Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/241 E. 2022/2091 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2020/241
KARAR NO:2022/2091
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2017/989 Esas, 2019/839 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ:21/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası olup davanın kabulüne dair dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 26.09.2016 tarihli Taşeron Tip Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalının yapımını üstlenmiş olduğu konutların kaba yapı işlerinin davacı tarafından yapılmasının taahhüt edildiğini, sözleşme gereği yapılan işler için toplam 6 hak ediş ve hakediş icmalleri düzenlendiğini, 6. son hakedişin 22.04.2017 tarihinde düzenlendiğini, bu hakedişlerin toplam bedelinin KDV hariç 127.841,18 TL olduğunu, sözleşmenin 10.1 maddesine göre her hakedişten sonra davalı tarafça KDV hariç %5 oranında kesinti yapıldığını, buna göre 1. hak edişten KDV hariç 758,58 TL, 2. hak edişten KDV hariç 927,00 TL 3. hak edişten KDV hariç 1.453,04 TL 4. hak edişten KDV hariç 1.905,19 TL, 5. hak edişten KDV hariç 1.127,04 TL 6. hak edişten KDV hariç 221,20 TL. olmak üzere toplam KDV hariç 6.392,05 TL. kesinti yapıldığını, bu kesintilerin 1.150,56 TL KDV dahil 7.542,61 TL olduğunu, davacının, sözleşmeyle yüklendiği tüm edimleri yerine getirdiğini, inşaatların bittiğini, bağımsız bölümlerin bir kısmının satıldığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirdiğinin geçici kabul tutanağı ile de açıkça belirtildiğini, yapılacak herhangi bir iş kalmadığını, davalının hak ediş kesintilerini davacıya ödemesi gerektiğini, ödemediğini, bu nedenle davacının davalıya hakediş kesinti toplamı olan 7.542,61 TL yerine maddi hata ile yapılan kesintilerden dolayı 03.8.2017 tarihli 6.689.15 TL’lik e-fatura gönderdiğini, fatura gönderilmeden önce de davalıya borcu ödemesi için sözlü ihtarlar yapıldığını, fatura ödenmediğinden İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının vadesi gelmiş borcu bulunmadığına ilişkin itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın yerinde olmadığını, davalı tarafından 27.04.2017 tarihinde Betonarme İşleri Geçici Kabul Tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağa göre ön inceleme yapıldığını, işin sözleşme ve eklerine uygun olduğunun, geçici kabule engel olabilecek eksik, kusur ve imalatların bulunmadığının belirlendiğini, işin bitirildiği tarih 27.02.2017 tarihi olup, davacının işin bitim tarihinde SGK borcu, vergi borcu olmadığına dair sözleşmede belirtilen belgeleri eksiksiz olarak davalıya verdiğini, sözleşmede belirtilen yükümlülükler ve diğer tüm yükümlülükler davacı tarafından yerine getirildiği halde davalının, hak ediş kesintilerini ödemediğini belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında 26/09/2016 tarihli davalının inşa etmeyi üstlendiği konut inşaatının kaba yapı işlerinin davacı şirket tarafından yapılması hususunda Taşeron Tip Sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafça KDV dahil toplam 7.542,61 TL kesinti hesaplandığını, ancak maddi hata nedeniyle kesintiler için 6.689,15 TL’lik 03/08/2017 tarihli e-faturanın davalı şirkete gönderildiğini beyan ettiğini, faturanın ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, borcun muaccel olduğunun iddia edildiğini, ancak davaya konu faturanın dayanağı olan 26/09/2016 tarihli sözleşmenin “hakedişlerin ödeme esasları” başlıklı 21.maddesinde açıkça düzenlendiği üzere, ödeme tarihlerinin kademeli olarak hesaplanması konusunda tarafların anlaştıklarını, “hakediş ödemelerinin nakit teminatı ve verilmiş ise avans düşüldükten sonra kalan miktar için fatura tarihini müteakip; %30’u 30 gün sonra, %35’i 60 gün sonra, %35’i 90 gün sonra yapılacaktır. (İşverenin ödeme günü her ayın 15’idir.)” şeklinde açıkça ve tarafların hür iradesi ile belirlendiğini, davacının, davalı şirkete kesmiş olduğu 03/08/2017 tarihli 6.689,15 TL’lik faturaya ilişkin kademeli ödeme tarihlerinin; 6.689,15 TL’nin %30′ u 2.006,75 TL olup; fatura tarihini (03/08/2017) müteakip 30 gün eklendiğinde, bedelin %30’luk kısmına ilişkin ödeme tarihi 02/09/2017, 6.689,15 TL’nin %35’i 2.341,20 TL olup; fatura tarihini (03/08/2017) müteakip 60 gün eklendiğinde, bedelin %35’lik kısmına ilişkin ödeme tarihi 02/10/2017, 6.689,15 TL’nin %35’i 2.341,20 TL olup; fatura tarihini (03/08/2017) müteakip 90 gün eklendiğinde, bedelin %35’lik kısmına ilişkin ödeme tarihinin 01/11/2017 olması gerektiğini, davacının sözleşmede kararlaştırılan ödeme günlerine riayet etmeden ve takip tarihinde henüz muaccel olmayan hakediş için icra takibine başladığını, icra takibinden sonra muaccel hale gelen faturanın davalı tarafından 09/11/2017 tarihinde davacı şirketin banka hesabına ödendiğini, takip tarihi itibari ile muaccel olmayan alacağa ilişkin yapılan takibin haksız olduğunu belirterek, davanın reddi ile alacağın %20sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkemece; taraflar arasındaki 26/09/2016 tarihli sözleşmesi, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve alınan 18/03/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre, takip tarihi olan 03/08/2017 tarihi itibari ile davacının davalıdan 6.689,15 TL alacaklı olduğu, 03/08/2017 tarihli 6.689,15 TL tutarlı fatura bedelinin 09/11/2017 tarihinde davacı tarafça ödenerek kapatıldığı, taşeron sözleşmesine göre son hakedişin 22/04/2017 tarihinde yapıldığı, sözleşmenin 10. Maddesine göre alacağın takip tarihi itibari ile muaccel olduğu tespit edilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasının kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına, davalının dava ve takip tarihinden sonra 09/11/2017 tarihinde yaptığı ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine, 6.689,15 TL ‘nin %20’si olan 1.337,83 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; icra takibininin ve davanın konusunun sözleşme gereği düzenelenen faturaya dayandığını, faturanın içeriği hakkında hiçbir açıklama bulunmadığını, davalının muaccel olmayan borca ilişkin takibe itiraz ettiğini, sözleşmenin 21. maddesinde “hakedişlerin ödenmesi, nakit teminat ve verilmiş ise avans düşüldükten sonra kalan miktar için fatura tarihini müteakip %30’u 30 gün sonra, %35’i 60 gün sonra, %35’i 90 gün sonra işverenin ilk ödeme gününde yapılacaktır” şeklinde düzenleme olduğunu, buna göre davacının muaccel olmadığı halde takibe koyduğu faturanın 21. madde kapsamında düzenlenen fatura olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla 10. maddede fatura düzenlemekle iligili bir madde bulunmadığını, bu nedenle fatura düzenlenirken 21. maddedeki vadelerin gözetilmesi gerektiğini belirterek, usul ve yasaya uygun olmayan davanın kabulüne dair verilen kararın kaldırılmasına, davanın reddine ve %20’den az olmamak kaydıyla davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında 26/09/2016 tarihli” Taşeron tip sözleşmesi” akdedilmiştir. Sözleşmeye göre; davalının yapmayı üstlendiği konutların kaba yapı işlerinin yapımını davacı taraf üstlenmiştir.Sözleşmenin 21. maddesinde hakedişlerin ödeme esasları düzenlenmiştir. Buna göre; davacı tarafın düzenlediği her hakedişten davalının %5 kesinti yapacağı ve bu kesintilerin toplamının 7.542,61 TL olduğu, davacının maddi hata ile ödenmeyen hakediş kesintileri için 6.689,15 TL ‘lik 03/08/2017 tarihli e-fatura düzenlediği, e-faturanın davalıya gönderildiği, ödeme yapılmaması üzerine de İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 03/08/2017 tarihinde icra takibi yapıldığı anlaşılmış; davalı taraf 25/08/2017 tarihli itiraz dilekçesi ile sözleşmenin 21. maddesinde hakedişlerin ve ödeme şeklinin düzenlendiğini, takip tarihi itibari ile muaccel hale gelmiş borç bulunmadığını beyan etmiş ve takip durmuştur.Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi ve alınan bilirkişi raporuna göre, 26/09/2016 tarihli sözleşme kapsamında davacının davalıya 6 adet hakediş düzenlediği, hakedişlerin toplamı KDV hariç 127.841,18 TL olduğu sözleşmenin 10.1 maddesine göre her hakedişten KDV hariç %5 oranında kesinti yapıldığı, bu kesintilerden dolayı ödenmeyen 03/08/2017 tarihli ve davacının 7.542,61 TL olması gerekirken maddi hata ile 6.689,15 TL olarak düzenlediği, e-faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takibe konu faturanın nakit teminat kesintilerinin iadesine ilişkin düzenlenmiş fatura olduğu, taraflar arasında hakediş ödemeleri ve miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, yapılan işe ilişkin eksik ve ayıp iddiasının da olmadığı, sözleşmenin 10. maddesinde nakit teminat kesinti ve iadesinin düzenlendiği, davaya konu nakit teminatın son hakediş tarihinin 22/04/2017 tarihi olup bu tarihe 3 ay eklemek sureti ile madde 10/3’e göre alacağın 22/07/2017 tarihinde muaccel olduğu, faturanın 03/08/2017 tarihinde icra takibine konu edildiği, davalı tarafça da dava açıldıktan sonra 09/11/2017 tarihinde ödendiği, borç bakiyesinin kapatıldığı anlaşılmaktadır. Şu halde, mahkemece tüm bu hususlar göz önüne alınarak davanın kabulü ve itirazın iptaline, davalı tarafından yapılan ödemenin infaz aşamasında değerlendirilmesine ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.Davalı taraf her ne kadar takip tarihinde borcun muaccel olmadığını iddia etmiş ise de yapılan açıklamalar ışığında bu iddianın yerine olmadığı, faize ilişkin itirazının ise takip talebinde davacı taraf asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 avans faizi talep etmiş olup, taleple bağlı kalındığı ve takibin aynen devamına karar verildiği, öte yandan 18/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda da takip tarihi itibariyle faizin %9,75 avans faizi olduğu, 29/06/20148 tarihinden itibaren ise %19,50 oranında avans faizi talep edilebielceği belirtilmiş ise de icra takip talebinde değişen oranlarda faiz talep edilmediğinden ve mahkemece takibin aynen devamına karar verildiğinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9,75 avans faiz uygulanacağından davalının faize ilişkin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/09/2019 tarih ve 2017/989 Esas, 2019/839 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 456,94 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 121,30TL harcın mahsubu ile bakiye 335,64‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.