Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/393 E. 2023/294 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/393
KARAR NO: 2023/294
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2015/178 Esas, 2019/1048 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 19.06.2014 tarihli sözleşme ile … tesisi ve tank sahası elektrik işleri, … ve … tesisi enstrüman, ekipman ve elektrik bağlantı işlerinin yapımının üstlenildiğini, sözleşmeye göre avans ödemesi yapıldıktan sonra 7 gün içinde işe başlanması gerektiğini, avans ödemesi olarak 75.000,00 TL ödendiğini, davalı şirkete 03.07.2014 tarihinde 75.000,00 TL … bankasına ait teminat mektubu verildiğini, davalıdan kaynaklanan nedenlerle davacının işe başlayamadığını, davalı tarafından 11.07.2014 tarihli mail ile gecikmenin kabul edildiğini, bu süreçte davacının personel ve diğer masraflarının davalı tarafından karşılanmadığını, bu nedenle sözleşmenin Kadıköy … Noterliğinin 25.07.2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, teminat mektubunun iadesinin istendiğini, fakat davalı tarafından teminat mektubunun paraya çevrildiğini, davacının uğradığı zararların, imalat bedeli 2.041,40 TL, sözleşmeye göre bulunması zorunlu olan proje sorumlusu … Temmuz brüt maaşı 13.842,56 TL, saha sorumlusu … temmuz brüt maaşı 3.598,00 TL, SGK işveren payı 808,00 TL, 1 elektrik ustası, 1 düz işçi maaşı toplam 2.917,22 TL, işçilerin haziran ayı maaşı 437,32 TL, işçilerin temmuz ayı barınma kirası 650,00 TL, … Endüstriyel 161,40 TL, … 240,00 TL, … Prefabrik ve konteynıra yapılan ödeme 6.313.00 TL, Kartepe masraflar 1.511,56 TL olmak üzere toplam 32.520,46 TL olduğunu belirterek, zararın dava tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte tahsili talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının işin yapılması için gerekli çaba ve özveriyi gösterdiğinin maillerden anlaşıldığını, meydana gelen bir zarar var ise bu zararın davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, davacının resmi prosedürleri tamamlamadığını, bu nedenle kusurun davacıya ait olduğunu, keşide edilen ihtarname ile davacıya avans olarak ödenen 75.000,00 TL’nin iadesinin istendiğini belirterek, kusurun davacıda olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında akdedilen sözleşmede, yer tesliminden itibaren 7 gün içinde başlanacağı 30 gün süreceği ve her halükarda 10.9.2014 tarihinde tamamlanacağının kabul edildiği, dosyada yer teslimine ilişkin herhangi bir tutanağa rastlanmadığı, davalı/işverenin kendisine düşen hazırlık işlerini yapmaması nedeniyle kural olarak TBK.md. 106/f. 1 uyarınca “alacaklı temerrüdüne” düştüğü ve davacı/yüklenicinin de, TBK.md.110 uyarınca, borçlu temerrüdü hükümlerine istinaden sözleşmeden dönmeye hak kazandığı, TBK.nun 123’üncü maddesinde: “karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan biri temerrüde düştüğü taktirde diğeri borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hakimden isteyebilir” hükmüne yer verildiği, madde hükmüne göre davacı/yüklenicinin sözleşmeden dönebilmesi için, öncelikle davalı/işverene, kendisine düşen hazırlık işlemlerini yapması için uygun bir mehil vermesi gerektiği, TBK.124’üncü maddesine göre ise, karşı tarafın içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılması halinde mehil verilmeden de sözleşmeden dönülmesinin mümkün olduğu, davacı/yüklenicinin sözleşmeden dönmekte haklı kabul edilebilmesi için önce, TBK.md.123 uyarınca davalı/işverene, kendisine düşen hazırlık işlemlerini yapması için uygun bir süre vermesi ve bu süre sonunda da hazırlık işlemleri (yer teslimi vb.) yapılmadığı takdirde sözleşmeden dönmesi gerekirken, davacı/yüklenici tarafından davalı/işverene gönderilen 25.7.2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamede mehil vermeden sözleşmeden dönülmesi nedeniyle, davacının sözleşmenin feshinde haksız olduğu, uğradığı iddia edilen zararların (menfi zararların) tazminini talebe hak kazanılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, mahkemenin sözleşmenin feshine gidilmeden önce son kez davalıya mehil verilmemesi gerekçesi ile reddi kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafın gerek cevap dilekçesinde gerek ise ikinci cevap dilekçesinde davacının davalıya mehil verilmesi halinde edimlerini yerine getireceğine ilişkin bir itirazda bulunmadığını, mahkemenin davalının bu yönde itirazı bulunmamasına rağmen mahkeme bu hususta karar vermesi somut olayın mahiyetine aykırı olduğunu, davalı cevap dilekçelerinde teminat mektubunun taraflarına verilmemesinin haklı bir nedene dayanmadığı itirazında bulunduğunu, bilirkişi raporunda davalının davacı edimlerinin gerçekleşmesi gereken alt yapı işlemlerinin kaçınmasında haklı sebebi bulunmadığını tespit ettiğini, davalıya ne kadar süre verilmiş olursa olsun davalı iş bu edimlerini yerine getirmeyeceğini dilekçelerinde ikrar ettiğini, davalıdan talep ettikleri zararların davalının edimlerini gerçekleştirmesini beklediği sürede ödemek zorunda kaldığı kalemler olduğunu, davacı sözleşmenin ifası için hazır halde aylarca süre beklediğini, bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi davacı edimlerini gerçekleştirmek için sürekli olarak davalıya irtibat kurduğu ancak davalının edimlerini yerine getirdiğini ispat edemediğini, sözleşmeye göre işin yapılabilmesi için davalı gerekli malzemeleri sahaya getirerek teslim etmediğini, yapılacak işin bulunduğu alandaki alt yapı işlerini bitirip yer tesliminin yapılmadığını, işveren davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı sözleşme konusu edimlerini yerine getiremeyişinin davalının işin alt yapısının tamamlayamadığı ve bu nedenle yer teslimi belgesinin düzenlenemediği ve ibraz edilemediğinden davacının işe başlayamadığını, davalının davacıya teslim edilmiş malzeme olmadığı ve bu sebeple yapılan iş olmadığı hakediş ve ataşmanların düzenlenmediğinin anlaşıldığını, 9.07.2014 tarihli e-mail ile davalıya enerji müsaade belgesinin alınması hususunda bir ilerleme olup olmadığı, Trafo tesisi için 1600 KVA gücünde tek trafomu yedekli trafomu yapılacağı, projeye başlamak için enerji artırım müsaade belgesi almaları gerektiği bildirildiğini, bu belgeyi almak davalının yapabileceği bir iş olduğunu, davalı tarafından 11.07.2014 tarihinde gönderilen e-mailde oluşan gecikme kabul edildiğini, sözleşmede kararlaştırılan sürelerin çok fazla aşılmış olmasına rağmen malzeme listesini İtalya’dan yeni istediklerini belirttiğini, davalı meail itibariyle davalı edimini ne zaman yerine getireceği belli olmadığını, davalı hiçbir edimini yerine getirmediğini, mahkemenin davalıya mehil verilmesi gerektiğine yönelik inancı kabul edilemez olduğunu, TBK 124. Maddesinde “Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa.” halinde süre verilmesine gerek olmayan hal olarak düzenlendiğini, geçen süreye rağmen davalının alt yapı işlemlerini bile başlamadığından davalıya verilecek sürenin etkisiz olacağı aşikar olduğunu, ( Yargıtay 15 HD 2005/947 esas ve 2006/1248) , dava konusu zarar kalemlerini ispatladığını, davacının sözleşmeyi fesih etmekte haklı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Taraflar arasında 19.06.2014 tarihli elektrik işlerin yapılmasına ilişkin sözleşme imzalanmış, bu sözleşme davacı tarafından 25.07.2014 tarihinde feshedilmiştir. Davada, davacı sözleşme gereğince edimlerini yapmak için gittiklerinde davalı iş sahibinin öncesinde yapması gereken edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle iş yapamadıklarını belirterek görevlendirdikleri personel masrafları ve şantiyeye ilişkin yapmış oldukları masrafların tahsilini talep etmiş; mahkemece, davacı yüklenicinin TBK 123 maddesi gereğince davalının üzerine düşen hazırlık işlemlerini yapması için uygun bir süre vermesi gerekirken mehil vermeden sözleşmeden dönülmesi nedeniyle davacının sözleşmenin feshinin haksız olduğu bu nedenle davacının uğramış olduğu zararların tazminini talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişiler Prof.Dr. …, … ve … tarafından düzenlenen 17.05.2018 tarihli ve 15.04.2019 tarihli ek raporda, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları değerlendirildiğinde davalıya mehil verilmesinin etkisiz olacağı yönünde bir kanaate ulaşılamadığı, bu nedenle de davacı sözleşmeden dönmeden önce TBK 123 uyarınca davalı kendisine düşen hazırlık işlemlerini yapması için mehil verilmesi ve bu süre sonunda da hazırlık işlemleri yapılmadığı takdirde sözleşmeden dönmesi gerekti kanaatine varıldığı, davacının davalıya mahil vermeden sözleşmeden döndüğü için haksız olarak sözleşmeden döndüğü, bu nedenle de uğradığı zararların tazminini talebe hak kazanamadığı kanaatine varıldığı, mahkemece davalıya mehil verilmesinin etkisiz olacağı yönünde bir kanaate ulaşılması halinde davacı sözleşmeden haklı olarak döndüğünden tazminat talep edebileceği, istenebilecek tazminat miktarının 33.642,91 TL olacağını belirtmiştir. Bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine mahkeme tarafından oluşturulan …, Prof.Dr. … ve Dr. …’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 23.09.2019 tarihli son bilirkişi heyet raporunda, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalının kendisine düşen hazırlık işlerini yapmaması nedeniyle kural olarak TBK 106/f.1 uyarınca alacaklı temerrüdüne düştüğü ve davacının da TBK 110 uyarınca borçlu temerrüdü hükümlerine istinaden sözleşmeden dönmeye hak kazandığınının söylenebileceği, ancak TBK’nın 123. maddesinde karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğer borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verilebilir veya uygun bir süre verilmesini hakimden isteyebilir hükmüne yer verilmiş olup, madde hükmüne göre davacının sözleşmeden dönebilmesi için öncelikle davalı işverene kendisine düşen hazırlık işlemlerini yapması için uygun bir mehil vermesi gerektiği, davacı tarafından davacıya TBK 123 maddesi gereğince uygun süre verilmeden 25.7.2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamede mehil vermeden sözleşmeden döndüğü için sözleşmenin haksız fesih olduğu, bu sebeple uğradığı zararların tazminini talep edemeyeceği, ancak mahkemece davalıya mehil verilmesinin etkisiz olacağı yönünde bir kanaate varılması halinde bu durumda davacı sözleşmeden mehil vermeden haklı olarak döndüğü ve bu nedenle de uğradığı zararların tazminini talebe hak kazandığının kabulü gerekeceğinden davacının sözleşme nedeni ile yaptığı 8.505,40 TL harcama bedelini dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan talep edebileceği belirtilmiştir. Taraflar arasında 19.06.2014 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşmenin 7.1 maddesinde iş bitirme süresi sözleşme imzalanma tarihinden itibaren 1 hafta içerisinde işlerin yapılmasına başlanılması ve 30 gün içinde tamamlanması kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında gönderilen ve taraflarında kabulünde olan 09.07.2014 tarihli ve 11.07.2014 tarihli e-maillere göre, davacı yüklenici tarafından sözleşme gereğince bir kısım edimlerin yapılmasına başlanıldığı, ancak özellikle enerji müsadesi, trafo yenilenmesi, proje hatalarının düzeltilmesi ve işlerin yürütülmesi için diğer şirketlerin işlerini bitirmesi gerektiği belirtilmiş, davalı tarafından bir kısım malzemeyi İtalya ülkesinden istedikleri ve sözleşmeye süre ilavesi olabileceğinin bildirildiği görülmektedir. Mahkeme tarafından alınan her iki bilirkişi raporunda, mahkemece davalıya süre verilmesinin gerekli olmadığının kabulü halinde davacı tarafın isteyebileceği tazmini gerekli zararların miktarları arasında da çelişki bulunmaktadır. Ayrıca bilirkişi raporlarına göre, sözleşmenin 19.06.2014 tarihinde imzalanmış olduğu, davacı yüklenicinin edimini 30 gün içerisinde tamamlaması gerektiği ve sözleşmenin davacı tarafından 25.07.2014 tarihinde fesih edildiği hususları ile davacı yüklenicinin sözleşme fesih edildiği aşamaya kadar sözleşme kapsamında yaptığı edimler ve işin neden tamamlanmadığı hususlarında bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple mahkemece öncelikle daha önce görev alan bilirkişi heyetlerinden farkı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, raporlar arasındaki zarar miktarı itibariyle çelişkinin giderilmesi, ayrıca yüklenici davacının, iş sahibi davalıya TBK 123-124 maddeleri gereğince süre verilmesinin gerekip gerekmediği hususunun değerlendirilmesi, o tarihe kadar işin ne orandaki kısmının tamamlandığı, kalan işin ne kadar sürede tamamlanabileceği, iş sahibi tarafından yapılması gereken malzeme elektirik ruhsat alım vb. işlerin ne kadar sürede tamamlanacağı ve bunların sözleşme süresini ne kadar uzatacağı hususları hep bir arada değerlendirilerek, yüklenicinin beklemekteki tahammül süresini aşıp aşmadığı, buna göre fesih öncesi iş sahibine süre verilmesi gerekip gerekmediği ayrıntılı olarak değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih, 2015/178 Esas, 2019/1048 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.