Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/517 E. 2020/564 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/517
KARAR NO : 2020/564
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2019
NUMARASI : 2018/1089 Esas, 2019/937 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/06/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalıya ait İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı ve İzmir Adnan Menderes Havaalanındaki bilet satış ofisi dekorasyon- uygulama- işçilik- proje takip ve kontrol işlerini yaptığını, İstanbul Sabiha Gökçen Hava alanındaki işler için 08/12/2014 tarih 063568 sıra nolu KDV dahil 34.172,80 TL tutarlı, İzmir Adnan Menderes Havaalanındaki işler için 10/12/2014 tarih 063569 sıra nolu KDV dahil 34.172,80 TL tutarındaki faturaların düzenlendiğini, davalının fatura tutarlarını ödemediği gibi TTK 21/2 md de yazılı 8 günlük itiraz süresi geçtikten sonra Beyoğlu …. Noterliği vasıtasıyla keşide ettiği 06/Şubat/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtar ile faturaları iade ettiğini, süresinde iade edilmeyen fatura içeğinin kabul edilmiş sayılacağını, söz konusu faturalardan kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında başlatılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5344 Esas sayılı takibe haksız itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra -inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında anılan işle ilgili yazılı bir anlaşma bulunmadığını, davacının icra takibiyle istediği alacağa ilişkin yazılı belge sunmadığını, tanık dinlenmesine muvafakatlarının olmadığını, icra takibine dayanak yapılmayan faturaların davada delil olmayacağını, davalı defterlerinde borç kaydı bulunmadığını, fatura içeriğinin doğru olduğunun davacı tarafça ispatı gerektiğini, dava dışı … alınan faturada belirtilen işler ile davacının ilgisinin anlaşılamadığını belirterek, davanın reddine, % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 06/06/2017 tarih ve 2015/426 Esas 2017/476 Karar sayılı kararı ile ”davanın kısmen kabulü ile, davalı/borçlunun Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişilen 68.601,19 TL’lik borcun 62.650,87 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin 62.453,24 TL asıl alacağa taleple bağlı kalınarak % 10 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak suretiyle devamına, davalı/borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında 12.490,64 TL icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, fazlaya ilişkin istemin reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına” karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf talebi üzerine Dairemiz’in 06/11/2018 tarih ve 2017/1070 esas, 2018/1443 karar sayılı kararı ile, ”taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, taraflar bedelde mutabık olmadıklarından, TBK’nın 481. maddesi gereğince her bir işin yapıldığı yerde keşif yapılıp uzman bilirkişiye işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre, davacının gerçekleştirdiği imalât bedeli hesaplattırıldıktan sonra, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken fotoğraflar ve davacı ile dava dışı üçüncü kişilerce düzenlenen faturalar üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Mahkemece, takip tarihi itibariyle davalıdan talep edilebilecek toplam alacağın 47.291,82 TL olduğu, davalının bu miktardaki likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, davalı/borçlunun Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen 68.601,19 TL’lik borcun 47.291,82 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip konusu asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere yıllık % 10,50 ve değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmasına, davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf talebinde, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını; davacının somut delillerle kanıtlayamadığını; taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından işin bedelinde uyuşmazlık bulunduğunu; bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine, davacı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş ve 19/11/2019 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1164 E. 2019/1056 K sayılı dosyasında 7/11/2019 tarihinde iflasına karar verildiğini belirtmiştir. Dairemiz’in 19/02/2020 tarih ve 2019/2377 esas, 2020/281 karar sayılı geri çevirme kararı sonrasında, Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyası ile, davalı/borçlu şirketin 07/11/2019 tarihi itibarı ile iflasına karar verildiği, tasfiyesinin adi usulde yürütüldüğü, 1.alacaklılar toplantısının 31.01.2020 tarihinde yapıldığı, iflas idare heyetinin seçilmediği, iflas kararı kesinleşmediğinden 2.alacaklılar toplantısının yapılmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, davalı şirketin Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2029 tarih ve 2014/1164 esas, 2019/1056 karar sayılı kararı ile iflasına karar verildiği ve iflasın 07/11/2019 itibariyle açılmasına karar verildiğine göre İİK 194. maddesi gereğince madde hükmünde istisna olarak sayılan davalar dışındaki müflisin davacı veya davalı olduğu davalara bakan mahkemenin ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar davanın durdurulmasına karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde esas hakkında karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilini diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde sonucuna uygun bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih, 2018/1089 esas, 2019/937 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.