Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/496 E. 2021/2446 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
BOZMA ÜZERİNE
DURUŞMALI
DOSYA NO: 2020/496
KARAR NO: 2021/2446
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2018
NUMARASI: 2017/950 Esas, 2018/1094 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
Dairemizce verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nce hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, Dairemiz’ce bozmaya uyularak yapılan duruşmalı yargılama sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, bir kısım inşaat işleri yapım işi nedeniyle bakiye fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali, takibin devamı ile icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece, takip dayanağı fatura konusu işlerin sözleşme kapsamında olduğu kabul edilerek ve sözleşmedeki yetki şartı nedeniyle dava konusu takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı, bu nedenle geçerli bir takipten söz edilemeyeceği belirtilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararının istinaf edilmesi üzerine, dairemizce 20/06/2019 tarih 2019/553 E., 2019/775 K. sayılı Somut olayda talep dayanağı sözleşme davalı tarafça geçerli bir şekilde feshedilmiş olup, feshin hukuki sonuçlarını doğurur. Öyleyse usulünce feshedilmiş olması nedeniyle olmayan bir sözleşmedeki yetki şartı dikkate alınamaz. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme (icra dairesi) davalının ikâmetgahının bulunduğu yer veya sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Somut olayda işin yapıldığı yer Bakırköy, davalı şirket adresi ise …’dir. Her iki yer için Bakırköy icra dairesi yetkili olduğu halde, dava konusu takibin yetkisiz … icra dairesinde yapıldığının anlaşılmasına göre ortada geçerli bir takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekir. Mahkemece verilen karar sonuç olarak doğru ise de karar gerekçesi usul ve yasaya dosya kapsamına uygun olmadığından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/2 hükmü uyarınca kararın kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yetkili icra dairesinde yapılan takip bulunmadığından iş bu itirazın iptali davasının reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 05.02.2020 tarih, 2019/2896 E. 2020/296 K. sayılı kararı ile eser sözleşmelerinde genel yetki kuralı, HMK’nın 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi (takip yönünden ise icra dairesi), aynı zamanda özel yetki kuralı uyarınca (HMK’nın 10. maddesi) sözleşmenin ifa yeri mahkemesi (icra dairesi) de yetkilidir. İşin yapıldığı yer mahkemesi Kadıköy olduğu halde, işin esasına girilmesi yerine hatalı olarak Bakırköy olarak değerlendirilmek sureti ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bozulması gerekmiştir gerekçesi ile bozularak dairemize gönderilmiştir. Dairemizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, bozma öncesinde ilk derece mahkemesi kararı istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak dairemizce yeniden karar verildiğinden istinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici, taraflarca düzenlenen ve davalı tarafça feshedilen sözleşme kapsamındaki işler ile bir kısım sözleşme dışı işleri de yaptığını ileri sürerek davaya konu takipte sözleşme dışı işler bedelinin tahsilini istemiş; davalı ise, davacı tarafça ilave işler yapılmadığını, yapılan tamir işlerinin bedelinin ödendiğini, sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshettiklerini, davacı yerine dava dışı 3.kişilere yaptıkları ödemeler nedeniyle davacıdan alacaklı olduklarını savunmuştur. Dairemizce alınan denetime elverişli bilirkişi raporuna göre her iki tarafın ticari defterinin usulünce tutulduğu, davacı tarafından düzenlenen takip konusu faturaların davalıya ait ticari defterine kaydedilmiş olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 523.236,87 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davaya konu takip dayanağı faturalar davalı tarafından itiraz edilmeyerek usulünce tutulan ticari defter kayıtlarına işlenmiştir. Ticari defterlerin kesin delil olma özelliği nedeniyle fatura konusu işlerin yapılarak teslim edildiği ve davacının fatura bedelleri toplamı kadar alacaklı olduğunun kabulü gerekir. Davalı taraf ödeme iddiasında bulunmuş ise de yemin dahil bu savunmasını yasal delillerle ispatlayamamıştır. Bu durumda, davacının davasının kısmen kabulü ile talebin 523.236,87 TL üzerinden devamına karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Davaya konu takip dayanağı faturalar davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup alacak likit olduğundan takibe itirazında haksız olduğu anlaşılan davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, şartları bulunmadığından davalı tarafça talep edilen kötü niyet tazminatının da reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/11/2018 tarih ve 2017/950 Esas, 2018/1094 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 4-Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürülüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının kısmen iptali ile, takibin 523.236,82 TL üzerinden takipteki şartlarla devamına, 5-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile hükmedilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 6-Koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddineB) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 35.742,30 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.378,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 28.363,32 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 7.378,98 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 561,78 TL tebligat ve posta gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.561,78 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.337,52 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı tarafından yapılan bir masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 43.211,84 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 12.205,10 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 689,25 TL bilirkişi ve posta gideri olmak üzere toplam 810,55 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından ve davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021