Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1948 E. 2021/96 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1948
KARAR NO: 2021/96
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI: 2019/83 Esas, 2019/1080 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında davalı …’nın davalı şirket temsilcisi olarak katılımıyla 25/06/2013 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkilinin sözleşme gereğince hemen çalışmalara başladığını, akabinde davalı şirket yetkilisinin müvekkilinden sözleşme dışı taleplerde bulunduğunu, bunun kabul edilmemesi üzerine sözleşmeyi imzalayan davalı şirket yetkilisi …’nın kendisine yasal danışman atandığını ve yasal danışmanın sözleşmeye onay vermesinin gerektiğini bildirdiğini ve karar örneğini gönderdiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirkete ihtarname göndererek taraflar arasındaki sözleşmeye yasal danışmanın onay vermesini istediğini, ancak onay verilmediğini, davalı …’nın durumu müvekkilinden gizleyerek müvekkilinin bir takım ödeme yapmasına neden olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye konu taşınmaz için 95.000,00 TL emlakçı ücreti ve 15.241,66 TL noter masrafı ödediğini, davalılar sözleşmeye onay vermedikleri gibi müvekkilinin zararını da ödemediklerini ileri sürerek, taraflar arasındaki 25/06/2013 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 110.241,66 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, sözleşmeyi imzalayan müvekkili hakkında yasal danışman atanmasına ilişkin karar verildiğini, davacının verdiği çekin davacıya iade edildiğini, komisyon ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece 30/11/2016 tarihli 2014/205 E. 2016/906 K. Sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusu üzerine Dairemiz’in 18/04/2017 tarihli 2017/220 E. 2017/199 K. Sayılı kararı ile sözleşmenin geçersizliği ve feshi konusunda taraf iradelerinin birleşmesi nedeniyle sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ve davacının talep edebileceği kalem ve miktarlar yönünden inceleme yapılması gerekirken taraf beyan ve kabullerinin aksine sözleşmenin ayakta olduğundan bahisle esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın karar verilmesi hatalı olduğundan yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu defa mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki İstanbul … Noterliği’nin 25/06/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin karşılıklı feshi nedeniyle geçersiz olduğunun tespitine, her ne kadar sözleşmenin geçersizliğine bağlı olarak yapılan masraf alacağının tahsili istenmiş ise de davacının fesih bildiriminin davalı tarafça kabul edildiği, feshin haklı bir nedene dayanmadığı, fesih yönünden davalının temerrüdünün ispat edilemediği, karşılıklı fesh iradesi nedeniyle tarafların yaptıkları masraflara katlanması gerektiği gerekçesiyle tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kısıtlılık halini bilmesine rağmen müvekkilinden gizlediğini, böylelikle sözleşmenin geçersiz hale gelmesine ve müvekkili şirketin zarar görmesine sebebiyet verdiğini, sözleşmenin tamamen davalının kusuru ile sona erdiğini, bu nedenle tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici; davalı ise arsa sahibidir. Taraflar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin taraflarının iradelerinin fesih yönünde birleşmesi ile fesih nedeni ile sona erdiği anlaşılmakta olup, mahkemece bu yönde karar verilmiştir. Sözleşmenin feshi halinde menfi zararların talep edilmesi mümkündür. Menfi zarar sözleşmenin yapılmaması ya da hüküm ifa etmemesi halinde uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar alacaklının uğramış olduğu fiili zarar ile yoksun kaldığı kârı içine alan bir zarardır. Fiili zarar ise sözleşmenin kurulması için yapılan giderler; noter masrafı, harç parası, pul, seyahat ücreti, komisyon bedeli ve sair harcamaları da kapsamına almaktadır. Somut olayda, davacı sözleşmenin düzenlenmesi için noter masrafı yaptığını ve komisyoncuya ödemede bulunduğunu ileri sürerek bu masrafların tahsilini de talep etmiş ve buna ilişkin delillerini dosyaya sunmuştur. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda bu yönde inceleme yapılmış olmasına rağmen, özellikle 95.000,00 TL emlak komisyoncusuna yapılan ödemenin sözleşmeye konu taşınmazın miktar ve değeri bakımından doğru olup olmadığı, sözleşmeye konu taşınmaz için ne miktar komisyon ödemesi yapılması gerektiği hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Gerektiğinde, sözleşme konusu taşınmazda keşif de yapılmak suretiyle aracılık sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle ödenmesi gereken komisyon bedelinin belirlenmesi, sözleşme gereğince yapılan noter masrafı da değerlendirilerek sonucuna göre taraf talebi hususunda karar verilmesi gerekirken, bu konu üzerinde durulmaksızın talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih, 2019/83 Esas, 2019/1080 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.