Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/583 E. 2023/469 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/583
KARAR NO: 2023/469
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2017/849 Esas, 2019/1101 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit, İstirdat
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında “Taksim Meydanı Çevre Düzenleme İnşaatı 2. Etap” işi dahilinde yer alan ve teklif cetvelinde belirtilen işlerin yapılmasına ilişkin olarak 05/07/2017 tarihinde alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusunun 3.1 maddede ekolojik köprünün peyzaj ve şehir mobilyalarının yapılması işi olarak ifade edildiğini, sözleşmenin 4.1 maddesi uyarınca alt yüklenicilik sözleşmesinin imzalanmasının ardından 1 gün içerisinde davacı şirket tarafından davalı şirkete yer teslimi yapıldığını, işe başlama talimatı verildiğini, sözleşmenin 5. Maddesine istinaden davacı şirket tarafından davalıya … zincirlikuyu şubesinin vade tarihi nosu ve bedeli dava dilekçesinde sıralanan 8 adet çek verildiğini, çeklerin toplam bedelinin 400.000,00 TL olduğunu, çeklerin davalıya ön avans olarak verildiğini, ön avansın karşılığı olarak ise 5.1 madde gereğince alt yüklenici tarafından müvekkiline 400.000,00 TL bedelli kesin teminat verilmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 4.2 maddesi gereğince işin bitirilme süresinin 50 gün olarak belirlendiğini, ancak teknik kadro tarafından sözleşmenin 8. Maddesine istinaden 14/09/2017 tarihinde yapılan incelemede sözleşmenin imzalanmasından bu yana geçen 71 günlük süre zarfında davalı tarafça işe başlanılmadığını, kafi miktarda kaliteli işçi, malzeme, teçhizat temin edilemediğini tespit edildiğini ve durumu tutanak altına alındığını, sözleşmenin 11.4 maddesine istinaden Beyoğlu … Noterliğinin 19/09/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeden doğan yükümlülüklerin 7 gün içerisinde yerine getirilmesi aksi takdirde 11.5 maddesi gereğince sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, davalı tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede belirtilen hususların kabul edilmediğini, sözleşmeye uygun toprağın sahaya getirildiği ancak bu toprağın ihale makamı olan … A.Ş tarafından kabul edilmediğini, farklı karışımlı bir toprak getirilmesi istenildiğini, bu konuda davacı şirketten onay beklenildiğini ancak onay verilmediğini, sahaya ekilecek bitkilerin bitki çaplarının değiştirildiğini farklı lider botanik bitki türünün seçilerek alınmasına karar verildiğini, davacı firmadan onay beklenildiğini bu hususların 14/09/2017 tarihli yazıyla bildirdiklerini ancak bu iddialarının hukuki temelinin bulunmadığını, sözleşmenin 7.1 maddesinde belirtilen işlerin aksamaması için gayret sarfetme hükümlülüğünün davalı tarafça yerine getirilmediğini, davalının sözleşmeye uygun toprağı sahaya getirmediğini bu nedenle sözleşmeden doğan borcun gereği gibi ifa edilmediğini, toprak-bitki kalite ve türünün ihale makamı olan idare tarafından belirlendiğini, bu konuda müvekkilinin yetkisi ve onay hakkı bulunmadığını, Beyoğlu … Noterliğinin 19/09/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeden doğan edimlerin 7 gün içerisinde yerine getirilmesi talep ettiklerini, davalının sözleşmeyi ifaya hiç başlamaması nedeniyle verilen sürenin beklenilmesinin davacı açısından sonucu değiştirmeyeceğinin açık olduğunu belirterek, ödenen çek bedellerinin istirdadına, ödenmeyenler yönünden ise borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının 05/07/2017 tarihli sözleşme ile ihale makamı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Alt Yapı Hizmetleri Müdürlüğü tarafından ihale edilen Taksim Meydanı Çevre Düzenleme İnşaatı işinde davalı şirketin ekolojik köprünün peyzaj, sulama ve ağaçlandırma işini üstlendiğini, yer teslimini 08/08/2017 tarihinde yapıldığını, sözleşme süresinin 50 gün olduğunu, imzalanan sözleşmenin eki olan malzemele listesine göre malzeme siparişini vermek suretiyle sahaya getirdiklerini, davalı şirketin çalışmalarının devamı sırasında dava dışı ihale makamı sahaya indirilen toprak ve bitkileri kabul etmeyerek farklı ürünler istediğini bildirdiğini, ihale makamının beğendiği bitkilerin ve toprak cinsinin sözleşme ekinde belirtilen bitki listesinin dışında ve daha pahalı bitkiler olduğunu, bu kapsamda dava dışı idarenin yapılan işi durdurulduğunu ve sahaya indirilen toprağın kaldırılarak farklı bilişimli olan toprak istediğini, bu durumun davacı şirkete 14/09/2017 ve 19/09/2017 tarihli yazılarla bildirdirmek suretiyle bu konuda onay istediklerini, dava şirketin bu konu hakkında olumlu ya da olumsuz cevap vermek yerine davacı tarafından Beyoğlu … Noterliğinin 19/09/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile işin geciktirildiği hususunda ihtar çektiklerini, cevabi olarak İstanbul … Noterliğinin 22/09/2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesini çektiklerini, davacı tarafın onay vermemesine rağmen sözleşme kapsamında davacıya verilen 400.000,00 TL’lik teminat senedinin başka şirketlere ciro edilerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı ile icraya konulduğunu, dava dilekçesinde konu edilen çeklerin sözleşmeye konu işin yürütülmesi için kullanıldığını, malzeme alımı yapıldığını, işçilik ücreti ödendiğini, ihale makamı tarafından işin durdurulma tarihinin 01/09/2017 olduğunu bu durum ve sözleşme dışı ürünler için onay beklenildiği davacıya bildirdiklerini, davacı şirketin ise sözleşmeyi feshetmeden dava açtığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davalı tarafından hazırlanan toprakla ilgili ihale makamına bağlı olan … A.Ş tarafından analiz yaptırıldığı, analiz sonucu 07/09/2017 tarihinde çıktığı ve sözleşmeyle verilen sürenin sonu ise 08/09/2017 tarihi olduğu, bilirkişi raporuna göre analiz raporundaki toprak parametre değerleri sözleşmeye uygun olduğu, analiz sonucunun beklenilmesi nedeniyle sözleşme tamamlama süresinin yer teslim tutanağına göre 30 gün olarak hesaplanmasının doğru bulunmadığı, davacı tarafından davalıya gönderilen 18/09/2017 tarihli yazıyla davalının getirdiği bitkilerin de kaldırılması istendiği, bu yazıdan davalının bir takım bitkileri sözleşme konusu yere getirdiği anlaşılmakta olduğu, davalı tarafından getirilen toprak ve bitkiler davacı tarafça delil tespiti yaptırılmadan harfiyat sahasına attırıldığından bilirkişiler tarafından sahada toprak ve bitki incelemesi yapılamadığı, özellikle toprak analiz raporundaki toprak parametre değerlerinin sözleşmeye uygun olduğunun bilirkişiler tarafından tespit edildiği, davacı tarafından süreye uyulmaması nedeniyle sözleşmesinin feshedileceğine ilişkin ihtarnamenin haklı olmadığı, ihtarnamede verilen 7 günlük sürenin dolması dahi beklenilmeden iş bu davanın açılmış olması sebebiyle davacı tarafından yapılan feshin haksız olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, dava konusu yapılan tüm çeklerin yargılama aşamasında ödenmiş olması sebebiyle davanın istirdat davasına dönüştüğünü, mahkeme tarafından eksik inceleme ile davanın reddine karar verildiğini, taraflar arasında 05.07.2017 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince avans olarak dava konusu çeklerin davalıya verildiğini, davalıya yer teslimi 6.7.2017 tarihinde yapılmış olmasına rağmen davalı süresinde işe başlamadığını, 14.09.2017 tarihli şantiye ve müşavir firma çalışanları tarafından tutanak ile tespit edildiğini, davalıya ihtarname gönderildiğini ancak davalı tarafından işe başlanılmadığını, davalı sözleşme gereğince edimini yerine getirmemesi sebebiyle alacağı bulunmadığını, menfi tespit davası itibariyle ispat yükü davalıya ait olduğunu, mahkeme tarafından ispat külfeti doğru tespit edilmemesi sebebiyle verilen karar hukuka aykırı olduğunu, davalı taraf sözleşme gereğince sözleşmeye uygun toprak, bitki ve diğer malzemelerin şantiyeye getirildiğini ve işin sözleşmeye uygun şekilde yapıldığını ispatlayamamış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı tarafın toprak ve bitkilerin idare tarafından kabul edilmemesi sebebiyle gecikme olduğunu ileri sürdüğünü, 14.9.25017 tarihli metinde … A.Ş’den analiz sonuçlarının beklenmesi ile toprak getirilmesi işinin tamamen durduğunu yazdığını, bu yazı itibariyle bir kısım toprağın getirildiğini ancak toprağın tamamının getirilmediğinin anlaşıldığını, davalının ikrarı niteliğindeki belgeye rağmen mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin feshin haksız olduğunu ileri sürülmüş olsa da fesih haksız olmadığı gibi feshin haksız olmasının da davanın reddi için gerekçe olmadığını, fesih işleminin sözleşmenin 4.3 maddeleri ve 11.4 maddeleri gereğince yapıldığını, mahkemece feshin haksız olduğu yönünde yanlış bir tespit yapıldığını, davanın menfi tespit ve istirdat davası olması sebebiyle davacının alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, kabul edilmemekle birlikte fesih haksız bile olsa haksız fesih sebebiyle davacının alacağının tespit edilmesi ve davanın buna göre karar bağlanması gerektiğini, sözleşme kapsamında edimde bulunmamış olsa dahi bulunduğunu ileri sürdüğü ve ispatladığı edimler kadar davacıdan alacaklı olacağını, sözleşmenin tamamen tamamlanmış gibi ödemelerin tamamına hak kazanmış olduğunun kabul edilemeyeceğini, mahkemenin hatalı değerlendirme yaptığını, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi halinde avans olarak yapılan ödemelerin alt yükleniciye irad olarak kaydedileceğine yönelik bir hüküm bulunmadığını, mahkemenin davalının tamamladığı edimleri hesaplamak suretiyle karar vermesi gerektiğini, tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmadığını, … A.Ş’den celbi talep edilen analiz raporu celp edilmek yerine davalının cevap dilekçesinin ekindeki rapor olduğu kabul edilerek inceleme yapıldığını, ancak davalının cevap dilekçesi ekindeki rapor olup olmadığının kesinliği bulunmadığını, bilirkişi raporları da bu analiz raporu baz alındığında kesinlik içermesi için analiz raporunun … A.Ş’den celp edilerek rapor tanzim edilmesi gerektiğini, mahkeme celp etmeden hüküm kurulmasının eksik inceleme olduğunu, bilirkişi raporlarında sözleşme ile temin edilmesi karalaştırılan toprak ile uyumlu olduğu belirtilmekte ise de bu tespitlere katılmanın mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda sözleşmedeki özel toprak karışımının oranlarının yazıldığını, buna göre toprak %40, torf %30 ve kum %30 olması gerektiğini, analiz raporundaki toprağın ise silt %17,28, kil %13,32, kum %69,40 olarak belirtildiğini, sadece bu oranlar üzerinden bir yorum yapılsa dahi iki toprak arasındaki kum oranının 2 kattan daha fazla farklı olduğunu, bilirkişilerce bu fark göz önünde bulundurulmaksızın analiz raporu bulunan toprağın sözleşmede getirilmesi gereken toprakla uyumlu olduğunun ileri sürülmesinin bilimsellikten uzak olduğunu, raporda açıkça analiz raporu sunulmuş olan toprağın numunesinin nereden ve ne şekilde alındığının belirsiz olduğu ve davalı tarafça getirildiği iddia edilen toprağa ait olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığının mütalaa edildiğini, bu hali ile davalının sözleşmeye uygun toprağı sahaya getirdiğini ispatlayamadığını, mahkemenin analiz raporunun 7.9.2017 tarihinde sonuçlanması nedeniyle bu sürenin işin teslim süresi olması gereken 8.9.2017 tarihinde 1 gün önceye ait olduğunu, toprağın analiz edilmesi nediniyle 30 günlük sürenin analiz raporu çıkıncaya kadar işetilmemesi gerektiği şeklindeki görüşün hatalı olduğunu, sözleşme konusunun sadece toprak getirilmesi olmadığını, topraktan bağımsız başkaca işlerin de söz konusu olduğunu, davalının ek süre dahi talep etmediğini, toprak analizi için gereken 21 günlük sürenin eklenmesi halinde dahi davanın açılmış olduğu 27.9.2017 tarihi itibariyle sözleşme gereği işin teslim süresinin dolmasına 2 gün kalmış olması ve sürede işin gereği gibi tamamlanmasının mümkün olmaması karşısında feshin haklı olduğunu, davalının sözleşme gereğince kendi üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Taraflar arasında Taksim Meydanı Çevre düzenleme inşaatı 2. Etap işi dahilinde yer alan işlerin yapılması konusunda 05/07/2017 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı sözleşme gereğince edimini yerine getirmek amacıyla toprak ve bitki çeşitlerini getirdiklerini ancak asıl işveren olan belediye yetkilileri tarafından bitkileri değiştirmek istemeleri ve toprağın ise uygun olmadığı gerekçesi ile teslim alınmadığını beyan etmiştir. Eser sözleşmeleri, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup; yüklenicinin eseri sözleşmeye, işin mevzuatına, fen ve sanat kurallarına ve iş sahibinin menfaatine uygun olarak imal etmesi; iş sahibinin ise bunun karşılığında kararlaştırılan iş bedelini ödemesi gerekmektedir. Davalı yüklenicinin sözleşme kapsamında üstlendiği eser meydana getirme edimini yerine getirdiğini, iş sahibinin ise iş bedelini ödediğini ispat etmesi gerekir. Davacı iş sahibinin iş bedelini dava konusu edilen 8 adet çek ile toplam 400.000,00 TL avans olarak ödediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı yüklenici taraf edimini yerine getirmek için bir kısım bitki ve toprak getirildiğini beyan etmiş isede, getirilen toprak ve bitkilerin davacı veya iş sahibi idareye teslimine ilişkin dosyaya bir delil sunulmamıştır. Bu durumda davalı yüklenicinin sözleşme kapsamında üstlendiği edimini yerine getirdiğini ispat edemediği anlaşılmakla almış olduğu avans bedelini iade etmesi gerekmektedir. Dosya kapsamına göre, … Zincirlikuyu şubesinin 15.08.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek, aynı bankanın 15.08.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek bedeli olan toplam 100.000,00 TL’nin davalıya ödendiği, diğer çekler yönünden bir ödemenin gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, ödenen 100.000,00 TL bedelli çekler yönünden istirdat talebinin ve diğer ödenmeyen çekler yönünden ise menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kabulü ile, tahsil edildiği anlaşılan 2 adet toplam 100.000,00 TL çek bedelinin tahsil tarihi itibariyle avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, henüz tahsil edilmeyen toplam 300.000,00 TL bedelli 6 adet çek yönünden ise davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2017/849 Esas, 2019/1101 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KABULÜ ile, a) … Zincirlikuyu şubesinin 15.08.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek, aynı bankanın 15.08.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek bedeli olan toplam 100.000,0 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdaden alınarak davacıya VERİLMESİNE, b)… Zincirlikuyu şubesinin 30.09.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek, aynı bankanın 30.09.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek, aynı bankanın 31.10.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek, aynı bankanın 30.11.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek, aynı bankanın 30.11.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek, aynı bankanın 31.10.2017 vade tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek olmak üzere toplam 300.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 27.324,00 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6.831,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.493,00 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yapılan 6.831,00 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 314,00 TL keşif harcı, 300,00 TL araç ücreti, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 479,40 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 10.355,8‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 59.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 19,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 167,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan/davalıdan alınarak davalı/davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.