Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/545 E. 2023/632 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/545
KARAR NO: 2023/632
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI: 2018/679 Esas, 2019/877 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davalının 08/08/2017 tarih, … sıra numaralı ve 30.000,00 TL bedelli fatura ile 08/08/2017 tarih, … sıra numaralı ve 10.000,00 TL bedelli faturadan dolayı kendilerine borçlu olduğunu, davalının söz konusu faturaları ödememesi üzerine alacaklarının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının yapmış olduğu proje tanıtımı için düzenlenen toplam 40.000,00 TL tutarındaki 2 adet faturanın 12/06/2018 tarihinde 5.000,00 TL, 07/07/2018 tarihinde 5.000,00 TL, 09/08/2018 tarihinde 15.000,00 TL, 21/08/2018 tarihinde 10.000,00 TL ve 29/08/2018 tarihinde 5.000,00 TL olmak üzere … Bankası Düzce Cedidiye Şubesi’nden davacı şirket iban ve hesabına, şirket adı veya yöneticisi adına gönderildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ile davacıya ve davacı şirketin yetkili temsilcisine yapılan ödeme nedeniyle kural olarak borcun sona erdiği ve ancak davacı alacaklının aksini ispat etme yükümü altında olmasına rağmen dosya kapsamıyla aksini ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, mahkeme kararında mali müşavir …’tan alınan 15/02/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı şirket kayıtlarına göre 40.000,00 TL’nin … Bankası üzerinden davacıya ödendiğinin tespit edildiğini, mahkemece … Bankası A.Ş.’ne yazılan yazıya verilen 22/07/2019 tarihli cevap ve ekindeki ödeme dekontlarından davalının 12/06/2017 tarihinde 5.000,00 TL’nin … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti, 07/07/2017 tarihinde 5.000,00 TL’nin … Tic. Ltd. Şti, 09/08/2017 tarihinde 15.000,00 TL’nin …, 21/08/2017 tarihinde 10.000,00 TL’nin … ve 29/08/2017 tarihinde 5.000,00 TL’nin …’e doğrudan davacı şirkete ve onun hesabına davacı şirketin yetkili temsilcisi …’e ödediğinin teyit edildiğini, hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından yapılan incelemenin eksik olması nedeniyle hatalı değerlendirildiğini, banka hesap özetinden de görüleceği üzere … Ticaret AŞ’den gelen ödemelerin davacıya değil davacı şirket yetkilisinin bir başka şirketi olan … Tic. Ltd. Şti’ne gönderildiğini, bu hususun gönderim tarihleri itibarıyla da örtüşmediğini, her iki şirketin farklı tüzel kişilikleri bulunduğunu, aralarındaki ticaretin de farklı mahiyette olduğunu, davalı tarafından sunulan dekontlar incelendiğinde …, Düzce/Cedidiye Şubesinden gönderilen dekontlarda davacı yana değil, davacı şirket yetkilisinin bir başka şirketi olan … Tic. Ltd. Şti’ne veya doğrudan şirket yetkilisi …’e gönderildiğini, bu itibarla davalı yanın gerekli ödemeleri davacı yana yapmadığı sabit olup, bu hususun ticari defterlerin incelenmesi ile de ortaya çıkacağını, bilirkişinin yaptığı araştırmada dava konusu faturaların havale yapılarak ödendiğini ifade etse de raporda yer alan tabloda “ödeme tarihi” “havale işlemi yapılan banka” ve “havale yapılan miktar” başlıkları yer almakta olup havalenin kime yapıldığının belirtilmediğini, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki mevcut ticari ilişkiden kaynaklı olarak davalı şirketin 08.08.2017 tarihli … sıra numaralı ve 30.000,00 TL bedelli fatura ile 08.08.2017 tarihli … sıra numaralı ve 10.000,00 TL bedelli faturalara ilişkin olarak borcunun bulunmadığını, söz konusu ticari ilişkinin kaynağı ise davacı şirketin davalı şirket için üstlenmiş olduğu projenin yapım aşamasına geçilmesinden önceki bedel avansı olduğunu belirterek, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/679 E. 2019/877 K. sayılı sayılı kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Somut olayda, taraflar arasında eser sözleşmesi kapsamında ticari ilişki sebebiyle davacı tarafından toplam 40.000,00 TL bedelli fatura tanzim edildiği ve bu miktar alacak borç ilişkisinin bulunduğu hususunun tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf, davacı şirketin temsilcisine ait banka hesabına iş bedelinin ödendiğini beyan etmiş, davacı taraf ise ödeme yapılan banka hesabının davacının şirket yetkilisinin bir başka isim ile faaliyet gösteren şirket hesabına ödeme yapıldığını beyan etmiştir. Dosya kapsamına celp edilen banka kayıtlarına göre, davacı şirket olan … Tic.Ltd.Şti ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu ve dava konusu alacağın bu ilişki kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirketin yasal temsilcisi … olup, … aynı zamanda … Tic. Ltd. Şirketinin de sahibi ve yasal temsilcisidir.Davalı taraf takibe konu borcu ödediğini iddia etmektedir. Ancak, davalı tarafından yapılan ödemeler davacı şirketin banka hesabına değil, bir kısmı temsilcinin adı soyadı yazılmak suretiyle, bir kısmı ise dava dışı şirketin ünvanı belirtilmek suretiyle, yine davacı şirket yetkili temsilcisinin sahibi olduğu ve davacı şirket ile benzer ünvana sahip olan dava dışı … Tic. Ltd. Şirketine ait banka hesabına yapılmıştır. Ödemelerin bir kısmında dava dışı şirketin ünvanı, bir kısmında ise şirket yetkilisinin ismi bulunmaktadır. Davalı taraf ödemelerin davacı şirkete yönelik olarak yapıldığını savunmuş, davacı taraf ise sadece kendisine ödeme yapılmadığını belirtmekle yetinmiş olup, davacı yüklenici, davalının dava dışı diğer şirket ile yapılan ödemeleri kapsayan bir ticari ilişkisi bulunduğunu yasal delillerle kanıtlamış değildir. Şu halde, dosyaya sunulan tüm deliller ve belgelere göre, davalı tarafından yapılan ödemelerin davacı şirket temsilcisi adına ve aynı kişinin temsilcisi olduğu diğer şirket hesabına yapılmış olmakla, davalı iş sahibinin davacı şirkete olan borcunu ödemiş sayılacağı kanaatine varıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2019 tarih ve 2018/679 Esas, 2019/877 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.