Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1852 E. 2021/470 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1852
KARAR NO: 2021/470
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2020
NUMARASI: 2014/599 Esas, 2020/295 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, … Konutları, 2. Etap elektrik tesisatı işleri konusunda 09.08.2010 tarihli sözleşme yapıldığını; ancak davalının şifahi uyarıları dikkate almaması üzerine Beşiktaş … Noterliğinin 23.11.2011 tarihli ve 25.11.2011 tarihli ihtarnamesi ile yapılan ihtarlara rağmen işi süresinde teslim etmediğini, eksiklikleri yerine getirmemiş olmasından dolayı 3.şahıslara eksikliklerin giderildiğini, zarara uğradıklarını belirterek; sözleşmenin maddelerine aykırılıktan dolayı şimdilik; 6.maddesi gereği 10.000,00 TL; 10.9.maddesi gereği 10.000,00 TL; 10.18.maddesi gereği 10.000,00 TL, 10.22.maddesi gereği 10.000,00 TL, 16.maddesi gereği 60.000,00 TL; eksik ifa, zamanında ifa edilmemiş olma, geçici kabulün sağlanamamış olması nedeniyle uğranılan zararlar ve sözleşme şartlarına açıkça aykırılık ile uğradıkları her türlü zarar ve kar mahrumiyeti dolayısıyla 100.000,00 TL diğer talep edilen cezai şartlarla birlikte ve sözleşmenin 22 ve 23.maddelerine aykırılıktan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararlardan dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00TL nin tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile, sözleşmenin 6. maddesine talep edilen cezai şartı 103.000,00 TL artırarak 113.000,00 TL; sözleşmenin 10.9 maddesine göre talep edilen cezai şartı 93.000,000 TL artırarak 103.000,00 TL talep ettiklerini bu şekilde dava ile istenen 200.000 TL nin toplam 196.000,00 TL daha arttırarak talebi gibi faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; sözleşme gereği yükümlülüklerini süresinde yerine getirdiklerini, ancak davacı şirketin kendi inşaat projelerinde değişiklikler yaptığını, bu nedenle işin bitim süresinin 3-4 katından fazla uzadığını ve bu durumun davacı tarafından kendilerine gönderilen Beşiktaş …Noterliğinin 23.11.2011 tarih ve 25.11.2012 tarihli ihtarname içeriklerinde açıklandığını, davacı şirketin de bu kadar süre beklemesinin proje tadilatı ve asıl işveren idare …’ın talimatları doğrultusunda yapılması gereken ek işler ve değişiklerle izah edilebileceğini ve kendilerinin kusuru olmadığını, davacı ile görüşülmeye çalışılıp hesap mutabakatı yapılmaya çalışılmış ise de davalının hesap mutabakatından kaçınması üzerine gönderdikleri ihtarları üzerine davacının bu davayı açtığını, davacının dava dilekçesindeki 100.000,00 TL’lik talebinin birden fazla kalemden oluşmasına rağmen açıkça bu hususun belirtilmediğini, işin uzamasında kusurları bulunmadığından bu taleplerin reddinin gerektiğini; davacı tarafın 100.000,00 TL içerisinde zamanında ifa bulunmadığına dair talebi olmasına rağmen 01.01.2012 tarihinden itibaren aynı hususta tazminat talebinde bulunmasının mükerrer olduğunu, gecikmede kusurlarının olmadığını, davacının kendi kusurlarından kaynaklı tazminat taleplerinin dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bu talebin reddi gerektiğini, davacının sözleşmenin 10.9.maddesine dayalı talebinin ancak ikaza uyulmaması halinde buna hükmedilmesi gerekmesine rağmen sözleşmenin süresinin iş programı ve iş veren iradesine göre değişken bir süre ile ucunun açık bırakılması ve işverenden kaynaklı sürenin uzaması nedeniyle ikaz da yapılmamış olduğundan cezai şartın talep edilemeyeceğini, davacının yapı firması logosunu taşıyan ve dayandığı sözleşmenin 10.18.maddesinde bu şekilde bir hüküm bulunmadığını, ancak sözleşmenin 10.20.maddesinde düzenlenmiş olan maddeye göre şantiye sahasında çalışan işçilerin kendi firmasının logosunu taşıyan reflekte turuncu yelek giyme zorunluluğu olduğundan bu talebin yerinde olmadığını, sözleşmenin 10.22.maddesinde cezai şart ön görülmediğini, sözleşmenin 16.5.maddesine göre talep edilen cezai şartın da dayanaksız olduğunu ve reddi gerektiğini, sözleşmenin 22 ve 23.maddelerine dayanarak talep edilen maddi ve manevi tazminat talebine karşılık 50.000,00 TL’ talep edilmiş ise de; sözleşmenin feshinin bulunmadığı ve feshe bağlı tazminat talebinde de bulunulamayacağı ve davacının 100.000,00 TL’lik alacak kalemi içerisinde uğranılan her türlü zarar için talepte bulunmuş olmasına rağmen tekraren 50.000,00 TL için de bu zarar talebinde bulunmasının mükerrer olduğu ve kendilerine atıf bir kusur bulunmadığından davacının bu talebinin de reddi gerektiğini, bir an için sözleşmeye aykırı davrandıkları düşünülse bile davacıya sözleşmeyi fesih ve işi başkasına yaptırma yetkisi tanındığı halde süresinde bu yetkinin kullanılmaması, davacı iddiası olan zararı artırmış olduğundan varsa bu şekildeki zarardan kaynaklı davacının müterafik kusuru nedeniyle hak ve nezaket kuralları gereğince bir indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir. Davalı vekili karşı davasında; taraflar arasında idare olarak anılan … Genel Müdürlüğü’nün… Konutları 2.Etap inşaatına ilişkin olarak konusu “Elektrik-boş boru ve kasa montaj işi” olan 21.04.2010 tarihli ve konusu “Elektrik tesisat işleri” olan 09.08.2010 tarihli 625.000,00 TL + KDV bedelli 2 ayrı sözleşme bulunduğu, sözleşmenin kurulmasından sonra taraflar arasında 21.09.2010 tarihli ek protokol yapılarak 21.04.2010 tarihli sözleşme bakiyesinin 132.930,00 TL kararlaştırıldığını, davacı karşı davalıya gönderilen Üsküdar … Noterliği’nin 02.03.2012 tarihli ihtarnamesinde açıkça belirttikleri üzere sözleşmeye dahil olup hak edişi yapılmamış ve ödenmemiş 126.500,00 TL, ek işler bedeli 253.664,00 TL ve özel iş bedeli 49.500,00 TL ve bu rakamlara ilave %18 KDV alacağı bulunduğunun ihtar edildiği, özel işler bedelinin başka bir davada dava konusu edileceğini ancak henüz ödemesi yapılmamış 126.500,00 TL alacak ile ek işler bedeli 253.664,00 TL ve bunların KDV’sinden oluşan alacakları bulunduğu, taraflar arasında ihtilaf nedeniyle bu hususun keşfen tespitinin gerektiğini ve alacak miktarı belirlendiğinde artırılmak üzere şimdilik 50.000,00 TL belirsiz alacağın Üsküdar … Noterliği ihtarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle reeskont avans faizi ile davacı karşı davalıdan tahsilini talep etmiş; 11.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 82.000,00 TL artırılmıştır. Mahkemece; ilk bilirkişi heyetinden alınan raporun bir kısım belgeler olmadan ve asıl davaya ilişkin davacının yapması gereken açıklama ve sunması gereken belgeler olmadan alındığı ve eksik olduğu gerekçesi ile 2.heyetten alınan ek rapor benimsenerek; davacı karşı davalının, davalı karşı davacıdan talep ettiği cezai şartlar yönünden 6098 sayılı TBK’nun 79.maddesi dikkate alındığında bir kısmının seçimlik bir kısmının ise ifaya eklenen cezai şart olduğu, ancak seçimlik cezai şart TBK’nın 179/1 maddesinde düzenlenmiş olmakla, taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şart hükümleri, 5.maddesinde davacı lehine düzenlenmiş olup, işin uzamasının davalıdan kaynaklanması halinde davacıdan talep edilebileceği, oysa işin uzamasının alınan 5’li bilirkişi heyetinin görüşlerine iştirak edilerek davalının hak ediş bedelinin ve ek iş bedellerinin ödenmediği, bu cihetle de davalının temerrüdünden bahsedilemeyeceği ve gecikmenin davalının kusuru olmadan iş değişikliklerinden kaynaklandığından gecikme cezasının talep edilemeyeceği; 10.9, 10.18 ve 10.20 maddesinde öngörülen cezai şartın ifaya eklenen cezai şart olduğu ve ifanın çekincesiz kabul edilmiş olması nedeniyle talep edilemeyeceği; sözleşmenin 10/22.maddesinde herhangi bir cezai şartın öngörülmediği, iş bittikten sonra davacı tarafın ayrıca cezai şart talebinin M.K.2.maddesi dikkate alındığında talebin dürüstlük kuralına da uygun düşmediği, zira öncesinde davalıya bir ihtar ve bir uyarının bulunmadığı, kabullerin ihtirazi kayıtsız olarak yapıldığından, davacının cezai şart talebinin yerinde olmadığı; davacı tarafın kendi kusuru ile yani zamanında davalıya yapması gereken hak ediş bedellerinin tam ödenmemesi ve ek iş bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı tarafın işi bırakmasında sebep oluşturduğu, buna göre de davalı temerrüdünün söz konusu olamayacağı ve davacıya işi bırakmış olmasından dolayı bir manevi tazminat hakkı doğurmayacağı, kaldı ki manevi zararın da ispatlanamadığından manevi tazminat talebinin de reddine; davacı tarafın davalıdan eksik iş bedeli olarak 40.000,00 TL, ayıplı 17.775,00 TL olmak üzere 57.775,00 TL eksik iş bedelini talep edebileceği, bu işlerin geçici kabulde bulunmasına rağmen kesin kabulde yer almadığı ve davacı tarafça 3.kişilere tamamlatıldığı anlaşılmakla toplamda 57.775,00 TL’lik eksik işler bedeli talebinin yerinde olduğundan talebin kabulüne; davalı karşı davacının talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasında 21.04.2010 tarihli ve 09.08.2010 tarihli 2 ayrı sözleşme olduğu ve taraflar arasındaki 21.09.2010 tarihli ek protokol ile dava konusu olmayan önceki 21.04.2010 tarihli sözleşme bakiyesinin 132.930,00 TL olarak kararlaştırıldığı, bu sözleşmelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişi raporuyla sabit olduğu üzere asıl işveren tarafından yapılan değişiklik nedeniyle davalı tarafından talep edilen 253.664,00 TL’lik kısma ilişkin olarak davacının değişik işlerden kaynaklı davalıdan talep edebileceği rakamın 21.804,00 TL olduğu ve bu kısmın davacı tarafça yapılmadığına yönelik itiraza konu olmadığı ve buna göre sözleşme hükümleri ve teknik şartname uyarınca ek iş sayılan işlerin iş süresine 45 gün etki edeceği, buna göre de 21.804,00 TL değişik işlerden kaynaklı alacağı bulunduğu, davalı tarafça yapılmış olmasına rağmen hak edişe bağlanmayan veya bağlanmış olmasına rağmen ödenmeyen alacağın olup olmadığına ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre bu rakamın toplam 5. Blok bodrumların tüm kabloların çekilip strafor üzerine tekrar yapılması bedeli için 7.000,00 TL, 5 Blok 412 adet daire yangın söndürme tesisatı çekimi için daire başına 305,00 TL’den 125.000,00 TL olmak üzere toplamda 132.000,00 TL talep edebileceği, davacının, davalı tarafın bu talebine karşı fazla ödeme aldığı itirazının dışında imalatın yapılmadığına dair itirazının bulunmadığı, bu işlerin elektrik mahal listesinde yer almadığı ek iş olarak değerlendirilmesi gerektiği; davacının toplam hak ediş tutarının 662.410,00 TL + %18 KDV ile birlikte 781.663,61 TL olduğu ve ödenmesi gereken bedelin ise 733.533,01 TL olduğu, davalı tarafından düzenlenen davacıya gönderilen fatura bedelinin ise 528.500,00 TL + %18 KDV ile birlikte 617.915,11 TL ödendiği, son hak edişin ödenmesi aşamasına geçilmediği, 57.775,00 TL tutarında eksik iş tespit edildiği, asıl işveren … tarafından değişiklik yapılan işler bedelinin 21.804,00TL ve davalı tarafça yapılmış olmasına rağmen hak edişe bağlanmayan veya bağlanmasına rağmen işlerin toplam bedelinin 132.000,00 TL olduğu tespit edilmiş olmakla, davacının davalıdan 153.804,00 TL talep edebileceğinden talepte bağlı kalınarak 132.000,00 TL için davalı talebinin kabulü gerektiği; davalı tarafça her ne kadar sözleşmenin 4/son ve 8. maddesi hükmüne göre taraflar arasındaki iş değişikliklerinin yazılı onay alınmadan gerçekleştirilmesi halinde yapıldığı sabit olan iş değişikliklerinin kabul edilemeyeceği belirtilmiş ise de yapılan ek işlerin kullanılmış olduğu, buna göre de iş değişikliğinin işveren tarafından zımnen onaylanmış olduğu, bu nedenle sözleşme hükmünün de tadil edilmiş olduğu cihetiyle bedelinin ödenmesi gerektiği, bir an için bu kabul edilmeyecek olsa bile 6098 sayılı yasanın vekaletsiz iş görme hükümlerini düzenleyen 526 ve 529.maddesi gereği yapılan işin, işverenin menfaatine olması nedeniyle ödemesi gerektiği, aksi halin sebepsiz zenginleştirme oluşturacağı ve bunun da hukuk tarafından kabul edilemeyeceği cihetiyle davalının itirazları dikkate alınmamış, davacının bu kısma yönelik talebinin kabulü gerektiği gerekçesi ile “davacı karşı davalının davasının 57.775,00 TL’lik kısmının kabulü ile bu kısmın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya verilmesine, davacı karşı davalının fazlaya ilişkin isteminin reddine; davalı karşı davacının davasının taleple bağlı kalınarak kabulü ile 132.000,00 TL’nin 13.03.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davanın sözleşmeden doğan ve davalının sözleşmeye uygun davranmaması nedeniyle uğranılan zarara, cezai şartlara ilişkin olduğunu, eksik ve hatalı incelemeler ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin kararları ve yapım işleri genel şartnamelerini dikkate almayan bilirkişi raporu ve kararın hukuka aykırı olduğunu; cezai şart talebinin reddine dair kararının çelişkili olduğu ve eksik inceleme ile tesis edilmiş olduğunu, davalı karşı davacının sigorta kayıtları ile şantiye alanın da 21/11/2011 tarihinde çalışmayı durdurduklarının sabit olması karşısında ihtar ve uyarının olmadığı iddiasının hukuka aykırı olduğunu; davalı karşı davacı yana ek işler bedellerin hakedişler ile ödendiğinin sabit olduğunu; hakediş incelemelerinin usulüne uygun yapılmadığını; davalı karşı yanın ticari defterlerinde dahi iddia edilen bedellerinin alınmadığına yönelik bir kaydın olmadığı aksine borçlu olduklarının sabit olduğunu; taraflar arasındaki sözleşmede iş değişikliklerinde ücret ödenmeyeceğine ilişkin hüküm bulunduğunu; davalı yanın ticari defterlerinin delil niteliği bilirkişi heyet raporu ile sabit iken hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu; davalı yanca sözleşmeye konu işlerin zamanında teslim edilmediği yapılan hak edişler ile ve … A.Ş ‘nin belgelerinde geçici kabul eksikliklerinin varlığının göründüğünü, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını; resmi belgelerin incelenmediğini, bilirkişi heyet raporuna itibar ederek verilen kararın yüksek mahkeme kararlarına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davasının kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı istinaf dilekçesi ile; mahkemece müvekkili tarafından yapılan birtakım eksik işler için davacı yanca müvekkilinden toplam 57.775,00-TL talep edilebileceğine ilişkin tespit ve hesaplamaları, hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki müvekkil aleyhine olan beyan ve tespitlerin tamamının haksız ve hukuka aykırı olduğunu; müvekkilinin, sözleşme gereği yükümlü olduğu edimlerinin tamamını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı-karşı davalının, müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını; asıl dava bakımından davacı-karşı davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi için yasal koşullar oluşmadığını; karşı dava bakımından istinaf başvurusunun bulunmadığını; taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamındaki işlerin ifası sırasında davacı-karşı davalı tarafça işin kapsamının artırıldığı, müvekkilinden talep etmiş olduğu işlerin sözleşmede ve iş listesinde bulunmayan işlerden olduğunu; buna karşılık hak kazandığı hak edişlerinin ödenmediğini; davacı-karşı davalının aksi yöndeki iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek asıl davada davacı-karşı davalı lehine verilen kararların kaldırılmasına, karşı davanın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında akdedilen dava konusu olmayan elektrik-boş boru kasa montaj işine ait 21.04.2010 tarihli sözleşme ve 21.09.2010 tarihli ek protokol ile hesap bakiyesinin daire başı 422 ad.x315=132.930,00 TL olarak kararlaştırılmış, 09.08.2010 tarihli sözleşme ile asıl işvereni … olan Metrokent inşaatındaki elektrik tesisat işlerinin karşı davacı tarafça 625.000,00 TL + KDV bedel karşılığı yapımı üstlenilmiştir. Davacı yüklenici tarafından, davalının işi süresinde sözleşmeye uygun teslim etmediği ve sözleşmeye aykırılıklar nedeniyle cezai şart ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin açılan davada, davalı karşı davacı taşeron tarafından açılan davanın davanın yerinde olmadığı savunularak ödemesi yapılmamış iş bedeli alacağı ve ek işler bedeli ile bunların KDV’sinden oluşan alacakları için karşı dava açılmıştır. Somut olayda; davacı karşı davalı yüklenicinin, taşeronun temerrüde düştüğü iddiası karşısında, davalı karşı davacı taşeron ise işin tamamlanıp teslim edilmesine rağmen hak edişlerin ödenmediği, yapılan işlerin kapsamının değiştirildiği ve bu nedenle teslim süresinin uzadığı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, alınan ve hükme esas yapılan denetime açık karar vermeye yeterli 21/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ve 16.12.2019 tarihli ek raporu kapsamında taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri değerlendirilerek davalının hak ediş bedelinin ve ek iş bedellerinin ödenmediğiden davalının temerrüdünden bahsedilemeyeceği, teslimin gecikmesinin davalının kusuru olmadan iş artışı ve değişikliklerinden kaynaklandığı, bu nedenle gecikme cezasının talep edilemeyeceği; sözleşme gereği ifaya eklenen cezai şartın istenilebilmesi için davacı tarafından karşı davacıya ihtar yapılması gerektiği, davacı tarafından davalıya bu talepler yönünden ihtar bulunulmadığından talep edilemeyeceği; iş bittikten sonra davacı tarafın cezai şart talebinin TMK nın 2.maddesi uyarınca dürüstlük kuralına uygun olmadığı; davalı temerrüdü söz konusu olmadığına göre manevi tazminat hakkı doğurmayacağı; davacının eksik iş bedeli ve işin tamamlanması için 3.şahsa ödediği bedelleri davalı karşı davacıdan talep hakkı bulunduğu bu miktarın eksik iş bedeli olarak 40.000,00 TL, ayıplı iş bedeli olarak 17.775,00 TL olmak üzere toplam 57.775,00 TL olduğu; taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız 21.09.2010 tarihli ek protokol ile dava konusu olmayan önceki 21.04.2010 tarihli sözleşme bakiyesinin 132.930,00 TL olarak kararlaştırıldığı; asıl işveren … tarafından yapılan değişiklik nedeniyle davalı karşı davacı tarafından 21.804,00 TL nin ve davalı tarafça yapılmış olmasına rağmen hak edişe bağlanmayan veya bağlanmış olmasına rağmen ödenmeyen alacağın 132.000,00 TL olmak üzere toplam alacağın 153.804.00 TL olduğu; karşı davacının talebinin ıslah ile 132.000,00 TL olarak belirlendiği; davalı karşı davacı tarafça sözleşmenin 4/son ve 8. maddesi hükmüne aykırı olarak iş değişikliklerinin yazılı onay alınmadan gerçekleştirilmiş ise de yapılan ek işlerin davacı tarafından kullanılmış olduğundan iş değişikliğinin işveren tarafından zımnen onaylanmış olduğunun kabul edileceği gibi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca da bedelinin talep edilebileceği,; mahkemece hükmedilen alacak üzerinden HMK düzenlemeleri ve tarife uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış olup, mahkemece bu doğrultuda rapor esas alınarak verilen mahkeme kararı usul ve yasaya, açıklanan gerekçe ve gerektirici sebeplere uygun olup davacı vekilinin ve karşı davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, yerel mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2020 tarih ve 2014/599 esas, 2020/295 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı-karşı davalıdan asıl davada alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90-TL istinaf karar harcının davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı-karşı davalıdan karşı davada alınması gereken 9.016,92 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.254,23 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.762,69 TL istinaf karar harcının davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davalı-karşı davacıdan asıl dava için alınması gereken 3.946,61 TL istinaf karar harcından davalı-karşı davacı tarafça peşin olarak yatırılan 986,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.959,96 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesinde duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.