Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/2039 E. 2021/676 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2039
KARAR NO : 2021/676
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2017
NUMARASI: 2014/430 Esas, 2017/1283 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin haksız olarak feshedilmiş olması nedeniyle uğranılan zararın tahsili; karşı dava, tapu iptali ve tescil ile sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini; birleşen dava ise, sözleşmenin haksız olarak feshedilmiş olması nedeniyle kâr kaybı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen davada davacı yüklenici; davalı ve karşı davacı ise arsa sahibidir. Mahkemece, bilirkişi raporları hükme esas alınarak asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davada feshin haksız olması nedeniyle karşı davacının zararla ilgili taleplerinin reddine, depo edilen 1.545.000,00 TL karşılığında … ada … parseldeki davacı … Şirketi adına kayıtlı payın tapusunun iptali ile davalı adına tesciline; sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle müsbet zarar olan kâr kaybının istenemeyeceği belirtilerek bu talebin reddine dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, sözleşmenin 9 ve 28. maddelerinde sözleşmenin haksız olarak feshi halinde davalı arsa sahibince kâr kaybı ödeneceğinin ayrıca düzenlendiğini belirterek birleşen davanın kabulü gerektiğini, davacı … Şirketinin davalıdan almış olduğu hissenin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden bağımsız olduğunu bu nedenle aralarında bağlantı bulunmadığı belirterek kararın kaldırılarak birleşen davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, feshin haklı olduğunu, zira yer tesliminin yapıldığını ve şantiyenin kurulduğunu, ruhsat başvurusunun yapıldığını, arsa üzerindeki yapıların basit nitelikte olduğunu ve bu nedenle vekalete gerek olmadan yıkılabileceğini, uzun bir süre beklenerek inşaata başlanmadığını, birleşen davada ıslah talebine karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, birleşen davada … Şirketinin haklarını diğer davacı … Şirketine devretmiş olması nedeniyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini belirterek asıl ve birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında noterde düzenlenen 03.11.2010 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile davalıya ait … İlçesi, … Köyü, … ada … parselde bulunan taşınmazı üzerine arsa payı karşılığında inşaat yapılması kararlaştırılmıştır Davacı yüklenici sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek asıl davada haksız fesih nedeniyle uğranılan zararın tazmini, birleşen davasında ise kâr kaybı alacağın tahsilini istemiş; davalı arsa sahibi ise feshin haklı olduğunu belirterek karşı davayla tapu iptali ve tescil ile uğranılan zararın tahsilini talep etmiştir. Mahkemece keşfen yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora itibar edilerek sözleşmenin davalı arsa sahibince haksız olarak feshedilmiş olduğu belirtilerek asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile tapu iptali ve tescil istemin kabulüne, zarara ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Taraflarca açılan her üç davada sözleşmenin feshedilmiş olması sonucuna dayalı taleplerde bulunulmuş olup, uyuşmazlık feshin haklı olup olmadığı yönündedir. Davalı arsa sahibi sözleşmenin süresinde ifa edilmediğini belirterek davacı yüklenicinin temerrüdü nedeniyle akdi haklı olarak feshettiğini iddia etmiş, davacı yüklenici ise, süresinde yer teslimi yapılmamış olması nedeniğle ifaya başlayamadığını ileri sürmüştür. Dosya kapsamına göre gecikmeye sebep olan husus taşınmaz üzerinde bulunan yapıların zamanında yıkılmamasıyla ilgili olup sözleşmeye konu taşınmaz üzerinde bulunan binaların kimin tarafından yıkılması gerektiği ihtilaf konusudur. Sözleşmede buna ilişkin bir hüküm yok ise de sözleşmeyle birlikte yükleniciye verilen vekaletnamede yükleniciye yıkma yetkisinin verilmiş olduğu; yüklenicinin süre vererek taşınmaz üzerinde bulunan yapıların yıkılması için arsa sahiplerine ihtarname gönderdiği anlaşılmaktadır.Gerek bilirkişi raporunda ve gerekse mahkemenin kabulüne göre her ne kadar vekaletnameyle yükleniciye yıkma yetkisi verilmiş ise de binaların bazılarında oturulur durumda olunduğu belirtilerek yükleniciye ayrıca tahliye veya müdahalenin men’i davası açma yetkisi verilmemiş olması nedeniyle arsa malikince tahliyeler saağlanarak usulünce ve süresinde yer teslimini gerçekleştirmediğinden bahisle akdin mal sahibince haksız olarak feshedilmiş olduğu kabul edilmiştir.Yine bilirkişi görüşü ve mahkemenin kabulüne göre davacı …şirketi tarafından davalıdan satın alınan taşınmazın davalı taşınmazı ile tevhit edilerek oluşan yeni parsel üzerine arsa payı karşılığında inşaat yapılmak üzere sözleşmeye konu yapıldığı belirtilmiştir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece taraflar arasındaki akdin davalı arsa sahibince haksız olarak feshedilmiş olduğu kabul edilerek asıl ve karşı davada verilen kararlarda bir yanlışlık yok ise de sözleşmenin 9 ve 28. maddelerine göre sözleşmenin arsa sahibi tarafından haksız olarak feshedilmiş olması halinde yüklenicinin kâr kaybı istenebileceği ayrıca ve açıkça düzenlendiği halde mahkemece kâr kaybının müspet zarar kapsamında talep edilemeyeceği belirtilerek buna yönelik verilen red kararı hatalı olmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda yüklenicinin talep edebileceği kâr kaybı hesaplanmış ise de eser sözleşmesinin haksız nedenle feshedilmiş olması halinde yüklenicinin talep edebileceği kâr kaybının “kesinti yöntemi” uygulanarak belirlenmesi yerleşik Yargıtay içtihatları gereği olup, raporda bu yöntem uygulanmadan hesaplama yapılmıştır. O halde, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararı ortadan kaldırılarak birleşen davayla talep edilen kâr kaybının “kesinti yöntemi” uygulanarak yapılacak hesaplama sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın gereği için mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 3-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarih, 2014/430 Esas, 2017/1283 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,5-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.