Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/409 E. 2020/310 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/409
KARAR NO: 2020/310
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2019/613 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin tahsili için fatura alacağına istinaden yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece; davacı vekilinin ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve kanuni ipotek tesisi taleplerinin reddine dair ara karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan taşeron sözleşmesi gereğince müvekkilinin 22 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı şirketin inşa ettiği … Projesindeki yapılara ait pvc doğrama imalatı ve teslimi işini üstlendiğini, bu iş karşılığında belirlenen iş bedeli yanında kendisine …’da … Blok … nolu … tip 800.000TL’lik dairenin verileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından sözleşme konusu işin tamamının ifa edildiğini, toplam 2.004.885,78TL’lik e-faturanın düzenlenerek davalı şirkete tebliğ edildiğini, bu faturaların davalı şirket tarafından kabul edilerek ticari defter ve kayıtlarına işlendiğini ancak sözleşme gereğince müvekkiline verilmesi kararlaştırılan dairenin müvekkiline verilmediği gibi 23/05/2018 tarihinde davalı şirketten gecikme bedeli açıklamasıyla 1.188.000TL’lik e-faturanın taraflarına gönderildiğini, sonrasında müvekkiline verilmesi kararlaştırılan dairenin 10/08/2018 tarihinde yabancı bir şahsa satıldığı bilgisine ulaştıklarını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalı şirket hakkında bakiye 1.095.374,22TL alacağın tahsili için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı adına kayıtlı taşınmazların devrini engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir konulmasına veya davalının taşınır ve taşınmaz malları ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasına yada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı şirketin inşa ettiği huzurlu marmara projesindeki taşınmazlar üzerine TMK’nın 893/3.fıkrası gereğince dava konusu tutarda kanuni ipotek konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin sözleşme konusu işi süresinde teslim etmediğini, sözleşmedeki iş süresinin mevcut proje dikkate alınarak ve taraflarca ortak kararlaştırıldığını ancak davalı şirketin kendi kusuru sebebiyle teslimde gecikme yaşandığını, müvekkili şirketin 144 gün üzerinden sözleşme uyarınca tahakkuk ettirdiği gecikme cezasına istinaden düzenlenen 23/05/2018 tarihli 1.188.000TL bedelli faturanın mahsubundan sonra davacıya hiçbir borcunun kalmadığını, aksine 149.455TL alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; duruşma sonrasında verilen 25/12/2019 tarihli ara karar ile; tedbir konulması talep edilen taşınmazların uyuşmazlığın konusunu oluşturmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz talebinin reddine, davanın alacak davası olduğu, tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması gerektiği ve uyuşmazlığı çözer şekilde ihtiyati tedbire karar verilemeyeceği gerekçesiyle kanuni ipotek tesisinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında tanzim edilen eser sözleşmesinde müvekkiline verileceği taahhüt edilen daire üzerine ihtiyati tedbir talep edildiğinden taleplerinin uyuşmazlık konusuna ilişkin olduğunu ancak taşınmazın 3.bir şahsa satılması nedeniyle 3.kişinin mülkiyetinde olan taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilemeyeceğinden davalı şirketin mülkiyetinde bulunan ve müvekkiline verilmesi taahhüt edilen … nolu dairenin değerine eş başka bir taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiğini, davacı müvekkili tarafından keşide edilen ve davalıya tebliğ edilen toplam 2.004.885,78TL bedelli 7 adet fatura ve müvekkili şirkete ait cari hesap kayıtları incelendiği takdirde müvekkilinin davalıdan 948.451,26TL bakiye alacağının bulunduğunun açıkça ortada olduğundan yaklaşık ispatın şartlarının oluştuğunu ve faturalara davalı şirket tarafından itiraz edilmediğinden davalı şirketin alacağın varlığını TMK’nın 895/3.fıkrası uyarınca kabul etmiş olduğunu belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı şirketin inşa ettiği … projesindeki yapılara ait Pvc doğrama imalatı ve teslimi hususunda 08/09/2016 tarihli eser sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Sözleşmenin 10.1. maddesinde sözleşme bedeli birim fiyat esaslı 1.650.000TL + KDV olarak belirlenmiş olup, sözleşme gereğince davacı taşerona …’dan … Blok … nolu … tip 800.000TL değerinde daire verileceği; sözleşmenin 3.2. maddesinde, sözleşmenin imzalanmasından itibaren en geç 7 gün içinde işin yapılacağı sahanın taşerona teslim edileceği; “işin süresi” başlıklı 4.1.maddesinde, işin 31/01/2017 tarihine kadar tamamlanacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşme gereğince işin tamamlanma tarihi 31/01/2017 olarak belirlenmesine rağmen, taraf beyanlarına göre işin 144 gün gecikmeli olarak teslim edildiği ileri sürülmektedir. Sözleşmenin 11.5.maddesinde, işin sözleşme süresinde bitirilmediği takdirde geçen her takvim günü için yüklenicinin hak edişinden işin toplam bedelinin %0,5 tutarında gecikme cezasının kesileceği kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamına göre, dava dosyası layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller henüz tam olarak toplanmamış, keşif yapılmamıştır. Bu durumda davacının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin yaklaşık olarak ispat edildiğinden söz edilemez. Davacının kanuni ipotek tesisine ilişkin talebi de yargılamayı gerektirmekte olup, yerel mahkemece dosya kapsamına göre davacı vekilinin ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve kanuni ipotek tesisine yönelik tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, HMK’nın 389 ve İ.İ.K.’nın 257. Maddelerinin koşulları ile yaklaşık ispat kriterleri sağlanamadığından, mahkeme kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde mahkemece her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2019 tarih ve 2019/613 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 26/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.