Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/190 E. 2022/2123 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/190
KARAR NO: 2022/2123
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2014/1090 Esas, 2019/1048 Karar
DAVA: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; davalının TOKİ’den ihale yoluyla aldığı … Mah. 320 adet konut inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi yapım işinden dolayı sözleşme bedeli olan 749.124,75 TL’den bakiye 203.269,94 TL; … 2.Etap 160 konut genel, ada içi altyapı ve çevre düzenlemesi inşaat yapım işi sözleşme bedeli 338.882,73 TL bakiye borç miktarı 80.611,48 TL; Antalya Sütçüler 3 adet 24 derslikli ilköğretim okulu, 3 adet spor salonu, 2 adet 24 derslikli lise ile altyapı ve çevre düzenlemesi yapım işi sözleşme bedeli 149,746,60 TL’den bakiye 4.537,00 TL alacakları bulunduğunu, Üsküdar … Noterliğinin 23/05/2014 tarih … yevmiye nolu ihtarı ile yapılan 105,81 TL ihtar masrafı da dahil alacaklarının bulunduğunun ihtar edildiğini, yapılan işlerin teslim edildiğini, davalının sözleşme gereğince yapmış olduğu iş ve işlemlerin hakedişlerini TOKİ’den almış olmasına rağmen ödemediğini, bunun üzerine ihtar gönderildiğini, ihtara cevap dahi verilmediğini, alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyası ile takip yaptıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının TOKİ’nin açmış olduğu ihale sonucu Osmaniye, Kütahya ve Antalyada bulunan inşaatların yapımını üstlendiğini, yine bu işlerin asansör imalatı ve montajı işinin yapımının davacıya verildiğini, davalının davacı firmaya Kütahya ve Antalya sözleşmelerinden dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından Antalya işine ilişkin 5 hakediş, Kütahya işine ilişkin 6 adet hakediş faturası düzenlendiğini, müvekkilinin bu hakedişlerde belirtilen faturaların tamamını ödediğini, ödemelere ilişkin kayıtların müvekkilinin ticari defterlerinde bulunduğunu, Osmaniye işine ilişkin olarak müvekkili ile davacı arasında 655.000,00 TL+ KDV tutarı üzerinden sözleşme yapıldığını, sözleşmenin 19.maddesine göre müvekkili tarafından 100.000,00 TL tutarlı avans çeki verildiğini, geçici hakediş raporları düzenleneceği, işin sonunda kesin hakediş yapılacağı, ödemelerin işverenin idare ile yaptığı hakediş imalatlarına paralel olarak yapılacağı, taşerona yapılacak ödemenin idarenin işverene ödemeye esas aldığı pursantaj oranını geçemeyeceği hususlarının düzenlendiğini, yine sözleşmenin 31.maddesinde taşeronun geçici ve kesin kabuldeki sorumlulukları belirlenmiş olup, hakedişlere ve pursantaj oranlarına paralel olarak davacı tarafından 6 hakediş raporuna istinaden 6 fatura düzenlendiğini, müvekkilinin teminat, stopaj kesintisi ve ortak gider kesintileri düşüldükten sonra kalan bakiye bedeli davacı firmaya ödediğini, davacının fiyat farkı talebinin yersiz olduğunu, sözleşmeye göre fiyat farkı verilmesinin mümkün olmadığını, davacı firmanın henüz işin geçici kabulu yapılmadan tek taraflı olarak 10/01/2014 tarihli faturayı müvekkiline gönderdiğini, ancak hakediş olmaması nedeniyle faturanın iade edilidiğini, davacının daha sonra 23/05/2014 tarihli ihtarnameyi göndererek alacağını talep ettiğini, davalının ise cevabi ihtarname ile Kütahya ve Antalya işinden borcunun bulunmadığını, Osmaniye sözleşmesi ile ilgili muaccel bir alacak olmadığını beyan ettiğini, ancak buna rağmen davacı tarafından icra takibi başlatıldığını, takip tarihi itibariyle muaccel bir borç bulunmadığı ve muaccel olan borçların süresinde davacıya ödendiğini belirterek, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde ; alacaklı … Asansör tarafından borçlu … İnşaat hakkında 288.418,42 TL asıl alacak ile 105,81 TL ihtarname masrafının tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. Mahkemece, davalının TOKİ’den ihale ile almış olduğu Kütahya, Antalya ve Osmaniye ilindeki inşaatların asansör imalat ve montaj işi hususunda taraflar arasında sözleşmeler düzenlendiği, sözleşmeler kapsamında bilirkişi raporları ile de tespit edildiği üzere davacı tarafından edimlerin yerine getirildiği, asansör imalat ve montajının % 100 seviyesinde olduğunun tespit edildiği, sözleşmelerdeki KDV tevkifatına ilişkin hükümlerinde değerlendirilmesi sonucunda davacının Antalya ve Kütahya işlerine ilişkin bakiye alacak tutarının 1.315,25 TL olarak tespit edildiği, yine davacının Osmaniye işi nedeniyle talep edebileceği bakiye alacak tutarının 179.282,84 TL olduğu, bu suretle davacının toplam bakiye iş bedeli alacağının 180.598,09 TL olarak tespit edildiği, davalının ayıplı asansörler nedeniyle yasal süresinde davacı tarafa ayıp ihbarında bulunduğu ve ayıp giderim bedeli olarak 2.750,00 TL masraf yaptığını kanıtladığı, bu tutarın davacının bakiye iş bedelinden düşülmesi sonucu bakiye alacağın 177.848,09 TL olarak tespit edildiği, davalı tarafından Osmaniye işine ilişkin iş bedelinin takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı iddia edilmiş ise de, taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmenin 19.maddesi hükümlerine göre alacağın muacceliyeti için TOKİ’nin geçici veya kesin kabul işlemlerinin beklenmesinin gerekmediği, kaldı ki TOKİ tarafından dosyaya gönderilen geçici kabul tutanağına göre geçici kabul itibar tarihinin 05/06/2014 tarihi olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu nedenle Osmaniye işine ilişkin alacağın da takip tarihi itibariyle muaccel olduğu, davacının 105,81 TL tutarlı ihtarname masrafının ise yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazlarının kısmen iptaline, takibin 177.848,09 TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren davacının takipteki talebi aşılmamak üzere değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, takibe konu alacak likit olup alacak tutarı olan 177.848,09 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davacının davalıya Kütahya Altıntaş ve Antalya Sütçüler sözleşmelerinden dolayı herhangi bir borcunun olmadığının bilirkişi raporu ile de sabit hale geldiğini, ancak Osmaniye Yeşilyurt işine ilişkin 08/06/2016 tarihli ek bilirkişi raporu ile alacak hesaplandığını, 11/06/2014 tarihli icra takibi sırasında muaccel alacak bulunmadığını, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı olduğunu kabul etmemekle birlikte davacının icra takibi sırasında muaccel olmayan ve mahkemece kabul edilen miktarın 2 katından fazla bir alacağı icra takibine koymasının haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre müvekkili şirketin, davacıya TOKİ pursantajına paralel olarak hakediş yapacağını, TOKİ tarafından işin tüm hakedişleri müvekkiline ödenmeden ve aynı zamanda kesin hakediş yapılmadan muaccel olmayan bir alacağa davacı tarafça talep edilmesinin usule aykırı olduğunu, yapılan takip kötü niyetli olup, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenicidir. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında davalının TOKİ’den ihale ile aldığı Osmaniye, Kütahya ve Antalya’daki yapım işlerine ilişkin sözleşmeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf, sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının TOKİ’den yapılan işlerin hakedişlerini aldığını ancak icra takibine konu bir kısım alacakların davacıya ödenmediğini iddia ederek icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davalı tarafın Kütahya ve Antalya işinden dolayı hakediş bedellerini ödediğini, borcu kalmadığını, Osmaniye işinin ise 655.000,00 TL + KDV üzerinden sözleşme yapıldığını, 100.000,00 TL’nin avans çekilip ödeneceğini, kalanın ise geçici hakediş ile ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının bu işe ilişkin 6 hakediş raporuna istinaden 6 fatura düzenlediğini, davalının teminat stopaj kesintisi ve ortak gider kesintisini düştükten sonra bakiye bedelin davacıya ödediğini, davacının fiyat farkı talebinin yersiz olduğunu, işin henüz geçici kabulünün yapılmadığını, davacının tek taraflı olarak düzenlediği 10/01/2014 tarihli faturayı kabul etmediklerini, iade ettiklerini, cevabi ihtarname ile de Kütahya ve Antalya işinden borçlarının bulunmadığını, Osmaniye işiyle ilgili de muaccel bir alacak olmadığını beyan etmiştir. Dosyada alınan bilirkişi raporu ve taraflar arasındaki anlaşmaların incelenmesi sonucunda, takip tarihi olan 11/06/2014 tarihinde davacının Kütahya işinden dolayı davalıdan bakiye 177.848,09 TL alacaklı olduğu, takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olduğu, alacağın muaccel olması için sözleşmenin 19.maddesinde TOKİ’nin geçici veya kesin kabul işlemlerinin beklenmesinin gerekmediği gibi, Toki’nin dosyaya gönderdiği cevapta da geçici kabulün yapıldığı ve geçici kabul tarihinin de 05/06/2014 tarihi olarak düzenlendiği ve takip tarihinden öncesi olduğu, Osmaniye işine ilişkin alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olduğu anlaşılmış olmakla, yerel mahkemece verilen kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2019 tarih ve 2014/1090 Esas, 2019/1048 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 12.148,80 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 3.038,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.110,8‬0 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.