Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/234 E. 2020/163 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/234
KARAR NO: 2020/163
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2019/947 Esas, 2019/1114 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkilinin iş bedeli alacağının tahsili için girişilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibinde yetki ve esas yönünden yapılan itiraz nedeniyle İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2016/394 esaslı dava ile itirazın iptalini talep ettiklerini, mahkemece yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiğini, istinaf etmeleri üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/222 esas, 2018/191 karar sayılı kararı ile istinaf talebinin reddedildiğini, bu nedenle icra dosyasının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini, davalının itirazı üzerine bu davayı açtıklarını belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 11/12/2019 tarihli karar ile, 7155 sayılı Kanun’un 20.maddesi gereği arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bu davanın daha önce açılan davanın devamı niteliğinde olduğunu, o tarihte zorunlu arabuluculuk şartı bulunmadığını, açılan davanın ilk davanın aynısı olduğunu, mahkemece davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, ilk icra takibinin itiraz üzerine durmasından ve ilk dava ve istinaf sürecinden sonra icra dosyasının yetkili olduğu belirtilen Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği ve icra takibinin devamlılık arz ettiği anlaşılmaktadır. Ancak, daha önce açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 14/02/2018 tarih ve 2018/222 esas, 2018/191 karar sayılı kararı ile istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ret kararı kesin niteliktedir. Bundan sonra yeni icra dairesince gönderilen ödeme emrine itiraz üzerine duran takibe yapılan itirazın iptali için açılan dava, yeni bir davadır. Bu nedenle, dava tarihindeki şartlara tabidir. İstinaf incelemesine konu eldeki davanın 10/12/2019 tarihinde açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde, ticari davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu hükme bağlanmıştır. 19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun’un 22.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. Dosya kapsamına göre, davanın 01/01/2019 tarihinden sonra açıldığı, tarafların tacir olup davanın ticari nitelikte bulunduğu, bu nedenlerle dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu, ancak dava öncesi arabuluculuk başvurusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 11/12/2019 tarih ve 2019/947 esas, 2019/1114 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 10-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/02/2020