Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/2046 E. 2020/1628 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2046
KARAR NO: 2020/1628
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2020/179 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
ARA KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen 11.03.2020 tarihli sözleşme gereğince davalının edimlerini verilen ek süre dahil yerine getirmediğini, kendisinden artık edimini ifa etmesi beklenemeyen davalının, zilyetliğinde bulunan çeki tüm uyarılara rağmen keşideci müvekkil şirkete teslim etmediğini, dava konusu çekin, sözleşme ile kararlaştırılan işin tam ve eksiksiz yapılması halinde hizmet ücreti olan KDV dahil 40.000.00 TL nin ödeneceğini teminen verildiğini belirterek davalının haksız bir şekilde elinde bulundurduğu … Bankası 10.05.2020 tarihli 40.000.00 TL bedelli çek ile ilgili İİK 72/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini; müvekkili şirketin davalıya söz konusu çekten doğan herhangi bir borcunun olmadığının tespitine ve davalının, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini açık bir şekilde ihlal etmesine ve edimini ifa etmemesine rağmen teminat olarak verilen çeki takibe koymakta kötü niyeti ve ağır kusuru bulunduğundan İ.İ.K.’nın 72/5 maddesi mucibince alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 24/06/2020 tarihli ara karar ile; dava tarihi itibariyle takibe konu edilmemiş olmak kaydıyla ve yalnızca davalı … yönünden sonuç doğurmak üzere %15 teminat ile talebe konu 10/05/2020 tarihli, 40.000,00 TL bedelli çekin ödemesinin durdurulmasına ve takibe konu edilmemesine karar verilmiş; 29/07/2020 tarihli ara karar ile, davacı tarafça yasal süresinden sonra teminat yatırılmış olması nedeni ile kendiliğinden ortadan kalkmış bulunan ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği; itiraz üzerine bu kez 04/08/2020 tarihli ara karar ile, kararın veriliş tarihi onay tarihi olan 25/06/2020 olduğu dikkate alınarak, teminat miktarı olan 6.000,00 TL nin 02/07/2020 tarihinde süresinde yatırıldığı belirtilerek 29/07/2020 tarihli ara kararından dönülmesine, tedbir talebine itirazlarının ve sair hususların dosyanın müstemir yetkili hakimi tarafından değerlendirilmesine karar verildiği; itirazın duruşmalı olarak incelenmesi sonucu istinafa konu edilen 13/10/2020 tarihli ara karar ile; taraf delillerinin tam olarak toplanmadığı, taraflarca bildirilip toplanacak delillerin ve taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda varılacak neticeye göre mahkemece her zaman ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesi veya kaldırıması mümkün bulunduğu ve tedbirin teminat karşılığında verilmiş olduğu gerekçesi ile, ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkeme kararının ihtiyati tedbir kurumundan çok uzak bir ispat anlayışı ile değerlendirildiğini; davanın, dava konusu çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olduğunu; çekin sebepten mücerret kambiyo senedi niteliğinde olduğunu, bu durumda çekin bedelsiz olduğunun ispat yükümlülüğünün davacıya düştüğünü; davacı tarafın ibraz ettiği sözleşmenin delil değeri bulunmadığı gibi, sözleşmenin varlığı kabul edilse dahi, sözleşmede dava konusu 10.05.2020 tarihli çeke de bir atıf bulunmadığını; dolayısıyla davacı davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğinden ihtiyati tedbir talebinin kaldırılması gerektiğini; 12.11.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre davaya konu çekin kurgu sözleşmesinin avansı olarak verildiğinin ispat edilemediğini; HMK’nun 392. ve 391/2-ç maddesine göre teminat alınması gerektiğini; takdir edilen %15 teminatın zararları karşılayacak miktarda olmadığını belirterek tedbire itirazın kabulü ile ihtiyatin tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini, aksi takdirde teminat bedeli çok düşük olduğundan teminat miktarının artırılmasını talep etmiştir. Davacı tarafça sözleşme edimlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle açılan menfi tespit davasında mahkemece teminat karşılığı tedbir kararı verilmiş olup, ibraz edilen sözleşme ve çek niteliğine ve toplanan delillere göre bu aşamada yaklaşık ispat koşulu dikkate alınarak mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve itirazın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin mahkeme kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih ve 2020/179 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesinde duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 30/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.