Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/467 E. 2023/284 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/467
KARAR NO: 2023/284
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2016/488 Esas, 2019/1064 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirketin davalı şirkete yazılım hizmeti verdiğini, yapılan iş sebebiyle … no’lu 14/09/2015 tarihli 240.175,00 TL tutarlı fatura düzenleyerek davalıya gönderdiklerini, faturanın 02/10/2015 tarihinde davalı şirket tarafından tebliğ alındığını ve fatura içeriğine itiraz edilmediğini, fatura tutarının ödenmemesi üzerine Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye no’lu 04/11/2015 tarihli ihtarname keşide edilerek ihtar edildiğini, davalı şirket tarafından ödeme yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki uyuşmazlığın FSEK kapsamında düzenlenen haksız ve hukuka aykırı faturadan kaynaklandığını, bu nedenle açılan davanın ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının 28.04.2014 tarihli “Pay Sahipleri Sözleşmesi” ne istinaden ortak girişimle kurulan davalı şirkete karşı yine bu sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirilmemesinden kaynaklı olduğunu, sözleşme hükümleri ile “…” yazılımının tüm haklarının 28.04.2014 tarihinden itibaren en fazla 6 hafta içerisinde davalıya devredileceğini, davalının bu süre içerisinde ”…” yazılımının tek sahibi olacağı da hüküm altına alındığını, yazılımı geliştirmek amacıyla kurulan davalı şirketin huzurdaki uyuşmazlık konusu faturaya konu edilen bir hizmeti satabilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerince davacı şirkete yükümlülüklerini hatırlatmak ve yerine getirmesini sağlamak amacıyla bir dizi noter ihtarnamesi gönderildiğini, davacı şirketin 28/04/2014 tarihli “Pay Sahipleri Sözleşmesi”nin pay devrine ilişkin olarak dava dışı …’e karşı olan yükümlüğünü gecikmeli olarak da olsa yerine getirdiğini ve davacı şirket hisse devirlerini 02/02/2016 tarihli pay devir sözleşmesi ile “bila bedel” gerçekleştirdiğini, iş bu gecikmeli ifa nedeni ile davacı aleyhine pay sahipleri sözleşmesinin tarafı olan … tarafından İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/249 Esas sayılı dosyası ikame edildiğini, bu dava ile … payların geç devri nedeni ile sözleşmede belirlenen 210.000,00 TL cezai şart bedelinin 09/09/2015 tarihinden itibaren işlemiş ticari avans faizi ile davacı tarafından ödenmesini talep ettiğini, davacı tarafından tüm hakları davalı şirkete devredilmiş olan ancak hali hazırda çalışmaz bir vaziyette bulunan bir sistem için mezkur faturanın kesildiğini, davalı şirkete tebliğ edildiği iddia edildiğini, davacı şirketin işbu sözleşme hükümleri gereği yazılımı geliştirmek üzere kurulan davalı şirkete huzurdaki uyuşmazlık konusu faturaya konu edilen bir ürün, mal ya da hizmeti satabilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu faturanın davalı şirket tarafından teslim alınmadığını, teslim aldığı iddia edilen kişinin davalı şirket çalışanı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı tarafın davalı tarafa yazılım hizmeti verdiği ve buna istinaden fatura düzenlediği, faturayı davalı tarafa tebliğ ettiği, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yaptığı ve takibin itiraza uğradığından bahisle işbu davayı açmış olduğunun iddia edildiği, dosya kapsamındaki delillerden dava konusu faturanın davalı şirkete usulüne uygun tebliğ edilmemiş olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmelere göre davacı şirketin … isimli yazılımın tüm telif ve lisans haklarını davalı şirkete ücretsiz olarak devrettiği, … yazılımının geliştirilmesi ya da bu yazılıma destek hizmeti verilmesi konusunda taraflar arasında imzalanan bir sözleşme bulunmadığından fatura içeriğinde yer alan yazılım hizmetinin de verildiğinin davacı tarafından ispat olunamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davacı şirket ile dava dışı … teknoloji şirketi … isimli projenin hayata geçirilmesi ve proje üzerinden ticari kazanç elde edilmesi amacıyla davalı “…” unvanlı şirketi kurulduğunu, davacı şirket davalı şirketin kurucusu ve eski ortağı olduğunu, davacı şirket “…” isimli projenin yazılım, donam ve teknik alt yapısının tümünü sıfırdan tek başına yaptıklarını, davalı şirket ile dava dışı … teknoloji projenin meydana getirilmesinde finansal kaynak sağlamak dışında hiçbir katkısının olmadığını, bu nedenle dava dışı … teknoloji şirketi finansal kaynak sağlamak görevini davacı şirket ise “…” projesini yapmak görevini üstlenmek suretiyle bir ortaklık kurduklarını, davalı şirketin kuruluşu ile davacı şirket proje üzerinde teknik donanım hizmetini adam/gün üzerinden vermeye başladıklarını, Proje maliyetleri davacı şirket tarafından fatura düzenlenmek suretiyle davalı şirkete gönderildiğini ve davalı şirket (dava konusu fatura dışında) tüm fatura bedellerini davacı şirkete ödeme yapmak suretiyle “…” projesinin tamamlandığını, dava konusu faturanın projenin mülkiyet haklarının devrine ilişkin olmadığını, fatura konusu tutarın projenin meydana gelmesi için harcanan emek ve maliyetlerin karşılığı olduğunu, mahkemenin projenin bila bedel davalı şirkete teslim edildiğine yönelik hükmünün hatalı olduğunu, davalı şirketin son fatura bedelini (hizmet verilmiş olmasına rağmen) ödememiş olması nedeniyle “…” projesinin tarafların ortaklığında hayata geçirilemediğini, kâr ortaklığı ve proje üzerinden kazanç elde etmeyi amaçlayan davacı şirketin dava dışı şirket ile akdetmiş olduğu pay devri sözleşmesi şartlarına göre davalı şirketteki hisselerini bila bedel devretmek zorunda kaldığını, davalı şirketin halihazırda bu proje üzerinden ticari kazanç elde etmekte olduğunu, davalı şirketin “…” projesini 3. Kişilere satmakta olduğunu, bugüne kadar bildiğimiz …, …, … v.b. Yeme-içme sektöründeki bir çok tanınmış markaya projeyi satmak suretiyle ticari kazanç elde ettiğini, davalı şirket ortağı …’nın projenin tamamlandığı ve kullanıldığına ilişkin internette videolar yayınladığını, dava konusu faturanın usulüne uygun tebliğ edilmediği yönündeki hükmün hukuka aykırı olduğunu, fatura tebliğ edildiğini ve davalı şirket tarafından süresinde itiraz edilmediğini, … Kargodan alınan cevabi yazıda gönderilen kargonun … tarafından 02.10.2015 tarihinde tebliğ alındığının belirtildiğini, …’un şirket çalışanı olduğunu, mahkemeden bu kişinin SGK kayıtlarının celbi istenilmesine rağmen mahkeme tarafından bu hususta müzekkere yazılmadığını, dava dışı … teknoloji şirketi ile davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin … ve … isimli şahıslar olduğunu, iki şirketinin avukatı da aynı olduğunu, … teknoloji şirketi ile davalı şirket arasında organik bağ olduğunu, mahkemenin … Kargo’dan gelen yazıları değerlendirmediğini, mahkemenin davacı şirketin “…” yazılımına ilişkin davalı şirkete hizmet verdiğini, yazılım hizmetinin davacı şirket tarafından verildiğini, yazılımın kullanıma hazır şekilde telif ve lisans hakları ile birlikte davalı şirkete devredildiğini açıkça kabul etmekte olduğundan mahkemenin gerekçesine göre ücretsiz olarak veya bir bedel karşılığında davacı şirketin fatura konusu yazılama ilişkin hizmet verdiğinin kabul edilmiş olduğunu, mahkemeye sundukları dilekçelerde dava konusu fatura öncesinde taraflar arasında yazılım hizmetine ilişkin herhangi bir faturalaşma olup olmadığının tespit edilmesi yönünde bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiş olmasına rağmen bilirkişiler tarafından bu yönde bir inceleme yapılmadığını, davalı şirketin fatura konusu hizmeti almadıkları yönündeki iddiasının gerçeği yansıtmadığını, fatura konusu yazılım hizmetinin davalı şirket tarafından teslim alınmak suretiyle halihazırda bu yazılımın davalı şirket tarafından kullanılmakta ve 3. Kişilere satılarak kazanç elde edilmekte olduğunu, mahkemenin gerekçeli kararında lisans ve telif haklarının devredildiğinin tespiti ile tartışmasız ortaya konulduğunu, dava dışı şirket ile davacı şirketin “…” projesinin hayata geçirilmesi ve bu proje üzerinden kazanç sağlanması amacıyla davalı şirketin kurulduğunu, davalı şirketin projeye finansal kaynak sağlayacağını, davacı şirketin ise projeyi meydana getireceğini, davalının son faturaya kadar ödemeleri yapmış olması sebebiyle projenin tamamlandığını, son faturayı davalının bilinçli olarak kendilerine ödemediğini, bunun sebebinin dava dışı … teknoloji şirketi ile davacı şirket arasında hisse devir sözleşmesi kapsamındaki yaşanan sorunlar olduğunu, dava dışı şirket hisse devir sözleşmesine aykırı davranması sebebiyle davacı şirket tarafından cezai şart talepli dava açılmış olması ve davanın dava dışı … teknoloji şirketi aleyhine sonuçlanması olduğunu, davacı şirketin hizmet karşılığında ödemesini alamadığı gibi proje üzerinden elde edeceği kardan mahrum kaldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Somut olayda, davacı şirket ile dava dışı … şirketi imzalamış oldukları sözleşme ile … isimli yazılımın birlikte kurdukları davalı … şirketi üzerinden geliştirilmesi ve pazarlanması hususunda sözleşme imzalamışlardır. Davacı şirket … isimli yazılım üzerindeki tüm haklarını kurulan yeni şirket olan davalı şirkete devir etmiştir. Davacı tarafından düzenlenen faturanın tarihi ve içeriği itibariyle, davacının haklarını devir ettiği tarihten sonra düzenlenen fatura olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafın yazılım üzerindeki tüm haklarını devretmiş olması sebebiyle mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarih ve 2016/488 Esas, 2019/1064 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.