Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2018
KARAR NO: 2021/233
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2020
NUMARASI : 2020/374 Esas, 2020/503 Karar,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkilinin İstanbul, …, … Mah. …. Ada, …. Parselde kayıtlı taşınmazın tapu tahsis hakkı sahibi olduğunu, kendisi adına çıkarılacak tapu hisse bedelinin davalı tarafından ödenmesi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanması konusunda davalı ile mutabakata vardığını, bu hususun 13/04/2016 tarihli protokol ile kayıt altına alındığını, protokol kapsamında 35.000 TL bedelli bononun imzalandığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin herhangi bir sebepten ötürü gerçekleşmemesi halinde senedin muacceliyet kesbedeceğinin de protokol de yer aldığını, taraflar arasında inşaat sözleşmesinin akdedildiğini ancak davalı şirketin kötü niyetli olarak bonoyu işleme sokarak icra takibine başladığını, senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu, vade bulunmadığını, dolayısıyla icra takibine girişilemeyeceğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası ile başlatılan takibin tedbiren durdurulmasını, icra takibinin iptalini ve borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacıya ait taşınmaza ilişkin tapu tahsis belgesinin tapuya dönüştürülmesi amacıyla davacının hisse payına isabet eden 35.000,00 TL’lik ödemenin müvekkili tarafından ilgili merciye yapıldığını ancak davacı ve diğer paydaşlar tarafından vekaletnamede yer alan ” … bu taşınmazın adıma tescili için tapuları belediye’ye ödenen bedeli ile sınırlı olmak kaydı ile…” ibaresi nedeniyle yapılan başvuruların yetki olmayışından dolayı reddedildiğini, bu nedenle tapu üzerine protokol kapsamında ipotek konulamadığını, davacı dahil dava dışı … dışındaki tüm paydaşların vekaletnamelerini değiştirmediği gibi ipotek işlemlerine de katılmadıklarını, davaya konu senetlerin zaman aşımına uğramaması adına son ana kadar tüm paydaşların görüşmelere çağrılmasına karşın sonuç alınamadığından takibin başlatıldığını, iyi niyetli olarak cezai şart talep edilmediğini belirterek, davanın reddine ve İİK mad. 72 gereğince %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı, davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerektiği, işin ticari iş olmasının davanın doğrudan ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceği, davacının tacir olmadığı anlaşıldığından her iki tarafın tacir olma koşulu gerçekleşmediği için davaya bakmaya ticaret mahkemesi görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 Mad. gereğince davanın usulden reddine, dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, uyuşmazlığın kambiyo senetlerinden kaynaklandığını, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, uyuşmazlığın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden değil kambiyo senedinden kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır.Davanın eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin ön sözleşmeden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu ve her iki tarafın da tacir olmadığı, davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. İşin ticari iş olması davanın doğrudan ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Davalı tacir ise de davacının tacir olmadığı anlaşıldığından, her iki tarafın tacir olma koşulu gerçekleşmediği için, davaya bakmaya ticaret mahkemesi görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesi görevlidir.Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan mahkemece davanın usul yönünden reddi ile dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi yerinde olduğundan, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden;1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2020 tarih ve 2020/374 esas, 2020/503 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraflar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/02/2021