Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1997
KARAR NO : 2020/1604
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/07/2020
NUMARASI : 2020/118 D.iş Esas, 2020/151 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati haciz
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda değişik işler esası üzerinden verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Talep, taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatı olarak verilen senede ilişkin olarak alınan ihtiyati haciz kararına itiraz talebine ilişkin olup, mahkemece, karşı taraf vekilinin ihtiyati haciz kararına itiraz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı karşı taraf vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Talep eden vekili, müvekkilinin davalı borçlulardan 13.12.2017 tanzim, 31.12.2018 ödeme tarihli 300.000TL tutarlı bono nedeni ile alacaklı olduğunu, bononuntaraflar arasında akdedilen 04.10.2017 tarihli sözleşme ve 13.12.2017 tarihli ek protokole teminat olarak keşide edildiğini, sözleşme ve ek protokoldeki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde takibe konulabileceğinin kararlaştırıldığını, bu protokol gereğince, davalı tarafça, …. Ataşehir/İstanbul adresinde yer alan taşınmazın 6. ya da 7. dairesinin, 31.01.2018 tarihine kadar müvekkiline tapuda devrinin gerektiğini ancak davalı tarafça bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, bu nedenle teminat senedinin sözleşme gereğince icraya konulabilir hale geldiğini, tüm uyarılarına rağmen davalı borçluların borcu ödemediklerini, davalıların kendi adlarına olan menkul ve gayrimenkulleri kaçırmaya çalıştıklarının müvekkili tarafından öğrenildiğini, borçluların mal kaçırmaları halinde alacağın tahsilinin zorlaşacağını hatta imkânsız hale geleceğini ileri sürerek borçluların borca yeter miktarda, menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişiler nezdindeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 12/09/2019 tarihli ara karar ile, talebe konu alacağın muaccel olduğu ve İİK.’nun 257. maddesindeki şartların gerçekleştiği gerekçesiyle talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; alacak miktarının %15’i oranında nakdi teminat yatırıldığı veya aynı miktarda kesin ve müddetsiz muteber banka teminat mektubu dosyaya sunulduğu taktirde borçluların yedinde veya üçüncü şahıslarda bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile diğer hak ve alacaklarının borca yeter miktarı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir. Karşı taraf vekili itiraz dilekçesinde, icra takibine karşı İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/635 Esas saylı dosyası ile senet üzerindeki imzaya ve borca itiraz davası açıldığını, takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, senedin teminat senedi olarak verildiğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece duruşma açılarak verilen 25/10/2019 tarihli ek karar ile, haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itirazda bulunulabileceği, davacının ise senet üzerindeki imzaya itirazının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz talebinde sunulan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olduğu, yaklaşık ispata göre teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verildiği gerekçesiyle ihtiyati hacze ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir. Karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde, dosyaya sunulmuş teminat senedinin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığından icra takibine konu edilemeyeceğini, takibe konu senedin müvekkilinin eli ürünü olmayıp üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, müvekkilinin alacaklıya karşı muaccel olmuş ve istenebilir bir borcu bulunmadığını belirterek yerel mahkeme ek kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dairemizin 31.03.2020 tarihli kararı ile, karşı taraf yüklenici vekilince istinaf aşamasında sunulan istanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 05.02.2020 tarih, 2019/635 Esas, 2020/115 Karar sayılı kararında, yüklenici tarafından arsa sahibi … aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin dayanağı olan senetteki imzanın yüklenici …’ye ait olmadığı ileri sürülerek takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda senetteki imzanın yüklenici …’ye ait olmadığı tespit edildiğinden icra takibinin iptaline karar verildiği anlaşıldığından, ortaya çıkan bu durum karşısında, mahkemece ihtiyati haciz kararına itirazın yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, karşı taraf yüklenici vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, mahkemece karşı taraf yüklenici tarafından dosyaya sunulan İcra Hukuk Mahkemesi kararı değerlendirilerek karşı taraf yüklenici vekilinin talebi hakkında yeniden olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Mahkemece duruşma açılarak verilen 20.07.2020 tarihli ara karar ile, İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nde borca ve imzaya itiraz ile itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece bono senet üzerinde grafoloji uzmanı tarafından inceleme yaptırıldığı, bono senet ön yüzündeki yazıların ihtiyati hacze itiraz eden …’nin eli ürünü olduğu ancak bono senet üzerindeki imzaların …’nin eli ürünü olmadığının tespit edildiği, bilirkişi raporuna istinaden İcra Hukuk Mahkemesi’nce takibin iptaline karar verildiği, kararın davalı-alacaklı tarafından istinaf edildiğinden henüz kesinleşmediği, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararın şekli anlamda kesin hüküm teşkil edebileceği, maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmeyeceği, ihtiyati haciz kararına konu olarak sunulan senet üzerinde her ne kadar teminat senedidir yazılı ise de ihtiyati haciz alacaklısı tarafından sunulan 04.10.2017 tarihli “sözleşmedir” başlıklı belge ile 13.12.2017 ek protokol birlikte incelendiğinde, teminat konusu edimin ihtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yerine getirilmediği, sözleşme ve ek protokol kapsamında edimin yerine getirilip getirilmediği, sözleşme, ek protokol ve bono senet üzerindeki yazı ve imzaların taraflara ait olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati hacze itirazın değerlendirilmesi kapsamının İİK 265. Maddesine göre ihtiyati haczin dayandığı sebeplerin mahkemenin yetkisine ve teminata karşı yapılabileceği, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından senet üzerindeki yazı ve imzaya itirazın yargılamaya konu edildiği ve İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 05.02.2020 tarih 2019/635 Esas, 2020/115 Karar sayılı kararının davalı alacaklı tarafından istinaf edilmiş olduğundan henüz kesinleşmediği gerekçesiyle, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi kararına karşı yaptıkları istinaf başvurularının İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesi’nin 13.07.2020 tarihli tarihli, 2020/1083 Esas, 2020/1495 Karar sayılı kararı ile kabul edilerek, davacı tarafça aleylerinde yapılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptaline karar verildiğini, İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesi’nin 13.07.2020 tarihli tarihli kararının istinafa konu eldeki dosyaya sunulmasına rağmen mahkemece yaklaşık ispat gerekçesiyle taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Talep eden arsa sahibi, karşı taraf yüklenicidir. Taraflar arasında tanzim edilen 04.10.2017 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve 13.12.2017 tarihli ek protokol ile,…Ataşehir/İstanbul adresinde yer alan 2 parsel sayılı taşınmazın satışı ve arsa bedeli olarak 150.000,00 TL ile karşı tarafın bu arsa üzerine yapacağı inşaatın 2. katındaki 6. yada 7. dairesinin talep edene devredileceği kararlaştırılmıştır. 13.12.2017 tarihli ek protokolde ayrıca İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/628 Değişik İş ihtiyati haciz dosyasında bulunan 31.12.2018 tarihli 300.000,00 TL bedelli senedin 6 veya 7 nolu dairelerin alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunana tapuda devir edilmemesi halinde icra takibine konu edilebileceği düzenlenmiştir. Dosyaya sunulan belgelerden; davalı tarafça davacı aleyhinde açılan İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/635 Esas sayılı dosyasından verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesi’nin 13.07.2020 tarihli tarihli, 2020/1083 Esas, 2020/1495 Karar sayılı kararı ile, Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere, takip dayanağı 31.12.2018 tarihli, 300.000,00 TL bedelli senetteki imzanın davalı …’nin eli ürünü olmadığı gerekçesiyle, davacı … tarafından davalı … aleyhinde İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda incelenen sözleşme ve ek protokol hükümleri, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 13.07.2020 tarihli tarihli, 2020/1083 Esas, 2020/1495 Karar sayılı kararının Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verildiği hususları birlikte gözetildiğinde, mahkemece yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davalı tarafın ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur.6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkeme kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında toplanacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/07/2020 tarih ve 2020/118 D.iş Esas, 2020/151 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Karşı taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 30/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.