Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/421 E. 2023/301 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/421
KARAR NO: 2023/301
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2019
NUMARASI: 2018/843 Esas, 2019/800 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirketin her türlü mimarlık tasarım proje, iç mimari dekorasyon ve sunum hizmetleri alanında faaliyet gösterdiğini, davacı ile davalı taraf ile aralarındaki anlaşma ve davalı taraftan gelen talep üzerine … Ortaklığı’nın “…İnşaat” projesinin inşaat süresi öncesinde satış argümanlarında kullanılmak üzere, mimari proje ve iç mimarı projelerinde üç boyutlu modelleme yapılarak görsel hale getirme işini üstlendiğini, davacının aynı zamanda projenin drone aracı ile havadan video ve fotoğraf çekim işini de üstlenerek tüm edim ve yükümlülüklerini layığı ile ifa ettiklerini, işin devamı esnasında da yapılan her bir işin hakediş kalemlerini peyderpey davalı tarafa bildirdiğini, davalı taraf ile bildirilen birim fiyatlar üzerinde anlaştıklarını ve ücret üzerinde mutabık kaldıklarını, davalı tarafın davacı tarafından eksiksiz teslim edilen işlerin bedelini ödemeden sosyal mecralarda ve sair mecralarda kullandığını ve kullanmaya da devam ettiğini, davacı tarafından yapılan ürünler davalı müşterek ve müteselsil borçlular tarafından çeşitli sosyal platformlarda kendi adlarına kullanıldığının tespiti için İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/39 Değişik iş sayılı dosyası ile davacı şirket adına delil tespiti davası açtıklarını, alınan bilirkişi raporunda da davacı şirket tarafından yapılmış olan işlerin davalı tarafça kullanıldığının tespit edildiğini, davacı yanın üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz yerine getirmiş olmasına ve davalı tarafça da tanıtım ve reklam amaçlı sosyal mecralar ve sair mecralarda kullanılmasına rağmen ilgili hizmetlerin karşılığı bedelin ödenmediğini, davalı tarafa Beşiktaş … Noterliği’nin tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle fatura aslını, KDV hariç hesap özetini ve teslim edilen işlerin bir kısmının görüntülerini gönderdiğini, davalı taraf Bakırköy … Noterliği’nin tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde, taraflar arasında anlaşmalarının olduğunu, davacı şirket tarafından kendilerine hizmet verdiğini, yapılan işi ve hizmeti teslim aldıklarını beyan ettiklerini ancak iş bedelini ödemediklerini, davalı tarafa karşı düzenlemiş olduğu 08.01.2018 tarihli, 063149 Sıra Nolu fatura dayanak gösterilerek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyası ile davalı taraflara karşı icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin, davalı için 3D modelleme işi kapsamında 12 adet perspektif (render) yaptığını, iç mekan ve dış mekan fotoğraf çalışması yaptığını, taraflar arasında yazılı bir hizmet sözleşmesi olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın yapılan iş adeti ile yapılan işin birim fiyatları olduğunu, davacı tarafın nedeni anlaşılamayan bir şekilde, birim fiyat olarak Türk Lirası olarak anlaşma sağlanan bedelleri dolar cinsinden fatura ettiğini, ihtilafın, yapılan işin birim fiyatlarındaki davacı yanın haksız kazanç sağlama isteğinden kaynaklandığını, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak, hiçbir yasal dayanağı olmayan bir şekilde 49.000 USD talep ettiğini, davacı yanca davacının Beşiktaş … Noterliği’nin 06 Şubat 2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine verilen Bakırköy …. Noterliği’nin 15 Şubat 2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile verilen cevapta “anlaşma olduğu, işe ve hizmete ilişkin ortaya konan ürünleri teslim alındığı hususlarının açıkça ikrar edildiği” hususunun gerçek dışı olduğunu, davacı yanca, davalı yan tarafından beyan edilmeyen hususların beyan edilmiş gibi algı yaratılmaya çalışıldığını, ihtarnamede hizmetin adet olarak miktarı ile bedeller arasında uyumsuzluk olduğunu, hiçbir şekilde birim fiyatları ve iş adedinin kabul etmediklerini bildirdiklerini, İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/ 39 D. İş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonunda alınan bilirkişi raporu ile de ihtarnamede davacı yanın belirttiği hususların yer almadığını, taraflar arasındaki yapılan işin bedelinin TL cinsinden mutabık kalındığını, dolar olarak bir fiyat verilmesi ve kabul edilmesinin söz konusu olmadığını, kaldı ki, yapılan işin bedeli, emsallere göre 49.000 USD gibi bir rakam olmasının Türkiye’de mümkün olmadığını, 10 tane ajanstan teklif alınsa maksimum bedelin 49.000,00 TL olacağını, davacı ile davalı şirket arasındaki maillerin incelenmesinden yapılan işin adeti ve miktarına dair fikir elde edilebileceğini, fatura konusu edilen yapılıp teslim edildiği iddia edilen iş kalemlerinden bir kısmı ihtar ekinde gönderildiğini, gönderilen görsellerin incelenmesinden, bir kısmının çözünürlüğü düşük, demo olarak yapılan işler olduğunun görüldüğünü, bu tür işlerin, baskıya girecek olan fotoğrafın seçimi için yapılan demolar olduğunu, demoların ayrı bir fiyat olarak hiçbir zaman fiyatlandırılmayacağını, fotoğraf çekimlerinde onlarca fotoğraf çekilmesine rağmen bunların içinden birkaç poz seçilip ve esas baskıya alınacağını, dünyanın hiçbir yerinde demoların ayrı bir ücrete tabi tutulmadığını, davacı ile aralarında birim fiyatların TL olarak anlaşıldığını, döviz üzerinden anlaşmadığını, davacının demolara dahi ücret talep etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile davanın reddine, davacının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosya kapsamı gereğince alınan bilirkişi heyet raporunda davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinde davalı taraftan takip tarihi itibariyle 49.855 USD alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinde ise takip tarihi itibariyle borç ve alacağın olmadığının tespit edildiği, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen takibe ve davaya konu 08/01/2018 tarihli 063149 nolu 49855 USD tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraflar arasında yapılan yazışmalar itibariyle, davacı tarafından işin yapılarak teslim edildiği ve davalıların yapılan işten menfaat sağlamaya devam ettiği ile işin ücretinin döviz cinsi üzerinden yapıldığının anlaşıldığı, davacının sunduğu ücret tarifesinin piyasa koşullarına göre kadri maruf olduğu, davacı tarafça davanın takip öncesi Beşiktaş 149. Noterliği’nin 06/02/2018 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar edildiği, ihtarın davalı taraf daimi çalışanına 09/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, temerrüdün 12/02/2018 tarihinde olduğu, fatura noter aracılığıyla tebliğ edildiğinden alacağın davalı tarafça belirlenebilir ve bilinebilir olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, 49.855 USD asıl alacak takip öncesi işlemiş 617,85 USD faiz olmak üzere toplam 50.472.85 USD’nin takip tarihinden işleyecek %10,75 ticari temerrüt faizi ile aynen devamına, takibe konu alacağın %20’si olan 10.094,57 USD icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporundaki bilirkişilerin konunun uzmanı olmadıklarını, TBK 481. maddesi gereğince eser sözleşmesinde bedel belirtilmemesi, ihtilaf bulunması halinde sektör bilirkişi tarafından bedelin belirlenmesi gerektiğini, sektör bilirkişisi olarak belirlenen bilirkişi …’nın yazılım uzmanı olduğunu, bilirkişinin grafik ve görüntüleme uzmanı olması gerektiğini, uzman olmayan bilirkişinin kadri maruf tabiri ile belirlenen bedelin kabul edilemeyeceğini, davacı tarafından yapılan işin miktarı tek tek iş kalemlerine göre bedelinin tespit edilmesi gerektiğini, faturada yer alan rakamın doğruluğunun araştırılmadığını, davacı tarafından düzenlenen 8.1.2018 tarihli 49.855 dolar bedelli fatura muhteviyatı itibariyle kaç adet ne kadar iş yapıldığı hususunun faturada yer almadığını, davacının hangi iş kaleminden kaç tane yaptığını teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/39 değişik iş sayılı tespit dosyasında her bir kalem iş ücretinin denetime elverişli olarak tespit edilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, faiz itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, iş ücretinin döviz olarak kararlaştırıldığına dair dosyada bir veri bulunmadığını, tamamen afaki ve subjektif yorumlara göre verilen rapor hükme esas alınarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, 3.8.2017 tarihli Resim Yapı çalışanı Abdurrahman tarafından gönderilen mailde “… bey merhaba, teklifinizi onaylıyoruz. Teknik sorularınız olur ise mail adresi olan … @ gmail.com … ile görüşebiliriz” şeklinde olduğunu, bu mailde döviz cinsi bulunmadığını, para miktarı bulunmadığını, mail atan kişinin de Resim Yapı çalışanı olduğunu, şirket adına imza yetkisi bulunmadığını, sadece teklifleri yönetim kuruluna ileten kişi olduğunu, mail konusu bakıldığında 3D teklifleri olduğu, diğer kalem işlerin yer almadığını, mahkemece … ile davacı yapılan whatsapp yazışmalarının delil olarak kabul edildiğini, başka numara kayıt edilerek … adına gönderilmiş olarak gösterilebileceğini, whatsapp yazışmaları 27.10.2017 tarihli olup, dolar teklifi kabul edildiğine ilişkin olarak gönderilen mailin 3.8.2017 tarihi olduğunu, teklif kabul edilmesi halinde tekrar fiyat yazılmayacağını, 9 Ekim 2017 tarihli mail itibariyle bütçelendirmenin yapılmadığı, fiyat bilgisinin onaylanmadığının belli olduğunu, dolar üzerinden işin kabul edildiğine yönelik mahkeme kararının hatalı olduğunu, işin %40 peşin ödenerek başlanacağının yazılı olduğunu, oysa davacıya peşin para verilmediğinden işin yürürlükte olmadığının kanıtı olduğunu, bilirkişinin kadri maruf diye bir değerlendirme yaparak ücret tarifesinin piyasa rayiç koşulları nazara alınarak kadri maruf olduğu belirtildiğini, oysa kadri maruf diye bir değerlendirmenin bilirkişi raporunda yer alamayacağını, taraflar arasında eser sözleşmesi bedeli kararlaştırılmadığından piyasa rayiç bedelleri ile hesaplanması gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ihtilafın yargılamayı gerektirdiğini ve likit olmadığını, icra inkar tazminatına döviz cinsinden hükmedilmesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunu, Türk Lirası üzerinden hükmedilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece, mali müşavir, yazılım uzmanı ve mimar bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan 01.07.2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Taraflar arasında yapılan sözlü sözleşme gereğince, davalı adi ortaklık şirketleri tarafından yapılmakta olan “…İnşaat” projesinin inşaat süresi öncesinde satış argümanlarında kullanılmak üzere, mimari proje ve iç mimarı projelerinde üç boyutlu modelleme yapılarak görsel hale getirme işinin davacı tarafından üstlenildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından bilirkişi heyetine yazılım mühendisi eklenmek suretiyle rapor alınmıştır. Oysa, davacı tarafından yapılan iş yazılıma yönelik olmaktan çok teknik olarak hazırlanan fotoğraf, video vb işlere ilişkin olduğu dikkate alındığında, yazılım bilirkişisi yerine, sektör bilirkişisi eklenmek suretiyle rapor alınması gerekmektedir. Bu durumda, bilirkişi kuruluna, sözleşme konusu işe ilişkin sektörde uzman bir bilirkişi eklenmek suretiyle oluşturulacak bilirkişi kurulundan, dava konusu faturalara konu işin yapıldığı yıl ve yerdeki serbest piyasa rayicine göre bedelinin tespit ettirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Mahkemece, 49.855 USD asıl alacak takip öncesi işlemiş 617,85 USD faiz olmak üzere toplam 50.472.85 USD’nin takip tarihinden işleyecek %10,75 ticari temerrüt faizi ile aynen devamına karar verilmiş olup, yabancı para ile talep edilen icra takiplerinde, faiz talebi 3095 sayılı Kanunun yabancı para borcunda faiz başlıklı 4/a maddesinde sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanacağı öngörülmüştür. Mahkemece bilirkişi heyetinden işlemiş faiz ve takip sonrası işleyecek faiz hususlarında ek rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece takibe konu alacağın %20’si olan 10.094,57 USD icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Yabancı para ile yapılan icra takiplerinin takip borçlusu tarafından itiraz edilmesi ile açılacak itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı takip tarihindeki takip konusu yabancı paranın TCMB efektif satış kuru ile hesaplanacak Türk Lirası karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkeme tarafından yabancı para üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur. Bununla birlikte, kabule göre, icra takibine konu alacağın varlığı ve miktarı bilirkişi incelemesi ve yargılama ile belirlenmiştir. Bu durumda alacak likit olmadığından mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2019 tarih, 2018/843 Esas, 2019/800 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.