Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/540 E. 2023/643 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/540
KARAR NO: 2023/643
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2016/597 Esas, 2019/1245 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacağı bulunduğunu, söz konusu alacağın tahsili için davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, ancak davalının yetki, zamanaşımı, borca ve fer’i lerine itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki ilişkinin kaynağının eser sözleşmesi olduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığını, yetkili icra müdürlüğünün müvekkilinin yerleşim yeri olan Malatya İcra Müdürlüğü olduğunu, taraflar arasında daha önce görülen İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/155 esas sayılı dava dosyasında incelenen 2 adet faturadaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere alacağın dayanağının eser sözleşmesi olduğunu ve TBK’nın 147. Maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, faturaların 11/02/2008 tarihli olması nedeniyle 2013 yılı itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, ayrıca davanın esastan reddine, kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin TBK’nın 146. maddesindeki alacak borç ilişkisine dayandırılarak borcun 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, faturanın 11/02/2008 tarihli olduğu, alacağın zamanaşımna uğramadığı, davalının derdestlik itirazının ise İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/155 Esas 2015/122 Karar sayılı dosyasında davaya konu edilen 30/05/2008 keşide tarihli …a ait 1097 nolu 40.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacısı … Ltd Şti’nin davalı … Ltd Şti’ne borçlu olmadığının tespiti talepli dava olduğu, bu davada davacının davasının kabulüne karar verilerek davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine çek bedeli ödendiğinden davalının istirdata dönüştüğü anlaşılmakla 43.601,74 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiğinden dava konuları farklı olup davalının derdestlik itirazının reddedildiği, davacının dosyada mevcut belgelere ve bilirkişi raporuna göre alacağın varlığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, icra takibine konu 33.209,86 TL ana para (cari hesap) alacağının İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/155 Esas 2015/122 Karar sayılı dosyası ile verilen karar nedeniyle talep edildiğini, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında 35.000,00 TL asıl alacak üzerinde icra takibi başlattıklarını, takibin dayanağının 30/05/20089 keşide tarihli 1097 seri nolu çek olduğunu, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, takip sonrasında her ne kadar çek bedeli ödenmiş ise de davalının İstanbul 9 . Asliye Ticaret mahkemesinde açtığı menfi tespit ve istirdat davasında söz konusu çek bedelinin istirdadına karar verildiğinden davacının halen davalıdan cari hesapta 33.209,86 TL alacaklı olduğunu, mahkemenin davanın reddine dair verdiği kararda İstanbul 9 . Asliye Ticaret mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin cari hesaptan alacaklı olduğu ama yapılan ödemenin kambiyo senedine karşılık yapıldığı bu nedenle kambiyo senedine dayalı olarak talepte bulunamayacağı belirtilmiş ve bu şekilde hüküm kurmuş olup, müvekkilinin yapılan ödemeyi mali hesaplarında cari hesabına mahsup etmiş ise de bu ödemenin çeke yönelik olduğunu kabul eden İstanbul 9 . Asliye Ticaret mahkemesinin kararı çerçevesinde bu ödemenin boşa çıktığını ve çeke kaydığını, müvekkilinin çekten olan alacağını isteyemeyince aldığı ve cari hesaba mahsup ettiği alacağını verilen karar doğrultusunda cari hesaptan istediğini ancak bunu ne bilirkişinin ne de mahkemenin anlayamadığını, bilirkişinin cari hesaba mahsup edilen para iade edilmediğinden istenemeyeceğine ilişkin ifadesinin mahkemece kabul edildiğini, ancak bu para çeke yönelik olduğundan iade edilmeyeceğini, ödeme diğer alacağa yönelik denildiğinden diğer alacağa kaydırıldığını ve cari hesaptan alacak talep edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir.Dosyada Malatya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/3 talimat sayılı dosyasından alınan 29/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında Alçıpen Bölme Duvar Yapımı işine ilişkin eser sözleşmesi bulunduğu, işin bedelinin KDV dahil toplam 126.209,86 TL olarak yapılması hususunda tarafların anlaştıkları, davalının davacıya değeri 100.000,00-TL.olan 3 adet çek verdiği, davacının, yapılan işe karşılık, davalıya toplam 5 adet fatura kestiği, davalının faturaları alıp kayıtlarına işlediği, davalının 1 nolu çeki 20.03.2008 tarihinde … Bank Dörtyol şubesinden davacı hesabına 35.000,00-TL. havale edip ödediği, 2 nolu çeki 13.05.2008 tarihinde Malatya …’tan 18.000,00-TL olarak davacı hesabına havale edip ödediği, 3 nolu çeki 05.06.2008 tarihinde Malatya …tan davacı hesabına 40.000,00-TL. havale etmek suretiyle toplam: 93.000,00-TL ödeme yaptığı davacının, toplam 133.319,35 TL tutarında satış faturası kestiği, 126.210,00 TL tahsilat yerine, 170.042,19 TL tahsilat yaptığı davacının alacağını 33.209,86 TL cari hesap alacağına 41.052,38 TL alacağa ise İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/155 Esas 2015/122 Karar sayılı dosyada verilen karar sebebiyle faizi ile ödemek durumunda kaldığı bedele dayandırdığı, taraflar arasında herhangi bir emtia veya hizmet satışının bulunmadığı, davalının davacıdan alacaklı olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında davalı yüklenicinin dava dışı emlak bankası genel müdürlüğünün otomasyon binasına ait tadilat ve onarım işleri kapsamında bir kısım alçıpan bölme duvar yapılması ve taş yünü asma tavan yapılması hususunda davacı taşeron firma ile sözleşme imzalanmış; davacı taşeron toplam 74.262,24 TL alacağının tahsili için icra takibi başlatmış; davalının icra dosyasına itirazı üzerine takip durmuştur. Davalı taraf cevap dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkinin emtia alım satımına ilişkin olmadığını, mahkemenin gerekçesinde hatalı değerlendirme yaptığını, alacağın zamanaşımına uğradığını beyan etmiş olup, dosya kapsamı itibariyle taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile 02/06/2016 tarihinde 74.262,24 TL alacak (33.209,86 TL cari hesap alacağı 41.052,38 TL işlemiş faiz) için icra takibi yapılmış mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/155 Esas, 2015/122 Karar sayılı kararında yüklenici …tarafından açılan menfi tespit davasında davanın kabulü ile davacının davalıya çek ve icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, ödenen toplam 43.671,74 TL’nin istirdatına karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki 28/03/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre 30/05/2018 tarih … makbuz no’lu 40.000,00 TL bedelli çekin de içinde bulunduğu toplam 100.000,00 TL bedelli 3 adet çekin verildiği, bilahare bu çeklerin iade işleminin yapıldığı, daha sonra dava konusu … no’lu 40.000,00 TL bedelli çekin ödemesinin yapıldığı, toplam 126.210,00 TL ödeme içerisinde bu çek bedelinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararında 35.000,00 TL’lik ödemenin çek ödemesi olduğundan cari hesaptan düşülmeyeceği gerekçesiyle menfi tespit ve istirdat kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı hususunda davacının bu iddiası yönünden tevsik edici belgelere rastlanmadığı gerekçesiyle davanın ispat edilemediği belirtilerek reddine karar verilmiş ise de bilirkişilerden bu hususlar gözetilerek değerlendirme içeren bir rapor alınmadan karar verilmiştir. Şu halde, mahkemece, bilirkişilerden belirtilen hususlarda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacıya eksik ödeme yapılıp yapılmadığı kesin olarak belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2019 tarih, 2016/597 Esas, 2019/1245 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.