Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/442 E. 2020/556 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/442
KARAR NO : 2020/556
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI : 2017/436 Esas, 2018/1012 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 05/06/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı firma arasında, … ada, … parselde bulunan arsa üzerine yapılacak olan 20 daireli inşaatın yapım işi ile ilgili 12/03/2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin kaba inşaat ve çatı işi dahil binanın inşaat işini yapacağını, ancak davalının inşaat başladığı anda inşaat yapım işini başka bir firmaya verdiğini, müvekkilinin sözleşmeye istinaden başka işler almadığını ve 30.000,00 TL zarara uğradığını beyanla 30.000,00 TL’lik zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında 12/03/2014 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince iş karşılığında davacıya zemin katta bulunan 170.000,00 TL’lik dairenin verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak sonrasında davacının bu daireyi beğenmediğini söyleyerek daireyi kabul etmediğini ve sözleşmede kararlaştırılan şartlara aykırı istemlerde bulunduğunu, bunun üzerine davacı tarafa inşaat işinin yapılması karşılığında metre kare bazında ücret teklif edildiğini, ancak davacı tarafın yine kabul etmediğini ve sözleşmeyi feshettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 27/10/2016 tarih ve 2015/524 esas, 2016/827 karar sayılı kararı ile; davanın miktar itibari ile kesin delil ile ispatı gereken davalardan olduğu, davacının sunduğu dilekçeler ve sözlü beyanları ile davasını yazılı delil ile ispat edemediği ve tanık dinletmek istediğini beyan ettiği, davalı tarafın tanık dinletme talebine muvafakatının olmadığı, davacının davasını ispata yarar herhangi bir delil sunamadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesi’nin 2017/182 Esas, 2017/168 Karar sayılı kararı ile, davacı tarafından tanık ve bilirkişi deliline dayanılmasına rağmen, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmayıp davacı delilleri toplanmadan ve değerlendirilmeden davacının iddiasının yazılı delillerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, bu durumda, mahkemece tarafların delilleri toplanıp, sözleşmenin davacı yüklenici tarafından haksız olarak feshedildiğinin kanıtlanamaması durumunda 6098 Sayılı TBK’nın 408. Maddesine uygun olarak bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının kâr kaybı alacağı bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen 16/10/2018 tarih ve 2017/436 esas, 2018/1012 karar sayılı kararı ile; tarafların bildirmiş oldukları tanıklar celp edilerek dinlendiği, tanıklar … ve …’in açık ve ayrıntılı beyanları uyarınca davacının davalı ile inşaatın kaba inşaat bölümünün yapılması konusunda anlaşma yapıldığı, davacının o sıralarda başkaca işler almış olması ve oralarda çalışıyor olması nedeniyle davalı tarafından çağrılmasına rağmen davalıya ait inşaata gelip başlamadığı, davacının birkaç kez aranmasına rağmen gelip işe başlamaması üzerine davalı tarafından işin bir başka yükleniciye verildiği anlaşıldığından ve bu durumun aksi davacı tarafça ispat edilemediğinden davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin davacı yüklenici tarafından haksız olarak feshedilmiş olduğunun kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin davacı tanığının beyanlarına itibar etmediğini ve davalı tanıklarının bizzat görmüş oldukları değil, üçüncü kişilerden duydukları duyumlarla verdikleri beyanlara itibar ederek davayı tekrar reddetmiş olmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, dava ve beyan dilekçeleri ile tanıklarının ifadelerinde de görüleceği üzere davalı şirketin herhangi bir neden olmaksızın, sözleşmeye aykırı hareket ederek müvekkilinin yapacağı işi, müvekkilinin bilgisi ve rızası olmadan başka bir firmaya verdiğini, bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ile müvekkilinin söz konusu zararı tespit edilmesi gerekirken, yerel mahkeme tarafından yine dosya bilirkişiye gönderilmeden ve söz konusu zararın tespiti yaptırılmadan davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğinden yerel mahkeme tarafından verilen red kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Ataşehir Belediye Başkanlığı tarafından CD ortamında gönderilen imar işlem dosyasına göre taşınmaza ilişkin zemin etüdü onay tarihinin 04.07.2014, imar durumunun 04.07.2014 olduğu, yapı ruhsatının 14.07.2017 tarihinde, yapı kullanma izninin 24.11.2017 tarihinde alındığı anlaşılmaktadır. Dava, taraflar arasında düzenlenen 12.03.2014 tarihli adi yazılı sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme konusu işin davalı tarafından dava dışı bir yükleniciye verildiği iddiasına dayalı oluşan zararının tahsili istemine ilişkindir. Eser sözleşmelerinde iş sahibinin kusurlu olarak sözleşmeden dönmesi halinde yüklenicinin isteyebileceği müspet zarar (kâr kaybı) kesinti yöntemine göre hesaplanır. Kesinti yöntemi, mülga 818 sayılı BK’nın 325. maddesinde (6098 sayılı TBK’nın 408. maddesi) düzenlenmiştir. Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin kabul ettiği bu yönteme göre, yüklenicinin işi tamamlayamaması nedeniyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar, sözleşme bedelinden düşülmek suretiyle yüklenicinin müspet zarar kapsamındaki kâr kaybı bulunur.Mahkemece yapılan yargılama sırasında dairemiz kaldırma ve gönderme kararında belirtildiği şekilde tanıkların dinlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamı değerlendirilerek sözleşmenin davacı yüklenici tarafından haksız olarak feshedildiği isabetli olarak belirlenmiş olup, davacı tarafça bu durumun aksi ispat edilememiştir. Sözleşmenin yüklenici tarafından haksız feshi halinde, kimse kendi kusuruna dayalı olarak talepte bulunamayacağından, mahkemece 6098 sayılı TBK’nın 408. Maddesine uygun olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2018 tarih ve 2017/436 Esas, 2018/1012 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a Maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.