Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1973 E. 2021/159 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1973
KARAR NO : 2021/159
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2020
NUMARASI : 2019/161 Esas, 2020/145 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ :26/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı …’a ait … bulunan evin dekorasyon ve iç tasarımın yapılması yönünde anlaşıldığını, sözleşmede taşınmazın dekorasyon işlerini içeren tadilat, işçilik ve yapılan işlerin üzerine %25 net karı olacak şekilde ödemede anlaşıldığını, tarafların birbirlerini 20 yıldan bu yana tanıdıkları için ticari ilişkinin teamüller üzerinden yürüdüğünü, bütün tadilatların müvekkili tarafından tam ve eksiksiz yapıldığını, yapılan işlerle alakalı olarak haftalık olarak karşı tarafla mutabakat yapıldığını ve itiraz veya ayıp ihtarı bulunmadığını, işin tamamının 769.926,41 TL bedelle yapıldığını ve ev teslim edilene kadar cari borçların bir kısmının davalı tarafından ödendiğini, ancak kısmi olarak belli işlere ait dekorasyon ve işçilik bedellerine ilişkin olarak müvekkilinin şirketi olan… Ltd. Şti’ne ait 53.500,00 TL’lik fatura bedelini talep ettikten sonra davalıların ödeme yapmaktan kaçındığını, davalının taşınmazın ayıplı teslimini öne sürdüğünü ancak yapılan dekorasyon işleminden sonra herhangi bir çekince ileri sürmeden taşınmaza yerleştiğini, proje kapsamında yapılan elektrikçi, boyacı, marangoz, merdivenci, nakliyeci, ayna işleri gibi tadilat işlemleri için ödeme yapılmadığını, İstanbul Anadolu Sulh Hukuk mahkemesinin 2019/18 D.iş sayılı dosyası ile taşınmazın ayıplı teslim edilmediğine ilişkin delil tespiti talep edildiğini, mahkemenin şartları oluşmadığından bahisle talebin reddine karar verdiğini, tespit taleplerinin reddedilmesi nedeniyle alacağın tamamına yönelik değil, hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmına yönelik dava açıldığını, taşınmazın ayıplı teslim edilip edilmediğine yönelik uyuşmazlık çözüldüğünde gerçek alacağın ortaya çıkacağını, dava konusu alacak nedeniyle birden fazla ihtarname çekildiğini ve davalının ödeme yapmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; kısmi davanın kabulünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sonradan ıslah edilmek üzere şimdilik 10.000,00 TL değerindeki fatura alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, görev itirazında bulunduklarını, davacının tacir sıfatına haiz olmayan gerçek kişi olduğunu, müvekkilinin ise tacir olduğunu, taraflar arasındaki ihtilafın Tüketici Mahkemelerinde görülebileceğini, İstanbul Anadolu 5.Tüketici Mahkemesinin 2019/298 esas sayılı dosyası ile taraflar arasındaki ihtilafın çözümlenmesi amacıyla görevli mahkemede dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, önce taraflarınca ikame edilen İstanbul Anadolu 10.Sulh hukuk mahkemesinin 2019/10 D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda ayıpların varlığının tespit edildiğini, iş bu davanın konusu ile aynı ihtilaf konusunu içeren derdest dava bulunması sebebiyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin dava ile hiçbir bağlantısı bulunmadığından dolayı husumet itirazında bulunduklarını, ihtilaf konusu olay müvekkili … ile davacı arasındaki hukuki ilişkiye bağlantılı olarak meydana geldiğini, müvekkil şirketin ise diğer müvekkil …’un hissedarı olduğu inşaat şirketi olduğunu, taraflar arasındaki ihtilafla herhangi bir ilgisi bulunmadığını, dava dilekçesindeki ihtilaf konusu taşınmazın adresinin … Blok D:… olarak belirtildiğini, ancak müvekkili ile davacı arasındaki anlaşmanın … Sitesi … Mah. … Cad. No:…S D:… Çekmeköy-İstanbul olduğunu, müvekkilinin davalı sıfatının bulunmadığını, müvekkili … ile davacı arasında 28/05/2018-30/09/2018 tarihleri arasında tadilat ve dekorasyon işleri için sözlü olarak anlaşma yapıldığını, davacının zamanında işlerini teslim edemediğini, taşınmazda birçok eksikliğin ve ayıbın tespit edildiğini, ayıp bildiriminin süresinde yazılı olarak bildirildiğini, taşınmazdaki ayıpların giderilmeden davacı tarafından fatura kesildiğini, Beyoğlu ….Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 53.500,00 TL bedelli faturaya itiraz edildiğini savunarak; davanın görevsizlik nedeniyle usulden ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, derdestlik itirazının yerinde olmadığı, davacı ile davalı … arasında, davalının evinin dekorasyonunun yapılması konusunda anlaşma yapıldığı, davacının tadilatı yaptığı, davalı tarafından bir kısım ödemenin gerçekleştirildiği, ancak davalının hizmetin gereği gibi yerine getirilmediği, ayıplı ifada bulunulduğu iddiasıyla öncelikle İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/10 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldıktan sonra İstanbul Anadolu 5.Tüketici Mahkemesinin 2019/298 Esas sayılı dosyası ile dava açtığı, eser sözleşmesinin taraflarının davacı … ile davalı … oldukları, davalının tacir olmadığı ve tüketici konumunda olduğu, buna göre davanın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu yerle ilgili olarak İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesi’nin 2019/298 esas sayılı dosyası ile görevsizlik kararı verildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2020/666 esas ve 2020/490 karar sayılı kararı ile görevli mahkemenin kesin olarak asliye ticaret mahkemesi olduğuna karar verildiğini, davalı gerçek kişinin yaptırdığı işleri … Ltd.Şti adına yaptırdığını, faturaların da bu şirket adına düzenlendiğini, yine çekilen ihtarların bu şirket adına çekildiğini, faturalara itiraz edilmeyerek bir kısmının ödendiğini, tespit dosyasında da şirketlerin yer aldığını, davacı tüketici sıfatına haiz olmadığından ve taraflar arasındaki işin ticari nitelik taşıdığından görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, Kanun’un 1. maddesinde bu kanunun amacı açıklanmış, 2. maddesinde ise, bu kanunun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 3/k maddesine göre; tüketici, ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. Buna göre kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek ve sanatın icrası, üretim ve ticari faaliyetlerinde kullanma gibi amaçlarla bir mal veya hizmeti alanlar, tüketici sayılmaz.6502 sayılı Kanun’un 73/1. maddesine göre, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.Somut olay, 6098 sayılı TBK’nın 470. vd maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosya kapsamına göre taraflar arasında İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/298 esas sayılı dosyası ile görülen davada mahkemece ticaret mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş, Dairemiz’in 06/05/2020 tarih ve 2020/666 esas ve 2020/490 karar sayılı kararı ile istinaf talebinin esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir. İstinaf incelemesine konu eldeki dava dosyasında da her ne kadar davacı gerçek kişi tarafından dava açılmış ise de, dosya kapsamındaki vekaletnameden davacının dava konusu faturayı düzenleyen dava dışı ….San.ve Tic.Ltd.Şti’nin yetkilisi olduğu, faturanın yine ticaret şirketi olan davalı … Ltd.Şti adına düzenlendiği, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olduğu, bu nedenle davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, HMK’nın 353/1-a-3.bendi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, işin esası incelenmek üzere, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2020 tarih ve 2019/161 esas, 2020/145 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/01/2021