Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1882 E. 2021/366 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1882
KARAR NO : 2021/366
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI: 2017/377 Esas, 2017/857 Karar
DAVANIN KONU: Banka Teminat Mektubunun İadesi ve Depo Edilmesi
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, mahkemece verilen karara katılan hakimler ile bu kararı onayan Yargıtay dairesindeki bir kısım hakimlerin FETÖ soruşturması sebebiyle görevden ihraç edildiklerini, verilen bu kararların sağlıksız olduğunu ve müvekkiline zarar verdiğini, yargılama aşamasında delillerin tam olarak değerlendirilmediğini, dava konusu ihtilafın çözümü için teknik konularda görüş ve beyan alınması için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve bu yönde defalarca rapor alınmasına rağmen, hüküm fıkrasında soyut, hukuki dayanaktan yoksun, müvekkilini mağdur eden, usul ve yasalara aykırı verilen kararın vicdanları sızlatır nitelikte olduğunu belirterek yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, usul yönünden yargılamanın iadesi sebeplerini gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı tarafından ortaya konan sebeplerin hiçbirinin yasal iade sebepleri arasında yer almadığı gerekçesi ile yargılamanın iadesi talebinin HMK 379/1-c ve 379/2 maddeleri gereğince esasa girilmeksizin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yargılamanın iadesi talebini içerir HMK 375. Maddede açıkça mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması ve bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması nedeniyle kararın kaldırılması ve yeniden davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiğini; dosyada karar veren mahkeme hakimler ile Yargıtay’da görevli hakimlerin çoğunun meslekten ihraç edildiğini ve halen görevden ihraç edilmeye devam edildiğini, bu durumun mahkemenin 25.05.2009 tarihli heyet ve yargıtay kararının, adalete ve kanunlara uygunluğu ve güvenilirliği üzerinde şüphe yarattığını, hatta ve hatta hukuk vicdanına ve de mantığına aykırı olduğu ve müvekkilini ağır decede mağdur ettiğini ortaya çıkardığını; HSYK’ya müzekkere yazılarak listede yer alan hakimlerin ihraç edilip edilmediklerinin araştırılması gerektiğini; yargılamanın yenilenmesi hususundaki talebin iyiniyetli ve hukuka uygun olduğunu; mahkemece eksik delillerin toplanmadığını ve tanıkların dinlenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereği yüklenici tarafından açılan iş bedeli alacağı ve nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin tahsiline yönelik davanın reddine dair kesinleşen hükme ilişkin yargılamasının iadesi isteminden kaynaklanmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 375. Maddesinde “(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” hükmü düzenlenmiştir. Yargılamanın iadesine konu edilen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.05.2009 tarih, 2001/1465 esas ve 2009/318 karar sayılı dosyasında davacı ….San.ve Tic. A.Ş. tarafından davalı ….San.ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan davada 2006/342 Esas, 2006/350 Esas ve 2006/356 Esas sayılı dosyaların birleştiği ve yapılan yargılama sonrasında davanın ve birleşen davaların reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 2011/5506 Esas, 2011/6847 Karar sayılı ve 25.11.2011 tarihli kararı ile oybirliği ile onanarak hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yargılanmanın yenilenmesini talep eden şirket vekili dilekçesinde; dosyada karar veren mahkeme hakimleri ile Yargıtay’da görevli hakimlerin çoğunun FETÖ soruşturması sebebiyle meslekten ihraç edildiğini gerekçe göstermektedir. HMK’nın 375. Maddesi değerlendirildiğinde, yargılamanın iadesi istemine dayanak gösterilen mahkeme hakimi ve Yargıtay üyeleri yönünden maddede belirtilen hallerin gerçekleştiğine dair dosya kapsamında somut bilgi ve belge bulunmadığı gibi, bu yönde bir iddia da ileri sürülmüş değildir. Davacı tarafça somut yargılamanın iadesi sebepleri ileri sürülüp kanıtlanmadığından yerel mahkemece talebin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2017 tarih ve 2017/377 Esas, 2017/857 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 23/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.