Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/510 E. 2020/428 K. 18.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/510
KARAR NO: 2020/428
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2020
NUMARASI: 2019/751 Esas, 2020/42 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 18/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, asansör yapım işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisine dayalı geç ifa nedeniyle cezai şart alacağı ile tesbit masraflarının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4’üncü maddesinde gecikilen her bir gün için 10.000 TL cezai şart kararlaştırılmış olduğu, belirtilen cezanın ifaya ekli cezai şart niteliğinde bulunduğu, ifa anında hiçbir çekince ileri sürülmeksizin edimin kabul edilmiş olması nedeniyle atılı ifaya ekli cezai şartın talep edilemeyeceği belirtilerek koşulları bulunmayan davanın reddine dair verilen karar davacı iş sahibi vekilince istinaf edilmiştir. Davacı iş sahibi şirket, işin geç ifa edildiğini belirterek sözleşmenin 4’üncü maddesi uyarınca cezai şart ile tesbit masraflarının tahsilini talep etmiş; davalı şirket vekili ise, süresinden sonra verdiği beyan dilekçesinde cezai şartın geçersiz olduğunu, ceza olarak kararlaştırılan tutarın fahiş olduğunu belirtilerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, iş bu karar davacı vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, iş bu davanın açıldığı tarihte dahi henüz teslimin gerçekleşmediğini, kaldı ki cevap dahi verilmediği halde davalı tarafça ileri sürülmeyen bir sebeple davanın reddine karar verilemeyeceği belirtilmiştir. Taraflar arasında asansör yapımına ilişkin 03.12.2014 günlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Takibe dayanak sözleşmenin 4’üncü maddesinde işin sözleşme tarihinden itibaren 60 gün içerisinde tamamlanarak teslim edileceği aksi halde gecikilen her bir gün için 10.000,0 TL cezai şart tazminatının ödeneceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece de kabul edildiği üzere bu ceza, ifaya ekli cezai şart niteliğinde olup, bu cezanın talep edilebilmesi için eserin ihtirazı kayıtla kabul edilmiş olması gerekir. Esasen taraflar arasındaki uyuşmazlık eserin teslim edilip edilmediği noktasındadır. Davacı vekili her ne kadar istinaf talebinde işin dava açıldığı tarihte dahi ve halen teslim edilmediğini iddia etmiş ise de, mahkemenin bir önceki kararına karşı verdiği 15.12.2017 havale tarihli istinaf dilekçesinin 4’üncü paragrafında “Dosyada mübrez teslim tutanağından davalının sözleşme gereği teslim etmesi gereken tarihten çok sonra asansör yapım işini teslim ettiği …” hususunu beyan etmiş, bir önceki cümlesinde ise, “edimin geç ifa edildiği ve davalının eksik ifasının farklı firmalara tamamlatıldığı” belirtilmiştir. Taraflar arasındaki dava geç teslim iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Sözleşmenin 4.maddesinde işin geç teslimi halinde her gün için 10.000 TL cezai şart tazminatına hak kazanılacağı düzenlenmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere bu ceza niteliği itibariyle ifaya ekli cezai şart niteliğinde olup, iş sahibi tarafından açıkça feragat edilmedikçe veya eserin teslimi anında ihtirazı kayıt konulmaması halinde iş sahibi tarafından talep edilebilir. Davalı, eserin teslim edilmediğini belirterek bu hakkın istenemeyeceğini ileri sürmüştür. Oysa, az yukarıda belirtildiği üzere davalı vekilince önceki istinaf dilekçesinde eserin teslim edildiğini kabul etmiş fakat teslim alınırken çekince konulduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle ve istinaf itiraz sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda mahkemece davanın reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/01/2020 tarih ve 2019/751 esas, 2020/42 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 18/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.