Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/575 E. 2023/519 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/575
KARAR NO: 2023/519
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI: 2014/1673 Esas, 2019/1404 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BİRLEŞEN İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/421 E. VE 2017/938 K.
SAYILI DOSYADA:
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali, İstirdat
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, birleşen dava ise icra dosyasına ödenen bedelden dolayı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı-birleşen dosya davalısı tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalıya ticari ilişkiye konu mal ve hizmeti teslim ettiğini, davalının ödeme yapmadığını ve faturaları iade ettiğini, 28.481,63 TL alacağın tahsili için davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının takipteki 4.297,61 TL kısmına dair kabul beyanında bulunduğunu, bakiye alacağa itiraz ettiğini, itirazı edilen kısım üzerinden takibin durduğunu, kabul beyanına rağmen kabul edilen kısmında ödenmediğini, cebri icra işlemi esnasında haricen ödeme yaptığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ile müvekkilinin takip tarihi itibariyle davalıdan 28.481,63TL alacaklı olduğunun tespit edileceğini belirterek, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından faturada yazılı hizmeti almadıklarını, bu nedenle davacı tarafından gönderilen faturayı ticari defterlerine işlemeyerek iade ettiklerini, davacının faturayı ısrarla taraflarına gönderdiğini, gönderilen faturanın davacıya Eyüp …Noterliğinin 13/08/2014 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiğini, bunun üzerine davacının icra takibi başlattığını, takipteki alacağın 4.297,61 TL’lik kısmını kabul ettiklerini ve davacıya ödediklerini, bakiye kısıma ilişkin itiraz ettiklerini, takibe konu borcu kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/421 Esas, 2017/938 Karar sayılı dosyasında davacı … Ltd Şti. vekili, davalının Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 4 adet faturaya ilişkin icra takibi başlatıldığını, takibe süresi içinde sehven itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, kesinleşen takip nedeniyle banka hesaplarına ve araçlarına haciz şerhi işlendiğinden, müvekkilinin haciz tehdidi altında ihtirazı kayıtla dosya borcu olan 2.395,00 TL’yi 02/03/2015 tarihinde ödediğini, davalının daha önce de İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla müvekkili adına icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiklerini, itiraz üzerine davalının İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1673 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığını, davanın halen derdest olduğunu belirterek, müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile icra baskısı altında ödemiş bulunduğu ödemenin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili, davacı şirketin Kavacık semtinde bulunan oteline çiçek satışı yaptıklarını, bu işten dolayı davacı yana fatura kestiklerini ancak davacının ödeme yapmadığını, bunun üzerine davacı aleyhine icra takibi başlattıklarını, takibin kesinleştiğini, davacının borcunun ticari defter ve kayıtlarda da sabit olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle değerlendirme yapılmış olup, davacı ticari defterlerine göre asıl davada davacının takip tarihi itibariyle 24.843,93 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerini ibraz etmediğinden incelenmediği, birleşen davada davacının takibe konu ettiği 07/06/2014 tarihli … nolu faturanın ve 28/06/2014 tarih … nolu faturanın tahsil edildiği, icra takibine konu … ve … nolu fatura muhteviyatlarının davacı borçluya teslim edildiği veya faturaların tebliğ edildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, tüm dosya kapsamından davacının istirdat talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle, asıl davada davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın 24.184,02 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen alacağın %20’si olan 4.836,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen davada davanın kabulü ile; 2.395,00 TL’nin birleşen dava davalısından alınarak birleşen dava davacısına verilmesine karar verilmiştir. Asıl davada davalı vekili istinaf dilekçesiyle, asıl dava yönünden istinaf talebinde bulunduklarını, ayrıca dava konusu faturaların müvekkili şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacı tarafın dosyaya sunduğu fotoğraflar incelendiğinde yapıldığı iddia edilen işin … olmadığının anlaşılacağını, davaya konu faturaların karşılığı hizmet alınmadığı halde davacı ticari defterlerinde kayıtlı faturalara istinaden alacağın varlığı kabul edilerek verilen kararın hatalı olduğunu, kararın kaldırılarak davanı reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca asıl davada hizmetin verildiği kabul edilerek davanın kabulüne birleşen davada da hizmetin verilmediği kabul edilerek açtıkları birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin de çelişkili olduğunu, davacının davasını kanıtlayamadığını, belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici, asıl davada davalı- birleşen davada davacı ise iş sahibidir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı iş sahibi vekili, davacı taraftan herhangi bir hizmet alınmadığını, davacının dava dilekçesinde Ortaköy mevkinde otel işletmeciliği yapan davalıya hizmet verdiğini iddia ettiğini, ancak dosyaya sunduğu fotoğrafların otelle ilgili olmadığını, davacının ticari defterlerinde kayıtlı faturalara istinaden asıl davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın hatalı olduğunu, birleşen davada da müvekkilinin davacının yaptığı icra takibine süresinde itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleşen takip nedeniyle ihtirazı kayıtla ödediği bedelin istirdadını talep ettiğini, bu dosyada mahkemenin hizmetinin verilmediğini kabul ederek menfi tespit ve istirdat taleplerini kabul ettiğini, çelişkili gerekçe ile verilen kararın hatalı olduğunu belirterek asıl davaya ilişkin istinaf talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki ilişkinin davacının düzenlediği fatura içeriğinden “bahçe tanzimi” işi olduğu, davalı tarafın bu işi kabul etmediği, faturaları iade ettiği, mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın sadece davacı ticari defterleri üzerinde SMM bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Asıl davada davalı iş sahibi taraf, başlatılan icra takibine kısmen itiraz ederek, takip konusu alacağı kısmen kabul etmiş olduğundan, taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı akdi ilişki kurulduğunun kabulü gerekmektedir. Dosya kapsamından mahkemece sadece asıl davada davacı-birleşen davada davalı tarafın defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından, mahkemece mahallinde istinaf konusu edilen asıl davaya konu icra takibi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, yüklenici tarafından yapılan işlerin bedelinin işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçleri ile hesaplattırılıp, varsa yapılan ödemeler düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın, defter incelemesi ile yetinilerek karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih, 2014/1673 Esas, 2019/1404 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Asıl davada davalı- birleşen davada davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Asıl davada davalı- birleşen davada davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.