Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/263 E. 2023/3 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/263
KARAR NO: 2023/3
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2017/849 Esas, 2019/955 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 10/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabülüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalı şirketin Rize İcra Dairesinin … esasına kayıtlı dosya ile müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, itiraz üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esasına kaydedildiğini ve usulsüz tebligat sonucu takibin kesinleştiğini, takip açıklamasında müvekkili ile yapılan 20/02/2016 tarihli sözleşmeye uyulmaması nedeniyle başka şirkete yaptırılan iş nedeniyle oluşan 94.995,90 TL alacak nedeniyle takip yapıldığının belirtildiğini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmeksizin, sahibi olduğu ve davalıda bulunan sözleşme konusu mallar iade edilmeksizin, yapılan işe ve kullanılan malzemelere ilişkin iade faturası düzenlenmeksizin müvekkilinin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davalı iddialarının bilirkişi tarafından incelenmesi, alacak konusu miktarın belirlenmesi için KDV mahsubu ile kullanılan ve iade edilmeyen malların değerlerinin hesaplanması gerektiğini belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yapım İşi Kapsamında Satış ve Montajı Yapılan Dış Cephe Led Aydınlatma Armatürlerinin yapımı konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği, satış ve montajı yapılan dış cephe led aydınlatma işini üstlenen, davacı tarafın yüklenilen sorumluluklarını yerine getirmediğini, onarım ve eksiklikleri gidermediğini, bunun üzerine davacı şirketin ayıplı olarak teslim edilen işleri …-… isimli şahıs firmasına 94.995,90 TL karşılığında yaptırdığını, davacı şirketten bu bedelin talep edildiğini, davacı tarafın bu bildirimlere uymadığından hakkında icra takibi başlatıldığını ve dosyanın usule uygun tebligatlar yapılarak kesinleştiğini belirterek, davanın reddine, davacının itirazı haksız olduğundan kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde, “Led Aydınlatma Armatürlerinin montajı” konulu sözleşmede teklif edilen aydınlatma armatürlerinin satıcı tarafından alıcıya teslimi şartını içeren” 2 sayfa halinde ve 7 maddeden oluşan, toplam bedeli KDV dahil 83.721,00 TL tutarlı sözleşme imzalanmış olduğu, söz konusu sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete 19/03/2015 tarih ve … no’lu KDV dahil 85.837,60 TL tutarlı irsaliyeli fatura düzenlenmiş olduğu, mahkemenin 12/02/2019 tarihli ara kararı gereği davalı şirketin 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde söz konusu fatura bedelinin 50.000,00 TL’si 31/03/2015 tarihinde, 35.837,00 TL’sinin de 16/04/2015 tarihinde olmak üzere tamamının davacıya havale edilmiş olduğu, asıl dava konusunun Karabük Üniversitesi Rektörlüğü Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığından davacı şirketin üstlendiği Fakültenin Dış Cephe Led Aydınlatma Armatürlerinin bir kısmının veya bazı yönlerinin yanmıyor olması ve taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında işin teslim tarihi olan 17/03/2015 tarihinden itibaren 3 yıl süre ile garantisi ve taahhüdü olduğu, davalı şirketin taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle Rize … Noterliğinin 31.12.2015 tarihli ihtar gönderildiği, ihtarın alınmasından imtina edildiği, sözkonusu işten kaynaklanan eksikliklerin davacı şirket tarafından 80.505.00 TL + KDV toplam 94.995,90 TL’ye …’a ait … adlı şahıs işletmesine yaptırılmış olduğunu iddia ettiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği teslim tarihi olan 17/03/2015 tarihinden itibaren 3 yıl süre ile yapılan işlerin garantisi olduğu ve davalı şirketin buna ilişkin taahhütte bulunduğu, davacı şirket tarafından dava dışı Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin dış cephe led aydınlatma armatürlerinin eksikliklerinin davacı şirket tarafından 94.995,90 TL bedel ile … işletmesine yaptırılmış olduğunun anlaşıldığı, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde de 85.837,60 TL’lik faturanın kayıtlı olmadığı, davacı şirketin davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalı tarafından davacı aleyhine yapılan Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki 94.995,90 TL borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile, 94.995,90 TL üzerinden %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davacının sözleşme gereği üstlendiği işi 27/03/2015 tarihinde yaparak teslim ettiğini, ancak Karabük Üniversitesi Rektörlüğünün 25/11/2015 tarihli yazısıyla dış cephe led aydınlatma armatörlerinin bir kısmının yanmadığı, bir kısmının da belirli yerlerinin yanmadığını belirterek onarım ve düzenlenmesine ilişkin talebinin 02/12/2015 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, davacı şirketin 17/03/2015 tarihinden itibaren 3 yıl garantisi bulunduğunu davacıya telefonla bildirilerek eksikliklerin giderilmesi ve değişimlerin yapılması isteğinin iletildiğini, sonuç alınmaması üzerine Rize … Noterliğinin 31/12/2015 tarihve … yevmiye nolu ihtarının gönderildiğini, ihtarın iade geldiğini, bunun üzerine işin KDV dahil 94.995,50 TLye … isimli şahıs şirketine yaptırıldığını takip konusu alacağın buna ilişkin olduğunu, dosyaya sunulan delillerle alacağın varlığının ispatlandığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında tarihsiz Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bina dış cephelerine led aydınlatma armatürlerinin montajı ve çalışır vaziyette teslimi için sözleşme akdedilmiştir.Sözleşmeye göre, işin teslimi 27/03/2015 tarihi olarak kararlaştırılmıştır. İşin bu tarihte teslim edildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.Sözleşmeden ayrı olarak yüklenici davacı, satış ve montajı yapılan dış cephe aydınlatma led armatörlerinin geçici kabul tarihi olan 17/03/2015 tarihinden itibaren 3 yıl süre ile üretici firma olarak birebir değişimi garanti ederek, garanti taahhütnamesi vermiştir.Asıl iş sahibi Karabük Üniversitesi Rektörlüğü 25/11/2015 tarihli onarım ve düzeltmeler konulu davalı asıl yüklenici tarafından yapılan veya yaptırılan 11/03/2015 tarihinde geçici kabulü yapılan dış cephede bulunan led aydınlatma armatürlerinin yanmadığı, bir kısımının belirli yerlerinin yanmadığının tespit edildiğini, gerek malzemenin şartnameye uygun olmamasından gerekse yapım işlerinin usul ve eksikliklerinden dolayı gerekli tüm onarım ve düzeltmelerin ve bakım işlerinin yapılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.Mahkemece alınan 17/10/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait 2015 yılı yevmiye ve defteri kebir defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu ancak envanter defterinin ibraz edilmediği, davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulmadığı ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı, 2015 yılı ticari defterlerinde, davalı şirkete ait bir kayıt olmadığı, davacı şirketin dava dosyasına sunduğu davalı şirkete düzenlediği 19.03.2015 tarihli … sıra numaralı 85.837,60 TL bedelli faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketin herhangi bir borç ya da alacak bakiyesi olmadığı 2015,2016,2017 yılları ticari defterlerin sunulmadığı, davacının davalıya borcu bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı taraf, dava dışı iş sahibinin bildirimi üzerine müvekkilinin sözleşme konusu işi yapan davacıya önce sözlü bildirimde bulunduğunu, eksiklerin yapılmaması üzerine ihtar gönderdiğini, adres değişikliği nedeniyle ihtarın tebliğ edilemediğini, bunun üzerine söz konusu eksikliklerin müvekkilince dava dışı 3.şahıs şirketine yaptırıldığını, yapılan işin bedeli olan KDV dahil 94.995,90 TL’nin tahsili için davacı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yaptığını, davacının itirazı üzerine takibin durduğunu ve davacının açtığı menfi tespit davasında davacının müvekkiline borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, bilirkişi raporunda hem davacının 2015 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını belirttiğini, hem de davacının müvekkiline borcu bulunmadığının belirtildiğini, kararın yerinde olmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl iş sahibi Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin dava konusu işe ilişkin tüm hakediş ve ekli belgeleri ile geçici kabul eksikliklerini gösterir belgelerin getirilerek mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle, davacının icra takibine konu ettiği alacağın taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapılan ve garanti edilen işler olup olmadığının belirlenmesi; davalının 3. kişi … firmasına yaptırdığını bildirdiği işlerin neler olduğu, mahallinde yapılıp yapılmadığı, … firmasına düzenlenen faturanın kadri marufunda bulunup bulunmadığı, kadri marufunda değil ise tespit edilen eksik ve ayıplı işlerin yapıldığı tarih itibariyle serbest piyasa rayicine göre bedelinin tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih, 2017/849 Esas, 2019/955 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.