Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/425 E. 2023/378 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/425
KARAR NO: 2023/378
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2015/477 Esas, 2018/445 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 30.303,24-Euro bedelli icra takibi başlattıklarını, davacı haciz tehdidi altında bu tutarı ödemek zorunda kaldığını, davacının takip tarihi itibariyle davalıya 13.579,68-Euro borcunun bulunduğunu, 16.723,86-Euro ve ferilerinin karşılığı olan 59.664,56-TL’nin herhangi bir borç olmamasına rağmen icra dosyasına ödediklerini, taraflar arasında 02/08/2010 tarihli TV Kulesi Proje Giydirme Cephe ve Cam Montajı Taşeron Sözleşmesi’nin ve 02/02/2011 tarihli TV Kulesi Projesi Alüminyum Kompozit Levha Temini ve Montajı Taşeron Sözleşmesinin akdedildiğini, faiz ve feriler dahil olmak üzere toplam 108.110,79-TL’nin 08/05/2014 tarihinde davalıya ödendiğini belirterek, fazla ödenen 59.664,56-TL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek avans faiziyle istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddiasının ileri sürdüğü kesintilere dayandığını, ancak bunlara ilişkin bir belge dosyaya sunulmadığını, taraflar arasındaki sözleşme konusu işlerin tamamlanarak faturalarının kesildiğini, davacı tarafından faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, alacaklarını ticari defterlerde kayıtlı cari hesap olduğunu, 2012 yılı ve sonrasına ait yapılması gereken haklı bir kesintinin de bulunmadığını, yapılan işin bitim tarihinin 03/11/2011 olduğunu, taraflar arasında 27/08/2011 tarihli bir tutanak ile takviye olarak yardımcı bir ekibin de dekoral alt ekibine bağlı olarak çalışacağının ve bu ekibin yaptığı iş bedellerinin hak edişlerden kesilmeyeceğinin davacı tarafından kabul edildiğini, davacının başkalarına ait kesintileri davalı şirkete eklenmesi isteğinde olduğunu, cari hesap bakiye borcunun 30.303,24-Euro olduğunu ve bu alacağın icra takibine konu edildiğini, davacının da icra takibine itiraz etmemiş olması sebebiyle takibin kesinleştiğini, davacının talep ettiği 59.664,56-TL’yi nasıl hesapladığının anlaşılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında 02/08/2010 tarihli TV Kulesi Proje Giydirme Cephe ve Cam Montajı Taşeron Sözleşmesi ve 02/02/2011 tarihli TV Kulesi Projesi Alüminyum Kompozit Levha Temini ve Montajı Taşeron Sözleşmcsi’nin imzalandığı, ticari defterler itibariyle 21/06/2012 tarihi esas alındığında davacının davalıya 30.304,37-Euro borçlu olduğunun anlaşıldığı, davalı defterlerine göre davacıdan 30.303,24-Euro alacaklı olduğu, iki ticari defter arasında 1,13 Euro fark bulunduğu, davacının icra takip dosyasına 08/05/2014 tarihinde 108.110,79.-TL’lik bir ödeme yaptığı, davacının fazla ödeme yaptığından bahisle istirdat talebinde bulunduğu, davacı tarafından 59,664,56 TL fazla ödeme yapılmış olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 59.664,56 TL’nin 08.05.2014 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte istirdadı ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, mahkemece alınan kök ve ek rapora yapılan itirazlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının borcu olmadığı halde ödediğini belirterek istirdat talep ettiğini, dava konusu 16.723,86 Euro talebin haklı olup olmadığı hususunda mahkemece araştırma yapılmadığını, davacının ödediğini belirttiği 16.723,86 Euro tutarın davacının kendi kendine bir kesinti listesi oluşturmasına dayandığını, kesinti listesini kabul etmediklerini, hatalı bir liste olduğunu, kesinti listesinin haklı olup olmadığı yönünde inceleme yapılmadan hüküm verildiğini, bilirkişi heyetinin de kök ve ek raporlarında kesinti listelerini değerlendirmelerinin mümkün olmadığını bildirdiğini, kök ve ek raporda itirazları dikkate alınmadan inceleme yapıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı taşerondur. Taraflar arasında Türkmenistan ülkesinde davacının yüklenici olarak yürüttüğü proje kapsamında 2.8.2010 tarihli Tv kulesi proje giydirme cephe ve cam montaj sözleşmesi ve 2.2.2011 tarihli Tv kulesi projesi alimnyum kompozit temini v montajı taşeron sözleşmesi imzalanmıştır. Somut olayda, davacı tarafın düzenlemiş olduğu evraklarda davalı hakedişinden 16.723,86 Euro kesinti yaptığı, ancak davalının yapmış olduğu icra takibinde kesinti miktarı dikkate alınmadan toplam alacak üzerinden takip yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf icra takibi sebebiyle takip konusu tüm bedeli ödediklerini belirterek, kesintiler sebebiyle ödenmemesi gereken bedel bulunmasına rağmen fazla ödeme yapıldığını belirterek, ödenen fazla bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmektedir. Davacı tarafından kesintiye ilişkin belgeler dosyaya sunulmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, gerek kök ve gerekse ek raporda bilirkişi heyetince, kesintiler konusunda bir değerlendirme yapmalarının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Oysa, davadaki istirdat talebinin konusu, iş bedelinden kesinti yapılması gerekip gerekmediği hususudur. Mahkemece, sözleşme gereğince tarafların sorumluluklarının belirlenmesi ve bilirkişi heyetine kesintiler konusunda inceleme yapmak üzere uzman bir bilirkişi eklenmek suretiyle, davacı tarafından sunulan hakedişten yapılan kesintiye ilişkin belgeler incelenerek davacının kesinti yapmakta haklı olup olmadığının değerlendirildiği bir ek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2018 tarih, 2015/477 Esas, 2018/445 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.