Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/411 E. 2020/417 K. 18.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/411
KARAR NO: 2020/417
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2018/444 Esas, 2019/1039 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 11/04/2010 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, müvekkilin davalıya ait tersanede inşa edilen … gemisinin armatöre teslimine kadar olan tüm işlerini üstlendiğini, 02.08.2012 tarihinde üstlenilen işin tam ve eksiksiz teslim edildiğini, sözleşmeye göre iş bedelinin 0,86 TL/Kg. olarak belirlendiğini, iş bedelinin toplam 574.048TL olduğunu, davalının çeşitli tarihlerde toplam 504.060TL ödeme yaptığını, eksik kalan 69.087,00TL’ nin tahsili için davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün. … E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, ve davalı hakkında 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının … ve … gemilerinin taşeronluğunu üstlendiğini, gemilerin dava dışı … şirketine teslim edildiğini, sözleşme gereğince her 2 gemi bedelinin davacıya ödendiğini, davacının müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 15/12/2016 tarihli 2014/545 Esas 2016/916 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karar neticesinde davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuş, mahkeme kararı Dairemizin 07/03/2018 tarihli 2017/687 Esas 2018/265 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında sözleşme kapsamında davacının yapmış olduğu tüm işin bedelinin davalı tarafça yapılan işe ve miktara itiraz edilmiş olması nedeniyle, davalı cevap ve delilleri de değerlendirilerek belirlenmesi, davaya konu sözleşme kapsamında dava dışı iş sahibi tarafından da yapılmış ödemeler varsa, bu ödemelerden davalı tarafından ispatlanan ödeme miktarı da mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırılmıştır. Mahkemece, taraflar arasında iki gemi yapımına ilişkin ayrı ayrı sözleşme imzalandığı, düzenlenen faturaların açıklama kısımlarında yapılan işlerin hangi gemi için yapıldığının ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtildiği, dava dışı şirket adına düzenlenen faturalara itiraz edilmediği gibi bedellerinin ödendiği, davalı tarafça faturalara itiraz edildiğine ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmediği gibi bu yönde bir beyanda da bulunulmadığı, bu hali ile davalının TTK md 21/2 maddesi uyarınca fatura içeriğini kabul ettiğinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 69.087,00 TL asıl alacak ve 2.628,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.715,18 TL alacağın, asıl alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda işleyecek ve yıllık %16.5 oranını aşmayacak avans faizi ile birlikte isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2012/21643 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şeklinde devamına, aşan istemin reddine, likit alacak bulunmaması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının kötüniyeti sabit olmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. ve 10. maddeleri gereğince davacının alacaklarının, hak edişlerin müvekkilince imzalanmasına müteakip, hak ediş tutarı kadar faturanın Armatör adına düzenlenmesi ile doğacağını, davacının sözleşme kapsamında armatör … adına toplamda 474.575TL tutarında fatura düzenlediğini ve bu fatura bedelini tahsil ettiğini, davacının bu bedel dışında fatura düzenlemediğini, davacı tarafça armatör … adına düzenlenen fatura tutarlarını aşan miktarda müvekkili ile davacı arasında düzenlenmiş bir hakediş de bulunmadığını, davacının sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde alacağını ispatlayan hak ediş ve faturayı dosya kapsamına ibraz etmediğini, sözleşmenin 7 ve 10. maddesi uyarınca taraflar arasında yapılan bir hak ediş olmadığına göre davacının talep edebileceği bir alacaktan da bahsedilemeyeceğini, yapılan bilirkişi incelemesinde de; davacı taraf ticari kayıtlarına göre davacının müvekkil şirketten alacaklı olmadığının, müvekkil ticari defter ve belgelerine göre ise müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğundan dolayı müvekkili lehine delil niteliğine haiz olduğunu, müvekkilinin ticari defter ve belgelerine göre davacıdan alacaklı olduğuna dair kayıtları içeren faturaların taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında düzenlenen faturalar olduğunu, bilirkişi raporunda hem davacı hemde müvekkili hesaplarında 55.000TL tutarında ticari ilişki olduğu beyan edildiğini ancak bu ticari ilişkinin mahiyetinin açıklanmadığını, davacının müvekkilinden alacağı olduğuna dair bilirkişi raporunun hüküm fıkrasının somut delillere dayanmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında kesilen faturalara karşılık 504.060TL tutarında ödeme yapıldığına dair tespitin sadece davacı ticari defter ve beyanları dikkate alınarak yapılan bir tespit olduğunu, mahkemece müvekkili ticari defterlerindeki kayıtların dikkate alınmama nedeninin gerekçeli kararda açıklanmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında 11/04/2010 tarihli yazılı taşeronluk sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Bu sözleşmeyle davacı, davalıya ait tersanede inşa edilen … ünvanlı geminin tümünün ve bloklarının atölye imalatı ve kızak montajının yapılması ile işin montaj, kaynak ve taşlama bakımından tam ve eksiksiz olarak boyaya, klasa ve armatöre teslimi işini üstlenmiştir. Sözleşmeye göre işin kg bedeli 0,86TL/kg olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamına göre iş yapılıp … gemisi 02/08/2012 tarihinde armatöre teslim edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde dava konusu … gemisi için kesilen faturanın 574.048TL olmasına rağmen yapılan ödemenin 504.060TL olduğunu ileri sürmekte olup, son bilirkişi raporunda … gemisi için davacı şirket tarafından dava dışı şirkete 474.605TL hak ediş faturası kesildiği belirtilmiştir. Bu durumda davacıya ödenen 504.060TL den 474.605TL hak ediş fatura bedeli mahsup edildiğinde davacının 29.455TL fazla ödeme aldığı gözükmektedir. Davacı dava dilekçesinde faturaya bağlanmamış hak ediş alacağını talep ettiğini belirtmektedir. O halde uyuşmazlık davacının faturaya bağlanmamış hak ediş bedeli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Gemi mühendisi bilirkişisi tarafından hazırlanan 14.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda faturaya bağlanmamış davacı alacağı 99.875TL olarak hesaplanmış, mahkemece ikinci karara dayanak yapılan mali müşavir bilirkişi … tarafından yapılan hesaplamada 99.875TL hak ediş alacağından davacıya fazla ödenen 29.455TL mahsup edilerek davacının alacağı 70.420TL olarak bulunmuştur. Mahkemece taleple bağlılık ilkesi gereğince 69.087TL asıl alacak üzerinden dava kabul edilmiştir. Oysa, taraflar arasında iki gemi yönünden cari hesap ilişkisi bulunduğundan davacının faturaya bağlanmamış hak ediş bedeli hesabında, dava dışı armatöre yaptığı 2 gemiye ilişkin kestiği faturalar ile 2 geminin hak ediş bedelinin karşılaştırılması sonucu davacının alacağının tespiti gerekmektedir. Dosya kapsamından davacının dava dışı armatör için 2 adet eş değer özellikte … ve … gemilerini yaptığı sabit olup, bu husus tarafların da kabulündedir. Davacı … için 686.826TL, … için ise 474.605TL hak ediş faturası kesmiştir. Taraflar 2 adet 10.500 tonluk sister eş gemi … ve … gemilerinin 668,3 metrik ton çelik imalat ve donatım işlerini kg fiyatı 0.86 kuruştan toplamda 668,3×2=1.336,6 mts, çelik imalat ve donatım işini 1.336,6mts x 0,86 kuruştan toplamda 1.149.476TL bedelle yapımı konusunda anlaşmışlardır. Davacı … gemisi için 698.584TL, … gemisi için 474.605TL ödeme aldığını kabul etmiştir. O halde davacının davalıdan olan alacağı, 2 gemi için kendisine ödendiğini kabul ettiği kümülatif toplam 1.173.189TL’den 2 sister geminin hak ediş bedeli olarak hesaplanan 1.149.476TL’nin mahsup edilmesi sonucu ortaya çıkacaktır. 03/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda her iki geminin eş gemiler olduğu gözetilip kümülatif olarak her iki gemiyi kapsayacak şekilde yapılan hesaplama sonucunda davacının fazla ödeme aldığından davalıdan alacaklı olmadığı sonucuna varılmış olup, buna göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemece bu husus gözetilmeden davacı tarafça kesilen faturaların her gemi için ayrı olduğu gerekçesiyle hesaplama yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih ve 2018/444 Esas, 2019/1039 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın REDDİNE, 4-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 54,40TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 883,95TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 829,55TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan 55,25TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.313,18TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 148,60TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 52,70TL posta gideri olmak üzere toplam 201,30TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. Maddesi gereğince tebliğden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 18/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.