Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/438 E. 2020/638 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/438
KARAR NO : 2020/638
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2019
NUMARASI : 2019/726 Esas, 2019/1161 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 24.06.2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :Dava, taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil ile tazminat taleplerine ilişkin olup, mahkemece; zaman aşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, davalının Esenyurt, Edirne ve Kırklareli şantiyelerindeki elektrik işlerinin müvekkili tarafından yapılması konusunda taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığını, müvekkilinin sözleşme gereğince üstlendiği edimleri eksiksiz yerine getirmesine rağmen davalı tarafça iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında davacının iddia ettiği şekilde bir sözleşme bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasındaki akti ilişkinin ispatı kapsamında müvekkilinin tanık dinletme talebine davalı tarafça muvafakat edilmediğine ilişkin bir beyanlarının olmadığını, üstelik yemin deliline dayandıkları halde mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Bu durumda uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir.Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. ( Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı ) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı yüklenici, yapmış olduğu işlerin karşılığını talep etmiş ise de, davalı taraf akdî ilişkiyi inkâr ettiğinden, akdî ilişkinin kurulduğunu ispat külfeti davacı yüklenici üzerinde kalmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesinde “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, bu hüküm gereğince dava değeri göz önüne alındığında davacı akdi ilişkinin varlığını senetle ispat etmek zorundadır. Ancak karşı tarafın açık muvafakati olduğu taktirde bu hususta tanık dinlenebilir.Davacı vekili 30.12.2019 tarihli celsede tanık dinlenmesini talep etmiş, mahkemece duruşmada hazır bulunan davalı vekilinden davacı tarafın tanık dinletme taleplerine muvafakatleri olup olmadığı sorulmadan talebin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça delil listesinde açıkça yemin deliline dayanıldığı halde bu husus da mahkemece değerlendirilmemiştir.O halde, yerel mahkemece, akdi ilişkinin ispatı yönünden davalının davacı tarafın tanık dinletilmesi talebine muvafakat edip etmediği sorulmak suretiyle sonucuna göre tanık dinlenip dinlenmeyeceği değerlendirilmeli; bu şekilde sonuca varılamaması halinde ise, davacı delilleri arasında yemin deliline de dayandığından akdi ilişkinin ispatı bakımından davacının davalıya yemin teklif etme hakkını kullanıp kullanmayacağı sorulup, sonucuna göre işlem yapılarak, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu sonucuna varılır ise işin esasının incelenmesi; aksi halde şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın taraflar arasındaki akdi ilişkinin yazılı delille ispat edilemediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2019 tarih, 2019/726 Esas, 2019/1161 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.