle işin davacı tarafından bitirilmesi gereken Eylül 2015 tarihinden işin işveren tarafından bitirildiği tarih olan Nisan 2017 tarihleri arasındaki giderleri zarar olarak talep ettiğini, bunların personel gideri 207.656,11 TL, güvenlik gideri 14.067 TL, iş güvenliği gideri 2.200,00 TL, elektrik, su, doğalgaz gideri 35.864,51 TL, akaryakıt gideri 3.659,00 TL, araç kiralama 27.605,174 TL, haberleşme gideri 289,94 TL, konut kirası 110.880,00 TL olmak üzere toplam 402.252,71 TL ile işin eksik bırakılarak iş yerinin terki nedeniyle ve gecikme süresinin 30 günü aşması nedeniyle sözleşmenin 1.3 maddesi gereğince sözleşme bedeli olan 130.000.00 USD’nin %10’u 13.000,00 USD (06/03/2018 tarihli kur 3.816,01 TL’ye göre) karşılığı 49.609,30 TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 451.862,01 TL’nin davacı karşı davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl davada; davacı ile davalı arasında 06/03/2015 tarihinde imzalanmış bulunan Dekorasyon Sözleşmesi ile davacının davalıya ait evin iç mimari projesinin hazırlanması ve iç mimari proje doğrultusunda davalıya ait evin dekorasyonunun sağlanması işini üstlendiği, sözleşmede söz konusu işin 6 ay içinde bitirilmesinin öngörüldüğü, iş bedelinin 130.000 USD olarak kararlaştırıldığı, bu bedelin 50.000 USD’sinin ödendiği, davacı tarafça bakiye 80.000 USD’nin ödenmediğinin iddia edildiğini, talimat yoluyla alınan keşif ve bilirkişi raporuna göre, davalıya ait evde … Mimarlık Danışmanlık AŞ. tarafından düzenlenen mimari projelerin davacıya teslim edildiği, daha sonra davacı tarafından hazırlanan ve uygulanan iç mimari projenin davacı yüklenici tarafından hazırlanan proje olduğu, bu kapsamda davacı yüklenicinin proje hizmetleri konusundaki sözleşmedeki görevini yerine getirdiği, yerinde yapılan tespit ile iç mimari projenin örtüştüğü, ayıplı bir imalat tespit edilmediği, işin fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapıldığının gözlemlendiği, işin tamamlandığı, ancak sözleşme uyarınca davacının aynı zamanda uygulama esnasında yerinde yapılan uygulamaları kontrol etme edimini de üstlendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin taraflarca feshedilmediği ve yürürlükte olduğu, her iki tarafın da beyanına göre (gerekçeleri farklı olmak ve her iki tarafta yerinde uygulama hizmetinin verilmemesinde karşı tarafın kusurunun bulunduğunu iddia etmekte ise de) davacının Haziran 2016 tarihinden itibaren tarafların birbirleri ile tartışması sebebiyle ayakta durmakta olan sözleşme sorumluluğunu, yani yerinde uygulamaları kontrol etme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu kapsamda sözleşmedeki bu edimi eksik yaptığı, uygulama ve kontrol edimlerini eksik ifa etmesi sebebi ile, bilirkişilerin raporlarındaki bu husustaki değerlendirmenin ve hesaplamanın mahkemece de kabul edildiği davacı tarafından eksik ifa edilen kontrol etme ediminin yerine getirilmemesine ilişkin değerin 19.538 USD olduğu, bunun davacı alacağı olan 80.000 USD’den düşüldüğünde davacının kalan alacağının 60.462 USD olacağı ve bunun sözleşmeye göre aylık %2 faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği; karşı davada ise, bilirkişi raporunda uzayan süreçte her iki tarafın da ortak kusurlu olduğu, buna ilişkin herhangi bir ihtarın bulunmadığı, yazışmalarda buna dair bir şikayetin bulunmamasının sürece onay verildiği anlamına geldiği, bu nedenle karşı davacının gecikmeye dayalı cezai şart isteminde bulunamayacağı ileri sürülmüş ise de, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 1.3.d. maddesinde projenin tamamlanma tarihi 1.3.a. maddesinde teslim tarihinden itibaren 6 ay olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin 1.3.a. maddesine göre ise evin yükleniciye teslimi ve sözleşmenin 3.1. maddesinde belirtilen avans ödemesini takiben başlayacağının düzenlendiği, avans ödemesinin 05/03/2015 tarihinde yapıldığı ve bu tarihte evin yükleniciye teslim edildiği, 6 aylık sürenin ise 05/09/2015 tarihinde dolduğu, yüklenici tarafından 6 aylık süre içinde sözleşmede belirtilen işlerin tamamlanamadığı, sözleşmenin 1.3.e. maddesine göre ise yüklenici Mobilyanın işin süresinde bitirilmemesi halinde günlük binde 3 gecikme cezası ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, ancak gecikme süresinin 30 günü ve toplam proje bedelinin %10’nunu geçemeyeceği, gecikme süresinin 30 günü geçmesi halinde işsahibi …’in sözleşmeyi fesih etme hakkının bulunduğu, işin gecikmiş olmasına rağmen devam ettirilebilmesi için gecikme cezalarının ödenmesi veya mahsubunun yapılacağının düzenlendiği, yüklenici tarafından tarafların tartışarak ayrıldıkları 08/06/2016 tarihine kadar ve yüklenici davacı karşı davalı mobilya’nın işi bıraktıktan sonra da 2017 Nisan ayına kadar işin devam ettiği, işin normal teslim tarihi olan 05/09/2015 tarihinden yüklenici tarafından işin terk edildiği tarih arasındaki gecikme süresinin 277 gün olduğu, günlük binde 3’lük değer üzerinden hesaplandığında şu formülle (toplam iş bedeli 130.000 USD / 1000 x 3 x gecikilen gün sayısı 277) 130.000 USD/1000x3x277= 108.030 USD yüklenicinin gecikme cezası ödemesi gerektiği, söz konusu gecikmenin işin tam olarak bitirildiği Nisan 2017 tarihi esas alınacak olursa daha da fazla olacağı, ancak sözleşmenin aynı maddesi uyarınca gecikme cezasının toplam proje bedelinin %10’unu geçemeyeceği, proje bedelinin 130.000 USD gecikme cezasının en fazla 13.000 USD olabileceği, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ifaya etkili cezai şart niteliğinde olduğu ve BK 179/2.maddesi uyarınca iş sahibinin asıl borcun ifası ile birlikte cezai şartı da isteyebileceği, davalı karşı davacı tarafından açılan davada proje bedelinin %10’u olan 13.000 USD’nin TL karşılığı olan 49.609,30 TL cezai şart talebinde bulunulduğu, bu itibarla davalı karşı davacının 49.609,30 TL cezai şartı isteminde bulunabileceği, cezai şart dışında personel gideri, güvenlik gideri, iş güvenliği gideri, elektrik, su, doğalgaz, akaryakıt, araç kirası, haberleşme bedeli, konut kirası gibi çeşitli giderler altında uğradığını iddia ettiği zararlar sebebi ile açılan tazminat davasının ise, söz konusu bu zararların projenin gecikmesiyle oluştuğu yönünde doğrudan doğruya bir illiyet bağının bulunmadığı gibi sayılan bu giderlerin tamamına yakınının zaten yapılması gereken giderler olduğu, ayrıca sözleşmede oluşabilecek bu tür zararlar için gecikmeden kaynaklı bir cezai şartın öngörüldüğünden cezai şart yönünden karşı davanın kabulü gerektiği, diğer tazminat taleplerine ilişkin alacağın ise cezai şart ile giderilebilecek zararlar olduğu, cezai şart kabul edildiğinden yeniden tazminat isteminde bulunulamayacağı gibi istenilen zarar kalemleri ile gecikme arasında uygun illiyet bağının da bulunmadığı gerekçeleriyle; asıl davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 60.462,00 USD’nin 26/11/2017 tarihinden itibaren yıllık %24 (aylık %2) faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine; karşı davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 49.609,30 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden karşı davanın reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı istinaf dilekçesiyle, dosyada alınan bilirkişi heyet raporunda yerinde yapılan inceleme ile evde yapılan uygulamanın müvekkilinin yaptığı iç mimari proje ile örtüştüğü, yapılan imalatın fen ve sanat kurallarına uygun olduğu, buna göre müvekkilinin sözleşmeye göre görevini yerine getirdiğinin tespit edildiğini, ancak müvekkilinin uygulama ve kontrolörlük edimlerini eksik ifa ettiği gerekçesiyle 80.000 USD bakiye alacağından uygulama bedelinden eksik ifa edim değeri olarak hesaplanan 19.538 USD’nin düşüldüğünü ve kalan miktar üzerinden asıl davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, değerlendirmenin hatalı olduğunu, şantiyede kontrolleri yapmak üzere Haziran 2016’ya kadar aylarca hemen her çarşamba günü karşı tarafın talebi ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre masrafın karşılanması suretiyle … ve/veya … tarafından dava konusu eve gidilerek uygulamanın projeye uygunluğunun kontrol edildiğini, bu tarihten sonra davalı-karşı davacı tarafça herhangi bir talepte bulunulmadığını, bu nedenle eve gidilememiş ise de denetim ve kontrol hizmetinin İstanbul’da imalatı devam eden işlerin atölye ekibi ve detay desteğinin evin tamamlanmasına dek sürdüğünü, netice de yapılan işin hazırlanan projeye ve dekorasyona uygun olup hiçbir ayıp olmadığının ve evde hayatın başladığının tespit edildiğini, hiçbir ayıplı imalat olmaması ve fen ve sanat kurallarına uygun biçimde işin tamamlanması nedeniyle kontrolörlük bedeli olarak kesinti yapılamayacağını, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, karşı davaya ilişkin olarak ise davalı tarafın gecikme nedeniyle cezai şart talep edemeyeceğini, gecikmeye ilişkin herhangi bir ihtar bulunmadığını, taraflar arasındaki yazışmalardan da böyle bir şikayetin olmadığının tespit edildiğini, işin eksiksiz ve tam ifa edilerek kabul edildiğini, işin davacı tarafından tamamlanması nedeniyle davalının diğer zarar kalemlerinin de istenemeyeceğini belirterek, gecikme cezasının kabulüne ilişkin kararın kaldırılmasına ve karşı davanın tamamının reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesiyle, esas davaya ilişkin bilirkişi raporunda evde uygulanan iç mimar projesinin müvekkili tarafından hazırlanan proje olduğu, evdeki uygulamaların tümünün müvekkilinin projesi ile örtüştüğü, ayıplı bir imalat bulunmadığı, işin fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapıldığı, bu bağlamda müvekkilin proje hizmetleri konusunda sözleşmedeki görevini yerine getirdiği, davacının aynı zamanda yerinde yapılan uygulamaları kontrol etme edimini de üstlendiği, sözleşmenin taraflarınca feshedilmediği yürürlükte olduğu davacının yerinde kontrol etme yükümlülüğünü Haziran 2016 tarihinden itibaren yerine getirmediği, bu kapsamda sözleşmedeki bu edimini eksik yaptığı ve eksik yaptığı edimin bedelini 19.538 USD olarak hesaplandığını, karşı davada ise sözleşmenin ifasının 277 gün geciktiğini, bu nedenle proje bedelinin %10’u oranında 13.000 USD karşılığı TL’nin gecikme cezası olarak kabulüne karar verildiğini, karşı dava yönünden cezai şarta ilişkin değerlendirmeyi kabul etmediklerini, 08/06/2016 tarihinde işin terk edildiğine ilişkin beyanlarının doğru olduğunu, ancak bilirkişi heyetinin 27/12/2018 tarihinde yapılan keşifte uygulamaların iç mimari proje ile örtüştüğü, ayıplı bir imalat olmadığı, yapılan işin fen ve sanat kurallarına uygun yapıldığı şeklindeki değerlendirmesinin tamamen hatalı olduğunu, 08/06/2016 tarihinde işin yarım bırakılarak terk edildiğini, buna ilişkin fotoğrafları dosyaya sunduklarını, yüklenici tarafından kalan işlerin tamamlandığının kabul edilmesinin fahiş hata olduğunu, sundukları fotoğrafların ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, ayrıca bilirkişilerin ve mahkemenin işin süresinin 15 ay gibi bir zaman uzamasına onay verildiğine ilişkin değerlendirmenin de hatalı olduğunu, ayrıca davacının eksik yaptığı kabul edilen kontrolörlük hizmet bedeline ilişkin hesaplama yönteminin de hatalı olduğunu, davacı tarafın kontrolörlük hizmeti için İstanbul’dan Ankara’ya gittiklerini ifade ettiğini, şantiye ziyaret çizelgesinin dosyada bulunduğunu, buna göre davacı şirket yetkilisi ve çalışanını 13 aylık dönemde neredeyse ayda bir şantiye ziyaretinde bulunduğunu, sözleşmeye göre haftanın 3 günü 2’şer saat şantiyede bulunması gerektiğini, ayrıca asıl davada alacağa ilişkin vade farkı oranının da hatalı olduğunu, sözleşmede ödemede gecikme halinde aylık %10, döviz ödemeleri ise %2 vade farkı uygulanacağının belirtildiğini, döviz ödemelere işletilecek vade farkının aylık olduğu yazmamasına rağmen aylık vade farkı uygulandığını, karşı davada gecikmeden kaynaklı zarar taleplerinin reddedildiğini ve gecikme cezasının kabulüne karar verildiğinden bu zarar kalemlerinin de gecikme cezası içinde zaten yer aldığını, mahkemenin kabul ettiğini, ancak bu zarar kalemlerinin davacının süresinde işi tamamlamaması eksik bırakması nedeniyle kendilerince eksik kalan kısımların tamamlanmasından kaynaklanan ve bu süreçteki geçen süreden oluşan zararlar olduğunu, mahkemenin 277 gün gecikmeyi kabul etmesine rağmen gecikmeden kaynaklı zararlarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır asıl davada davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında iç mimarı konsept projenin hazırlanması, yapısal malzeme ve hareketli sabit mobilyaların seçimlerinin yapılması, iç mimari projesinin çizimi, uygulanması ve kontrolörlük işlerine ilişkin 06/03/2015 tarihli “Dekorasyon Sözleşmesi” akdedilmiştir. Proje davacı yüklenici tarafından çizilmiştir. Sözleşme bedeli 130.000 USD olarak kararlaştırılmış, 50.000 USD 5 Mart 2015 tarihinde avans ödemesi olarak banka aracılığıyla davacıya havale edilmiştir. Avans ödemesi ile birlikte yer tesliminin gerçekleştirildiği, işin başlangıç tarihinin 06/03/2015 tarihi olduğu tarafların kabulündedir. Sözleşmeye göre bu tarihten itibaren 6 ay içerisinde işin tamamlanması kararlaştırılmıştır. Davalı taraf 08/02/2016 tarihinde tarafların tartıştıklarını, davacının işi yarım bırakarak iş alanını terk ettiğini, eksikleri kendisinin tamamladığını iddia etmiştir. Davacı taraf ise 18/06/2016 tarihinde iş yerinin terk edildiği, ancak sözleşmeye göre işin kendileri tarafından tamamlandığını, yapılan işte eksiklik bulunmadığını, 80.000 USD bakiye alacağını talep etmiş ve bu hususta davalıya Beyoğlu … Noterliğinin 17/11/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesini göndermiştir. Davalı tarafından davacının ödeme talepli ihtarına cevap verilmemiştir. Aynı zamanda davalı iş sahibi işin eksik bırakıldığına ve geç teslime ilişkin davacıya herhangi bir ihtarda bulunmamıştır. Taraflar arasındaki mail yazışmalarından işin teslim süresinin uzadığı ve yüklenicinin işe devam ettiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf işin kendisi tarafından tamamlandığını iddia etmiş ise de buna ilişkin iddiasını dosya kapsamı itibariyle yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde, yapılan işin projeye ve teknik şartnameye uygun olduğu, herhangi bir eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı yüklenici buna dayanarak 80.000 USD bakiye alacağını talep etmiş ve mahkemede işin davacı tarafından tamamlandığına kanaat getirmiş ise de sözleşmede işin yapılması ve kontrolörlük hizmetinin verilmesi kararlaştırılmış olup, bilirkişiler kontrolörlük hizmetinin 08/06/2016 tarihinden itibaren yapılmadığı, bu nedenle kontrolörlük hizmeti bedelinin 19.538 USD’sine tekabül ettiğini, bu bedelin bakiye alacaktan mahsup edilmesi gerektiği yönünde kanaat bildirmişler ve mahkeme de bu miktarı bakiye alacaktan mahsup etmiş olup, dosya kapsamına göre yapılan bu değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca sözleşmenin 3.3 maddesinde ödemelerde gecikme halinde TL olarak yapılan ödemelerde aylık %10, döviz ile yapılan ödemelerde %2 vade farkı uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Buna göre döviz ödemelerinde de aylık vade farkı uygulanacağının sözleşmede kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Gecikme vade farkı olarak mahkemece hüküm altına alınan 60.462,00 USD’ye aylık temerrüt tarihi olan 26/11/2017 tarihinden itibaren yıllık %24 (aylık %2) faiz uygulanması yönünde verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Karşı dava yönünden teslime ilişkin süre belli ve kesin olarak düzenlenmiştir. Sözleşmenin 1.3.d maddesinde 1.3.a maddesinde belirtilen avans ödemesinin yapıldığı 5 Mart 2015 tarihinde ödenen 50.000 USD avans ödemesi ile iş yerinin teslim edilmiş sayılacağı ve bu tarihten itibaren işin 6 ay içinde tamamlanacağı, süre sonunun 05/09/2015 tarihinde dolacağı ancak bu tarihte işin tamamlanmadığı, yapımına devam edildiği, gecikme yaşandığı taraf beyanlarından ve dosyadaki delillerden analşılmaktadır. Sözleşmenin 1.3.e maddesinde gecikme cezasının gecikme süresinin 30 günü geçmesi halinde toplam proje bedelinin %10’unu geçemeyeceği düzenlenmiş olup, dosya kapsamına göre gecikmenin 30 günü geçtiği, dolayısıyla sözleşme bedeli olan 130.000 USD’nin %10’u oranında davalı- karşı davacının gecikme cezası talep edebileceği, bunun da 13.000 USD olup, TL karşılığının 49.630,30 TL olduğu anlaşılmakla, mahkemenin gecikme cezasının kabulüne dair verdiği karar dosya kapsamına göre yerinde olmuştur. Davalının işin gecikmesi nedeniyle zararlarına ilişkin diğer talepleri kanıtlanamamış olup, mahkemenin bu taleplere ilişkin davanın reddine karar vermesi de dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca tarafların istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih ve 2018/126 Esas, 2019/867 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, Asıl davada;2-Davacı – karşı davalı …. ‘den alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL istinaf karar harcının davacı- karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı- karşı davacı …nden alınması gereken 15.753,25 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.992,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 11.760,85‬ TL istinaf karar harcının davalı- karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,Karşı davada;4-Davacı – karşı davalı …nden alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL istinaf karar harcının davacı- karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Davalı- karşı davacı ….’den alınması gereken 3.388,81 TL istinaf karar harcından peşin alınan 848,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.540,81‬ TL istinaf karar harcının davalı- karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 09/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.