Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/415 E. 2023/311 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/415
KARAR NO: 2023/311
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI: 2018/243 Esas, 2019/869 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 21/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davacının davasının kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davacı ile davalı arasında … Mahallesi … Caddesinde yapılan inşaatın bodrumlarının su izolasyonunun yapımına dair anlaşma yapıldığını, kullanılacak malzemede karşılıklı mutabık kaldıklarını, işin 25/12/2017 tarihinde tam ve eksiksiz teslim edildiğini, faturanın kesilerek davalıya bildirildiğini, yapılan işe itiraz edilmediğini, faturaya ihtirazi kayıt ileri sürülmeden kısmi ödemeler yapıldığını, davacının verdiği hizmetin karşılığı olan bakiye bedelin ödenmemesi üzerine 327.757,14 TL alacağının tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazlarının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkı olduğunu, aksi takdirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağını, davalı borçlunun faize itirazı da haksız olduğu gibi takip talebinde de icra takip tarihinden itibaren işleyecek faiz talep ettiklerini, davalının takipten haberdar olduktan sonra Beyoğlu … Noterliğinin 17/01/2018 tarihli ihtarname ile faturaları iade etmeye çalıştığını belirterek, haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalının kötü niyetli olması nedeni ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile davalı arasında yapılan inşaatın bodrumlarının su izolasyon uygulaması için taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma uyarınca davacı tarafından mezkur inşaatın bodrumlarında izolasyon uygulamasının malzeme+işçilik olmak üzere yapılan enjeksiyon kg başına anlaşıldığını, işin 100kg ile 500 kg arasında enjeksiyon ile çözülebileceği, işin aşağı yukarı bu miktarlar ile son bulacağının öngörüldüğünü, davacı tarafından yapılan uygulama esnasında yapılan ödemede 819 kg malzeme basarak uygulama sağladığını ve davacı tarafından karşılığı bedelin taraflarına fatura edilerek bedel için verilen çeklerin davacının hile ve kötü niyetli malzeme miktarının şişirilmek adına hatalı uygulama yapmasının tespiti ile davalıya iadesi, yazılması halinde şirketin itibarı zedeleneceğinden bahisle ibraz edilerek bedelleri tahsil edilen çek bedellerinin avans faizleri ile birlikte davalıya ödenmesinin istendiğini, akabinde davacı tarafından dava konusu faturaların elden teslimi esnasında fatura bedellerinin fahiş olduğu ve davacıya uygulama yapılan bina perde betonda yer yer çatlak oluştuğundan davalı tarafça ilgili uzman bilirkişiye inceleme yaptıracaklarının bildirildiğini, bunun üzerine davacı tarafın taşeronu ile görüşme yapıp dönüş yapacağını bildirdiğini ancak dönüş yapmadıkları gibi kötü niyetli olarak icra takibi başlattıklarını, davacının hileli ve kötü niyetli hatalı uygulamanın bedelini talep ettiğini, hem sözleşmeye hem de mesleki ve teknik kurallara göre fonksiyonel olmayan hileli ifayı kabul etmediklerinden faturalara ve icra takibine itiraz edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, uyuşmazlığın davacı tarafından verilen hizmetin ayıplı olup olmadığı, verilen hizmet ayıplı ise eserin reddini gerektirip gerektirmediği, yada bedelden indirim yapılıp yapılmayacağı noktasında olduğu, inşaat bodrumlarının su izolasyon uygulaması için taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde iş ile ilgili olarak sözlü anlaşma uyarınca davacı tarafından mezkur inşaatın bodrumlarında izolasyon uygulamasının malzeme+işçilik olmak üzere yapılan enjeksiyon kg başına anlaşma yapıldığının ve işin 100 kg ile 500 kg arasında enjeksiyon ile çözülebileceğinin beyan edildiği, davaya konu taşınmazda yapılan bilirkişi incelemesi ve alınan raporda verilen hizmetin ayıplı olmadığı, eserin reddini gerektirmediği tespit edilmiş olup, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından, dosyaya sunulu taraflar arasındaki yazışmalarda enjeksiyon malzemesinin kilosunun 30 Euro +KDV olarak gösterildiği, yine davacı tarafından davalıya kesilen faturalarda da kullanılan malzemenin kg.fiyatının 30 Euro + KDV olarak gösterildiği, malzemenin kg birim fiyatı konusunda taraflar arasında bir ihtilafın bulunmadığı ve kg birim fiyatının 30 Euro + KDV olduğu, bu nedenle her ne kadar bilirkişi raporunda rayiç değeri 22 Euro + KDV olduğu belirtilmiş ise de, sözleşme serbestisi içinde taraflarca kararlaştırılan birim fiyat üzerinden hesaplamanın yapılması gerektiği, dava konusu faturalardaki malzemelerin sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiği, dolayısıyla ilgili malzemelerin davaya konu işte kullanıldığı, bilirkişi raporuna göre verilen hizmetin ayıplı olmadığının da tespit edildiği, fatura bedelleri kadar davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takip talebindeki şartlarla aynen devamına, davalı aleyhine İİK 67/2.maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 327.757,14 TL’nin %20’si oranında olmak üzere 65.551,42TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, fatura bedellerinin fahiş olduğunu, davaya konu uygulama yapılan binada perde betonda yer yer çatlaklar oluştuğunu, bu durumun faturaların elden teslimi sırasında bildirildiğini ve uzman bilirkişilere inceleme yaptıracaklarını bildirmelerine rağmen davacı tarafın 12/01/2018 tarihinde icra takibi başlattığını, davacının işin yapılması sırasında fazla malzeme kullanarak faturaları şişirdiğini, eserin ayıplı olduğunu, reddi gerekmiyor ise de bedelde indirim yapılması gerektiğini, ayrıca fatura üzerinde yazılı vadeden önce takibe konu edildiğini, alacağın muaccel olmadığını, mahkemenin verdiği icra inkar tazminatının da alacak likit olmadığından hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu alınan 01/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davaya konu taşınmazın bodrum kat çevre perde duvarlarında yapılan enjeksiyon uygulaması neticesinde, fazla miktarda poliüretan malzeme enjekte edilse bile perde duvarlarında çatlama ve su sızıntısı geldiği değerlemesinin doğru olmayacağı, enjeksiyon uygulaması neticesinde fazladan basılan poliüretan malzemesinin betonda çatlama meydana getirmesinin mümkün olamayacağı, enjeksiyon uygulaması sonrasında görülen çatlakların ve su sızıntıları sebebinin binanın oturmasına bağlı hareketlenme neticesinde olabileceği gibi, betonun tekniğine uygun bir biçimde dökülmemiş olmasından ve perde demir donatısı ve montaj işçiliğinin yetersizliğinden kaynaklanmış olabileceği, dolayısıyla verilen hizmetin ayıplı olmadığı ve eserin reddini gerektirecek nitelikte olmadığı, enjeksiyon uygulamasına konu olan faturaların rayice uygun olmadığı, güncel enjeksiyon malzemesi uygulamasının malzeme + işçilik kg fiyatının 22 Euro +KDV mertebesindeki fiyatlarla yapıldığı, dosyaya sunulan faturalarda miktarın 2.038,20 kg olduğu, davacının iş bünyesinde kullandığı malzeme miktarının mahkemece kabul görmesi halinde, hizmet verilen işin piyasa rayiçleri ile bedelinin KDV dahil 242.840,00 TL olduğu, dolayısıyla verilen hizmet bedelinden kg başına 8 Euro+KDV indirim yapılması gerektiği, davacı ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde ise davacı taraf ile davalı arasında 4 adet fatura dışında uyuşmazlığın olmadığının tespit edildiği, teknik bilirkişi incelemesinde de davacı tarafça talep edilen 4 adet faturanın rayiç bedelinin hesaplandığı ve bu tutarın 242.840,00 TL olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında davalıya ait binanın bodrumlarının su izolasyonunun yapımı hususunda malzeme + işçilik üzerinden anlaşma yapılmıştır. Davacı yüklenici sözleşme konusu işin eksiksiz ifa edildiğini, kısmi ödemeler yapıldığını, bakiye alacağa ilişkin davalıya teslim edilen ve süresinde itiraz edilmeyen fatura bedellerinin ödenmediğini, belirterek davalı hakkında 327.757,14 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatmış ve davalının itirazı üzerine duran takibe ilişkin itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı, hatalı uygulama yapıldığını, fazla malzeme kullanıldığını, maliyetin artırıldığını işin teknik şartnameye uygun olmadığını, ayıplı imalat yapıldığını iddia etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu kapsamına göre davacı tarafından yapılan işin ayıplı olmadığı, taraflar arasında 4 adet fatura dışında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, dosyaya sunulan taraflar arasındaki yazışmalarda enjeksiyon malzemesinin kilosunun 30 Euro +KDV olarak gösterildiği, yine davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalarda da kullanılan malzemenin kg.fiyatının 30 Euro + KDV olarak gösterildiği, malzemenin kg birim fiyatı konusunda taraflar arasında bir ihtilafın bulunmadığı görülmektedir. Dava konusu 4 adet faturanın toplamı 326.437.76 TL olup aradaki 1.319,38 TL’lik farkın 4 fatura dışındaki başka bir faturadan kaynaklandığı ve davalı tarafça ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının davalıdan 326.437,76 TL alacaklı olduğu anlaşılmasına rağmen mahkemece davanın 327.757,14 TL takip konusu asıl alacak üzerinden kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan alacak yapılan yargılama sonucu belirlenmiş olup likit olmadığından mahkemece %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın 326.437,76 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin devamına, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih ve 2018/243 Esas, 2019/869 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın 326.437,76 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 22.298,96 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.958,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.340,44 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 3.958,49 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 35,90 başvurma harcı 217,50 TL tebligat ve posta gideri, 2.700,00 TL bilirkişi ücreti, 253,80 TL keşif harcı olmak üzere toplam 3.207,20 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 3.194,29 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 30,00 TL tebligat ve posta giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 0,12 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 48.701,29 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.319,38 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 5.597,28 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 89,60 TL tehir icra karar harcı olmak üzere toplam 238,20 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 21/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.