Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1932 E. 2021/1259 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1932
KARAR NO: 2021/1259
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2020
NUMARASI: 2018/1077 Esas, 2020/698 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı davaya konu takiple bakiye cari hesap alacağının tahsilini istemiş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasında kumaş boyama işi nedeniyle sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu çekişmesizdir. Davacı yüklenici davaya konu takiple cari hesaba dayalı bakiye bedel alacağını istemiş; davalı ise, icra dairesinin yetkisine itiraz ederek, işin süresinde ve gereği gibi ifa edilmediğini ayıplı hususlara ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek talebin reddini istemiş, mahkemece tarafların incelenen ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tutarı kadar alacaklı olduğu belirtilerek davanın kabulüne, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvuran davalı vekili istinaf itirazında, davalı şirketin iş yeri adresinin Çerkezköy/Tekirdağ olduğunu, takibin ise davacı adresinde yapıldığını, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, alacağın likit olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Hükme esas alınan ve tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan takip tutarı kadar alacaklı olduğu belirtilmiştir. Tarafların ticari defter kayıtları arasındaki fark davalı iş sahibi tarafından davacıya kesilen iade faturalarının davacı defterinde yer almamasından kaynaklanmış olup, davalı iade faturalarına konu ayıplarla ilgili haklarını saklı tutmuştur. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. İşin ifa yeri ayrıca belirlenmemiştir. Davalı şirketin iş yeri adresi Çerkezköy/Tekirdağ olup, icra takibi davacı şirketin iş yeri adresinin bağlı bulunduğu Bakırköy İcra Dairesinde yapılmıştır. Davacı tarafından boyanan kumaşların davalıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme ve icra dairesi HMK’nın 6. Maddesine göre davalının ikametgah yeri veya HMK’nın 10. Maddesine göre sözleşmenin ifa yeri, yani işin yapılacağı yer mahkeme ve icra daireleridir. Bunun dışında, HMK’nın 17. Maddesine göre, taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede dava veya takibin sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkeme veya icra dairesinde de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa dava veya takip yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tacirler arasında yapılması gerekir. Somut olayda, dava ve sözleşmeye kumaş boyama işleminin davacı yüklenici şirket adresinde yerine getirildiği bu durumda sözleşmenin ifa edildiği yerin davacı iş yeri adresi olduğu anlaşılmakla davaya konu icra takibinin işin yapıldığı davacının iş yeri adresinin bağlı bulunduğu yargı çevresi olan Bakırköy icra dairelerinde yapılmış olmasında usul açısından bir yanlışlık bulunmadığından davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı yerinde değildir. İhtilafa konu istinaf sebebi yapılan diğer bir husus ise icra inkar tazminatına yönelik olup; tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tutarı kadar alacaklı bulunduğu anlaşılmakla alacağın likit olduğu ve davalının takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla mahkemece kabulü yönünde verilen kararda da bir yanlışlık yoktur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2020 tarih ve 2018/1077 esas, 2020/698 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.865,27 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 717,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.148,27 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 22/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.