Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1971 E. 2021/215 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1971
KARAR NO: 2021/215
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI: 2014/318 Esas, 2019/271 Karar
ASIL DAVADA;
DAVA: İtirazın İptali
BİRLEŞEN İSTANBUL 4.ATM’NİN 2009/47 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 18/07/2007
BİRLEŞEN İSTANBUL 3.ATM’NİN 2009/48 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Menfi Tespit
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, bakiye bedel alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali; karşı dava, müspet ve menfi zarar ile cezai şart alacağının tahsili; birleşen … Esas sayılı dava ile birleşen … Esas sayılı davalar icra takibinden sonra açılan borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine, birleşen her iki davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davacı şirket yüklenici, karşı davada davacı şirket iş sahibidir. Davalı iş sahibi şirket vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; asıl davaya yönelik istinafında, temlik eden dava dışı … A.Ş’ne devir öncesi yapılan avans ödemelerinin sözleşmeyi temlik alan davacı şirket alacağından mahsup edilmesi gerektiğini, karar harcı 14.589,71 TL olarak hesaplanması gerektiği halde hatalı olarak 24.130,23 TL’ ye hükmedildiğini; karşı davaya yönelik istinafında ise, 13.12.2018 tarihli 27 nolu celsede karşı davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve taraflarınca yenilenmediği halde iş bu dava yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği halde davanın esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, bir an için derdest olduğu varsayıldığında dahi eksik kalan işler dava dışı firmalara tamamlatıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini; birleşen 2009/47 Esas sayılı davaya yönelik istinafında ise, davaya konu takip dayanağı çekin davacı ile yapılan vinç imalatı sözleşmesi gereği vinçlerin süresinde teslim edilmemesi riskine karşılık olarak verildiğini ve süresinde teslim yapılmadığından söz konusu çekin güvencelediği riskin gerçekleştiği ve çekin teminat vasfının ortadan kalktığını belirterek davanın kabulünün hatalı olduğunu; birleşen 2009/48 esas sayılı davaya yönelik istinafında ise, iş bu davaya konu takip dayanağı çekin yine vinç imalatı sözleşmesi kapsamında davacıya çelik alması işin verilen nakit iş avansına karşılık olarak alınan çek olduğunu, teminat çeki olmadığını belirterek teminat çeki olarak kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ve sonuç olarak istinaf taleplerinin kabulü ile asıl davanın reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına ( aksi halde kabulüne), birleşen davaların reddine karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında 10.05.2006 tarihli fabrika binası çelik konstrüksiyon işinin yapımı ile vinç imalatı yapılması işini konu alan 17.01.2007 tarihli iki adet eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirket, davalı ile dava dışı … A.Ş arasında yapılan 10.05.2006 tarihli çelik konstrüksiyon sözleşmesini hak ve borçları ile birlikte 27.12.2006 tarihinde temlik almıştır. Davacı yüklenici şirket asıl davada, işleri tamamlayarak noksansız teslim ettiğini belirterek davaya konu takiple bakiye alacağını talep etmiş, birleşen davalarda ise, vinç sözleşmesinin teminatı olarak davalıya verilen çeklerin işin süresinde tamamlanarak teslim edilmiş olması nedeniyle teminat niteliklerinin kalmadığını belirterek bu çeklere dayalı olarak alehine yapılan takipler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı iş sahibi şirket ise, asıl davaya yönelik açtığı karşı davasında, işin gereği gibi yapılmadığını ve süresinde teslim edilmediğini belirterek eksik ve ayıplı işler bedeli, müspet ve menfi zarar ile cezai şart alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece yargılama sırasında talimat yoluyla yaptırılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarına itibar edilerek; asıl davada, bilirkişi tarafından belirlenen 333.580,94 TL bakiye iş bedeli alacağından davalı tarafından yapılan 120.000,00 TL ödemenin mahsubu sonucu 213.580,94 TL davacı alacağının bulunduğunu belirterek bu miktar esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karşı davada ise, %5 hakkaniyet kesintisi ile 120.000,00 TL ödemenin asıl davada değerlendirilerek asıl davada davacı alacağından mahsup edildiğinden karşı davanın reddine karar verildiği, birleşen davalarda da, davaya konu takip dayanağı çeklerin işin teminatı olarak davalıya verilen teminat çekleri olduğu, teminat riskinin gerçekleştiğinin kanıtlanamadığı belirtilerek iş bu davaların kabulüne dair verilen karar davalı iş sahibi vekili tarafından istinaf edilmiştir. Mahkemece davalı tarafça temlik öncesi bir kısım ödemelerin temlik eden dava dışı … şirketine yapıldığına ilişkin savunması yeterince incelenip değerlendirilmemiştir. Mahkemece 13.12.2018 tarihli 27 nolu celsede işlemden kaldırılmasına karar verilen ve usulünce yenilenmeyen karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile esastan reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Ayrıca, asıl davayla birlikte görülüyor olsa da karşı dava müstakil bir dava olup bu davayla talep edilen alacakların asıl davada değerlendirilerek davacı alacığından mahsup edilip karşı davanın reddine karar verilmiş olması da hükmün ferileri ( vekalet ücreti, yargılama giderleri, harçlar…) bakımından taraflar alehine sonuçlar doğurduğundan doğru olmamıştır. Mahkemece birleşen 2009/48 Esas sayılı davaya konu takip dayanağı çekin teminat çeki olarak kabulüne ilişkin kararı hüküm kurmaya yeterli gerekçe içermediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, mahkeme kararı ortadan kaldırılarak , davalı tarafından sözleşmeyi temlik eden dava dışı … A.Ş’ ne herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı anılan şirketin defter ve kayıtları da incelenerek bu hususta ek rapor alınması, karşı davayla talep edilen alacakların karşı davada değerlendirilerek iş bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, birleşen 2009/48 Esas ayılı davaya konu takip dayanağı çekin niteliğinin belirlenmesi için yeniden inceleme ve değerlendirme yapılarak gerekirse ek rapor alınıp sonucuna uygun yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın gereği için mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2019 tarih, 2014/318 Esas, 2019/271 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.