Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/465 E. 2020/397 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/465
KARAR NO : 2020/397
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI : 2019/1009 Esas,
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 11/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, taraflar arasında düzenlenen alt yüklenici eser sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacakları ve SGK primlerinin rücuen tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz talibinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında Antakya Alışveriş Merkezi Projesi Alt Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2, 8, 10 ve 16.maddeleri gereğince davalının alt yüklenici sözleşmesi kapsamında yüklendiği işlerin ifası için çalıştıracağı tüm işçilerin alacaklarından ve SGK primlerinden sorumlu olduğunu, davalının çalıştırdığı işçiler tarafından işçilik alacaklarının tahsili için açılan davalarda müvekkili şirket ile davalı şirketten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, müvekkili şirketin haciz tehdidi ile ödeme yaptığını ve ödenen 630.250,24 TL’nin tahsili için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/25783 esas sayılı dosyası ile yapılan ilamsız takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline ve müvekkili şirketin alacağının yargılama sonuna kadar tahsili imkansız hale gelmesi riski ve davalının borca itiraz dilekçesi nazara alınarak İİK.257 ve devamı maddeleri gereğince davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki tüm hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece 18/12/2019 tarihli ara kararı ile, alacağın varlığı ve miktarı bu aşamada ihtilaflı olduğundan yaklaşık ispat kuralı gereğince davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davalının işçilerin işçilik alacaklarından ve SGK primlerinden tek başına sorumlu olduğunu, müvekkili alacaklarının varlığı ve miktarının belirlenebilecek nitelikte olduğunu, mahkeme kararları, icra emirleri, davalının işçileri ile imzalanan sulh sözleşmeleri ve davalının işçilerine yapılan ödemelere ilişkin kayıtlarla yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, bu nedenle yaklaşık ispat koşulu sağlanmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Taraflar arasında 07/10/2011 tarihli Antakya Avm projesi kapa yapı işleri alt yüklenici sözleşmesi sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı yüklenici, davalı taşerondur. Davacı vekili sözleşmenin 2, 8, 10 ve 16. Maddelerine dayanarak davalının alt yüklenici sözleşmesi kapsamında yüklendiği işlerin ifası için çalıştıracağı tüm işçilerin işçilik alacaklarına ve SGK primlerinden tek başına sorumlu olduğunu ileri sürerek davalının işçilerine icra takibi nedeniyle yaptığı işçilik alacağı ödemelerinin rücuen tahsili için icra takibi yapmıştır.Taraflar arasında imzalanan 07/10/2011 tarihli sözleşmenin “Personel” başlıklı 8.maddesinin 11.paragrafında, “iş akdi fesihlerinden dolayı doğacak tazminatlardan alt yüklenici sorumludur. Bu nedenlerden dolayı … İnşaat her hangi bir tazminat ödemek zorunda kalır ise bu tazminatları alt yükleniciye rücu edecektir” ve sözleşmenin “iş güvenliği ve çevre” başlıklı 10.maddesinde; “…bu ve diğer sebeplerle doğrudan doğruya … İnşaat aleyhinde dava açılır ve sonunda … İnşaat maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalırsa … İnşaat alt yükleniciye müracaat ve rücu ederek ödediği bu tazminatın faiziyle birlikte kendisine ödenmesini talep eder” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesine alt yüklenici davalının çalıştırdığı işçilerin davacı ve davalıya husumet yönelterek açmış olduğu davalar sonucunda verilen mahkeme kararlarını ve yapılan icra takiplerine ait icra emirlerini eklemiştir. Dosya kapsamına göre yaklaşık ispat koşulları oluştuğundan yerel mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, davacının talebi, yaklaşık ispat kuralı ve dosyaya sunulan belgeler ile dosya kapsamına göre mahkemece belirlenecek miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2019 tarih, 2019/1009 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.