Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/2057 E. 2021/71 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2057
KARAR NO : 2021/71
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2020
NUMARASI : 2020/330 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalı şirketin, dava dışı …A.Ş.’nin iş yerinde tadilat işlerini asıl işveren sıfatıyla üstlendiğini, alçı yapım işlerini de müvekkili şirkete devrettiğini, iş yerinde, 03.06.2013 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesi, davacı işçisi …, müvekkili şirket aleyhine İstanbul Anadolu 23. İş Mahkemesinde 2014/600 E. sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat talepli dava ikame ettiğini, İş Mahkemesi dosyasında alınan 23.09.2016 tarihli kusur raporunda müvekkili şirket ile davalı asıl işverenin müştereken %85 oranında kusurlu olduğunu, işbu kusurun yalnızca %25’inin müvekkili şirket’e ait olduğu, davalı asıl işverenin ise kusurunun %60 olduğunun tespit edildiğini, dosya davacısı ile müvekkili şirket arasında imzalanan 30.05.2019 tarihli protokol uyarınca müvekkili şirketin, mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarları ile birlikte avukatlık ücreti ve dava masraflarını toplam 260.000,00 TL’yi ödediğini; davalının kusur oranına göre sorumlu olduğu bedelin tahsili için davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine, davalı tarafından haksız itiraz edildiğini; müvekkil şirket tarafından dava dışı işçiye yapılan ödeme miktarından kusur oranı uyarınca davalıya düşen 156.000,00 TL’nin rücuen müvekkil şirket’e ödenmesi gerektiğini, yargılamanın uzun sürmesi halinde müvekkili şirketin davalı şirketten alacağını tahsil etmesinin güçleşmesi ve imkansızlaşması söz konusu olabileceğinden teminatsız olarak davalı şirketin tüm banka hesapları üzerine dava değeri kadar bloke konulmasına ve varsa gayrimenkulleri ve araçları üzerine tedbir şerhi konulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise de uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 07/09/2020 tarihli ara karar ile; davacı tarafından ihtiyati tedbir konulması talep edilen davalı şirketin tüm banka hesapları, gayrimenkulleri ve araçlarının uyuşmazlık konusu olmadığı dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile: davalı şirketin davaya konu icra takibine haksız itirazı ile belirsiz yargılama süresi de nazara alındığında, müvekkili şirketin alacağını tahsil etmesinin önemli ölçüde güçleşeceğinden ilk derece mahkemesinin 07.09.2020 tarihli, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının, usule ve yasaya aykırı olup HMK m. 389’un gerekçesi ile de bağdaşmadığını, İhtiyati tedbir talebinin alacağa yönelik olması nedeniyle talebin reddedilmesinin herhangi hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek mahkeme karanının kaldırılarak, ihtiyati tedbir talebinin öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise de uygun görülecek teminat karşılığında kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafça dava dışı işçiye ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsiline ilişkin dava açılmış, davalının malvarlığı üzerine tedbir konulması talep edilmiştir.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir; para borçlarında talep edilebilen ihtiyati haczin koşulları ise İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.Davadaki talep, para alacağına ilişkin olup, tedbir talep edilen malvarlığı uyuşmazlık ve dava konusu olmadığından yerel mahkemece bu gerekçeyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2020 tarih ve 2020/330 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 13/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.