Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1985
KARAR NO: 2023/1320
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2020
NUMARASI: 2017/772 Esas, 2020/416 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalı şirket ile 22/05/2014 imza tarihli sözleşme imzalandığını, Manisa ili, Salihli ilçesi, .. mah., … Ada, 1.Parselde 11.528 m² yüzolçümlü konut ve ticari imarlı alana yapılması palanlanan …’nin konsept, avan ve uygulama projelerinin hazırlanması, bu projelerin ilgili kurumlarda tasdik ettirilmesi işinin davalı şirketçe yerine getirilmesinin kararlaştırıldığını, bahse konu sözleşmenin 5. maddesinde davalı şirkete 50.000,00 TL ödeneceği, bu ödemenin uygulama projesinin ilgili ilçe Belediye Başkanlığı tarafından tasdik edildiği tarihte yapılacağının, sözleşmenin 6. maddesinde davacı tarafından sunulacak dökümanların teslimi ve peşinat ödemesinin yapılmasından itibaren işe başlanacağı, işin 45 gün içerisinde tamamlanacağının hüküm altına alındığını, davacı şirketin edimlerini yerine getirerek 06 Haziran 2014 tarihinde davalı şirkete 50.000,00 TL peşinat ödemesini davalı şirket çalışanı …’e belge karşılığında elden ödediğini, davalı şirketin ısrarlı talebi üzerine 08 Temmuz 2014 tarihinde ise banka havalesi ile 20.000,00 TL daha davalı şirkete ödeme yapıldığını, sözleşmede belirtilen bedelden daha fazla davalı tarafa ödeme yapıldığını buna rağmen davalı şirketin mimari konsept proje, avan proje, vaziyet planı, kat planları, kesitler, görünüşler, 3 boyutlu görünümler, uygulama projesine esas alan hesap tabloları, inşaat sistemini gösterir detayları, tefrişli kat planlarını, malzeme bilgilerini, proje açıklamalar raporunu, cephe sistem detaylarını, merdiven sistem detaylarını, ıslah hacim detaylarını, zemin kaplama detaylarını, asma tavan planlarını, kapı sistem detaylarını, sistem kesitlerine ait gerekli tüm nokta detaylarını, kapsamlı mahal listesini ve kapı pencereler listelerinden hiçbirini teslim etmediğini, bunun üzerine 19/08/2015 tarihinde Salihli … Noterliği’nin … sayılı ihtarnamesi keşide edilerek davalı şirkete ödenen 70.000,00 TL’nin davacı şirkete iade edilmesinin talep edildiğini, davalı tarafın ihtarnameye cevap vermediğini, davacı şirket 09/01/2017 tarihinde Kadıköy … Noterliğinin … sayılı ihtarname ile davalı tarafa ödenmiş olan 70.000,00 TL’nin davacı şirket hesabına iadesini, sözleşmenin zamanında ve gereği gibi yerine getirilmesini davalı şirkete bildirdiklerini, bu ihtarnameye de cevap verilmediğini, bedelin ödenmediğini belirterek, davalı şirkete ödenen 70.000,00 TL’nin temerrüd tarihi olan 26/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir. Davalı vekili, 16/05/2018 tarihli beyan dilekçesi ile, dava ile istenilen bedelin zamanaşımına uğradığını, dava konusu sözleşme ile yüklenilen edimlerin davalı şirket tarafından ifa edildiğini, davacı tarafın sık sık fikir değiştirip farklı uygulamalar istemesi sonucu sözleşme konusu çizimlerin sürekli değiştirildiğini ve bu nedenle ifanın geciktiğini, sözleşme ile yüklenilen işin son şeklinin 30/01/2017 tarihinde davacıya, davalı şirketçe işin havale edildiği, şirket çalışanı Barış İncesu tarafından e-posta ekinde gönderildiğini, projelerin ayrıca … Kargo Harbiye şubesinden 01/02/2017 tarihinde 461182 sayılı gönderi olarak davalı şirket yetkilisi …’ye fiziken de gönderildiğini, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları, telefon görüşmeleri, sms mesajları ve kargo kayıtlarının davalı şirketin edimini ifa ettiğini gösterdiğini, davalı şirketin sözleşme ile üstlendiği işi çalışanlarından Barış İncesu isimli mimara havale ettiğini belirterek, kendisine rücu edebilmeleri ve olayla doğrudan bağlantılı olduğu için davaya dahil edilmesini ve davanın kendisine ihbarını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, eser sözleşmesinden kaynaklı alacaklarda yüklenicinin yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi halinde TBK 146. maddede düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanacak olup davalının zamanaşımı def”inin yerinde görülmediği, sözleşme uyarınca davalı şirketin sözleşmede belirlenen süre içerisinde yüklendiği edimini yerine getirmediğinin gerek mahallinde yapılan keşif, gerek Salihli Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ile sabit olduğu, davalı tarafça da aksini ispata yarar herhangi bir delil ve belgenin dosya kapsamına sunulamadığı, davalı tarafça delil olarak e-posta yazışmaları sunulmuş ise de, yapılan yazışmaların davacı tarafından projenin teslim edilmediğine ilişkin gönderilen ihtarnamelerden yaklaşık dokuz ay sonrasına ait olduğu, davacı tarafından peşinat ödemesi olarak davalı şirket çalışanı …’e 06/06/2014 tarihinde 50.000,00 TL belge karşılığında ödendiği, 08/07/2014 tarihinde ise banka havalesi ile 20.000,00 TL daha ödeme yapıldığı, yapılan 20.000,00 TL’lik ödemenin davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, her ne kadar davalı tarafça 50.000,00 TL’lik ödemeye itiraz edilmiş ise de, yapılan ödemenin SGK Müdürlüğünden getirtilen davalı şirket çalışanları içerisinde bulunan …’e ıslak imzalı teslim tutanağı ile elden verildiği, davalı tarafın böyle bir çalışanları olmadığı yönünden bir iddiasının bulunmadığı, ayrıca davacı şirket tarafından gönderilen ihtarnameler ile mahkeme tarafından gönderilen dava dilekçesi ve tensip zaptını içerir davetiyenin de aynı şirket çalışanı imzasına tebliğ edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 67.050,00 TL alacağın temerrüt tarihi 07/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, gerekçeli kararda “mahkemece zamanaşımı definin reddedildiğini, Türk Borçlar Kanunu m. 82 uyarınca sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının iki yıl geçmesiyle zamanaşımına uğradığını, talebin dayanağı sözleşmenin 22/05/2014 tarihli ve süresi ödemeden itibaren 45 gün olduğunu, davacı tarafın 06/06/2014 tarihinde 50.000,00 TL, 08/07/2014 tarihinde ise 20.000,00 TL ödediklerini iddia ettiklerini, TBK’nın 82. maddesine göre hesap yapıldığında 2 yıllık zamanaşımı süresinin 06/06/2014 tarihinden 45 gün süre geçtikten sonra 22/07/2014 tarihinde başladığını ve 22/07/2016 tarihinde dolduğunu, davanın bu tarihten yaklaşık 2 yıl sonra açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, kabul kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, sözleşme ile yüklenilen edimlerin davalı müvekkili şirket tarafından ifa edildiğini, müvekkili şirketten e-posta yoluyla çizimler gönderildiğini ancak, davacı tarafın sık sık fikir değiştirip farklı uygulamalar istemesi sonucu sözleşme konusu çizimlerin devamlı olarak değiştirildiğini ve bu nedenle ifanın geciktiğini, iki yılı aşkın bir süre davalı şirket bürosunun nerede ise tamamen davacı şirket işine angaje olduğunu, davacının yaptığı inşaatın müvekkili şirketin çizimlerine göre yapıldığını, edimin ifa edildiğini, davanın kabulünün haksız olduğunu, sözleşme ile yüklenilen işin son şeklinin 30/01/2017 tarihinde davacıya, müvekkili şirketçe işin havale edildiği, şirket çalışanı Barış İncesu tarafından e-posta ekinde gönderildiğini, Projelerin ayrıca … Kargo Harbiye şubesinden 01/02/2017 tarihinde 461182 sayılı gönderi olarak davacı şirket yetkilisi …’ye fiziken gönderildiğini, davacı şirketin inşaatı da müvekkili şirketin çizimleri paralelinde yaptığını, talep edildiği halde mahkemece bu hususun araştırılmadığını, inşaatın, müvekkili şirketin mimari çizimlerine göre yapıldığı halde, sırf son şeklin ihtardan sonra gönderildi diyerek davanın kabulünün haksız olduğunu, davacının istediği çizimleri aldığını ve kullandığını, bidayet mahkemesi her ne kadar davanın aksini ispata yarar herhangi bir delil ve belgenin dosya kapsamına sunulamadığını beyan etmiş olsa da, taraflarınca dosyaya sunulan e-posta yazışmaları, telefon görüşmeleri, sms mesajları, kargo kayıtları, proje suretleri ve diğer delillerin müvekkili şirketin edimini ifa ettiğini açıkça gösterir nitelikte olduğunu, davada talebin 20.000,00 TL’den fazlasının davacı tarafından ispatlanamadığı halde mahkemenin iddiayı ispat edildi sayıp davalıdan iddianın aksinin ispatını istemesinin usule aykırı ve yanlı olduğunu gösterdiğini, gerekçeli kararda, bilirkişi raporlarına göre de davalı şirketin sözleşmede belirlenen süre içerisinde yüklendiği edimin yerine getirilmediğinin anlaşıldığının belirtildiğini, bilirkişi raporunda davacı defter kayıtlarında davalıya ödenen 20.000,00 TL’nin iş avansları hesabında alacak olarak göründüğünü, elden ödendiği söylenilen 50.000,00 TL’ye ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığının belirtildiğini, ayrıca bilirkişinin, davacı tarafın davalı müvekkili şirketten en fazla 20.000,00 TL talep edebileceğini bizzat kendi defter kayıtlarına dayanarak belgelediğini, en önemlisi bilirkişi raporunda davalı müvekkili şirketin edimini yerine getirmediği yolunda bir ibarenin olmadığını, davacı tarafından rapordaki bu hususlara ilişkin itirazda bulunulmamış ve talepleri ile defter kayıtları arasındaki çelişki açıklanmamış olduğunu, aynı tespiti 27/03/2020 günlü raporun mali tarafını hazırlayan bilirkişilerin de yaptığını, bizzat davacı taraf defter ve belgelerinde davacının müvekkili şirketten sadece 20.000,00 TL alacaklı olduğunun yazıldığını, müvekkili şirket sözleşme ile üstlendiği edimi ifa ettiği için kabul etmemekle birlikte bir an davacı tarafın haklı olduğu düşünülse bile talep edebilecekleri miktarın bizzat kendi kayıtlarına göre 20.000,00 TL olduğunu, buna rağmen mahkemenin bilirkişi raporlarındaki davacı lehine ibareleri var kabul ettiğini, davacı aleyhine olan “20.000,00 TL den fazla alacak olmadığı” tespitini ise görmezden geldiğini, bu şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında imzalanan 22/05/2014 tarihli sözleşme ile Manisa ili, Salihli ilçesi, … mah., … Ada, …Parselde 11.528 m² yüzolçümlü konut ve ticari imarlı alana yapılması planlanan …’nin konsept, avan ve uygulama projelerinin hazırlanması, bu projelerin ilgili kurumlarda tasdik ettirilmesi işinin davalı şirketçe yapılması kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamına göre, davacı iş sahibi, davalı yüklenici tarafından projelerin teslim edilmediği gerekçesiyle davalıya yapılan ödemelerin tahsiline karar verilmesini talep etmiş; mahkemece, davalının projeleri teslim etmediği, bu nedenle yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalı şirketin SGK kayıtlarına göre çalışanı olan …’e 50.000,00 TL ödeme yapıldığı, ayrıca davalı defterlerinde 20.000,00 TL ödeme kayıtlı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 67.050,00 TL alacağın temerrüt tarihi 07/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği belirtilmiş ise de fesihten sonraki tarihli e-posta ekinde davalı tarafça gönderilen projelerin davacı tarafından teslim alındığı anlaşıldığından, davalı tarafça e-posta ile gönderilen projelerin davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, sözleşmeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı, davalının işine yarayıp yaramadığı, davalı tarafından e-posta ile gönderilen projenin, belediyeye sunulan proje ile aynı olup olmadığı, aynı proje ise sözleşmeye göre bedelinin ne olduğunun araştırılması; öte yandan, imzalı belge karşılığında davacıdan 50.000,00 TL ödeme alan …’in davalı şirketin para almaya yetkili çalışanı olup olmadığı hususunda mahkemece araştırma yapılıp, ispat yükü de gözetilerek, gerektiğinde bilirkişiden bu hususlarda rapor düzenlemesi istenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2020 tarih, 2017/772 Esas, 2020/416 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.