Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2033
KARAR NO: 2023/1268
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2014/760 Esas, 2019/1269 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 15/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin alacağına ilişkin olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 11.02.2014 tarihinde davalı şirket çalışanına tebliğ edildiğini, davalı – borçlu şirketin 14.02.2014 tarihi itibari ile borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalı şirketin, … Toplu Konut Alanı 11,12,13,14,15,16,17 Etaplar Genel Alt Yapı İnşaatı işini almış olan … Tic. ve San. A.Ş ve … İş ortaklığının alt taşeronu olarak almış olduğu işi, yine alt taşeron olarak müvekkili şirkete vermiş olduğunu, davalı … ile işverenleri olan … Tic. ve San. A.Ş ile … iş ortaklığına bağlı şirketler temelinde grup şirketler olduğunu, kendi aralarında üçüncü şahısların hak ve alacaklarını bertaraf edebilmek amacı ile gerçekte var olmayan bir taşeron sistemi oluşturmuş olduklarını, temelinde bu şirketlerin tamamı aynı şirket olduğunu ve borçtan sorumluluklarının da müteselsil olduğunu, taraflar arasında tanzim edilmiş olan 09.08.2011 tarihli sözleşme bulunduğunu, müvekkili şirketin sözleşme gereğince almış olduğu işi süresinde ve eksiksiz olarak teslim etmiş olduğunu, bu hususun davalı ve davalı şirketin işvereni şirketlerin imzalı beyanları ile de sabitlenmiş olduğunu, 09.08.2011 tarihli sözleşmenin 11. maddesi gereğince davalı şirketin, müvekkili şirketin tahakkuk etmiş olan alacağının %5’ini teminat olarak kesmek sureti ile uhdesinde tutup ve ödememiş olduğunu, buna ilişkin olarak tahakkuk etmiş ödemelere ilişkin olarak müvekkili şirketin 84.256,95 TL alacağının teminat olarak tutulmuş ve halen daha ödenmemiş olduğunu, yapılan ödemelerin mahsubundan sonra 433.197,92 TL alacağın kaldığını, 84.000 TL teminat alacağı ile toplam 517.197,92 TL alacaklı olduğunu, davalı … San. ve Tic. A.Ş tarafından T.C. Sağlık Bakanlığı Başakşehir Sosyal Güvenlik Merkezi’ne yazılmış olan 26.07.2012 tarihli, … Turz. Tic. ve San. A.Ş & … iş Ortaklığı tarafından T.C. Sağlık Bakanlığı Başakşehir Sosyal Güvenlik Merkezi’ne yazılmış olan 26.07.2012 tarihli yazılar ile davalı şirket ve davalı şirkete işi veren bu şirketlerin imzalı yazıları itibari ile müvekkili şirketin tüm işleri tamamlayarak teslim etmiş olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketin bir kısım alacaklarını ödemiş ancak iş bitiminden sonra alacaklarını ödememiş olduğunu, buna ilişkin olarak yapılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmek sureti ile takibin durduğunu, TOKİ kayıtları, hakediş raporları, sözleşme ve tüm yazışmalar kapsamında müvekkilin davalı şirketten alacaklı olduğunun açık olduğunu, itiraz haksız olduğunu, tüm projeler EPP ve TOKİ’ye sunulmuş ve gerekli onaylar ile işli davalı şirketin müvekkili şirkete bakiye alacağına ilişkin faturalarını işlememiş ve müvekkilinin alacağını inkâr etmiş olduğunu, taraflar tacir olup, ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, davalı – borçlunun faize ilişkin itiraz ettiğini, davalı – borçlunun itirazı tamamı ile kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin alacaklarını ödemediğini, müvekkili şirketin borçlarını ödeyememesi nedeni ile icra takibine uğramasına sebebiyet verilmiş olduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların gerçeğe aykırı olduğu ve kabulünün mümkün olmadığını, 09.08.2011 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesi gereğince davacı … Toplu Konut Alanı 11,12,13,14,15,16,17. Etaplar genel altyapı inşaatı işindeki elektrik orta gerilim dağıtım, yol aydınlatma, … yer altı sistem planı işlerinin yapımını üstlenmiş olduğunu, davacının yaptığı işlere ilişkin ücretlerin kendisine ödenmiş olduğunu, davacı tarafa herhangi bir borcun bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında 4 kez hak ediş yapılmış ve bu hak edişler ile belirlenen ücret davacıya ödenmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından hazırlanan 13.08.2012 tarihli 5. Hakediş (kesin hakediş) raporuna göre davacının müvekkili şirketten teminat vs. alacağı olmadığı gibi kendisine fazla ödeme yapılmış olduğunu, dolayısıyla kesin hakediş raporu, ticari defter ve cari hesap kayıtlarımıza göre davacı şirketin müvekkili şirkette herhangi bir alacağı bulunmamakta olduğunu, aksine müvekkili şirkete borcu bulunduğunu, yapılan fazla ödemelere ilişkin talep ve dava haklarını saklı tuttuğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan ve müvekkili şirket tarafından hazırlandığı iddia edilen hakediş raporunun müvekkili şirket tarafından hazırlanmadığını, davacı tarafından müvekkili şirketle herhangi bir müzakere yapılmaksızın tek taraflı ve usulsüz olarak hazırlanmış olan bu hakediş raporu olduğunu ve kabul etmediğini, davacı ile müvekkili şirket arasındaki anlaşmazlık tuvanen kablo kanalı için kazı yapılması ve bu işe ait ücretin ödenmesi noktasında olduğunu, proje dahilindeki orta gerilim hatlarının döşenmesi işinde tuvanen kablo kanal kazıları davacı tarafından yapılmış ve bu işlere ilişkin olarak hesaplanan ücret davacıya eksiksiz olarak ödenmiş olduğunu, ancak proje dahilindeki … ve aydınlatma hattı tuvanen kazı ve dolguları davacı tarafından yapılmamış olduğunu, bu kazı ve dolgular da dâhil olmak üzere yolun terasman kotuna getirilmesi için yapılan tüm hafriyat işleri kısmen müvekkili şirketin makineleri ile yapılmış kısmen de … İnşaat firmasına ve diğer firmalara yaptırılmış olduğunu, bu durumun 12.04.2012 tarihli tutanak ile ispatlanmakta olduğunu, davacının işin bu kısmında sadece … boş boru döşeme işçiliği ve aydınlatma hattı kablo çekimi işçiliğini yapmış olduğunu, boru ve kablo döşeme ücretinin eksiksiz olarak hesaplanarak davacıya ödenmiş olduğunu, yolun her kısmında kazı yapılmamış, bazı noktalarda dolgu yapılarak yol terasman kotu seviyesine yükseltilmiş olduğunu, bazı yerlerde kazık çakılarak yolun yan kısımlarına dolgu yapılmış ve istinat duvarları inşa edilmiş olduğunu, istinat duvarlarının temel derinliği tespit edildiğinde davacının bu noktalarda kazı yapmadığını, tüm kazı ve dolgu işlerinin müvekkili şirket ve diğer taşeronlar tarafından yapıldığını, … boş boru ve yol aydınlatma kablolarının döşendiği kısımlarda yolun terasman kotuna getirilmesi için yapılması gereken kazı ve tesviye işleri hafriyat taşeronlarına, kum dolgu ve taş döşeme işçiliği tretuvar taşeronlarına, istinat duvarları ise duvar işlerini yapan taşeronlara yaptırılmış olup bu işe ait üçüncü firmalara yaptırılan işlere ilişkin faturalar dilekçe ekinde ek3 olarak sunulmuş olduğunu, davacı işin … boş boru ve yol aydınlatma kablosu döşeme kısmında tuvanen kablo kanalı için herhangi bir kazı yapmaksızın boş boru ve kabloları müvekkili şirket tarafından hazırlanan zemin üzerine (terasman kotu seviyesinde) döşemiş olduğunu, dolayısıyla işin bu kısmında yapılmayan kazı için davacının ücret talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirket tarafından Sosyal Güvenlik Merkezi’ne yazılmış olan 26.07.2012 tarihli yazıyı tüm işleri tamamlayarak teslim ettikleri hususunun kabulü olarak yorumlamakta olduğunu, bu hususun doğru olmadığını, davacının icra takibine konu ettiği işlerin davacı tarafından değil müvekkili şirket ve 3. firmalar tarafından yapılmış olup bu işlerden dolayı davacıya herhangi bir borcunun bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirket aleyhine başlatılmış olan icra takibine yapılmış olan itirazın haklı gerekçelere dayandığını, davacının iddia ettiği alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle inkâr tazminatı talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediği gibi herhangi bir belgeye dayanmayan afakî alacak talebi ile başlatılmış olan ilamsız icra takibinde ticari temerrüt faizi talebinin de yasal olmadığını belirterek, açılan davanın reddine, kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, uyuşmazlığın ilk 4 hakedişten sonra davacının çalışmaya devam ederek ücrete hak kazanıp kazanmadığı, davalının ne kadarlık işin parasını ödemekle yükümlü olduğu noktalarında toplandığı, davacı tarafın dilekçelerinde geçen ara hakedişlere itibar edilemeyeceği, alt yüklenici sözleşmesinin 9. maddesi, ek 1 özel şartlar başlıklı 2. maddesi ve Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 40. maddesine göre belli olduğu, davalının, idareden alınan iş bedelinden fazlasını davacıya veremeyeceği gibi, idarenin tespit ettiği m3’ten fazla kablo kanalı işinin de parasını vermeyeceği, ister ana yüklenici isterse alt taşeronlar için kabul ve onay makamının TOKİ olacağının kararlaştırıldığı, ek-1 Özel Şartlar madde 2.5’te yapılan işlerin alt yüklenici hakedişine girmesi için işveren (TOKİ) ile yüklenici tarafından kabulünün zorunlu olduğu, işveren veya yüklenici tarafından kabul edilmeyen işler için alt yükleniciye her hangi bir bedel ödenmeyeceğinin düzenlendiği, TOKİ’den getirtilen ve bilirkişi raporlarında işaret edilen evraklardan davalının yaptığı işin 31.105,419 m3 olduğunun anlaşıldığına göre davacının bundan daha fazla iş yaptığına ilişkin beyan ve itirazlarının dinlenmesinin mümkün görülmediği, davacının alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile, davanın reddine, davalı yararına kötüniyet tazimnatı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davalı şirket tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 5. Hakediş belgesinde tuvanen kablo kanalı kazım işinin sıfır olarak gösterildiğini, davalı yanın 5. Hakediş belgesi ile hiçbir şekilde tuvanen kablo kanalı kazım işi yapılmadığını, yaptığı hesaba rağmen çıkan alacak miktarı itibarı ile tuvanen kablo kanalı kazım işinin müvekkili tarafından yapıldığı tespiti sonrasında yapılan hesabın aynı olması şeklinde bir durumun asla kabul edilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun tuvanen kablo kanalı kazım işine ilişkin olarak metraj hesaplamaları ile davalı tarafça sunulan 03/10/2018 tarihli dilekçenin karşılaştırılmasını talep ettiklerini, bilirkişilerce davalı tarafça sunulan 03/10/2018 tarihli dilekçedeki hesaplama tablosunun kopyala yapıştır yöntemi ile rapora aktarıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davacı taraf, işi eksiksiz teslim ettiğini ancak davalının %5 oranında 84.256,95-TL kesinti yaptığını, davalının ödemeleri düşüldükten sonra 433.195,92-TL alacağının kaldığını, toplam 517.197,92-TL alacaklı olduğunu, … A.Ş’nin 26.7.2012 tarihinde Başakşehir SGK’ya yazdığı yazı ile davacının işi bitirdiğini bildirdiğini belirterek, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyasındaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı ise davacının yol aydınlatma ve … yer altı işlerini yaptığını, davacının yaptığı işlerin ücretlerinin davacıya ödendiğini, 4 adet hakedişin sorunsuz ödendiğini, 5. hakedişin ödenmediğini, çünkü davacının alacağı olmadığını, fazla ödeme yapıldığını, davacının davalıya borçlu olduğunu belirtmiş; mahkemece davalının Toki’den aldığından fazlasını davacıya ödeyemeyeceği, iş azaltım değerlerinin hesaplandığı son ek rapora göre davacının davalıya borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, mahallinde keşif yapılmaksızın iki farklı heyet tarafından bilirkişi raporu düzenlenmiştir. İlk heyet tarafından düzenlenen rapora göre davacının 1.341.569,07 TL hakedişi olduğu, davalının 1.300.226,67 TL ödemesi mahsup edildikten sonra davacının 41.342,30-TL. alacaklı olduğu belirtilmiş; 24.01.2017 tarihli ek raporda ise davacının 12.794,57-TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Mahkemece alınan 16.7.2018 tarihli ikinci heyet kök raporunda, davalının defterlerini sunmadığı, davacının defter kayıtlarına göre inceleme yapıldığı, davalının idareden 48538 metreküp kablo kanalı bedeli aldığı, davacı kendi yaptığı 39.627,36 metreküplük kısmın bedelini haklı olarak talep edebileceği, buna göre davacının 435.395,61 TL alacaklı olduğu belirtilmiş; 09/05/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda ise, davalı itirazlarının yerinde olduğu, azalan imalatların kök raporda sehven dikkate alınmadığı, Toki’den 31.105419 metreküp iş bedeli tahsil ettiği, davalı tarafından 65.000,00 TL teminat çekinin davacıya iade edildiği, davalının borcu olmadığı, davalının davacıdan 34.293,43-TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Mahkemece iki bilirkişi heyetinden alınan asıl ve ek raporlar birbiriyle uyuşmamaktadır. Bu durumda, dava konusu işe ilişkin düzenlenen asbuilt projeler ve Toki’den asıl yüklenici ile birlikte düzenlediği hak ediş ve belgeler getirtilip, sözleşmenin 2.5 maddesi de göz önüne alınarak, bu kapsamda iş sahibi ve Toki ile … firması tarafından onaylanan davacı imalatlarının miktarının keşif yapılmak ve bilirkişi raporu alınmak suretiyle tespit edilip, yine %5 teminat kesintisi tutarı olan 84.256,95-TL.’nin iadesi gerekip gerekmediği de değerlendirilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2019 tarih, 2014/760 Esas, 2019/1269 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.