Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/320 E. 2023/293 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/320
KARAR NO: 2023/293
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2017/519 Esas, 2019/1269 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, davacılar ile davalı arasında … Mahallesi … Caddesi … Ada … parselde kayıtlı … Projesinin elektrik işlerinin yapımı ile ilgili 30/06/2011 tarihinde sözleşme ve 21/04/2014 tarihinde de ek protokol imzalandığını, davalı şirketin sözleşme gereklerine aykırı hareket ettiğini ve eksik işlerini tamamlamadığını, bu eksikliklerin noter ihtarnameleri ile sabit olduğunu, davalının davacıya iş bu sözleşmeden kaynaklanan 697.299,91 TL cari hesap borcunun bulunduğunu ve bu durumun davalıya bildirdiklerini, eksik işlere dair olarak da Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/95 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, davalıya İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile cari alacakları olan 697.299,91 TL’lik icra takibi başlattıklarını, davalının yetkiye itiraz etmesi üzerine dosyanın Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına gönderildiği, davalının bu takibe de haksız itirazı üzerine takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı şirketin davacı şirketlere hiçbir borcu bulunmadığını, davanın haksız ve mesnetsiz olarak açtıklarını, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve protokole göre bu sözleşmenin 29.1 maddesi ile uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, bu sebeple davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ek protokol uyarınca tüm işlerin davalı şirket tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğinden bahisle davacıların haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında 19.07.2011 tarihinde “… Projesi Elektrik İşleri Sözleşmesi” ve 09.04.2012 tarihli Ek Protokol düzenlendiği, davacı taraf davalının işleri eksik ve hatalı yaptırdığını iddia ederken davalı tarafın işleri eksiksiz ve tam yaptığını iddia ettiği, davalının yasal defter kayıtlarında davacı için maliyet bedellerine göre 3.656.084,80.-TL imalat yapıldığı, ancak bu imalatlar karşılığında 1.810.931,40.-TL tutarında hakediş bedeli düzenlendiği, davalının yasal defterlerinde hakedişe bağlanmayan imalatların olduğu, davacının yasal defter kayıtlarına göre davacının davalıdan konsolide edilmiş (birleştirilmiş) tüm hesaplar çerçevesinde cari hesap yönünden 697.299,91.-TL tutarında alacaklı olarak göründüğü, davalı taraf yasal defter kayıtlarına göre davalının davacıya konsolide edilmiş (birleştirilmiş) tüm hesaplar çerçevesinde cari hesap yönünden 692.724,91.-TL tutarında borçlu olarak göründüğü, tarafların yasal defterleri arasında 697.299,91 – 692.724,91 = 4.575,00.-TL tutarında örtüşmeme farkının bulunduğu, davanın eksik işler nedeniyle bedel indirimi / tazminat davası olmadığı, davacı vekilinin 28.03.2018 tarihli dilekçesinde beyan ettiği üzere cari hesapta fazlaya ilişkin yapılan ödemelerin iadesi talebine dayalı yapılan takibe itirazın iptali olduğu, taraflar arasında eser sözleşmesi olduğu, talebin cari hesap alacağına dayalı olduğu, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğundan bu sözleşmeden kaynaklanan var ise alacakların eser sözleşmesinden bağımsız olarak talep edilebilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, taraflar arasında bir eser sözleşmesinin bulunduğunu, ancak davanın konusunun cari hesaptan kaynaklı itirazın iptali davası olduğunu, davalı şirket iş bu eser sözleşmesinden dolayı alacakları için (yüklenici) bir dava veyahut icra takibi açmadığını, taraflar arasında eser sözleşmesinin 2011 yılında imzalandığını, ek protokol de 21/04/2014 tarihinde imzalandığını, ek protokoldeki yükleniciye ödenecek tüm bedellerin sözleşme ekindeki çekler ile de ödendiğini, davalıya fazla ödemeler yaptıklarını, bu hususun ticari defterlerde belli olduğunu, mahkeme gerekçeli kararında cari hesaptan kaynaklı alacakları olan 697.299,91.-TL tutarında alacaklı olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini, mahkemenin eser sözleşmesinden bağımsız olarak cari hesabın kabulü mümkün olmadığı gerekçesi ile davayı reddettiğini, mahkemenin, davalı tarafın eser sözleşmesi ile ilgili alacakları kaldı ise bu hususta dava açılmadığı, icra takibi yapılmadığı gibi hususları aydınlatmadığını, cari hesapta alacak olduğu hususu ispat edildiğini, davacı şirketin tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalı şirkete de bu süreç içerisinde ödemesi gereken tüm ödemelerini fazlası ile yapmadığını, davalı şirketin iş bu eser sözleşmesinden dolayı davacı şirkete açmış olduğu bir dava bulunmadığını, mahkemenin bu hususları da değerlendirmeden eksik inceleme ile vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK 31 maddesi gereğince hakimin uyuşmazlığın aydınlatılması zorunda kalınan durumlarda taraflardan açıklama isteyebileceğini, soru sorabileceğini, delil gösterilmesini isteyebileceğini, mahkeme talebin cari hesap alacağına dayalı olduğundan şüphe bulunmamakta olduğunu belirttiğini ancak eser sözleşmesinden bağımsız talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verdiğini, ancak TTK 89. Madde ” İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir.” düzenlemesi bulunduğunu, mahkeme de bu hususu doğruladığını, davalı şirkete 5.736.923,09-TL ödemenin davacı tarafından yapıldığını ve bu ödeme itibariyle davalıya 697.299,91- TL fazla ödeme yaptığı hususunun doğrulandığını, mahkemenin belirttiği gibi eser sözleşmesine dayalı davalının bir alacağının da mevcut olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 21.07.2011 tarihli elektrik işleri sözleşmesi ile 21.04.2014 tarihli ek protokol imzalanmış olup, davacı sözleşme ve ek protokol gereğince davalı tarafa cari hesap kapsamında fazla bedel ödendiğini, bedelin iade edilmemesi sebebiyle girişilen icra takibine itiraz edilmesinden dolayı durduğunu belirterek itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir. Davalı, sözleşme gereğince edimlerin yerine getirildiğini davalı tarafa borçlarının bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan 21.4.2014 tarihli ek protokol ile işlerin yapıldığının ispat edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklı edimler sebebiyle cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, eser sözleşmeden kaynaklanan alacak bulunması halinde cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacak olarak bağımsız olarak alacak talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) ise 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “Eser sözleşmesi” yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Her iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesi olan eser sözleşmesinde “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yapıp zamanında tamamlayarak teslim etmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlenmektedir. Şirketler arasında cari hesap ilişkisi, 6102 sayılı Türk Ticaret Mahkemesinin 89 maddesinde düzenlenmiştir. TTK’nın 89.maddesinde “(1) İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir.(2) Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz.” düzenlemesi bulunmaktadır. Yerleşik yargıtay uygulamalarında taraflar arasında devam eden ticari ilişki cari hesap üzerinde tutulması hususunda karşılıklı mutabakat bulunması ve devam eden ticari ilişkinin bulunması halinde taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunması gerekmemektedir. Somut olayda, taraflar arasında … Projesinin elektrik işlerinin yapımı için 30/06/2011 tarihli sözleşme ve 21/04/2014 tarihli ek protokol imzalanmış olup, taraflar arasında eser sözleşmesi imzalanmıştır. Taraflar arasında eser sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturalar ile alacak borç ilişkisi cari hesap üzerinden takip edilmektedir. Mahkemece mali bilirkişi Mustafa Kınacı’dan alınan bilirkişi raporunda, davacı ticari defterlerinde davacının davalıdan 697.299,91 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde ise davacıya 692.724,91 TL borçlu olduğu belirtilmektedir. Davalı taraf sözleşme gereğince işleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini savunmuş, davacı taraf davalının edimlerini tam olarak yerine getirmediğini ileri sürmüş ise de buna ilişkin somut bir delil sunmamış veya eksik ayıp iddiasında bulunmamış, sadece fazla ödeme yaptığını ileri sürmüştür. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davalı tarafın kendi ticari defterlerine göre dahi davalının davacıya bu eser sözleşmesi kapsamında 692.724,91 TL borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesi kapsamında alacak borç ilişkisinin cari hesap ilişkisi olarak takip edilmesi mümkün olduğundan, mahkemece davalı defterleri esas alınarak 692.724,91 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, alacağın cari hesap ilişkisi kapsamında talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 692.724,91 TL asıl alacak üzerinden davanın kabulü ile Büyükçekmece 3.İcra müdürlüğünün 2016/4380 esas sayalı dosyasında davalının itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, taraf defterleri arasında cüzi farklılık bulunup alacağın likid olmadığı ve yargılama ile alacak miktarı belirlenmiş olduğundan icra inkar tazminatı talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2017/519 Esas, 2019/1269 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, Büyükçekmece 3.İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 692.724,91 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, Yasal şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 47.320,03 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 11.908,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 35.411,89 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 11.908,14 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 228,1‬0 TL tebligat ve posta gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.257,30 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.249,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı tarafından yapılan bir masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 94.199,74 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.575,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE,2-Davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 89,60 TL tehir-i icra karar harcı, 23,63 TL posta gideri olmak üzere toplam 261,83‬ TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.