Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/307 E. 2023/221 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/307
KARAR NO: 2023/221
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2016/1206 Esas, 2019/1056 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıdan faturaya dayalı alacaklarının tahsili için icra takibine başladıklarını, davalının icra takibine konu borcun 5.081,00 TL’sini ve bu kısma ait vekalet ücreti, icra harç ve masraflarını kabul ettiğini, kalan borca ve ferilerine itiraz ettiğini, icra takibinde 26.938,73 TL olarak alacak yazıldığını ancak bu miktarın sehven yazıldığını asıl alacak miktarının 13.989,44 TL olduğunu, davalı borcun 5.081,00 TL’sini kabul ettiğinden bakiye borcun 8.908,44’lik kısmına itiraz ettiğini, davacının … projesi kapsamında modüler bölme duvar işlerini yaptığını ve 40.928,17 TL bedelli fatura ve 8 adet sevk irsaliyesi düzenlediğini, davalı şirketin 26.05.2015 ödeme tarihli çek ile 20.000,00 TL’yi ve 24.03.2015 tarihinde de 2.700 $ (6.938,73 TL) kısmını ödediği, bakiye 13.989,44 TL’nin ödenmediğini, tarafların imzaladıkları sözleşme ile ödeme şekli toplam bedel için KDV dahil toplamın %40 sipariş de nakit, %40 malzemeler fabrikadan çıkmadan 30 günlük çek ile, %20 bakiye iş sonu nakit ve KDV tutarının faturanın kesimini müteakip 30 günlük çek ile tahsil edileceğinin belirlendiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının icra takibi ile 26.938,73 TL tahsilini talep ettiğini, 5.081,00 TL kısmını kabul ettiklerini, bakiye 21.857,73 TL’lik kısmına itiraz ettiklerini, davacının sunmuş olduğu fatura ve sözleşme örneklerinin hiçbirinde davalının kaşe/imzasının bulunmadığını, sözleşme gereğince davalının 2.700 USD nakden ve 20.000,00 TL bedelli çek ile ödemeler yapmış olduğunu, bu hususların davacı tarafça kabul edildiğini, kalan kısmının da söz konusu icra takibine ödendiğini, bu sebeple davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, davacı tarafın yine dosyaya sunduğu 40.928,17 TL’lik faturanın da yanlış hesaplanmış olduğunu, davacı tarafa bu faturanın iade edildiğini, davalının dosyaya sunduğu mail ile faturanın bu şekilde kabul edilmesini daha sonra iade fiyat farkı faturası kesilmesini istediğini, mutabakat formuna bakıldığında görüleceği üzere davacı firmanın bu alacağının davalı tarafından kabul edilmediğini, davacı yanın, davalı yanın yapmış olduğu 21.857,73 TL itirazının 12.929,49 TL kısmını dava dilekçesinde ikrar ve kabul edilerek bu kısım için itirazın kaldırılmasını talep etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşmede SNAP ST Bölme Duvar işi için sözleşme bedelinin 9.604,70 USD + 1.728,85 USD KDV olmak üzere toplam 11.333,55-USD olarak belirlendiği ve iş bitiminde kesin hakediş yapılarak net fatura bedelinin belirleneceğinin kararlaştırıldığı, 10.04.2015 tarihli hakediş formunda hesap edilen imalat, 111,55 m2 montaj ve nakliye dahil iş bedelinin 9.866,94 USD + KDV = 11.642,99-USD olduğunun belirlendiği, mali müşavir bilirkişi tarafından, yapılan ödemeler hariç davacının davalıdan 8.908,44-TL alacaklı olduğunun belirtildiği, ancak davacı tarafça davalıya gönderilen mutabakat mektubunda; 22.06.2015 tarih ve 40.928,17 TL faturadan bahisle, davalı tarafça yapılan 20.000,00 TL çekle ödeme, 6.938,73-TL (2.700-USD) elden ödeme gösterilmek ve düşülmek suretiyle 13.989,44-TL bakiye borç hususunda davalı tarafın mutabık olunmadığı ve iade faturası kesileceği yönünde şerh düşüldüğü, sözleşmenin fiyatlar başlıklı kısmında, belirtilen mallar ve hizmetlere ek olarak projede oluşabilecek yeni üretimler ve/veya montaj/demontaj işleri için ek sözleşme hazırlanacağı ve ek süre verileceğinin kararlaştırıldığı, ancak ek maliyetlerin çıkma sebebi olarak sahaya sevk olunmuş kapı kasaları ve cam çerçevelerinin sahada sökülerek boyaya yollanması, konstrüksiyon malzemeleri olan zemin tavan profillerinin ise fabrikaya yeniden sipariş edilmesi olduğunun belirtildiği, bu işlerin taraflar arasındaki sözleşme kapsamı dışında olduğuna ve davalı tarafça yüklenilmesi gerektiğine ilişkin kanaat uyandıracak bir delil sunulmadığı, belirtilen işlerin taraflar arasındaki sözleşmeye göre ek iş kapsamında da değerlendirilebilecek nitelikte olmadığı, esasen bu hususta taraflar arasında ek bir sözleşme yapıldığına ilişkin yazılı bir delilin de sunulmadığı,10.04.2015 tarihli Hakediş Formunda hesap edilen imalat, 111,55 m2 montaj ve nakliye dahil iş bedelinin 9.866,94 USD+KDV = 11.642,99-USD tutarından ayrılmayı gerektiren bir ek maliyet bulunmadığı, 11.642,99-USD’nin ödeme tarihi itibariyle 31.290,54-TL’ye tekabül ettiği, davalı tarafça yapılan 24.03.2015 tarihli 6.938,73 TL (2.700-USD) elden ödeme, 26.05.2015 tarih ve 20.000,00 TL miktarlı çekle ödeme ve 5.018,00 TL miktarlı (işlemiş faiz ve icra masrafları ile birlikte 6.414,39-TL) ödemenin toplamının 32.019,73-TL olduğu, borçlu olunan tutar ve yapılan ödemelere göre ve davalı tarafça takibe konu edilen 5.018,00-TL bakiye borç tutarı bakımından borcun kabul edilmesi ve ödenmesi dolayısıyla davacının takip konusu olan ve dava konusu ettiği tutar kadar alacaklı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile davacı alacağının 8.908,44 TL olarak hesaplandığını, mahkemenin aksine kararının hatalı olduğunu, mimar bilirkişi …’in 24.06.2019 tarihli raporunda “dosyaya sunulan 8 sevk irsaliyesi içeriğinden, eklenen yeni zemin ve tavan profillerin teslim edildiği görülmektedir.” tespitinin yapıldığını, bu tespit itibariyle davaya konu edilen tutarın dayanağı olan hizmetin verildiğinin mimar bilirkişi tarafından tespit edilmiş olduğunu, davalı şirketin de kabulünde olduğu üzere projeye başlanarak … projesi kapsamında modüler bölme duvar işlerine ilişkin hizmet verdiklerini, 8 adet sevk irsaliyesi kesildiğini, 27.03.2015 tarihli mailde davalı şirketin talebi ile yapılacak bazı işlerde ek maliyetin çıkacağının davalı şirkete bildirildiğini, davalının bu maile itirazının olmadığını, 10.04.2015 tarihli hakediş formu ile de (12.755,08 USD + KDV) ek maliyetlerle birlikte toplam tutarın 14.04.2015 tarihli mail ile bildirildiğini, davalının itirazının olmadığını, bilirkişiler tarafından tespit edilmesine rağmen mahkemenin dikkate almadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Somut olayda, taraflar arasında Artan Yapı Projesi kapsamında modüler bölme duvar işlerinin yapımına ilişkin 17.02.2015 tarihli 11.333,55 USD bedelli sözleşme formu imzalanmıştır. Dosya kapsamına göre, davacı taraf yapılan iş karşılığında 40.928,17 TL tutarlı fatura düzenlendiğini, 26.938,73 TL ödeme yapıldığını, 5.081,00 TL’nin de icra dosyasına ödendiğini, bakiye 8.908,44 TL alacaklarının kaldığını belirtmiş; davalı taraf ise 32.019,73 TL borcun ödendiğini savunmuş; mahkemece, 11.642,99 USD iş bedeli tutarından ayrılmayı gerektiren bir ek maliyet bulunmadığı, 11.642,99-USD’nin ödeme tarihi itibariyle 31.290,54-TL’ye tekabül ettiği, davalı tarafça yapılan ödemenin toplamının 32.019,73-TL olduğu, davacı alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda, dosyada iki hakediş bulunduğu ilk hakedişin 111.55 m2 üzerinden 11.642,99 USD = 31.290,54 TL bedelli olduğu, ikinci hakedişin ise 160,41 m2 üzerinden 15.051,00 USD = 40.928,17 TL bedelli olduğu; her iki hakediş belgesi arasındaki farklar bulunduğu, ilk hakedişte bulunmayıp ikinci hakedişe giren ilk farkın sahaya sevkedilmiş olan kapı kasaları ve cam çerçevelerin sahada sökülerek boyaya yollanması olup, bunların neden sökülüp boyandığının anlaşılamadığı; ikinci farkın konstrüksiyon malzemeleri olan zemin ve tavan profillerinin fabrikaya yeniden sipariş edilmesi olup, 8 adet sevk irsaliyesinden bunların teslim edildiğinin anlaşıldığı; bu farklar nedeniyle kullanılan modül, adet, metraj ve tiplerinde değişiklikler olduğu, demontaj ücreti ve yeni profiller için nakliye ücreti eklendiği, montaj ücretinin arttığı; ancak, bu değişikliklere onay verildiğinin ispatlanamadığı ve ayrı bir sözleşme de düzenlenmediği belirtilmiştir. Bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere iş bedeli 11.333,55 USD olarak kararlaştırılmış ise de ilk hakediş 11.642,99 USD tutarlı olup, düzenlenen ikinci hakedişte yukarıda belirtilen farklı imalatların yer aldığı, bunlardan bir kısmının mahallinde yapıldığının sevk irsaliyeleri ile sabit olduğu, kapı kasaları ve cam çerçevelerin sahada sökülerek boyaya yollanması işinin ise neden yapıldığının anlaşılamadığı belirtilmiş olmakla, mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, ikinci hakedişte ilk hakedişten farklı olarak yapılan işlerin taraflar arasındaki sözleşmenin içerisinde yer alan işlerden olup olmadığı açıklattırılıp, bu işlerin sözleşmede yer almayan ilave işler olması halinde, söz konusu işlerin yapıldığı yıl serbest piyasa rayici ile bedellerinin hesaplattırılarak ilk hakediş bedeline eklenmesi, toplam iş bedelinin tespit edildikten sonra yapılan ödemelerin mahsubu ile varsa davacı alacağına hükmedilmesi gerekirken, bilirkişi ek raporundaki tespitlere rağmen mahkemece 11.642,99-USD tutarından ayrılmayı gerektiren bir ek maliyet bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi yerine olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2019 tarih ve 2016/1206 Esas, 2019/1056 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.