Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/500 E. 2020/399 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/500
KARAR NO : 2020/399
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : 2018/904 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İpotek
KARAR TARİHİ : 11/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince TMK’nın 893/3.maddesi gereğince inşaatçı ipoteğinin tescili talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir mahiyetindeki geçici tescil şerhi konulması talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf tabelinde bulunulmuştur.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı … İnşaat Makine Turizm ve Taşımacılık San.Tic. A.Ş arasında 25/08/2017 tarihli taşeronluk sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin bu sözleşme gereğince davalı …in maliki olduğu İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, …köyü,.. parselde kayıtlı bulunan tarla niteliğindeki taşınmazın temel kazı ve hafriyat işlemlerini yapma işini üstlendiğini, müvekkilinin sözleşme gereğince üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen alacağını alamadığını, davalı … Turizm ve Taşımacılık San. Tic.AŞ’nin müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla arsa sahibi olan davalı ….İnşaat Sanati ve Ticret Ltd.Şti. ile anlaşarak projeyi devrettiğini, alacaklarının güvence altına alınması için müvekkilinin arsaya kattığı değer mukabilinde arsa sahibi davalı …’in tapusuna ipotek tesisi gerektiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerine TMK Md.893/3 gereğince Yapı Alacaklısı (İnşaatçı) İpoteği tesisine karar verilmesi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’nin davalı …Makine Turizm ve Taşımacılık San.Tic.AŞ’nden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline ve taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için TMK.1011.maddesi gereğince geçici tescil şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …San ve Tic Ltd Şti vekili ile, davalı …vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı …Makine Turizm ve Taşımacılık Sanayi Ticaret Anonim Şirketi cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece 23/01/2020 tarihli ara karar ile, davacının geçici tescil şerhi talebine yönelik davalı arsa sahibinin kabulünün bulunmadığını, taşeron şirketin alacağının bir mahkeme kararı ile tespit edilmediğini, talebin bu aşamada yargılamayı gerektirdiği sunulan deliller kapsamında yaklaşık ispat şartının tam olarak yerine getirilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir mahiyetindeki geçici tescil şerhi talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taşınmazın üzerine bağımsız olarak inşa edilen her unsurun taşınmazın bütünleyici parçası haline geldiğinden yapı alacaklılarının inşa esnasında kullandıkları malzemelerin karşılığını veya yapının inşasına emeği ile katkı sağlayanların alacaklarını koruma imkanı kalmadığını, bu kişilerin mağduriyetlerinin önlenmesi için yapı alacaklısı ipoteği kurumunun gündeme geldiğini, taşınmaz maliki ile alt yüklenici arasında doğrudan eser sözleşmesi ilişkisi bulunmasa bile, taşınmaz malikinin alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu olup, ona ipotek vermekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin alacağının tam olarak belli olmaması ve taşınmaz sahibi tarafından kabul edilmemesi karşısında açılan davanın sonuçlanmasının uzun zaman alacağı da göz önünde bulundurularak ihtiyati tedbir niteliğinde geçici tescil şerhinin kabul edilmesi gerektiğini, aksi halde davalıların mal kaçırma girişiminde bulunacaklarının kuşkusuz olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı arsa sahibi … ile davalı …Turizm ve Taşımacılık San.Tic.AŞ arasında Üsküdar …Noterliğinin 03/02/2016 tarih … yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeyle davalı şirket, davalı …’in maliki olduğu İstanbul İli, Sancaktepe ilçesi, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşaat yapma işini üstlenmiştir.Davacı ile davalı …ve Taşımacılık San.Tic.AŞ arasında 25/08/2017 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeyle davacı, davalı arsa sahibi ….’in maliki olduğu …sayılı taşınmaz üzerinde kazı ve hafriyat yapma işini yüklenmiştir. Davalı …Turizm ve Taşımacılık Sanayi Ticaret Anonim Şirketi tarafından Üsküdar …. Noterliğinin 03/02/2016 tarih … yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, Beşiktaş … Noterliğinin 26/02/2018 tarih, … yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile davalı …İnş San ve Tic. Ltd Şti’ne devredilmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 28/03/2016 tarih ve 2016/27 esas, 2016/1944 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, “Yüklenici ipoteği, tescile tabi kanuni ipoteklerdendir. Yüklenici ipoteklerinin tescilinde tapu kütüğünün rehin haklarına ait düşünceler kısmında “inşaatçı ipoteği” olduğu belirtilmektedir. Yüklenicinin kanuni ipotek hakları, eser sözleşmesine bağlı olarak çalışmayı veya malzeme vermeyi üstlendiği andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabilir. Tescilinde yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir (TMK md. 895/I,II). Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, üç ayın sonunda tescil isteme hakkı düşer. Ancak tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır (TMK Md. 895/III). İşe başlarken genellikle yüklenici alacağının miktarı kesin olarak belli olmaması ve taşınmaz mal sahibince de kabul edilmemesi durumunda TMK’nın 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün 48 ve 50. maddeleri hükümleri gereğince, inşaatçı ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerhin verilmesi istemi mahkemeye yapılır. Mahkeme, tarafları dinleyerek veya dosya üzerinden inceleme yaparak şerhe konu hakkın varlığının kabul edilebileceği kanısına varırsa; şerh kararı verir ve kararda şerhin etki bakımından süresi ve içeriği belirlenip; gerektiğinde mahkemeye başvurulması için bir süre verilir. Türk Medeni Kanunu’nun 1022. maddesi uyarınca da ayni haklar tapu sicil kütüğüne tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır. Bu yasal nedenlerle geçici şerh, Türk Medeni Kanunu’nun 896 ve 897. maddelerine göre yüklenicinin, kanuni ipotekten yararlanma bakımından sıra almasını sağlar. Açıklanan nedenlerle yüklenici ipoteğinin geçici şerhi de tescili de yüklenici ve taşınmaz maliki arasında anlaşma olmadıkça dava yoluyla istenebilir. Taraflar yüklenici alacağının miktarında ve gösterilebilecek teminatta anlaşamazlar ise, yüklenici ipoteğinin tescili davasının görülmesi ve verilecek kararın kesinleşmesi sürecinin uzaması ihtimalini gözeterek geçici şerh davasını açabilirler ve bu davada geçici şerhe karar verilmesi sonucu yapılan geçici şerh, yukarıda açıklandığı üzere yüklenici ipoteğinin mahkemece ya da mal sahibince kabulü hallerinde geçici tescil tarihinden itibaren varlık kazanan ipoteğin kesin tescili, terkin olunacak geçici şerhin tarih ve yevmiye numarası ile yapılır ve sıra almasını sağlar. O halde geçici şerh davası, diğer koşullar bakımından yüklenici ipoteğinin tescili davası ile aynı koşulları taşımaktadır.İstinaf incelemesine konu somut olayda, davacı alt yüklenici şirket tarafından davalı arsa sahibi ve davalı yüklenici şirket ile davalı sözleşmeyi devralan şirkete karşı açılan işbu dava ile inşaatçı ipoteği tesciline ilişkin geçici tescil şerhi konusunda karar verilmesi istenmiştir. Yukarıda anılan Yargıtay kararında ve TMK’nın 895.maddesinde belirtildiği üzere davacı tarafça davalı yükleniciden olan alacağı mahkeme ilamına bağlanmadığı gibi, alacak davalı arsa sahibi tarafından da kabul edilmiş değildir. Bu nedenlerle, yaklaşık ispat şartı yerine getirilmediğinden mahkemece şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2020 tarih ve 2018/904 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 11/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.